Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/425 E. 2021/221 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/425
KARAR NO : 2021/221
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş ile davalı … San.ve Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bunun sonucunda davalı şirketin müvekkili bankadan kredi kullandığını, yapılan sözleşmede diğer davalılar olan … ve … davalı şirketin kefili olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, fakat davalı şirket bankaya olan borcunu ödemediğinden, kredi hesabı borcunun ödenmemesi sebebiyle 15.06.2020 tarihinde hesap kat edilerek toplam borç olan 11,799.52 TL bedelin ödenmesi için tüm borçlulara … Noterliği’nden 09.12.2019 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalı borçluların ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunmadıkları gibi geçen sürede bankaya olan borçlarını da ödemediklerini, iş bu nedenle taraflarca davalı borçlulara karşı … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, fakat borçluların haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve herhangi bir gerekçe göstermeden kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiklerini ve bu nedenle icra takibinin durduğunu, sonuç olarak davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, haksız itirazdan ötürü % 20 inkar tazminatı ile vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kapı kolu imal eden bir şirket olduğunu, Türkiye’de yaşanılan ekonomik krizden müvekkillerinin de etkilendiğini, alacaklarını alamadıkları gibi borçlarını da ödeyemez duruma geldiklerini, davacı alacaklı banka ile görüşerek borçlarını yeniden yapılandırmak istediklerini, ancak davacı bankanın yeniden yapılandırma ile birlikte müvekkillerine kötü niyetli olarak süre vermeyerek icra takibine başvurduğunu, dosyada muacceliyet ve temerrüdün şartlarının oluşmadığını, … ve …’ün kefalet meblağı bu borca karşılık olmadığını, mahkememizce yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde muacceliyet ve temerrüdün koşullarının oluşmadığının anlaşılacağını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, masraflar ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’ne ait 2020/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … A.Ş. tarafından, borçlular …, …, … aleyhine 11.326,87 TL asıl alacak, 113,27 TL işlemiş faiz ve 472,65 TL masraf olmak üzere yekün 11.912,79 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 22/06/2020 tarihinden itibaren yıllık %60 temerrüt faizi ile bunun BSMV’si uygulanmak suretiyle tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlular tarafından takibe itiraz edildiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlışılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davacı banka kredi sözleşmesi ve ekleri dosyamız arasına alınmış; genel kredi sözleşmesinin incelenmesinden davacı ile davalı … arasında en son olarak 19/06/2017 tarihli ve 500.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, diğer davalıların ise sözleşmeyi 500.000,00 TL üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, davalıların ödemede gecikmesi hesabın kat edilerek, … Noterliğinin 09.12.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalılara gönderildiği belirlenmiştir.
Davacının kredi sözleşmesi nedeni ile davalılardan alacaklı olup olmadığı ile bunun miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/12/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın bankacı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, resen görevlendirilen bankacı bilirkişi … 05/02/2021 tarihli raporunda özetle; “…davalı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 19.07.2012 tarihli 120.00000,- TL’lık ve 31.12.2012 tarihli 200.000,00- TL limitli, çerçeve niteliğinde süresiz Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede diğer davalılar … ve …’ün de sözleşme limiti olan 120.000,00- TL ve 200.000,00- TL üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğunu, daha sonra 28.06.2013 tarihinde tarihinde 500.000,00- TL Genel Kredi Sözleşmesi ile , 19.06.2017 tarihinde 500.000,00- TL olmak üzere toplam 1.320.000,00- TL tutarında Genel Kredi Sözleşmelerinin düzenlendiği davalılarında söz konusu sözleşmelerde sözleşme tutarları üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğunun görüldüğünü, anılan sözleşmelerin birbirinin devamı niteliğinde olduğunu, düzenlenen sözleşmeler tahtında davalı şirkete ticari krediler tahsis edilip kullandırılmak suretiyle sonraki bölümlerde açıklanan borcun doğduğunu, 21.06.2020 icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçlu şirketten, kullandırılan nakdi kredilerden dolayı 11.326,87 TL asıl alacak, 49,50 TL işlemiş faiz, 2,47 TL faizlerin %5 BSMV’si ve 472,65 TL ihtar ve takip masraflarının masraflyla birlikte toplam 11.851,50 TL alacaklı olduğunu, davacı bankanın ise 11.326,87 TL asıl alacak, 113,27 TL temerrüt faizi, 113,27 TL ve 472,65 TL ihtar ve takip gideri olmak üzere toplam 11.912,79 TL alacak talebinde bulunduğunu, talebin tespitlerimi aşan kısmının yerinde olmadığı kanaatine varıldığını, diğer davalı/müteselsil kefillerin kefalet limitleri toplam 1.320.000,00 TL olduğundan doğan borçtan sorumlu tutulabilecekleri, temerrüt ve temerrüdün hukuki sonuçlan ve kefillerin sorumluluğu gibi hukuki nitelikteki meselelerin takdirinin Mahkememiz uhdesinde olduğunu, davacı bankanın icra takip tarihinden itibaren tahsiline kadar, 11.326,87 TL asıl alacak üzerinden % 39,33 oranında temerrüt faizi talep edebileceğini, tarafların hukuki nitelikteki taleplerinin değerlendirilmesi ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Mahkememizin takdirleri içinde kaldığını…” mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;davacı ile davalı … arasında en son olarak 19/06/2017 tarihli ve 500.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, diğer davalıların ise sözleşmeyi 500.000,00 TL üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık anılan sözleşme uyarınca davalıların davacıya borçlu olup olmadığı ile bunun miktarı noktasındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir. Bilirkişi raporunun incelenmesinden, davacının asıl alacak ve masraf talebinin yerinde olduğu, faiz ve buna bağlı BSMV yönünden ise aşkın talepte bulunulduğu belirlenmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede bilirkişi hesaplamasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı yanca rapora itirazlarında faiz taleplerinin doğru hesaplandığı iddiasında bulunulmuş ise de 11/03/2021 tarihli celse de faize yönelik yapılan itirazlarından vazgeçilmiştir. Davacı icra takibinde %60,00 oranında temerrüt faizi talebinde bulunmuş ise de bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranı %39,33 olarak tespit edilmekle mahkememizce bu tespit yerinde görülerek takip sonrası temerrüt faizi buna göre belirlenmiştir. Kefillerin kefaletinin incelenmesinden TBK’ nun 589. Maddesinde yazılı şartların tamamına haiz olduğu belirlenmiştir. Tespit edilen tutarın davalılar tarafından ödendiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline,; takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 11.326,86 TL asıl alacak, 49,50 TL takip öncesi işlemiş faiz, 2,47 TL BSMV ve 472,65 TL masraf olmak üzere yekün 11.851,50 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39,33 oranında temerrüt faizi ve bunun BSMV’i uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 2.370,30 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 809,57 TL harçtan peşin alınan 143,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 665,60 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 143,97 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 198,37 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 800,00-TL bilirkişi ücreti, 117,00 -TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 917,00 -TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 911,92-TL nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 7,32-TL sinin davacıdan, 1.312,68-TL sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT 13/3 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 66,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.11/03/2021

Katip …

Hakim …