Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2022/501 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/522 Esas
KARAR NO :2022/501

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/10/2020
KARAR TARİHİ:29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; İspanyada yerleşik
dava dışı … (…) davacı …’ dan 26.05.2020 tarihinde medikal ürün gönderimi konusunda 52 milyon nitril eldiven gönderimi ile ilgili bir sözleşeme yapıldığını, davacının sözleşme kapsamındaki ürünleri tedarik amacı ile … ve … ‘un tek pay sahibi olduğu davalı … ile iletişime geçildiği ve … tarafından sipariş edilen 52 milyon nitril eldiven tedariki ile ilgili bir anlaşma yapıldığını, anlaşma kapsamında 28.05.2020 tarihinde 1.700.000,00 TL, 04.06.2020 tarihinde 5.000,000,00 TL, 05.06.2020 tarihinde “ nitril eldiven ödemesi” açıklaması ile 6.000,000,00 TL, 08.06.2020 tarihinde “ nitril eldiven İspanya aircargo navlun ödemesi” açıklaması ile 1.750.000,00 TL olmak üzere toplam 14.450.920,00 TL ödeme yaptığını, davalı … tarafından ne …’ a neden …’ ye herhangi bir mal gönderimi yapılmadığını, …’ un tek pay sahibi … başta olmak üzere … müdürleri, çalışanları ve aracı olan bazı kişiler hakkında 24.06.2020 tarihinde dolandırıcılık suçu nedeni ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … Soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bu süreçte … ve …’a 17.08.2020 tarihinde … 19. Noterliğinin … yev. numarası ile ihtarname gönderildiğini, davalıların borcu ifa etmemesi nedeni ile temerrüde düştükleri 14.450.920,00 TL nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile davacıya ödenmesi gerektiğini, davalıların kötü niyetli hareketleri nedeni ile … tarafından davacı aleyhine gerek Türkiye’de gerekse İspanya’da hukuki süreç başlatıldığını, bu kapsamda … alacağının bir kısmı için icra takibi başlatarak, … ve yönetim kurulu başkanı … hakkında 29.06.2020 tarihinde … Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunulduğunu belirterek, davalıların pay sahipleri oldukları şirketlerin iç içe yapısı göz önünde bulundurularak dava konusu alacağın güvence altına alınması amacıyla öncelikle, davalıların şahsi hesaplarına ve malvarlıklarına ihtiyati haciz konulmasına, davalıların tüm malvarlığının UYAP’dan sorgulanarak taşınmaz, araç ve şirket hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, dava değeri tutarında davalıların banka hesaplarına, ortağı olduğu şirketlerdeki kâr payına ve taşınmaz, taşınır her türlü malvarlığı ile üçüncü kişiler nezdindeki alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, davalı …’un pay sahibi olduğu 12 şirketteki hisselerinin devrini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, … ile … arasında organik bir bağ bulunmadığını, davacı tarafın kendi şirketlerini paravan şirket olarak kullanarak müvekkili şirketi dolandırdığını, buna ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma açıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, davacının, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasında bir sözleşme kurulu iddiasında olduğunu, sözleşme konusu malların İspanya’ya teslimi gerektiği, davacının Almanya merkezli bir şirketin iştiraki olması ve ürünlerin iddia olunduğu üzere İspanya’da teslimi göz önünde bulundurulduğunda yabancılık unsuru barındırdığını, bu nedenle İspanya Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, esasa ilişkin olarak da; müvekkil şirket … … Nak.Teks. Tur. İnş. Hırd. Oto. Gıda ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin “…” markası adı altında tüm dünyaya maske üreterek yaptığı iş ile değil Türkiye’de ve tüm dünyada ses getirecek ciddi ve önemli işlere imza atmış saygın bir şirket olduğunu, müvekkilinin ne …’ın Türkiye iştirakından herhangi bir yetkiliyle asla iletişimde olmadığını, bugüne kadar İngiltere’de kayıtlı … … LTD’ nin yetkilisi … ile iletişimde olduklarını, … İstanbul’un yetkilisi … ile …, … … LTD. Şirketi’nin yüzde elli hissedarları olduklarını, … İngiltere yetkilisinin de … olduğunu, … İngiltere ile müvekkili şirket arasında eldiven ve maske alım satımına ilişkin yapılan görüşmelerde, …’ nın istek ve talepleri doğrultusunda hareket edildiğini, dava dışı … İngiltere’nin yetkilisi … … öncelikle 2 milyon maske ve 200.000 kutu eldiven siparişi verdiğini, bu aşamada da
… Türkiye adına 2.000.000 Adet Maske ve 200.000 Kutu için fatura düzenlenmesinin istendiği, bunun üzerine 27.05.2020 tarihinde fatura düzenlendiğini, ancak onun talebi üzerine düzenlenen fatura iptal edildiğini, … İngiltere yetkilisirir 9 Haziran 2020 Tarihinde Lojistik Depolama Nakliye ve Navlun bedelini de içeren yeni bir fatura düzenlenmesini istediği, sonra bu faturanın da iptal edilmesini istediğini, … Türkiye tarafından satış bedelleri gönderildikten sonra 11
Haziran 2020 Tarihinde gönderilen mailde ihracatın … şirketi adına, … adresine yapılmasının istendiğini, müvekkilinin … A.Ş Türkiye’den ürünün ve nakliyenin bedeli gelmiş olduğu için … İngiltere’nin yetkilisinin talimatına göre hareket ederek ürünlerin ihracatını yaptığını, davacının kendi yetkilisinin talimat ve direktiflerine göre hareket eden müvekkili şirketin aldığı ödemelere karşılık hiçbir mal göndermediği ve dolayısıyla davacı şirkete borçlu olduğu iddiası abesle iştigal olduğunu belirterek, öncelikle eksik yatırılan tamamlanmasına, aksi takdirde davanın usulden reddine, yetki itirazımızın kabulü ile, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil vekili asli müdahale dilekçesinde: davaya konu paraların kendilerin ait olduğunu ve davacıya verildiğini, bu nedenle paraların kendilerine verilmesini istediğini bildirerek asli müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce müdahile harç ve avans yatırıp talebini açıklaması için süre verilmiştir.
Davacı vekili duruşmada; “müdahale dilekçesine karşı dilekçemizi sunduk, müdahilin müvekkile karşı davası ile müvekkilin davalıya karşı davası farklı hukuki nedenlere dayanmaktadır, bu nedenle kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili duruşmada; ” müdahale talebinin yersiz olduğunu düşünüyoruz, dava davacı ile davalı arasındaki iddialara dayanmaktadır, müdahile husumet düşmez, bu nedenle kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Müdahil vekili Beyanında; ” Dilekçemizi tekrar ederiz, hem bu davanın dava dilekçesinde hem de …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafça müvekkile teslim yapılmak üzere davalıya sipariş verildiği ve ödeme yapıldığı kabul edilmektedir, biz bunun üzerine bu dosyayı öğrendik ve müdahale talep ettik, mahkeme ara kararı sonrasında eksik harçları tamamlayacağız” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Müdahil vekili 01/04/2021 tarihli dilekçesi ile; “Sayın Mahkemeniz’e 22 Ocak 2021 tarihinde sunduğumuz dilekçe ile, müvekkilimiz … adına, huzurunuzda görülen davaya müdahil olma talebimizi iletmiştik. Ön inceleme duruşmasında “Müdahale talep edenin talep ettiği miktarı ve kimden istediğini belirtip peşin harç ile tarifeye göre gider avansını yatırması hususunda iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde, müdahale talebinin işlemden kaldırılacağının ihtarına” karar verildiğinden işbu dilekçeyi sunmak zaruri olmuştur. Müvekkilimiz adına tarafımızca yapılan değerlendirmeler sonrasında, asli müdahil olmak için yatırılması gereken harç bir hayli yüksek olduğundan ve dosyanın davalısı ile müvekkilimiz şirket arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığından asli müdahale talebimizi geri çekiyoruz. Ve fakat dosyanın davacısı tarafından da dilekçesinde ikrar edildiği üzere, davacı tarafından davalıya ödenen para müvekkilimizden alınmıştır. Hal böyle iken, zarara uğrayan nihai kişi bizim müvekkilimiz olmasına rağmen, davalı ile müvekkil şirket arasındaki doğrudan ticari ilişki yokluğu olası bir alacak davasının reddi ihtimalini doğurmaktadır. Müvekkilimizin zarar etmemesi amacıyla, asli müdahil olmak yerine, davacının yanında feri müdahil olarak davaya taraf olma niyetimizi Sayın Mahkemeniz’e bir kez daha sunar, kabulünü arz ederiz. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Müdahilin, peşin harcı ve gider avansını yatırmadığı görülmesi üzerine süre verilmiş ancak davacı yanında feri müdahil olarak davaya katılmak istediğini bildirmiştir.
