Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/366 E. 2020/368 K. 05.08.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/366 Esas
KARAR NO : 2020/368

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2020
KARAR TARİHİ : 05/08/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesin özetle; davanın kasko poliçesindeki hukuksal koruma klozundan kaynaklı müvekkili tarafından kendi vekiline ödenen vekalet ücretinin tahsiline ilişkin olduğunu, en güncel tarihli yargıtay kararlarına göre görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemelerinin olduğunu, müvekkiline ait …plakalı aracının 30.08.2018 tarihli kazasına ilişkin İzmir … Asliye ticaret mahkemesinde değer kaybı talepli dava açıldığını, bu davaların açılabilmesi için avukatlık asgari ücret tarifesinde belirtilen 2.180 TL vekalet ücretini ödediğini, müvekkilinin aracı… A.Ş. Tarafından genişletilmiş kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, bu poliçeye Hukuksal Koruma Sigortasınında dahil edildiğini, davadan önce sigorta şirketine bedelin ödenmesi için 19.06.2019 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak yasal süre içerisinde herhangi bir ödemede bulunulmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı tarafından ödenmesi gereken hukuksal koruma teminatı bedelinin tahsilini dava ve talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Sigorta Sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, TTK’nun 4/c maddesinde düzenlenmiş olan mutlak ticari davalardandır.
Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı TTK’nın 4. Ve 5. Maddelerinde düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olayda taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Bu haliyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/I maddesi uyarınca taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, 6502 sayılı yasanın 3/I, 73/1 ve 83/2 maddesi hükümleri uyarınca uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olacaktır.
Her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğuna dair beyanda bulunmuş ise de, KASKO ile ZMSS arasında fark bulunması, ZMSS’den kaynaklanan tazminat davalarında sigortacı ile zarar gören arasında bir ilişki bulunmaması nedeni ile zarar görenin tüketici sayılmaması, davaya konu aracın ticari niteliği olmayan bir binek araç olan Wolkswagen Tiguan olması, davacının tacir olduğuna ve araç ile ticari bir iş gerçekleştirdiğine dair dosyamıza yansıyan herhangi bir belge bulunmaması karşısında mahkememizin görevli olmasını gerektiren herhangi bir husus bulunmayıp (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/11/2017 tarih ve 2016/19222 Esas 2017/10435 Karar sayılı ilamı) mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4 maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan … TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı. 05/08/2020

Katip …
E- İmzalıdır

Hakim …
E İmzalıdır