Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2021/96 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/456 Esas
KARAR NO : 2021/96

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin… ve… yetkili acentesi olarak müşterilerine uçak bileti tedariki hizmeti verdiğini, müvekkilinin verdiği hizmetler ve bu hizmetler için kestiği faturalar neticesinde davalı şirketten toplam 9.962,28 TL alacağının bulunduğunu, müvekkilinin alacağını defalar talep ettiğini davalı şirketin borucunu ödemekten kaçındığını, bu nedenle 18.06.2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin icra takibine itiraz ederek takibi durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu, herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalını yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 08/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin davacı lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 17.06.2020 tarihi itibariyle 9.962,28 TL olduğunu, davalının defterlerini sunmadığını, davalının fatura içeriği hizmetleri almadığına dair açık bir itirazının bulunmadığını, davalının aldığı hizmetin bir kısmının iade ettiği ve kalan kısmını ödediğne dair ispat edici mahiyette bir belge sunmadığını, takip tarihi öncesi işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığını, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davalı tarafça 08/02//2021 tarihli dilekçe ile davalı tarafça davacıya 2.000,00 TL ödendiğini belirtmiştir. Davacı vekili sunduğu 13/01/2021 tarihli dilekçesinde bilirkişi raporunu kabul ettiklerini, raporla alacağın ispatlandığını ifade etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 10/11/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın bilet bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı tarafın hizmetin verilmediğinde ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığı gibi faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 9.962,28 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı vekili sunduğu dilekçede dava tarihinden sonra kısmi ödeme yapıldığını da ifade etmiştir.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2- Alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle takdiren %20 üzerinden hesaplanan 1.992,45 -TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davadan sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında İcra Müdürlüğünce değerlendirilmesine,
4-Alınması gereken 680,52-TL harçtan peşin alınan 170,14-TL harcın mahsubu ile bakiye 510,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 170,14-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 46,50-TL olmak üzere toplam 971,04-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
8-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.