Feri müdahale talebi mahkememizce kabul edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının örneği celbedilip incelenmiş, incelenmesinde, müdahilin davacımıza ödediği paranın iadesi için yaptığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası olduğu görülmüştür.
Dosyamız bilirkişiye verilerek kök ve ek rapor alınmış sunulan raporlarda; “Dava dışı … … Ltd.’nin, İngiltere’ de kurulu bir tüzel kişi şirket olduğu, davacı … … İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin Türkiye’de kurulu tüzel kişi şirket olduğu, davalının iddialarında yer alan ihracatın davalı ile dava dışı … … Ltd. şirketine yapıldığı, her iki şirketin ortağının aynı kişi olmasına rağmen iki ayrı tüzel kişilik olduğu, kök raporda da belirtildiği üzere davalının dava dosyasına ve incelemede sunduğu gümrük belgeleri ile faturaların göndericinin dava dışı …Dan. Ve Tic. Ltd. Şti, alıcının dava dışı … OK Ltd. şirketi olduğu, sevk edilen emtianın maske olduğu, dolayısı ile dava konusu nitril eldivenler ile ilgili olmadığı,
davalının dava tarihinden sonra davacı adına düzenlediği 18.06.2021 tarih 2.000.000 adet maske 1.851.851,86 TL ve Lojistik, depolama, Nakliye, Navlun Bedeli 1.271.186,44 TL olmak üzere + KDV toplam 3.500.000,00 Tutarında
faturanın VUK’nın 231/5 maddesinde belirtilen sürede dönemsel olarak düzenlenmediği tespit edilerek, ay ve yıl atladığı, davalının fatura muhteviyatı emtiaları davacıya teslim ettiğine dair herhangi bir irsaliye sunmadığından kök raporda fatura açıklamasına konu fatura bedelini hakkedecek bir hizmetin olmadığı, faturanın maske satımı ile ilgili olduğu, dava konusu emtianın nitril eldiven olduğu, faturanın dava konusu ile ilgili olmadığı, davalının itirazları doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda kök rapordaki Gümrük Mevzuatı Yönünden Değerlendirmeler ve kanaatlerde değişiklik yapmaya gerek olmadığı, davacının itirazları doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda kök rapordaki “davalı …’un TTK m. 209’dan kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığı ve davalı …’un davalı şirketin de dahil olduğu bir topluluğun hâkimi olması ve bağlı şirkete tek ortak olarak borçlanmış olması dışında, tüzel kişiliğin ve sınırlı sorumluluğun yok sayılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı” yönündeki kanaatlerde değişiklik yapmaya gerek olmadığı, Mahkemenin talimatı doğrultusunda yapılan inceleme soncunda, davacının davalıya ödediği 14.450.920,00 TL tutarın dava tarihindeki karşılığının 1.555.183,44 Euro olduğu, davacının dava tarihi itibarı ile 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca davacıdan 31.477,44 Euro ile asıl alacak olarak toplam 1.586.660,87 Euro talep edebileceği, davacının feri müdahil …’ nun davacı aleyhine açmış olduğu …. İcra Dairesi’ nin … E. sayılı icra dosyasında 9.12.2021 tarihli Dosya hesabına göre hesap tarihi itibarı ile asıl alacak haricinde 20.152.560,89 TL ödeme yapması gerekeceği, kapak tarihi itibarı ile ödenecek faiz ve icra masraflarının 1.296.251,38 Euro olacağı, davacının zarar talebine konu olup olmayacağının nihai hukuki değerlendirmesini Mahkemenin takdirinde olduğu” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yurtdışına ihraç edilmek üzere davacı tarafça davalıya verilen eldiven siparişi dolayısıyla ödeme yapıldığı, ancak ürünlerin teslim edilmediği iddiasıyla ödemenin iadesi, uğranılan zarar ve davalı … yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanmak suretiyle sorumlu tutulması talebine ilişkin, müdahale talebinin ise ödemeyi kendisinin davacıya ve davacı tarafından da davalıya yapıldığından bahisle kendi alacakları olduğu gerekçesiyle ödemenin müdahil davacıya verilmesi istemine ilişkindir.
Tarafların sunduğu belgeler ve ihtarname incelenmiş, davacının davalıya üç parça halinde 1.450.920TL nitril eldiven için ödediği, ödemelerin 28 Mayıs -08 Haziran 2020 tarihleri arasında yapıldığı, … 19. Noterliğinin 17/08/2020 tarihli ve … nolu ihtarnamenin davalıya 17/08/2020 tarihinde tebliğ edilerek üç gün içinde iade istendiği ve davalının 21/08/2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Dava sürecinde davalı …’un bir kısım hisselerini başka şahıslara sattığı, davaya konu iş tarihinde tek ortak olduğu ve başka şirketlerinin de olduğu anlaşılmıştır.
Müdahilin, …. İcra Dairesi’ nin … E. sayılı icra dosyasında davacımızdan 1.898.180,56 EURO asıl alacak ve 19.189,83 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.917.370,39 EURO alacak talebinde bulunduğu ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, her iki paranın aynı işe ilişkin tedarik zinciri kapsamında verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacının talep ettiği tazminat miktarı yönünden yapılan hesaplamada, davalıya yapılan ödemeden daha fazla müdahilden para almış olduğu, bu durumda gelir kaybı tazminatı olmayacağı, ancak davalıdan alacağı ile feri müdahile yapacağı ödeme arasındaki fark kadar menfi zararı olacağı, bunun da bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde düzenlenen faiz oranları da nazara alındığında, 1.917.370,39 Euro – 1.586.660,87 Euro = 330.709,52 Euro edeceği, dava tarihindeki kur olan 7,77 Euro/TL üzerinden çarpıldığında davacının zararının 2.569.612,97 TL olacağı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafa tazminat talebi yönünden HMK 107/2. Maddesi uyarınca süre verilmiş ancak talep artırım dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan belgeler, alınan bilirkişi raporları ve dosya örneklerinden anlaşıldığı üzere, davalı …’un tek yetkili ve ortağı olduğu davalı şirketin yönetiminde olduğu, 2020 yılında ortaklar cari hesabının 5.000.000,00TL’ye ulaştığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, bunun da şirketin malvarlığı ile davalı ortağın malvarlığının birbirine karıştırıldığını gösterdiği, davalı …’un müşterilerde güven uyandırarak kişisel ticari itibarını kullanarak sipariş aldığı ve aldığı parayı da iade etmediği gibi malı da teslim etmediği, zamanla şirketteki hisselerinin büyük bir kısmını başkalarına sattığı ve şirketin işyeri adresini değiştirdiği, sonradan dosyaya sunulan belgelerden şirketin faaliyetinin de bittiğinin ileri sürüldüğü, davalının bunun aksini ıspatlar bir belge sunmadığı, dolayısıyla davalı …’un tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak şirketin alacaklısı olan davacıya zarar verdiği kanaatine varılarak davacının davalı … yönünden de davası haklı ve kabul edilebilir görülmüştür.
Davalının nitril eldiven için davacıdan 14.450.920,00TL aldığı ve iade etmediği sunulan belgelerden sabit görülmüştür. Davalının başka bir şirketi ilişkin sunduğu ve maske olan siparişlerle davamızın konusunun farklı olduğu anlaşılmış ve savunmaya itibar edilmemiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve mahkememizce yapılan hesaplamaya göre, davalının eylemi nedeniyle davacının feri müdahile karşı aynı işlemler zinciri kapsamında sorumlu olduğu, davacının davalıdan olan alacağı ile müdahile yapacağı ödeme arasındaki miktarın davacının menfi zararı olduğu, davacının müdahilden aldığı döviz ile ödeyeceği döviz yönünden hesap yapıldığında 330.709,52 Euro karşılığı 2.569.612,97 TL fark olacağı, bu miktar yönünden de davacının talebinin haklı olduğu ancak dava edilen miktarın 100.000,00TL olup bu miktarla sınırlı olarak hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucu oluşan vicdani kanaate göre davacının davasının her iki davalı yönünden kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Davacının davasının KABULÜ ile, 14.450.920,00 TL alacağın 21/08/2021 olan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacının tazminat talebinin KABULÜ ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kabul edilen dava değeri olan 14.550.920,00 TL üzerinden hesaplanan 1.000.804,34 TL harçtan peşin alınan 248.493,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 752.311,00 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye ödenmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 234.134,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 5.022,00 TL yargılama giderinin ve davacı tarafça peşin ödenen 248.493,34 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın açılmasına sebebiyet verilen davalılardan müteselsilen alınarak hazineye ödenmesine,
Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır