Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2021/601 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2021/601
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı yan müvekkili bankadan, … referans numarası ile kredi kullandığını, ancak geri ödemelerini gerçekleştirmediğini, şöyle ki; dava konusu referans numarası … olan kredisi ilişkin olduğunu, davalı borçluya, müvekkili bankadan … müşteri ve … referans numarası ile kredi kartı kullandırıldığını, ancak kredi sözleşmesine aykırı surette kredi geri ödemeleri yapmadığından 07.01.2020 tarihinde kredi hesabı kat edilerek kredi sözleşmesinde bildirmiş olduğu adresine kat ihtarnamesi gönderildiğini, söz konusu ihtarname 18.01.2020 tarihinde teslim edildiğini, ne var ki kredi sözleşmesinde bildirmiş olduğu adresine kat ihtarnamesi gönderilmişse de davalı borçlu süresinde geciken ve birbirini takip eden yapması gereken ödemelerini ihtara uygun süre içerisinde ödemediğini ve neticede temerrüde düştüğünü, açıklanan sebeplerle toplam 29.850,02TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Öncelikle davacının, alacak davasını … Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olmadığı halde dava açtığını, yetkili mahkemenin …nlı Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple yetki itirazlarının kabulü ile davanın usul yönünden reddine karar verilmesi, davacı …Ş.’nin iddia ettiği anapara alacağını kabul etmemekle birlikte, iddia edilen imza anapara faizi ve bu faizin oranına ilişkin itirazlarının devam ettiğini, somut olayda davacı müvekkille sözleşme öncesinde ve sözleşmenin imza altına alınması esnasında anapara faizi ve bu faizin oranı hakkında bilgilendirilmemiş ve müvekkilinin menfaatine aykırı bu şartların içeriğini öğrenme imkanı sağladığını, davacının bilgilendirme ve aydınlatma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini. görüleceği üzere borcun ödenmesi geciktirmeye yönelik bir çaba içerisinde olmadığını, hülasa anapara faizi ve bu faizin oranına ilişkin şartların yazılmamış sayılmasına ve icra-i inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, yukarıda izah edilen hususlar sebebiyle haksız davanın, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde mezkur nedenlerle esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Tarafların uyuşmazlığının tespiti bakımından dosya Bankacı Bilirkişi … ‘ya tevdi edilmiş olup, 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı-alacaklı Bankanın dava tarihi itibariyle talep edeceği kredi kartı alacak tutarı toplamının 26.085,30TL olduğunu, kredi kartı asıl alacak tutarı olan 19.875,82TL’ye dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar BK’nun 120. Maddesine göre 417,55, değişmesi halinde değişen oranlar üzerinden temerrüt faizi talep edebileceğini, ihtamame masrafı olan 249,65TL’na takip tarihinden tahsil tarihine kadar % 9 Yasal Faiz oranları üzerinden faiz talep edebileceği şeklinde görüş bildirmiştir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayın incelenmesinden; taraflar arasındaki bir sureti dosyaya sunulan kredi sözleşmesinin akdedildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan bu sözleşme nedeni ile alacağının bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Davacı, dava dilekçesi ile birlikta kredi sözleşmesinin tamamını dosyaya sunmamış, kredi sözleşmesinin niteliği bu esnada anlaşılamamıştır. Bilirkişi incelemesi sırasında sunulan sözleşme metnini incelenmesinden yanlar arasında imzalanan sözleşmenin tüketici kredisi olduğu anlaşılmıştır. 6502 Sayılı yasal düzenleme incelendiğinde sadece eser, taşıma simsarlık değil aynı zamanda bankacılık ve sigorta sözleşmeleri de dahil olmak üzere bir takım ihtilafların tüketici işlemi kapsamına alındığı görülmektedir. Buna göre mahkememiz uyuşmazlık konusuna bakmakta görevli olmayıp görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre görevli mahkemece nazara alınmasına,
İlişkin davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”