Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/364 E. 2022/221 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/364 Esas
KARAR NO : 2022/221
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememiz dosyasına sunduğu dava dilekçesi ve Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. Sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2019 mali yılı olağan genel kurulunun 26 Mart 2020 tarihinde toplandığını, azınlık pay sahipleri sıfatı ile müvekkilleri finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi talebinde bulunması üzerine müvekkillerinin sözlü ve yazılı itirazlarına rağmen hukuka aykırı olarak ertelenmeyerek görüşülüp karara bağlanan 5. madde haricindeki gündem maddelerinin ertelendiğini, müvekkili tarafından şirkete gönderilen, daha önceki mali yıllar olağan genel kurul toplantılarında ilgili dönemin finansallarına ilişkin soruların şirket tarafından yetersiz bir çekilce cevaplanarak geçiştirildiğini, şirketin 2019 mali yılı olağan genel kurulunun ertelenen konuları görüşmek üzere 04/05/2020 tarihinde tekrar toplandığını, müvekkilinin vekili yolu ile alınan tüm kararlara muhalefet ederek red oyu verdiğini, muhalefet şerhlerini tutanağa eklettiğini, şirketin mali rapor ve tablolarına güven duyulmaması nedeni ile daha evvel bir çok dava açıldığını, hepsinin sebebinin şirketin yıl sonu mali rapor ve tabloları ile şirket yönetiminin borca batıklık şüphesi nedeni ile düzenlemekte olduğu ara bilançolar ve bu bilançolarda dayandıkları değerleme raporlarına güvenin kalmamış olması olduğunu, finansal tabloların şirketin öz kaynak tutarını olumsuz olarak önemli ölçüde etkileyecek tutarda maddi hatalar içerdiğini belirterek şirketin 04/05/2020 tarihinde gerçekleştirilen ikinci genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 sayılı kararın …’ın ibra edilmemesine ilişkin kısmı hariç kalmak üzere diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin kısmının ve 5 sayılı kararın yürütmesinin TTK 449 ve HMK 389 vd. Maddeleri uyarınca yürütmesinin karar kesinleşinceye kadar geri bırakılmasını, 04/05/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı Ertelenen Olağan Genel Kurulu’nda müvekkillerinin itiraz ve muhalefetine rağmen genel kurul tarafından oyçokluğu ile alınan, gündemin 3. Maddesi uyarınca 2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanması, 4 maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri … A.Ş ve … Tic. A.Ş’nin ibrası kararının, 5. Maddesi uyarınca TTK’nın 395 ve 396 maddeleri çerçevesinde yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine izin verilmesine, TTK. 447 maddesi uyarınca butlanın tespitine ya da ademi kabulü halinde TTK 446 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline, TTK 448 maddesi 1524 uyarınca genel kurul kararları aleyhine dava açıldığının ticaret sicil gazetesinde, tirajı yüksek bir gündelik gazetede ve şirket internet sitesinde ilanına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası dosyamız ile birleşmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle huzurdaki davanın müvekkili yönünden doğacak muhtemel zararlara karşılık TTK’nın 448 ve 451 maddeleri uyarınca davacının uygun görülecek teminatı yatırmaya mahkum edilmesini, davacının, huzurdaki davaya konu 4 Mayıs 2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararlara ilişkin muhalefet beyan ve şerhleri doğrultusunda … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2020/… E. Sayılı dosyası ile müvekkili şirkete özel denetçi atanması talepli dava ikame ettiğini, davacının bu iptal davaları müvekkil şirkette hak aramaktan ziyade … ‘ya ve müvekkil şirket Yönetim Kurulu Başkanı’na zarar verdiğini, davacının, dava konusu genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması yönündeki talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, açılmış birçok dava olduğundan derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın TTK 437/5 maddesi uyarınca dava hakkını kullanmadan bilgi edinme hakkının sağlanmadığına dair beyanlarının hukuka uygun olmadığını, esasa ilişkin olarak da, iptali istenen gündem maddelerinin hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın tümüyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, davacıların tedbir talepleri red edilmiş ve istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruları esastan red edilmiştir.
Davalı şirketin genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetveli celbedilmiş, ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz ara kararı uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görüşleri alınmış beyanlarında; davacıların iddialarının haksız olduğunu, şirketin bağımsız denetim firmalarınca her yıl denetlendiğini, yürütmenin durdurulması talebinin içeriğinin şeklen ve esası itibariyle haklı nedenlere dayandırılmadığını, bu talebin şirketin menfaatini zarara uğrattığı bildirilmiştir.
Dosyamız bilirkişi Heyetine verilmiş, sunulan ilk raporda özetle, 04.05.2020 tarihinde yapılan 2019 Yılı Olağan Genel Kurulunun iptali talep edilen 2. gündem maddesinde bir karar alınmadığından iptalin söz konusu olamayacağı, iptali talep edilen davacının itiraz ve muhalefetine rağmen Genel Kurul tarafından oyçokluğu ile alınan gündemin 3. maddesi uyarınca 2019 yılına ait “bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanması” kararının şirketin finansal yapısına ve kayıtlara uygun olduğundan iptali koşulunun oluşmadığı, gündemin 4 no’lu maddesinde ibrası reddedilen yönetim kurulu üyesi … hariç, diğer iki yönetim kurulu üyesi bakımından alınan ibra kararlarının TTK’nın 436/2. maddesinde yer alan oydan yoksunluk yasağına aykırılık nedeniyle iptal koşulunun gerçekleştiği, yönetim kurulu üyesi …’ın 395.ve 396. maddelerdeki yasağın kaldırılmasına ilişkin oylamada kendi yasağının kaldırılmasında oy kullanamayacağından kararın bu yönetim kurulu üyesi bakımından iptal edilebileceği, şirketin diğer yönetim kurulu üyeleri … ve …nin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla rekabet ve işlem yasaklarının kaldırılmasında ise … oy kullanabileceğinden anılan kararın bu iki yönetim kurulu üyesi bakımından iptal edilemeyeceği bildirilmiştir.
İtiraz üzerine ek rapor alınmış, aynı görüş tekrar edilmiştir.
Taraflar arasında görülen … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/…, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/…, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/…, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/…, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/…, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/201, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dosya örnekleri dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 04/05/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline ilişkindir.
Birleşen dava ise, davalı şirketin 04/05/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline ilişkindir.
Davalı şirketin ortaklık yapısının; … %80,66, Davacı ve birleşen davacı ayrı ayrı %9,67 olduğu kayıtlardan görülmüştür.
Davalı şirketin yönetim kurulu yapısının; Yönetim kurumu başkanı …, yönetim kurulu üyeleri ise … ve Ticaret A.Ş ve … Ticaret A.Ş olduğu kayıtlardan görülmüştür.
Davaya konu kararların … oyları ile alındığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporlarında; gündemin 3 nolu kararına konu finansal tabloların gerçeği yansıttığı, gayrımenkul değerlerine ilişkin değerleme raporlarına göre işlem yapıldığı, rapor tarihleri arasında fark olması nedeniyle değerlerinde de farklılık olacağı, finansal raporların kayıtlara uygun olduğu tespit edilmiş, yapılan oylamada da bir usulsüzlük ve dürüstlük kuralına aykırılık görülmediğinden bu genel kurul kararına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Şirketin zarar uğratıldığı iddiası başka bir davanın konusu olum mahkememizce inceleme dışı bırakılmıştır.
Birleşen davaya konu 2 nolu gündem maddesi olan faaliyet raporunun okunmasında bir karar alınmadığı, dolayısıyla icra kabiliyetine haiz bir karar olmadığından iptaline karar verilemeyeceği anlaşılmış ve birleşen davadaki bu talebin reddine karar verilmiştir.
TTK’nın 436. Maddesinde; “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.
Bu hükümlere göre, yönetim kurulu üyesi, diğer bir yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanamayacağından, davaya konu 4 nolu gündem maddesine ilişkin oylamada pay sahibi … oyu geçersiz olup, diğer ortak olan davacılar tarafından da olumsuz oy kullanıldığından, yönetim kurulu üyeleri olan … ve Ticaret A.Ş ve … Ticaret A.Ş’nin ibrası kararı kanuna aykırı olup iptal edilmiştir.
Yine, pay sahibinin, kendisi veya hakimiyeti altındaki sermaye şirketleriyle davalı şirket arasındaki kişisel nitelikteki işlemlerde oy kullanamayacağı kanun metninde düzenlenmiş olup, … Ticaret A.Ş ve … Ticaret A.Ş … hakimiyetinde olup, bu şirketlerle ilgili oylamada oy kullanması yasaklanmıştır. TTK’nın 395 ve 396. Maddeleri de kişisel nitelikte olan faaliyet iznini düzenlediğinden, …’ın oyu geçersiz olup gündemin 5. Maddesine ilişkin alınmış karar da iptale tabidir. Kaldı ki, … ve Ticaret A.Ş ve … Ticaret A.Ş’yi kontrolünde tutan ve aynı zamanda bunlarla birlikte davalı şirketin yönetim kurulunu oluşturan …’ın, TTK’nın 395 ve 396. Maddeleri konusunda oy kullanması dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Zira, aynı izni isteyen yönetim kurulu üyelerinin doğal olarak birbiri için oy kullanacağı, dolayısıyla bir nevi kendisini destekleyeni desteklemiş olacağı, bunun da dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı açıktır. Bu nedenle davaya konu 5 nolu kararın da iptaline karar verilmiştir.
Bu kapsamada, asıl ve birleşen davanın 4 ve 5 nolu kararlarının iptali yönünden kabulüne, birleşen davanın 2 ve 3 nolu, asıl davanın sadece 3 nolu karar yönünden reddine, davanın niteliği ve verilen karar itibarıyla yargılama nedeniyle asıl davada yapılan yargılama giderinin davalıya yükletilmesine, red edilen kısım yönünden ise davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Asıl ve birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı şirketin 04/05/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan faaliyet raporunun okunmasına ilişkin 2 nolu gündem maddesi ile ilgili oylama ve karar olmadığından buna ilişkin iptal davasının REDDİNE,
2-Davalı şirketin 04/05/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan bilanço ve kar- zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin 3 nolu gündem maddesi ile ilgili, kanun, ana sözleşme veya dürüstlük kuralına aykırı bir husus tespit edilmediğinden buna ilişkin iptal davasının REDDİNE,
3-Davalı şirketin 04/05/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 4 nolu gündem maddesinin, …’ın ibra edilmemesine ilişkin kısmı hariç diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin kararın kanuna aykırı olması nedeniyle İPTALİNE,
4-Davalı şirketin 04/05/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan yönetim kuruluna TTK 395 ve 396 maddeleri uyarınca izin verilmesine ilişkin 5 nolu gündem maddesinin, kanuna ve dürüstlük kuralarına aykırı olması nedeniyle İPTALİNE,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
7-Birleşen davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, birleşen davada davacı tarafa verilmesine,
8-Yargılama gideri olarak davacının harcadığı 3.500,00 TL’nin kararın niteliği ve haklılık durumuna göre takdiren tümünün davalıdan alınarak asıl davada davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin ayrı ayrı asıl davada davacı ve birleşen davada davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Davalının yaptığı 18,50TL yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
11-Dosyada artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır