Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2020/660 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/386 Esas
KARAR NO : 2020/660
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … nun işletme hakkı sahibi olduğunu, davalının maliki olduğu … , … plakalı aracın ücreti ödemeden köprü ve otoyollarından ihlalli geçiş yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretleri 15 günlük sürede de ödenmediğinden davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının itiraz ettiğini bu sebeple takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının menkul gayrimenkul mallarına ihtiyati haciz konulmasını, geçiş ödemelerinin tahsili için itirazın iptaline, icra takibin işleyecek faiziyle birlikte devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
B.Toplanan Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, borca itirazın şirket yetkilisi tarafından değil, şirket ortağı tarafından yapıldığı görülmüştür.
İcra dosyasına sunulan imza sirkülerinde ve genel kurul karar defterinde ve ticaret sicil ilanında davalı … Tic Ltd Şti’yi temsil etmeye 10 yıl boyunca münferiden temsil etmek üzere … ‘ün yetkili kılındığı görülmektedir.
C-Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava niteliği itibariyle İİK 67. de düzenlenen iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasındaki sigorta ilişkisi nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı, rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, geçerli bir itirazın bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davaları İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş olup borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini sağlamak amacı ile açılır.
Kendine özgü bir dava türü olan itirazın iptali davasının açılabilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekir.
a) Öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir.
Belirtildiği üzere geçerli bir takipte gönderilen ödeme emrine, geçerli bir itiraz bulunması halinde itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde bu dava açılabilecektir.
Geçerli bir takibin bulunmaması halinde takibin devamına imkan bulunmadığı gibi geçerli bir itirazın bulunmaması halinde de incelenip iptal edilmeye konu edilecek bir itirazın bulunmaması söz konusu olacaktır.
Dosyanın yapılan incelemesinden davalı şirket yetkilisinin … olduğu, ancak şirket adına itirazın … adlı şahısça yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra dosyasına itiraz yapılırken hangi sıfatla itiraz edildiği, itiraz edenin itiraz etme yetkisinin bulunduğuna dair bir belge sunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin 2. fıkrasına göre, kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalâa vermek, mahkeme, hâkem veya yargı yetkisine sahip bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda kayıtlı avukatlara aittir. Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 2. fıkrasında da aynı hüküm tekrarlanmıştır. Aynı kanunun 63. maddesinin ilk fıkrasına göre, baro levhasında kayıtlı bulunmayanlar ve işten yasaklanmış olan avukatlar, şahıslarına ait olmayan dava evrakını düzenleyemez, icra işlemlerini takip edemez ve avukatlara ait diğer yetkileri kullanamazlar. Bu durumda davalı şirket yetkilisi gibi hareket eden şahsın aslında avukat ya da şirket yetkilisi olmadığı anlaşılmaktadır.
Geçerli bir itirazın bulunması için şirketin yetkilisince yapılması gerekir. Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: … ;Karar No: … sayılı kararında “Şirkete ait ticari sicil kayıtlarının incelenmesinde şirketi 10/03/2010 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile …’nun temsile yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İtiraz tarihinde de davalı şirketi temsile yetkili … … olduğundan ve itirazda bulunan …’nun şirketi temsil yetkisi bulunmadığından usulüne uygun yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemez. İtirazın iptali davasında süresinde geçerli bir itirazın bulunması dava şartıdır (İİK 62. md.) ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” denmekle aynı husus vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi davanın görülebilme şartlarından biri olarak düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle geçerli bir itirazdan söz edilemeyeceğinden itirazın iptali davasının görülmesi mümkün değildir. Davanın HMK 114’e aykırı olarak ikame edildiği anlaşılmaktadır.
Dava şartlarının eksik olması halinde ise uygulanacak yol devam eden maddede düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Son tahlilde davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın HMK 114/2 gereği icra dairesine yapılmış geçerli bir itiraz bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 54,40TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan harçtan mahsubuna,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
5-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.12.2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.