Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/429 E. 2021/279 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/429 Esas
KARAR NO : 2021/279 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 01/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin de dahil olduğu adi ortaklık tarafından Muratpaşa Mahallesi, …Asfaltı, …Pafta,… Parselde kayıtlı taşınmaz üzerine… isimli konut ve … Projesi inşaatı işi üstlenildiğini ve arsa maliki olarak davalılara tesliminin yapıldığını, inşaat sonucu oluşan binada hasılat paylaşımı ve bina yönetimine ilişkin …A.Ş. isimli şirket kurulduğunu ve müvekkili şirketin de bu şirketin %15,6 hissesine sahip olduğunu, müvekkili şirketin ticari olarak zor duruma düşmesi nedeniyle borçların ödenebilmesi için … hisselerinin davalılara devri için görüşmeler yapıldığını, ayrıca müvekkili şirketin dava dışı 3. kişi …’a olan 229.820 USD tutarındaki borcunun da söz konusu hisse devir bedelinden düşülerek davalılarca ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını ve buna ilişkin 30/01/2018 tarihli Alacağın Devri sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket ile 3. kişi … arasındaki protokolde müvekkili şirketin borcunun 601.759,00 USD olduğu hususunda mutabık kalındığını ve müvekkili şirket tarafından …’ın kızına iki adet taşınmaz devri yapılarak taşınmaz bedellerinin borçtan düşüldüğünü, bakiye 229.820 USD tutarındaki borcun ise 30/01/2018 tarihli alacağın devri sözleşmesi uyarınca davalılar tarafından …a ödenmesi hususunda anlaşıldığını, taraflarına ödemenin yapılmış olduğunun söylenmesine rağmen herhangi bir ödeme belgesi gönderilmediğini, davalılarca yapılacak ödeme ile müvekkili şirketin …’a olan borçlarının ödenmiş olmasına rağmen …’ın yetkilisi olduğu… A.Ş. lehine keşide edilen 20/01/2018 tarihli protokolde yazılı olan 3 adet çek müvekkili şirkete iade edilmeyerek yazdırıldığını, sonrasında ise İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile müvekkili şirket aleyhine kambiyo takibine girişildiğini, bu takibe karşı İcra Mahkemesine yapılan borca itirazlarının ise davalılarca işbu dava konusu ödeme belgelerinin bulunmaması ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini, davalıların sözleşmeye aykırı fiilleri nedeniyle müvekkili şirketin icra takibine maruz kaldığnıı ve ticari hayatı içerisinde ilk defa çekleri yazdırıldığını, bu nedenle ticari olarak da zor durumda kaldıklarını, bankalar nezdinde sakıncalı şirket konumuna düştüklerine ve müvekkili şirket ve yetkilerine karşı dava ve icra takipleri ile muhatap olunarak çok ciddi zararları oluştuğunu, bu nedenlerle davalılarca 3. kişiye yapılması gereken 229.820 USD tutarındaki ödemenin yapılmaması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000 USD’nin 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işlemiş faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılarca 3. kişiye yapılması gereken ödemenin yapılmaması nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tazminine, karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Gayrimenkul vekilinin 13/10/2020 tarihli cevap dilekçesi ve dava dilekçesinde özetle; davacı Şirketin, ortağı diğer iki yüklenici şirket ile birlikte müvekkile ait olan arazide bir proje geliştirdiğini ve hasılat paylaşımı modelli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatı tamamladığını,… adıyla anılan konut ve dükkan karışık kullanımlı projenin konut bölümü taraflarca paylaşıldığını, çarşı kısmındaki dükkanlar ise ortak mülkiyetli olarak kullanıldığını, elde edilen kira gelirlerinin paylaşıldığını, ancak, inşaatın sonlarına doğru, davacı şirketin mali zorluk içerisine girdiğini ve başta iskanın alınması olmak üzere birçok yükümlülüklerini geç yerine getirdiğini, davacı, paylı müikiyetli olarak işletilen çarşı bölümündeki yükümlülüklerini de yerine getiremediğini, anılan çarşının işletilmesi için kurulan … A.Ş.’nin yönetiminde de sorunların baş gösterdiğini, dava dışı …ile davacı arasında ise tamamen farklı bir inşaat projesi nedeniyle ihtilaf çıktığını, …şirketinin davacıdan olan alacaklarının teminatı olarak Davacıya ait … çarşısındaki mülkler üzerine (paylı mülkiyet payları üzerine) ipotek tesis ettiğini, …ın alacağını tahsil için başlatmış olduğu işlemler esnasında kendisi taraflar arasında bir sulh sağlama girişiminde bulunduğunu ve tarafların bir araya geldiğini, yapılan toplantıda hem davacının… Yapısındaki ortaklığının sonlandırılması (hem paylı mülklerinin devir edilmesi hem de şirket hisselerinin devir edilmesi), hem de …ın alacağına kavuşmasının amaçlandığını, bu toplantıda konuşulan konular bir metin haline getirilmiş ve toplantıya katılanlar arasında centilmenlik anlaşması olarak imzalandığını, Metinde düzenlenen konuların çoğu gayrimenkulün aynına ilişkin olduğunu ve metinin şekil yönünden de noksan olduğunu, taraflar her ne kadar bu metnin imzası sonrasında hukuken bağlayıcı bir sözleşme imzalama konusundaki niyetlerini ortaya koymuşsa da bu şekilde bir sözleşmenin maalesef imzalanamadığını, bu nedenle öncelikle müvekkil için bağlayıcılığı olmayan “Alacağın Devri Sözleşmesi” başlıklı metni kabul etmediklerini, bu metnin hukuken sonuç doğurmaya elverişli bir metin olmadığını beyan ettiklerini, “İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Muratpaşa Mahallesi Eski Edirne Asfaltı …Pafta… Parsel Dış Kapı No :.. Bağımsız Bölüm 153’te kayıtlı olan taşınmaz Müvekkil Şirket tarafından 12.02.2018 tarihinde …’a, İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Muratpaşa Mahallesi Eski Edirne Asfaltı … Pafta… Parsel Dış Kapı No :.. Bağımsız Bölüm 184’te kayıtlı olan taşınmaz Müvekkil Şirket tarafından 02.02.2018 tarihinde …a, İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Muratpaşa Mahallesi Eski Edirne Asfaltı…Pafta …Parsel Dış Kapı No :.. Bağımsız Bölüm …’te kayıtlı olan taşınmaz Müvekkil Şirket tarafından 02.02.2018 tarihinde …a, İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Muratpaşa Mahallesi Eski Edirne Asfaltı … Pafta … Parsel Dış Kapı No :.. Bağımsız Bölüm …’te kayıtlı olan taşınmaz Müvekkil Şirket tarafından 12.02.2018 tarihinde …’a, İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Muratpaşa Mahallesi Eski Edirne Asfaltı …Pafta …Parsel Dış Kapı No :.. Bağımsız Bölüm …’te kayıtlı olan taşınmaz Müvekkil Şirket tarafından 02.02.2018 tarihinde …’a” devredildiğini, sözleşmenin 14. Maddesinde belirtildiği üzere, tapu devir işlemlerinin tamamlanması ile iade edileceği Müvekkil Şirket tarafından taahhüt edilmiş olan 07.10.2016 vadeli …numaralı 500.000,00 TL tutarlı çek tapu devir işlemlerinin tamamlanmasının akabinde …çalışanı olan …’a iade edildiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu Müvekkil tarafından Dava Dışı …’a ödenmesi gereken 229.820 USD bedelin neye dayanarak belirlendiği hakkında hiçbir açıklama yapılmadığını, sözleşme başlıklı metinde 229.820 USD ilişkin bedelin müvekkil şirket tarafından Dava Dışı …’a ödeneceğine ilişkin bir hüküm yer almadığını, müvekkilinin böyle bir borcu olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, davacı her ne kadar Müvekkili Şirketin sözleşmeye aykırı hareketinden dolayı maddi zarara uğradığını iddia etmiş olsa da yukarıda detaylıca açıklandığı üzere müvekkil temlik ilişkisinden doğan tüm borçlarını gereği gibi ifa ettiğini, ortaya konulan bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddi gerektiğini, karşı dava dilekçesi; Davacı/Karşı Davalı Şirket ile Müvekkili arasında, Müvekkile ait arsada … Bayrampaşa projesinin yapılması, akabinde mülkiyetinin paylaşılması ve ortak alanların yönetilmesi amacıyla senelerdir süre gelen ticari ilişki bulunduğunu, tüm bu ticari faaliyetler sonucunda Müvekkili Şirketin Davacı/Karşı Davalıdan halen tahsil edemediği alacakları mevcut olduğunu, her ne kadar Davacı/ Karşı Davalı tarafından Müvekkile olan borçları ifa edilmemişse de, bu tarihe kadar Davacının mali zorluk içinde bulunması da göz önüne alınarak iyi niyet gösterildiğini ve dava yoluna başvurulmadığını, ancak müvekkilinin tüm iyi niyetine rağmen, Davacı/Karşı Davalı tarafından Mahkemeniz nezdinde haksız ve hukuka aykırı talepler ileri sürülerek müvekkili şirketi zarara uğratılmaya çalıştıklarını, itirazları saklı kalmak kaydıyla, Davacı/Karşı Davalı ile müvekkili şirket arasındaki hukuki ihtilaf huzurdaki dava ile yargı önüne taşınmış iken, usul ekonomisi de gözetilerek bu iki şirket arasındaki tüm ticari defterlerin ayrıntılı olarak incelenmesini ve müvekkilinin karşı taraftan mevcut tüm alacaklarının tespit edilerek tahsilini işbu karşı davaları ile talep ettiklerini, bu nedenlerle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesini talep ettiklerini, alınacak nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan işbu davanın reddini, karşı davaları bakımından ise, karşı davalarının kabulü ile, müvekkili şirketin tüm alacaklarının tespit edilerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, her iki dava açısından da yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …İnşaat vekilinin 14/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı Şirket, Dava dışı … ile aralarında geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi olduğunu iddia ederek ve bu sözleşmeye dayanarak Müvekkili Şirket’in Dava Dışı …’a ödemesi gerektiği iddia olunan 229.800 USD’nin 2.000 USD’lik kısmı ile 10.000 TL tutarında maddi tazminat bedelinin tahsili talepli işbu davanın açıldığını, davacı şirketin, ortağı diğer iki yüklenici şirket ile birlikte Davalı müvekkile ait olan arazide bir proje geliştirdiğini ve hasılat paylaşımı modelli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatı tamamladığını, …Bayrampaşa adıyla anılan konut ve dükkan karışık kullanımlı projenin konut bölümü taraflarca paylaşıldığını, çarşı kısmındaki dükkanlar ise ortak mülkiyetli olarak kullanıldığını, elde edilen kira gelirlerinin paylaşıldığını, inşaatın sonlarına doğru, davacı şirketin mali zorluk içerisine girdiğini ve başta iskanın alınması olmak üzere birçok yükümlülüklerini geç yerine getirdiğini, davacı, paylı mülkiyetli olarak işletilen çarşı bölümündeki yükümlülüklerini de yerine getiremediğini, dava dışı … ile Davacı arasında ise tamamen farklı bir inşaat projesi nedeniyle ihtilaf çıktığını, davaya esas olarak ibraz edilen sözleşme başlıklı metnin müvekkili için bağlayıcılığını kabul etmediğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan tek yükümlülüğü davacı şirket ile yazılı olarak belirledikleri taşınmazların devrine yönelik olduğunu, müvekkili tarafından tamamlanması gereken tüm tapu devirleri zamanında ve usulüne uygun olarak tamamlandığını, müvekkilinin başkaca borcu olmadığını, müvekkili tarafından Dava Dışı …’a ödenmesi gereken herhangi bir bedel bulunmadığını, imzalanmış metinde de 229.820 USD bedelin Müvekkili Şirket tarafından ödeneceğine ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığını, davalı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 20.01.2018 tarihli protokolle Müvekkili Şirketin herhangi bir ilgisi bulunmadığını, anılan protokol incelendiğinde de protokol Dava Dışı … A.Ş. ile Sistem İnşaat arasında akdedildiğinin görüleceğini, müvekkili Şirket bu protokolün tarafı olmadığını, davacı Şirket, anılan protokolde belirtilmiş olan …A.Ş. adına keşiden edilen 3 adet çekin Müvekkili Şirket tarafından ödenmesi gerektiği halde ödenmediğini ve bu nedenle çeklerin yazıldığını, çeklerin yazılması dolayısıyla … İnşaatın maddi zarara uğradığı iddiaları ile Müvekkil Şirketten 10.000 – TL tazminat talep ettiğini, ancak taraflar arasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu olan 3 adet çekin Müvekkili Şirket tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin hiçbir sözleşme akdedilmediğini, davacı her ne kadar Müvekkili Şirketin sözleşmeye aykırı hareketinden dolayı maddi zarara uğradığını iddia etmiş olsa da yukarıda detaylıca açıklandığı üzere müvekkilinin tüm borçlarını gereği gibi ifa ettiğini, bu nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan işbu davanın reddini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
-İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas Sayılı dosyası aslı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 3. Kişiye yapılması gereken bakiye tutarın ödenmesi ve davacı şirketin uğramış olduğu maddi zararın tazminine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin dava dışı 3. kişi …’a olan 229.820 USD tutarındaki borcunun hisse devir bedelinden düşülerek davalılarca ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı ve buna ilişkin 30/01/2018 tarihli Alacağın Devri sözleşmesi imzalandığı, davacı şirket ile 3. kişi …arasındaki protokolde davacının borcunun 601.759,00 USD olduğu hususunda mutabık kalındığı ve davacı tarafından …’ın kızına iki adet taşınmaz devri yapılarak taşınmaz bedellerinin borçtan düşüldüğü, bakiye 229.820 USD tutarındaki borcun ise 30/01/2018 tarihli alacağın devri sözleşmesi uyarınca davalılar tarafından…’a ödenmesi hususunda anlaşıldığı, taraflarına ödemenin yapılmış olduğunun söylenmesine rağmen herhangi bir ödeme belgesi gönderilmediği talebiyle iş bu davayı açtığı, yapılan inceleme neticesinde, davalılar tarafından dava dışı …’a 08/02/2018 tarihinde ödeme yapıldığı, davacının ilgili ödeme belgelerini davalıdan istediğine dair dosya kapsamında herhangi bir belgeye rastlanılmadığından davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacı – karşı davalının açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı – karşı davacının açmış olduğu dava akımından yapılan inceleme neticesinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekilinin 27/09/2019 tarihli dilekçesinde belirttiği Asliye Hukuk Mahkemesine başvurmuş olmanın arabuluculuk dava şartını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı ya da arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanıp tamamlanamayacağı hususudur.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının İncelenmesi başlığını taşıyan 115. Maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli olan şartlardır.
Arabuluculuğa başvuru yapılıp arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığına dair son tutanağın dava açılırken evvel dosyaya ibrazı dava şartı olarak düzenlendiğinden, dava devam ederken bu eksikliğin fark edilmesi neticesinde giderilmesi mümkün değildir. Arabuluculuk sürecinin dava açılmadan önce başlatılması ve tamamlanması gerekir. Arabuluculuk dava şartı noksanının dava derdest iken giderilmesi hukuken ve mantıken mümkün olmamakla HMK’nın 115. Maddesinin 3. Fıkrası kapsamında davacıya dava şartı noksanını gidermek üzere süre verilmesi mümkün değildir.
Bu düzenlemeler ışığında davalının açmış olduğu karşı dava/cevap dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davalının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı – karşı davalının açmış olduğu davanın REDDİNE,
2-) Davalı – karşı davacının açmış olduğu davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
3-)Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 54,40-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 4,90-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
4-)Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-)HMK madde 333 uyarınca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
6-)Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır