Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2023/516 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/423 Esas
KARAR NO : 2023/516

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 22.08.2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacı müvekkil ile davalı İntegreen A.Ş. arasında 02.05.2017 tarihli satış pazarlama aracılık ve komisyon sözleşmesi başlıklı sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre taraflar arasında satış bedelinin %2,5 + KDV oranında bir aracılık komisyonu kararlaştırıldığını, davacı, müvekkili tarafından sözleşmede belirtilen ve sözleşmenin 4. Sayfasında yer alan davalı şirketin … proje adlı 1009,80 kWp DC kapasiteli … mevkiinde toplam üç parsel üzerinde (101 ada, 97,98,99 parseller ) kurulu, güneş enerjisi santralinin, üçüncü kişi…Ltd.Şt. ne satışışının yapıldığının, davalı şirketin tasarrufundaki …A.Ş. adlı şirket tarafından üçüncü kişi… Müh.Ltd.Şt.’ne müvekkil şirketin sözleşmeye dayalı aracılık faaliyeti kapsamında satış gerçekleştiğini, sözkonusu aracılık faaliyeti nedeniyle müvekkilinin komisyon ücreti alacağının ödenmesi için 11.11.2019 tarihinde Kayseri …Noterliğinin … y.nolu ihtarnamesi ile talepte bulunulduğunu, ancak gelen cevabi yazıda sözleşmenin süresinin dolduğundan bahisle ödemenin yapılamayacağının bildirildiği, sözleşmenin geçerli olduğu, satışa aracılık ettikleri ve sözleşmenin fiilen devam ettiği, bu nedenle aracılık komisyonuna hak kazanıldığı beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkili şirketin aracılık ücreti ve komisyon alacağının şimdilik 30.000,00 TL’sinin 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19.10.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında süreli bir satış, pazarlama, aracılık ve komisyon sözleşmesi akdedildiğini, 12 ay süreli işbu sözleşmenin 12.05.2018 tarihinde dolduğunu ve sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, süre yönünden belirlenen açık hükme rağmen sözleşmenin devam ettiğinin iddia edilemeyeceğini, 13.02.2018 tarihli satış sözleşmesinin satış bedeli 12 ay içinde tahsil edilemediği ve satış gerçekleşmediği için aracılık sözleşmesinin hükümsüz kaldığını, 29.03.2019 tarihinde dava dışı… Ltd. Şti. İle yeniden sözleşme imzalanmasına rağmen sözleşmede kararlaştırılan edimler 10 gün içinde ifa edilmediği için davacının aracılık ücretine hak kazanamadığını, davacının 29.03.2019 tarihinden sonra aracılık işlemine devam ettiğini gösterir bir delil bulunmadığından, 06.05.2019 tarihli Ek Protokol sonucunda gerçekleşmiş 07.05.2019 tarihli noter tasdikli devir sözleşmesinden dolayı davacının komisyona hak kazanmasının mümkün olmadığını, 07.05.2019 tarihli satış sözleşmesi davacının aracılık faaliyeti ve çabası sonucunda oluşmadığını, zira Satış Pazarlama Aracılık ve Komisyon Sözleşmesinin 02.05.2018 tarihinde son bulduğunu beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı taraf üzereine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar akdedilen simsarlık sözlemesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş; davacı tarafından Üçüncü kişi… ile ile yapılmış olan 13.02.2018 tarihli satış ve devir sözleşmesi başlıklı sözleşme, 29.03.2019 tarihli …A.Ş. ile …Mimarlık arasındaki…Sözleşmesi başlıklı sözleşme, Kayseri …Noterliğinin 11.11.2019 tarih ve…y. nolu ihtarnamesi, davalı tarafın 21.11.2019 tarihli cevabi ihtarnamesi, davalı şirkete ait …Enerji A.Ş. tarafından alıcı…Ltd.Şt.ye düzenlenmiş olan faturalar,… Enerji A.Ş.nin hesabına …iban nolu hesabına yapılan kaparo ödemesi dekontları, Alıcı… Ltd.Şt. tarafından … Enerji A.Ş. ye düzenlenen çekler, davacı müvekkili şirket yetkilisi ile davalı şirket temsilcisi ve şirket müdürü arasındaki mail yazışmaları, üçüncü kişi ile olan mail yazışmaları dosyaya sunulmuştur.
…Dağıtım A.Ş.’ye müzekkere yazılarak dava dışı… Ltd. Şti.’nin tesisi ne zaman devraldığının tespitine yönelik olarak bildirimin yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi tarihte yapıldığı sorulmuş, verilen yanıt dosyamız arasına alınmıştır.
… Müdürlüğü’nden “Kahramanmaraş İli, … İlçesi, … ada.., … ve … parselin tapu kayıtları celp edilmiştir.
… Ticaret ve Sanayi Odasına ve…Ticaret Odası Başkanlığına müzekkere yazılarak satış, pazarlama, aracılık ve komisyon sözleşmesinden kaynaklı komisyon emsal ücretinin ne kadar olduğu sorulmuş, verilen yanıtlar dosyamıza kazandırılmıştır.
Mahkememizin 08/04/2021 tarihli duruşması 3 nolu ara kararı gereğince davacı tanıkları … ve …’ beyanları talimat mahkemesi aracılığı ile alınmıştır.
Davalı başlangıçta tanık bildirmişse de sonradan tanık dinletme talebinden vazgeçmiş, tanık …’ in dinlenilmesi ara kararından davacı muvafakati bulunduğu da dikkate alınarak rücu edilmiş, tanık …’ e ise davalı tarafından bildirilen adreslerde tanığa ulaşılamaması nedeni ile davalı vazgeçmesi ve 6100 Sayılı HMK’ nın HMK’ nın 240 ve devamı maddeleri gereği vazgeçilmiştir.
Taraflara arasındaki uyuşmazlığın tespiti bakımından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 30/06/2021 tarihli raporunda özetle;”…Taraflar arasında 02.05.2017 tarihinde akdedilen Satış Pazarlama Aracılık ve Komisyon Sözleşmesi’nin Türk Borçlar Kanunu’nun 532-546.maddeleri arasında düzenlenen komisyonculuk hükümlerine tabi olduğu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafın “dolaylı temsil yetkisi” bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin de mümkün olabileceği, bununla birlikte ücret hususundaki sözleşme maddelerine dayanarak taraflar arasındaki sözleşmenin “komisyonculuk sözleşmesi” olarak yorumlanmasının daha isabetli olacağı, taraflar arasında hangi türde bir sözleşme yapıldığı kabul edilirse edilsin, uyuşmazlığın temelinde sözleşme süresi hususunda yaşanan ihtilafın geldiği ve sözleşmenin 6.maddesine göre sözleşmenin 12 ay süreyle geçerli olduğu, buna göre 02.05.2017 tarihinde akdedilen sözleşmesinin 02.05.2018 tarihinde sona erdiği, bununla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin süresi sona ermiş dahi olsa, sürenin geçmesinden sonra yapılan mail yazışmalarının ya bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiği ya da davacı tarafın bilgisi dahilinde yapıldığı, bu nedenle de sözleşme süresi bitmiş dahi olsa, tarafların bu sözleşmenin ayakta kalmasına yönelik zımni bir irade ortaya koydukları ve davacı tarafın aracılık faaliyet ve çalışmalarına devam ettiği, davalının da bu faaliyet ve çalışmaları talep ettiği kanaatine varıldığı, yazışmaların yapıldığı mail adreslerinin, sözleşmenin “Potansiyel Yatırımcıların Bildirilmesi” başlıklı 8.maddesinin son paragrafında yer alan davacı ve davalı tarafın mail adresleri olduğunun tespit edildiği ve yukarıda ifade edilen yazışmaların genellikle bu mail adresleri arasında ve/veya bilgisi dahilinde gerçekleştiği, satış ve devir işleminin gerçekleşmesi ve ücretin ödenmesi sebebiyle, sözleşmenin ücret başlıklı 2.maddesi gereğince davacı tarafın satış bedeli üzerinden %2,5 + KDV oranında bir ücrete hak kazandığı…” Şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizin 17/11/2022 tarihli duruşması 1 nolu ara kararı gereğince bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 29/01/2023 tarihli ek raporunda özetle;”…Taraflar arasında komisyonculuk sözleşmesi bulunduğu yönündeki kanaatimizi değiştirmeye yer olmadığı, sayın mahkemenin talimatları doğrultusunda, …, …Tapu Müdürlüğü’nden gelen yazılar ile dosyada yer alan ödeme bilgileri/faturalardan hareketle, daha önce de ifade edildiği üzere,…Enerji A.Ş. İle… Ltd.Şti. Arasında devir işleminin yapıldığı, tapu devrinin gerçekleştirildiği ve elektrik dağıtımı için dava dışı … ile sözleşme imzalandığı, bu nedenle, kök raporumuzda da belirttiğimiz üzere satış ve devir işlemin gerçekleştiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, söz konusu devir işlemine davacının aracılık ettiği ve komisyon ücretine hak kazandığı yönündeki kök raporumuzda yer alan kanaatimizde bir değişiklik olmadığı, detayları yukarıda açıklandığı üzere; I.Hesaplamaya göre davacının 126.220,50 TL + KDV, II.Hesaplamaya göre davacının 135.566 TL + KDV komisyon alacağına hak kazandığı, taraflar arasında akdedilen aracılık sözleşmesinin 2.3 maddesine göre gecikme durumunda aylık %1 faiz işletileceğinin kabul edildiği ve davalı tarafın 11/11/2019 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, Şayet I.Hesap kabul edilirse, 126.220,50 TL + KDV’lik bedele 11/11/2019 ‘dan davanın açıldığı 29/08/2020 tarihine kadar 11.359,85 TL faiz işletileceği, 11/11/2019 ‘dan iş bu raporun yazıldığı 29/01/2023 tarihine kadar 47.963,79 TL faiz işletileceği, Şayet II.Hesap kabul edilirse; 135.566 TL + KDV’lik bedele 11/11/2019 ‘dan davanın açıldığı 29/08/2020 tarihine kadar 12.200,94 TL faiz işletileceği, 11/11/2019 ‘dan iş bu raporun yazıldığı 29/01/2023 tarihine kadar 51.515,08 TL faiz işletileceği…” Şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Davacı vekili 31/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 30.000,00-TL olan talebini toplam 96.220,50 TL artırarak 126.222,50-TL’ ye çıkarmıştır.
Davalı 26/06/2023 tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesi ile başta zamanaşımı definde bulunmakla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında bir örneği dosyaya sunulan 02/05/2017 tarihli “Satış Pazarlama Aracılık ve Komisyon Sözleşmesi” nin bağıtlandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının bu sözleşmeye göre davacının, davalı şirketin sahibi K… Enerji A.Ş. Nin dava dışı… Mühendisilik Ltd. Şt.’ ye satışına aracılık edip etmediği, bunun süresi içinde yapılıp yapılmadığı, buna göre ücrete hak kazanıp kazanmadığı ile bunun miktarı hususlarındadır.
Uyuşmazlığın tespitinden ve delilerin toplanmasından sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 30/06/2021 tarihli raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi yahut komisyon sözleşmesi olabileceği, ancak temsil yetkisine göre komisyon sözleşmesi olarak yorumlanmasının daha isabetli olacağı, taraflar arasında sözleşmenin süresinin sona ermesinden sonra da devam eden yazışmaların bulunmasına göre davacının alacağa hak kazandığı belirtilmiştir.
Bir kısım delillerin raporda değerlendirilmemiş olması, ayrıca ücrete hak kazanıldığı belirtilmesine karşın bunun miktarı hususunda hesaplama yapılamamış olması nedenleri göz önünde bulundurularak ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 29/01/2023 tarihli ek raporunda kök rapordaki görüşlerinin devam etmekte olduğunu bildirmiş ve iptal edilen faturaya istinaden seçenekli olarak hesap yapmıştır.
Tellallık (simsarlık) sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404-409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir:
a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. O (simsar), iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır.
b) Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir.
c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 gün, 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki simsarlık sözleşmesini imzalayan kişinin malik olmak zorunluluğu yoktur. Sözleşmenin geçerlilik şartı yazılı olarak yapılmış olmasıdır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 12/12/2022 tarih 2022/7407 Esas, 2022/9353 Karar sayılı ilamı)
Komisyon Sözleşmesi ise aynı kanunun ” alım satım komisyonculuğu”( TBK m.532) ve diğer komisyon işleri (TBK m.546) ayrımına tabi tutularak düzenlenmiştir.
Sözleşmenin iki tarafında da komisyoncu kendi adına fakat vekalet veren hesabına iş yapar. Bu sözleşmede de vekalet veren olduğuna göre ve komisyoncu vekalet veren hesabına hareket ettiğine göre burada bir vekalet ilişkisi söz konusudur. Nitekim TTK m532/f2″ Bu bölümdeki hükümler saklı kalmak üzere, komisyon sözleşmesine vekalet hükümleri uygulanır.” hükmüne yer vermiştir.
Komisyoncu kıymetli evrak ve taşınırların sadece alım veya satımı işlerini yapabilir.
Simsarlık Sözleşmesinde simsar, sözleşme yapmaz. Sözleşmenin taraflarını bir araya getirir, onların sözleşme yapmasının hazırlık çalışmalarını tamamlar veya sözleşme yapmalarına aracılık eder.
Nihayet her iki sözleşmenin konuları farklıdır. Simsarlık sözleşmesinin konusuna ilişkin yasada bir sınırlandırma getirilmemiştir. Sözleşmenin konusunu taşınmazlar da oluşturabilir. Bu durumda yazılı şekilde yapılması gerekir. Komisyon sözleşmesinin konusu ise sınırlıdır. Buraya sadece kıymetli evrak ve taşınır alım ve satımı girebilir. Taşınmazlar komisyon sözleşmesinin konusunu oluşturamaz.( Prof. Dr. Ahmet M. KILIÇOĞLU, Borçlar Hukuku Özel Hükümler 4. Baskı s579 ve devamı ile 601 ve devamı)
Bu bilgiler ışığında bilirkişi raporunda geçtiği gibi taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon sözleşmesi olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olduğuna tereddüt bulunmamaktadır. Bu bakımdan davalı itirazları yerindedir.
Simsarlık sözleşmesi çerçevesinde yapılan değerlendirmede; davacı ile davalı arasında yukarıda belirtilen sözleşme bağıtlanmış, sözleşmenin 1. Maddesine göre konusu “Şirketin sahibi olduğu santrallerin veya şirketin hisselerinin kısmen veya tamamen potansiyel yatırımcılara satışı konusunda aracının yetkilendirilmesi ve satışı durumunda aracıya ödenecek ücretler ile aracının yaptığı satış faaliyetleri sözleşmenin konusudur.
2. Maddesine göre toplam satış bedelinin %2,5+KDV oranındaki aracılık ve komisyon bedeli fatura karşılığında proje sahibi tarafından aracıya ödenir.
2.2 Aracılık ve Komisyon bedelinin ödenmesi satış bedelinin tamamının tahsilatına bağlıdır. Proje sahibi tahsilatı başka bir şirketine veya başka bir kimse ya da kuruma yaptırsa dahi santral veya şirket hisseleri aracı tarafından yatırımcıya satılması durumunda yukarıda belirtilen aracılık ve komisyon ücreti müteselsilen ödenecektir.
2.3 ….Aracı bu tarz satış ve hisse devirlerinden dolayı aracılık ve komisyon ücreti veya başkaca ad altında bedel ödenmesini talep edemez. Aracı, satış ve hisse devrinin kendisinin vasıtasıyla gerçekleştiğini proje sahibinin onayladığı yazılı belge ile ispatlaması zaruridir.
Ödemeler tahsilata bağlıdır. Santral veya şirketin hisse satış bedeli tahsil edilmesinden itibaren en geç 7 iş günü içinde, proje sahibi tarafından aracıya aracılık ve komisyon bedellerinin ödenmesi zorunludur. Aksi halde hak edilen fatura edelin aracılık ve komisyon ücreti bedeline aylık %1 oranında gecikme faizi işletilir.
6. Madde ise sözleşme 12 ay süre ile geçerledir.12 ay içinde satış yapılamaz ise veya proje sahibinin santralleri kendisinin veya başkaca kanallar kullanarak satması durumunda sözleşme kendiliğinden ortadan kalkar.
Dosyaya sunulan 29/03/2019 tarihli ” … ve Devir Sözleşmesi” ile davalının, davacı ile davalı arasında akdedilen ve sözleşmenin ekinde yer verilen …A.Ş. Ye ait işletmeyi dava dışı… Müh. Ltd. Şti. Ye satışı konusunda sözleşme akdettiği, … Kaymakamlığı İlçe Tapu Müdürlüğü’ nün 02/02/2021 tarihli müzekkere cevabından da anlaşılacağı üzere 13/05/2019 tarihinde 29/03/2019 tarihli sözleşmeye konu gayrimenkulerin dava dışı şirkete devredildiği görülmüştür.
Devir bedellerinin ödendiği hususunda da taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. O halde çözümlenmesi gereken davacının 12 aylık sözleşme süresinden sonra gerçekleşen devir nedene ile ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktalarındadır.
Dosya kapsamında bulunan ve taraflarca da inkar edilmeyen mail ve whatsapp isimli yazışma programı üzerinden gerçekleştirildiği anlaşılan bir kısım görüşmede, davalı şirketin mail uzantısı ile … .com.tr üzerinden davacı şirket adına … .com.tr hesabı ile davaya konu sözleşme ile kararlaştırılan yerlerin satış ve pazarlama işlerine ilişkin görüşmeler gerçekleştirildiği, mail görüşmelerinin 2019 yılına ait olduğu ve satışa ilişkin sözleşmenin detaylarının sürekli olarak değiştirildiği, whatsapp yazışmalarının da mail içeriklerini desteklediği, whatsapp yazışmalarının bir kısmının 2017 ve 2018 yıllarını da kapsadığı görülmüştür.
Sonuç olarak taraflar arasındaki yazılı sözleşme, sözleşmenin ve altındaki imzanın davalı yanca inkar edilmemesi, bütünlük arz eden yazışmalar, dava dışı şirkete satışı ve devri yapılan taşınmazların davacı ile davalı arasındaki simsarlık sözleşmesine konu yer olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının sözleşme gereği davalı ile dava dışı şirket arasında bir sözleşme yapılması işine aracılık ettiği, bunun sonucu satışın gerçekleştiği, ücretin ödendiği nazara alındığında davacının ücrete hak kazandığının kabulü gerekir.
Davalı, sözleşme süresinin 12 ay olduğu ve bu sürenin dolduğu, taraflarca satış bedeli 12 ay içinde tahsil edilemediğinden sözleşmenin hükümsüz kaldığı, 29/03/2019 tarihli satış sözleşmesinde de satış bedelinin 10 gün içinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, bunun da 10 günlük sürede ödenmediği, davalının verdiği kaparonun yanmaması için davalı şirkete yeni teklif getirdiği, 06/05/2019 tarihli ek protokol ile 29/03/2019 tarihli sözleşmenin yeniden yürürlüğe sokulduğu, davacının bu tarihten sonra aracılık işlerine devam ettiğini gösterir bir delil bulunmadığı, 13/02/2018 tarihli sözleşme 29/03/2019 tarihli sözleşmenin satış bedellerinin farklı olduğu, bunların farklı sözleşmeler olduğu, sonuç olarak davacının ücrete hak kazanmadığı beyan ve iddialarında bulunmuştur.
Davalı iddiları karşısında, davalı adına… …@… .com.tr mali adresi ve whattsapp programı üzerinden davalıya ait satılacak yer ile ilgili olarak sürekli olarak davacı ile iletişime geçilmesi, sözleşme revize durumlarının ve ödenecek ücretlerinin sürekli olarak görüşme konusu edilmesi, her ne kadar davalının söylediği ara döneme ilişkin bir yazışma dosyaya sunulmasa da bunun aradaki dönemde hiçbir görüşmenin yapılmadığı anlamına gelmeyeceği, kaldı ki dava dışı şirketçe kapora adı altındaki ön ödemenin de davalıya ödendiği, dosya kapsamı, yazışmalar ve özellikle talimat yolu ile dinlenen tanıkların verdiği beyanlarda satış ve devir işlemlerinin en baştan itibaren davacı tarafça takip edildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının zımni olarak daha önce akdedilen sözleşmenin devamı yönünde iradesini ortaya koyduğu ve bu doğrultuda hareket ettiği aksinin kabulünün TMK’ nın 2. maddesi ile düzenleme altına alınan dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı 10 gün içinde satış bedelinin ödenmediğini iddia etmişse de bu süre davalı ile dava dışı şirket arasında ileri sürülebilecek olup davacının ücrete hak kazanması için yükümlülüğünün satışa aracılık etmek olduğu ve bunun da gerçekleştirildiği, yanlar arasındaki sözleşmeye göre 3. Kişi… Ltd. Şti. nin davalıya tüm satış bedelini ödediği sabit olduğundan davacının ücrete hak kazandığı anlaşılmıştır.
Yine farklı tarihlerde davalı ile dava dışı şirket arasında sözleşmeler akdedildiği, 29/03/2019 tarihli sözleşmenin ilk önce süresinde ödeme yapılmaması üzerine geçersiz hale geldiği, sonrasında ek protokol ile yürürlüğe sokulduğu, satış bedellerinin değiştiği hususları da yukarıda izah edildiği üzere davalı ile dava dışı şirket arasındadır. Öyle ki bu savunmalar bile aslında davacının üzerine düşen tarafları sözleşme için bir araya getirme ödevini yerine getirdiğini ancak davalı ile dava dışı şirketin anlaşmalarının uzun sürmesi ve sözleşme ile satış bedellerinin sürekli olarak revize edilmesi nedene ile satış ve devrin gerçekleştiğini kanıtlamaktadır.
Bunlardan davacıyı sorumlu tutmak ve ücrete hak kazanmadığını söylemek doğru değildir.
Davalı %2,5 oranında simsarlık bedelinin fahiş olduğu ve bunun indirilmesi gerektiği isteminde bulunmuştur.
Gerçekten de TBK 525 maddesi uyarınca sözleşmede aşırı bir ücret kararlaştırılmışsa, borçlunun istemi üzerine, mahkemece bu ücret hakkaniyete uygun olarak indirilebilir.
Ne var ki sözleşmede belirlenen aracılık bedeli basiretli tacir olan tarafların serbest iradeleri ile belirleyerek kararlaştırdığı ve sözleşmeye bağladığı ücrettir. Öyle ki kararlaştırılan oran alım satım işlemleri için uygulanan mahalli piyasa rayiçlerine de uygun belirlenmiştir. Bunlarla birlikte satşı bedeli, davalının ekonomik durumu ve paranın alım gücü de dikkate alındığında talep edilen aracılık bedelinin fahiş olmadığı değerlendirilmiştir.
Bilirkişi tarafından ek raporda KDV dahil hesap yapılmış ise de davacı tarafça ıslah dilekçesi sunulurken KDV talebe eklenmeden talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı davasını 30.000 TL üzerinden açmış 31/05/2023 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş, eksik harcı ikmal etmiştir.
Davalı, ıslaha karşı beyanlarında ıslah edilen alacağın zamanaşımına uğradığını iddia etmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun 146 ve 147. Maddelerinde alacakların bağlı olduğu zamanaşımı süresi düzenlenmiştir. Anılan yasanın 147. Maddesinde 5 yıllık zamanaşımına tabi alacaklar belirtilmiş ve ticari simsarlık sözleşmesi bu maddenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
Simsarlık Sözleşmesi’ nin düzenlendiği TBK’ nun 520 ve devamı maddelerinde de ayrı bir zamanaşımı süresi belirlenmemiştir.
Davalının, eski kanunda ticari simsarlık sözleşmeleri için 1 yıllık zamanaşımı süresi belirlendiği, yeni kanunda ise bunun düzenlemeye alınmayarak kanun boşluğu oluştuğu yönündeki yaklaşımı doğru görülmemiştir. Zira kanun koyucu eski kanunda buna yermişken yeni düzenlemede bunun kapsam dışı bırakılması unutulduğu değil bilinçli olarak bu yönde bir değişikliğe gittiğini göstermektedir.
Açıklanan düzenlemeler mucibince davalının ıslah edilen kısma yönelik zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Tüm bunlara göre, bilirkişi raporundaki sözleşmenin nitelendirilmesine mahkememizce itibar edilmese de sonuç olarak rapor gibi davacının sözleşme gereği ücrete hak kazandığı, ek raporda da buna ilişkin hesaplama yapıldığı, davacının iptal edilen 2 adet fatura dışlanmak sureti ile hesap yapılan 126.222,50 TL üzerinden talepte bulunduğu, talebine yerinde olduğu ve davacının bu miktarda ücrete hak kazandığı vicdani kanısına varılmıştır.
Davalı, kabul kararı verilmesi halinde ıslah edilen kısma ilişkin ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini savunmuşsa da davacı tarafından davadan önce keşide ve tebliğ edilen ihtarname ile talep edilen tutar kadar davalı temerrüde düşürüldüğünden kararda tüm alacak için temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır.
Sözleşmeye göre taraflar arasında temerrüt halinde aylık %1 faiz ödeneceği karalaştırılmış, davacı davada avans faiz isteminde bulunmuştur. Buna göre talep gibi aylık %1 üzerinden hesaplanacak faizi geçmemek üzere avans faiz uygulanmak suretiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının dava ve ıslah dilekçesindeki gibi kabulü ile; 126.222,50-TL’nin temerrüt tarihi olan 21/11/2019 tarihinden aylık %1 üzerinden hesaplanacak faizi geçmemek üzere avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 8.622,25 TL harçtan peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.109,92-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu 512,33 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu posta ve müzekkere masrafı toplam 1.326,00 TL”nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabulucu ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 19.933,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.
06/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır