Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/809 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/361 Esas
KARAR NO : 2021/809
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı/borçlular aleyhine başlatılan icra dosyasında asıl alacağın, geçiş ücreti ile geçiş ücretine ek olarak geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza eklenerek belirlendiğini, ancak yasa gereği asıl alacak içinde yer alan geçiş ücretine ek cezanın 4 katına indirildiğini, dava konusu takibe konu alacak miktarında yasa gereği azalma meydana geldiğini, davacı şirketin …nun işletme hakkı sahibi ve davalının ise, bu köprü ve otoyolları kullanmış bulunan gerçek kişi olan tacir olduğunu, davalının … plakalı aracı ile 31.03.2017-12.05.2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı davacı şirkette olan …ndan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, geçiş ücretleri ve yasal cezanın ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, alacağın zamanaşımına uğramadığını, davalının bu itirazının yersiz olduğunu, davacı şirketin gelen provizyon cevabı ile bağlı olduğunu, provizyon (yani ödeme isteğine) olumlu yanıt verilmediği taktirde kimsenin hesabına girip para çekme yetkisi / hakkı olmadığını, kendi banka hesabından yapması gereken bir ödemeyi, kişinin yapamamış olmasının alacaklı tarafa yüklenebilecek bir kusur olmadığını, davalı/borçlunun kendi ihmal ve kusurunun sonuçlarından davacı şirketi sorumlu tutmaya çalışmasının kabul edilemeyeceğini beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla takibe itirazın iptaline, takibin devamına, takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile, takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, süresinde takibe itiraz ettiğini, takibe itiraz etmesine rağmen 2017 yılından bu zamana herhangi bir itirazın iptali davası açılmadığını, süre itirazının olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama devam ederken davalı vefat etmiş olup, mirasçısı … davaya dahil edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısı dosyamız davacısı tarafından, borçlu aleyhine 309,10TL asıl alacak, 14,57TL faiz, 2,62TL KDV olmak üzere toplam 326,29TL’nin, takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 faizi ile birlikte tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun takibe itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalının tacir olup olmadığını tespiti için ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabı uyarınca davalının mükellefiyet kaydının 1998 yılında sonlandığı, zamanaşımı nedeni ile davalının tuttuğu defterin tespit edilemediği bilgisi verilmiştir.
Mahkememizce resen yapılan ticaret odası kaydı sorgusunda müteveffa davalının tacir kaydı bulunmadığı görülmüştür.
… Emniyet Müdürlüğü … Tescil Şube Müdürlüğü’ nün 05/01/2021 tarihi müzekkere cevabında davalı adına kayıtlı … plakalı arıcın hususi araç olduğu bilgisi verilmiştir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayın incelenmesinden; davalının maliki olduğu araç ile davacı işletmesindeki otoyoldan geçiş yaptığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık bunun geçiş ve ceza bedelinin davalıdan talep edilip edilemeyeceği ile miktarı noktasında toplanmaktadır. Yapılan araştırmada davalı aracının ticari araç olmadığı ve kullanım şeklinin hususi olduğu tespit edilmiştir. Davalının tacir kaydı da bulunmamaktadır.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davalıya ait aracın ruhsatında kamyonet olduğunun belirtilmesi tek başına işleminin tüketici işlemi olmadığını göstermez. Davacıya ait otoyolu kullanan davalının ticari veya mesleki amaçla hareket etmemesi gerekir. Dava konusu aracın ruhsatında kullanım amacı yük nakli-hususi yazmaktadır. Aracın, davacı tarafından ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair dosyada bir delil bulunmamaktadır.(Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05/10/2015 tarih, 2015/31448 E, 2015/28506 K. Sayılı ilamı) Buna göre, davacının tüketici olduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’ nin 20/02/202 tarih 2019/1951 Esas, 2020/470 Karar sayılı kararı)
Buna göre mahkememiz uyuşmazlık konusuna bakmakta görevli olmayıp görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin esas mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”