Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2021/932 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/38 Esas
KARAR NO : 2021/932
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraf şirketler arasında davalının işletmesinde bulunan kliniğin muayyen bir kısmında saç ekimi yapılmak üzere mutabakat sağlandığını ve bu mutabakat üzerine kullanma bedeline karşılık olarak 135.000,00 TL ödeme yapılmadığını, davalı şirketçe davacıya herhangi bir yer teslimi yapılmadığını, davalı tarafından yer teslimi yapılmadığı gibi davacıdan yüksek miktarda ek ödemeler istenildiğini, bu nedenle yer teslimi yapılmaması ve ödenen miktarın iade edilmemesi üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalı ile yapılan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, borçlunun yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil şirket hakkında … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takip dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı itiraz ettiklerini, icra dosyasında alacak iddiasının dayanağı olarak “Saç ekimi konusunda kalının mutabakat gereği ödenen ancak tahakkuk etmeyen ortaklık payının sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi talebi” değinildiğini, ancak alacak iddiasının dayanağı olarak herhangi belgeden söz edilmediği gibi davacının müvekkil şirketten hiç bir alacağının olmadığını ve takip dayanağında ortaklıktan söz edildiğini, dava dilekçesinde kullanma bedeli iddiasında bulunulduğunu, bu nedenle de dava dayanağı ile takip dayanağının birbirinden farklı olduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında yazılı ya da sözlü hiçbir ortaklık ilişkisinin olmadığını, ayrıca esasa ilişkin cevap ve itirazlarının beyan ve savunma haklarının saklı kalması kaydı ile, davacının dava dilekçesinde sunduğu tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve hak düşürücü sürelerinin de geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca dava dilekçesinin davacı bölümünde ” … Ltd. Şti. ” yazıldığını ancak davanın dayanağı olarak gösterilen …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan icra takibinde alacaklı bölümünde ise , “Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. Yazıldığının görüldüğünü, bu nedenle şirketi temsil ve işlem yetkisi tasfiye memurunda olması gerektiğini ve bu duruma uygun olarak alınmayan vekaletnameye istinaden icra takibi yapılabilmesi mümkün olmadığını, bu nedenlerle de müvekkil şirket hakkında usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibinin olmadığını, belirterek müvekkil şirket aleyhine ikame edilen haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddini, müvekkil aleyhine haksız ve kötü niyetli icra takibi yapan davacı alacaklının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 17/03/2020 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalının zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları yerinde olmadığını, dava konusu takip ve huzurda görülen davanın süresinde açıldığını, davalının işbu itirazının reddinin gerektiğini, davalı, davanın ve dava konusu icra takibin usulüne uygun vekaletname ile açılmadığını iddia ettiğini, davalının bu iddialarının asılsız olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, huzurdaki davanın ve dava konusu icra takibi usulüne uygun olarak tasfiye memuru şirket yetkilisi … tarafından tarafından taraflarına verildiğini ve usulüne uygun dava vekaletnamesi ile açıldığını, dava dilekçesinde davacının unvanının başında tasfiye halinde ibaresinin bulunmaması maddi hata olduğunu, dava dilekçesinde ve davaya dayanak vekaletname de davacı müvekkil şirketin vergi kimlik numarasının bulunduğunu, davalı cevap dilekçesinde icra takibinden önce arabulucuk şartının yerine getirilmediğini ve takibin usule aykırı olduğunu iddia ettiğini, arabulucuk takip şartı değil dava şartı olarak düzenlendiğini, bu nedenle yapılan icra takibi yasa ve usule uygun olduğunu belirterek borçlunun yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, haksız itirazdan ötürü %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir. İİK m.67’de “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklindedir.
Aynı kanunun 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” demek sureti ile ticari dava kavramını açıklamıştır.
Somut olayda; davacı ve davalı tanık bayanlarının yanında davacı vekilininde beyanları incelendiğinde; davacı ile davalı arasında sözlü kira sözleşmesi üzerinde anlaşma sağlandığı, sözleşme uyarınca davacının davalıya kapora ödemesinde bulunduğu, ancak davacının iddiasına göre davalı tarafından dava konusu kiralanan yerin hazır edilmediği, bu nedenle davacının kapora iadesini istediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 6100 Sayılı HMK’ nın 4. Maddesi uyarınca:”.. Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları..” kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklandığından mahkememiz huzurdaki davada görevli olmayıp davaya bakmakla görevli mahkeme İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan ve görev konusu kamu düzeninden dava şartı ve mahkemece re’sen her aşamada gözetilmesi gereken husus olmakla, HMK md 114/1-c ve 115/2 uyarınca aşağıdaki şekilde görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)Görevli mahkeme belirlendikten ve taraflara tebliğ edildikten sonra iki haftalık yasal sürede gönderme talep edilmemesi halinde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-)Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır