Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/493 E. 2021/219 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/493 Esas
KARAR NO : 2021/219

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili … hakkında aşağıda dökümü sunulu çeke istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından ilgi icra dosyasına konu icra takibine, borca ve ferilerine itiraz edildiğini, müvekkili …’nun takip konusu çekte borçlu olmadığını, müvekkili hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkili …’nun konu icra takibi ve takip dayanağı çek nedeniyle davalı alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, davanın kabulünü, müvekkili şirket hakkında başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin… e. Sayılı dosyası ve icra dosyasına konu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptalini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının davasını kabul etmediklerini, davacının dava açmakta hukuki menfaati olmadığını, davacı icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takip konusu çeklerin her ne kadar şirket adına basılmış ise de, çek üzerinde borçlu kişi kendi ad-soyad ve T.C numarasını yazarak imzaladığını, kıymetli evrağın ön yüzüne atılan imza aval niteliğinde olduğunu, imzalayan kişinin avalist konumunda olduğunu, şirket adına imzaladığına dair emare olmadığını, bu durumda aval veren de aynı borçtan sorumlu oluğunu, açıklanan ve resen görülen sebeplerle açılan davanın reddini, %20 aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile bu dosyaya dayanak teşkil eden kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş, incelenmesinde;…-Reklam-… tarafından …ve …A.Ş. Hakkında 25.000,00 TL asıl alacak, 2.761,64 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere 27.761,64 üzerinden yıllık %9 faizi ile tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Taraf delilleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu edilen kıymetli evrak nedeni ile şirket temsilicisi olduğu anlaşılan davacının bu kıymetli evrak nedeniyle şahsi sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı, davacının çekin üzerine kendi adını, soyadını ve TC Kimlik numarasını yazarak imzaladığını, çekin ön yüzüne atılan imzanın aval hükmünde olduğunu ve keşideci şirket ile birlikte davacının da şahsi sorumluluğu bulunduğu iddia ve savunmasında bulunmuştur.
“TTK’nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi tanzim edenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 678. maddesi gereğince şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır.
Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup, birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, senedin ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir (HGK.nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı). Ancak her iki imzanın şirket kaşesi üzerine atılması halinde bu imzaların tamamının keşideci şirketi temsilen atıldığının kabulü gerekir. “( Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22/02/2018 tarih 2017/1774 Esas, 2018/339 Karar sayılı ilamı)
Yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının kıymetli evrak üzerindeki imzasından aval veren sıfatı ile sorumlu olabilmesi için keşidece sıfatının dışında, ayrı bir yere ikinci imzası ile kıymetli evrakı imzalaması gerekmektedir. Bir sureti dosya kapsamında bulunan ticaret sicil gazetesinin incelenmesinde davacının, dava dışı şirketin yetkilisi olduğu, buna göre imzanın şirket adına temsilcisi sıfatı ile atıldığı sabittir. Açıklanan nedenlerle davalı savunmasındaki aval hükümlerinin dava konusu kıymetli evrak için uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Buna göre davacının bu kıymetli evrak nedeni ile sorumluluğuna gidilmesine yasa cevaz vermemektedir. İzah edilen nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Öte yandan bir davada kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için isteyen tarafından karşı yanın kötü niyetinin açıkça ispat edilmesi gerekmektedir. Davanın kabulüne veya reddine karar verilmesi kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için yeterli değildir. Belirtilen nedenle taraflarca karşılıklı olarak kötü niyet ispat edilemediğinden davacı ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi ve bu takibe konu keşidecisinin… A.Ş. Lehtarının… – … olduğu 24/04/2019 keşide tarihli 25.000 TL bedelli çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı yönünden başlatılan takibin iptaline,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.732,75 ₺ harçtan peşin alınan 474,10 ₺’nin mahsubu ile bakiye 1.258,65 ₺ harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafın yatırmış olduğu 474,10 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, posta, müzekkere, tebligat masrafından oluşan 1.066,40 TL olmak üzere toplam 1.594,90 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 ₺’nın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde isteyen tarafa iadesine,
9-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 4.080,00 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.16/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”