Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/389 E. 2021/253 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/389 Esas
KARAR NO : 2021/253 Karar
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 17/08/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul ili, … İlçesi, … Beldesi Tavşantepe Mevkiinde bulunan … patla, … ada, 4 parsel taşınmaz üzerinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince inşa ettiği binada bulunan ve davalının hissesine denk gelen 3 numaralı bağımsız bölümü, Müvekkili …, davalı şirket ile 05/02/2015 tarihinde yapmış olduğu Satış Sözleşmesi ile 160.000,00-TL karşılığında satın aldığını, müvekkili satın almış olduğu daire için 20.000,00-TL peşinat ödediğini, bakiye 140.000,00-TL bedelin bir kısmını 20 adet 1.000,00‘er TL’lik senetlerle, bir kısmını ise 80 adet 1.500,00′ er TL’lik senetlerle ödemeyi vaad ve kabul ettiğini ve bahse konu senetleri düzenleyip imzalayarak davalı şirkete verdiğini, müvekkili, yapılan satış sözleşmesi gereğince, toplam 73.000,00-TL (20.000,00-TL peşinat + 53.000,00-TL senet bedeli) daire bedelini davalıya ödemiş ve bu bedele ilişkin senetleri geri aldığını, müvekkilinin davalıya ödemediği senet bedeli 87.000,00 TL olduğunu, bu bedele ilişkin müvekkili tarafından tanzim edilen senetler, … Bankası … Şubesinde bulunduğunu, müvekkilinin son zamanlarda, davalı şirket vekilinin isteği üzerine, senet bedellerini bankaya ödemekle ve ödediği senetleri bankadan iade aldığını, inşaatın bitmesi üzerine, dairesinin teslimini isteyen müvekkilinin, davalıdan satın almış olduğu dairenin başka bir kişiye satıldığını ve tapuda da devrinin yapıldığını öğrendiğini, davalı şirket yetkilisi ile irtibata geçtiğinde davalı şirket yetkilisinin müvekkiline başka yerden daire vermeyi teklif ettiğini, müvekkilinin, davalı şirket yetkilisine güvenmediği için, teklif edilen daireyi tapuda araştırdığını, bu dairenin de davalı şirketin veya yetkilisinin adına kayıtlı olmadığını öğrendiğini, yaşanan olaydan sonra müvekkili davalı şirket yetkilisi hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ancak sonuç elde edemediğini, müvekkili tarafından işbu sözleşmeye istinaden ödenen bedeller dolayısıyla, davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini, davalı şirketin haksız olarak tahsil ettiği bedelin müvekkiline faizi ile birlikle ödenmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin icra tehdidi ile karşı karşıya kalınası nedeniyle … Bankası … Şubesinde bulunan senetlerin müvekkiline iadesi veya iptalinin gerektiğini, müvekkilin hali hazırda işsiz olduğunu, bir gelirinin bulunmadığını, işbu davada gerekli olan harç ve masrafları karşılayacak gücü bulunmadığını, bu nedenlerle, HMK 334. vd. Maddelerinde aranan koşullar kapsamında adli yardım talebimizin kabulüne karar verilmesini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, … Bankası … Şubesinde bulunan senetlerin işbu dava sonuçlanıncaya kadar icraya konulmasını engellemek için celbinin sağlanarak mahkemeniz kasasında muhafaza edilmesine veyahut ilgili banka şubesine icraya koymaması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile; müvekkilinin davalı şirkete haksız olarak ödemiş olduğu toplam 73.000,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile müvekkile iadesine, … Bankası … Şubesinde bulunan toplam 87,000,00-TL tutarlı senetlerin ise iptaline veyahut müvekkiline iadesine karar verilerek, yargılama giderlerinin davalı taraftan tahsili ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ekli usulüne uygun davetiye gönderilmiş, davalı yasal süresi içerisinde mahkememize cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER:
– … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas Sayılı dosyanın UYAP çıktısı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacının dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemenin rücuen tazminine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklindedir.
Aynı kanunun 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” demek sureti ile ticari dava kavramını açıklamıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının gerçek kişi olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken huzurdaki dosyada davacı tarafın tacir olmadığı, bir ticari işletmesi bulunmadığı, dolayısı ile dava konusunun mahkememizin görevli olmasını gerektiren her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirme şartının yerine gelmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 6502 sayılı Yasa’nın 40 ve devamı hükümlerinde yer verilen “ön ödemeli konut satışı” sayılan bir taşınmaz satışı sözleşmesi bulunduğu, davacının kanunda tanımı yapılan tüketici sıfatına haiz olduğu, dolayısıyla davanın, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilip HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-)HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır