Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/450 E. 2022/203 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/450 Esas
KARAR NO : 2022/203
DAVA : Ortaklığın tespiti ve tescili ile kar payı nedeniyle alacak
DAVA TARİHİ : 23/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/06/2020 tarih, 2018/… E.- 2020/121 K. Sayılı kararı görevsizlikle mahkememize gelmiş, Mahkememizde görülmekte olan Ortaklığın tespiti ve tescili ile kar payı nedeniyle alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacıların murisi … ‘nin … numaralı makbuz ile … A.Ş. ortaklık paylarından hisse alarak hissedar olduğunu, bu belgenin holding yetkililerinden … ve … tarafından imza altına alındığını, 1979 yılında yapılan bu hisse devri ile holding’in 10.000,00 TL’ye karşılık gelen hisselerini muris … ‘ye devrettiğini, devir tarihinden bugüne kadar muris … ‘ye ve mirasçılarına şirket ortağı hissedarı sıfatıyla herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığını, ticaret sicil kayıtlarından şirketin kayden aktif gözüktüğünü, bunun üzerine davalı şirkete … Noterliği’nin 06/12/2017 tarih … yevmiye numaralı ve 05/01/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamelerinin keşide edilerek, şirketin faal olup olmadığı, faal ise ticaret sicili ve vergi numaralarının, miras yoluyla intikal eden ortaklık paylarının bugün itibariyle şirket kayıtları hisseleri oranın bildirilmesinin istendiğini, ancak şirketin ticaret sicildeki adreslerine tebligat yapılamadığını beyanla, murisin ve davacıların şirket ortağı olduklarının tespitine, 1979 yılından itibaren ödenmeyen kar paylarının tespit edilerek şimdilik 5.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar murisi … ‘nin 02/02/2005 tarihinde vefat ettiği, davacılar dışında … isimli mirasçısının da olduğu tespit edilmiş, davacıya tüm mirasçıların davada yer almasının temini veya terekeye temsilci tayini konusunda süre ve yetki verilmiş, dahili davacı … davaya dahil edilmiştir.
Dahili davacı … duruşmada; kendisinin de davacı olduğunu ve haklarını tespit edilerek ödenmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalıya usulüne dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak cevap vermediği ancak davalı vekili duruşmada; davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Tarafların sunduğu belgeler, özellikle davacıların dayandığı makbuz aslı mahkememize celbedilerek incelenmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince iki adet rapor alınmıştır.
İlk bilirkişi raporunda; “12.06.1933 tarihinde kabul edilen 26.06.1933 tarih ve 2437 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2308 sayılı “ Şirketlerin Müruru Zamana Uğrayan Kupon Tahvilat ve Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkında Kanun” Kanun 1. maddesi özgün ifadesi “ Anonim ve limited şirketleriyle sermayesi eshama ayrılmış komandit şirketlerin komanditerlere ait hisse senetlerinin ve tahvillerinin kanuni mazeret bulunmaksızın beş senelik müruruzamana uğrayan faiz, temettü ve ikramiye gibi menfaatleriyle bu şirketlerin hisse senetleri ve tahvillerinden bedele inkilâp etmiş olanlarının on senelik müruruzamana uğrayan bedelleri Devlete intikal eder.”şeklinde olup … ve mirasçılarının kâr payı haklarının da zamanaşımına uğradığı tespit edilmiştir. Davacıların, … nin mirasçısı olarak devir paylarla ilgili olarak bedelli (nakit) sermaye artırımlarına katılmadığı bu sebeple sermaye payının aynı kaldığı ve kâr paylarından mevzuat gereği herhangi bir alacak hakkı olmadığı” yönünde kanaat ibldirilmiştir.
İkinci bilirkişi raporunda, “Davacıların murisi … adına davalı şirket tarafından 10.000 TL (ETL) ‘lık ortaklık payı belgesi düzenlendiği, dava dilekçesinde belgenin 1979 yılına ait olduğunun ifade edildiği, davalı şirketin 1980 yılındaki sermayesinin toplam 30.000.000 ETL olduğu, davacıların murisi … ‘nin 10.000 adet hissesinin toplam sermayede (10.000/30.000.000) 0,00033 paya karşılık geldiği, sermaye artışları ve 2005 yılında Türk Lirası’ndan sıfır atılması sonrası davalı şirket sermayesinin toplam 200.000 TL olduğu, davacıların murisi … ‘nin (10.000/1000000) 0,01 adet olan hissesinin toplam sermayede (0,01/200.000) 0,00000005 paya karşılık geldiği, Sermaye şirketlerinde, ortaklara ve kâra katılan kimselere kâr payı dağıtımının, geçmiş yıl zararları kapandıktan sonra kalan net dönem kârı veya geçmiş yıl kârları ile serbest yedek akçeler üzerinden yapılmasının mümkün olduğu, ilâve olarak genel kurulda bu yönde karar alınması gerektiği, 2010-2018 döneminde davalı şirket tarafından ortaklarına kar payı dağıtımı yapılmasının mümkün olmadığı, … tarafından gönderilen yazı ekindeki belgelerden davalı şirketin 1984, 1989, 1990, 1991, 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 yılı Genel Kurul toplantılarında kâr payı dağıtımına karar verilmiş olduğu, bu yıllara ait davalı şirket ticari defterlerinin ibraz edilmediği, bu sebeple inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, bahsi geçen yıllarda davacıların murisi … ‘ye kâr payı ödemesi yapıldığına ilişkin dosya içeriğinde herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı,” bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayanması ve itiraz olması nedeniyle, davalı şirketin ticari kayıtları ve defterleri celbedilerek son bilirkişiden mahkememizce ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda; Davacıların talebi doğrultusunda, kar payı dağıtımları ile ilgili tespit ve değerlendirme yapılabilmesinin, ancak ilgili yıllara ait davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi ile mümkün olduğu, dosyadaki Ticaret Sicil Gazetelerine göre; 1984, 1989, 1990, 1991, 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 yıllarında davalı şirket genel kurullarında kar payı dağıtımı kararı alındığı, davalı şirket vekili tarafından 03.11.2021 tarihinde verilen dilekçe ile; inceleme sebebiyle talep edilen belgelerin, TTK ve ilgili vergi mevzuatları gereğince yasal muhafaza süreleri dolduğundan imha edildikleri, bu yüzden defter ve belgelerin ibraz edilemeyeceği yönünde beyanda bulunulduğu, ibraz edilen, 1973-1976 yıllarına ait Ortaklar Pay defterlerinin incelendiği, defterlerde davacıların murisi … ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı, dava dosyasına ibraz edilen ortaklık belgesi üzerinde tarih belirtilmediği, dava dilekçesinde ise belgenin 1979 yılına ait olduğunun ifade edildiği, sermaye artışlarının olmadığı varsayıldığında; davacılar murisinin toplam sermayedeki payının 0,00033 olacağı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların murisi … tarafından para ödeme makbuzu karşılığında davalı şirkete ortak olarak girdiğini tespiti ile, hisse devrinden bugüne kadar ödenmesi gereken kar payının, devir tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacıların sunduğu makbuzun, bir hisse devir sözleşmesi veya sermaye taahhüdü olmadığı, makbuzu imzalayanlar tarafından seçenekli imkan tanıma taahhüdünde bulunduğu ancak pay defterine kayıt yapılmadığı gibi, davacılar murisinin pay defterine kayıt yapılmasını talep ettiğinde dair bir başvuru belgesinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacıların dayandığı tarihsiz makbuz ve 2017-2018 yılında çekilmiş ihtarlar dışında bir belge sunulmamıştır.
Eski defterlerin saklama süresi dolduğundan bahisle davalı tarafça sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesine sunulan defterlerde de ortaklık la ilgili davacılar murisi hakkında bir kayıt tespit edilmediği anlaşılmıştır.
Davacıların dayandığı makbuzda ise aynen aşağıdaki gibidir.
Sunulan bu makbuzun bir hisse devir sözleşmesi olmadığı gibi, … A.Ş’den pay verileceği, bu istenmediğinde ise … A.Ş ortağı olmaya devam edileceğinin yazılı olduğu, imzalayanların … A.Ş ünvanı altında imzaladığı anlaşılmaktadır.
Herkes, iddia ettiği husustan kendi lehine hak çıkarıyorsa, iddiasını ıspatlamakla mükelleftir.
Davacıların … A.Ş ortaklığının devam edeceğine dair bir makbuza dayanılmış ise de, bu makbuzun tarihinin belli olmadığı, payların Muris … tarafından başkasına devir edilip edilmediğinin belli olmadığı, bu güne kadar ortaklıkla ilgili bir işlem yapılmadığı, ortaklığın olduğu ve dava tarihine kadar devam ettiğine dair bir kayıt bulunmadığı, makbuzu imzalayanların … A.Ş ortakları veya yetkilileri olup olmadığının da belli olmadığı, bu haliyle davanın sübuta ermediği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının sübuta ermediğinden REDDİNE,
2-Yeteri kadar harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır