Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/404 E. 2022/337 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/404 Esas
KARAR NO : 2022/337
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalıların aralarında … ‘in hisselerine ilişkin devirleri öngören 30.12.2011 tarihli hisse alım sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme uyarınca, davalı …’in dava dışı … firmasındaki %9 hissesini, davalı …’ın ise %4.5 hissesini 2011, 2012, 2013 yıllarında müvekkiline devrettiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin bakiye hisseleri de devir alma yükümlülüğü altında olup davalıların %1 ve %0,5 bakiye hisselerini davalıların talebine bağlı olarak devralacağını, davalıların devir talebi üzerine bakiye hisselerin değerinin 25.04.2017 tarihinde tespit ettirildiğini, ancak taraflar arasında mutabakat sağlanamadığı için davalı … hisse bedellerinin tespiti için … Asliye Ticaret mahkemesi 2017/… E. dosyası , diğer davalı … de …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/… E. dosyası ile dava ikame ettiklerini, davaların henüz sonuçlanmadığını, davalıların sözleşmeye göre hissedarlıklarının devamı süresince ve hissedarlıklarının bitimi tarihinden itibaren 2 yıl müddetle şirkete karşı rekabet etmeme yükümlülüklerinin bulunduğunu, ancak hissedarların bu yükümlülüklerine karşılık dava dışı şirketin faaliyet alanında başka bir şirkette “yönetim kurulu üyeliklerinin” bulunduğunun tespit edildiğini, sözleşmeye göre bunun hisse bedelinin %50 oranında cezai şart ödenmesi nedeni olduğunu, davalıların rekabet yasağına aykırı bu eylemleri nedeniyle müvekkil şirket tarafından davalı …’e ödenen hisse bedelinin %50’si olan 1.350.282,14 TL tutarında cezai şart bedelinin davalı …’den , …’a ödenen hisse bedelinin %50’si olan 679.179,95 TL tutarında cezai şart bedelinin davalı … ‘dan ayrı ayrı tahsilini talep ettiklerini belirterek, şimdilik …’den 100.000,00 TL, …’dan ise 50.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma ile müvekkilleri arasında hisse alım sözleşmesi olduğunu, davacı tarafın müvekkillerinin hisselerini satışa arz ettiği takdirde almayı, müvekkilinin ise 31.12.2014 tarihinden sonra davacı firmaya satın almak istediğini bildirdiği takdirde satmayı karşılıklı taahhüt ettiklerini, müvekkillerinin … Noterliği’nin 11.07.2016 tarihli ve … yevmiye numaralıi ihtarnamesi ile davacıya … A.Ş.’ de bulunan hissesini satışa arz ettiğini, hisse devrinin yapılması için işlemleri yapmaya hazır olduğunu açıkça beyan ettiğini, müvekkilinin ayrıca … Noterliği’nin 13.10.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hisse bedellerini satışa arz ettiği bedelin hesaplanarak tarafına bildirilmesini ve taraflar arasında mutabakat sağlandıktan sonra hisse bedellerinin alınmaması durumunda yasal yollara başvurulacağını tekrar ihtar ettiğini, bu ihtarlarına davacı tarafından olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap verilmemesine rağmen müvekkilinin tüm iyiniyeti ile 3. bir ihtarname keşide ettiğini, buna da hiçbir cevap alamadıklarını, bunun üzerine müvekkillerinin dava açtıklarını, yargılamanın halen devam ettiğini, taraflar arasındaki Hisse Alım Sözleşmesindeki 2 yıllık rekabet yasağının geçerli olabilmesi için hizmet sözleşmesi ve şirkette görev yapma koşullarının birlikte arandığını, müvekkillerinin davacı şirketle dört yılı aşkın süredir fiilen hiçbir bağının kalmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… E., … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… E. ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin nin 2017/… E. Sayılı uyap üzerinden celbedilerek, dosya dosyamız arasına alınmıştır.
…. Asliye ticaret mahkemesi dosyasının … Asliye ticaret mahkemesi dosyası ile birleştiği ve derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dosya bilirkişilere verilerek rapor alınmıştır, raporda özetle; mahkemenin hisse devri konusunda davalıların gereken özeni göstermediği ve bu sebeple cezai şartın gerçekleştiği kanaatine ulaşılırsa davacının ne ölçüde haklı olduğunun tespiti için de davalılar tarafından açılan davaların sonucuna göre cezai şartın değerlendirilmesi ve Mahkeme cezai şarttan bir indirim yapma kanaatine ulaşırsa yine bu davaların sonucuna göre değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Davacı tarafça 13/12/2021 tarihli dilekçe ile dava ıslah edilerek, davalı … için 1.350.782,14 TL, davalı … için 678.179,96 TL’ye çıkararak, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi talep edilmiş, dosya ıslah üzerine heyete tevdi olunmuştur. Yargılamaya mahkememiz heyetince kaldığı yerden devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmesel rekabet yasağına aykırı davranış nedeni ile şart istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, dava dışı … A.Ş. (eski unvanı … A.Ş. olan) hisselerine ilişkin kademeli hisse devirleri öngören 30.12.2011 tarihli Hisse Alım Sözleşmesi uyarınca davalıların hisselerini kademeli olarak devri konusunda anlaştığı ve şirkette ortak ve yönetici veya çalışan olduğu süre ile, çalışan veya yönetici görevinin sona ermesinden sonraki iki yıl süreyle rekabet yasağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında hisse devirlerinin tamamlanması için ihtarnameler gönderildiği gibi davalar açıldığı ve bedelde anlaşma sağlanamadığından sürecin hala tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Rekabet yasağını öngören sözleşmenin 5. Maddesinin ikinci fıkrasında “Şirket ile hizmet sözleşmesi imzalayacak olan …, ve …, hizmet sözleşmeleri yürürlükte kaldığı ve Şirket’te görev yaptıklar müddetçe, şirket faaliyetleri ile aynı ya da benzer faaliyet alanında iştigal edecek bir şirket kuramayacak, hali hazırda var olan bir şirkete hissedar olamayacak ve benzer faaliyet alanında bir şirkefte herhangi bir sıfat ve görevde çalışmayacaklardır. Yine işbu kişilerin hizmet sözleşmelerinin ve hissedarlıklarının sona ermesini takip eden 2 yıl süre ile şirket faaliyetleri ile ayın veya benzer faaliyet alanında iştigal edecek bir şirket kuramayacak, hali hazırda var olan bir şirkette ortak olamayacak ve benzer faaliyet alanında bir şirkete danışmanlık da dahil olmak üzere herhangi bir sıfat veya görevde çalışmayacaklardır” hükmünün düzenlendiği görülmüştür.
İncelenen dosya, SGK ve ticaret sicil kayıtlarından; davalı …’nın davalıya 11/07/2016 ve 13/11/2016 tarihlerinde ihtar çekerek hisselerinin alınmasını bildirdiği, bedelde anlaşma sağlamadığı için … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas dosyasında dava açıldığı, dava dışı şirketten sonra başka bir sektörde çalıştığı, hisse devri yapılan şirketten 2016 yılında ayrıldığı, yönetim kurulu üyeliğinin ise 16/01/2012 tarihinde sona erdiği, davalı …’un ise 23/06/2016 ve 13/10/2016 tarihlerinde davalıya ihtar çekerek hisselerinin alınmasını talep ettiği, anlaşma sağlanamadığı için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasında dava açtığı, her iki davalının 04/09/2019’da … ŞİRKETİ’de yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya başladığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki rekabet yasağı, 6098 sayılı yasanın 444 ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bir yasaktır.
Rekabet etmeme yükümlülüğünün geçerli olması için yer ve zaman ile konu açısından sınırlandırılmalıdır. Buna ilişkin kanuni düzenlemeler şu şekildedir;
MADDE 444- Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
MADDE 445- Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.
MADDE 446- Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır. İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.
MADDE 447- Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.
Eldeki somut anlaşmazlık, davalıların çalışanı ve ortağı olduğu şirketten kademeli olarak hisselerinin devri ve işten ayrılması sürecinde şirketin menfaatlerini korumaya yönelik bir rekabet yasağı öngören sözleşmeden kaynaklanmaktadır.
Davalılar, 2016 yılında davacıya ihtar çekerek hisselerinin satın alınmasını istemiş ve bedelde anlaşamama nedeniyle devir gerçekleşmemiş, mahkemeye taşınmış durumdadır.
Rekabet yasağı, sadece ortaklıktan değil, ortaklık ve buna bağlı olarak davalıların şirketteki çalışmasından kaynaklanmaktadır. Sözleşmeye “ve” bağlacının konmasının anlamı birlikte gerçekleşme şartıdır. Davalıların 2016 yılında şirketten ayrıldığı ve 2019 yılında benzer faaliyet alanda çalışan şirketlerde çalışmış olduğu görünmektedirler.
Taraflar arasında 30/12/2011 tarihli sözleşme ile hisselerin 2011, 2012, 2013 yıllarında devir ve tasfiyesi planlanmış ise de, bu gerçekleşmemiş ve uzun yıllara yayılmıştır.
Sözleşmenin ifası ve tasfiyenin gecikmesinde davalıların kusurlu olduğu tespit edilmemiştir. Kaldı ki, hisse devri ile rekabet yasağının sona ereceği süre arasında bir bağ bulunmamaktadır. Davalılar, şirketten 2016 yılında ayrılıp sözleşme tarihinden itibaren yaklaşık 5 yıl geçtiği gibi, ortak olunan şirketten fiilen ayrıldığı tarihten de iki yıl sonra aynı sektörde çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Bu durumda ihlalden bahsetmek hakkaniyete aykırı olacaktır.
Diğer taraftan, sözleşme konu ve zaman açısından belirli ise de, bölge açısından net değildir. Oysa yukarıda zikredilen TBK’nın 445. Maddesinde belirtildiği gibi; Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez. Bu nedenle de sözleşmenin sınırlandırılması gerekir. Mahkememizce, davalılarca “çalışma süresine ilişkin rekabet yasağına” aykırı davranıldığı kabul edilmemiştir. Bir ihlal yoksa tazminattan da bahsedilemez. Bu nedenlerle, davalıların haksız rekabet nedeniyle bir tazminat ödemek zorunda olmadıkları vicdani kanaate varılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının, sübuta ermeyen davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 37.561,63TL’nin mahsubu ile artan 37.480,93TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 80.077,37 TL davalı … için, 50.959,00TL davalı … için olmak üzere vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-HMK’nın 333. uyarınca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır