Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/354 E. 2020/365 K. 28.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/354 Esas
KARAR NO : 2020/365

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Tarafların İddia ve Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili sigorta şirketi dava dışı müvekkilinin sigortalısı …A.Ş. Ye ait laminat emtiası, Nakliyata…Sigorta Poliçesi ve Abonman Sözleşmesi ile müvekkili tarafından teminat altına alındığı, laminat kaplama emtianın yüklü olduğu konteynerın Hisndistan’dan Türkiye’ye taşınmak için …gemisine yüklendiğini, dava konusu emtianın Mardaş limanın da davalının sorumluluğunda tahliye işlemlerinin tamamlandığını, tahliye sırasında 2 palet 1720 kg ağırlığındaki malzemenini 1 paletin içinde bulunan 250 plaka laminat kaplama emtiasının tamamının ıslanarak hasarlanmış olduğunu, bu nedenlerle borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını ancak itirazların yapıldığını, bu itirazların haksız mesnetsiz ve kötüniyetli olarak yapıldığını, bu nedenlerle itirazın iptali ve takibin devamı ile % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Denizcilik İhtisas Mahkemeleri 28.04.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5136 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun’la kurulmuştur. 5136 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine son fıkra olarak “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu kanunun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” hükmü eklenmiştir. Bu maddeye göre Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görev alanı 6762 sayılı TTK’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır (m.1533). 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 5(2) maddesinde “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunun’da “Dördüncü Kitap” yerine “bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” denilerek söz konusu mahkemenin bakacağı işlerin alanı amaca uygun olarak genişletilmiş, münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarıyla ilgili olarak Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme yapabileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda ticaret mahkemelerinden hangisinin münhasıran deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili hukuk davalarına bakacağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme kararına göre belirlenecektir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar ise açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabiî olup, 6102 sayılı Kanun’un göreve ilişkin hükümleri bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalara uygulanmayacaktır (geçici madde 9).
Dosyanın yapılan incelemesinden davanın, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan emtianın tahliye limanında ve sonrasında uğradığı zarara dair davacı şirketinin ödediği bedelin zarar verene rücusuna dair olduğu, emtia nakliyesinin tahliyenin devamı niteliğinde olduğu, uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK.nun 5. kısmında düzenlenmiş deniz ticaretine ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerektiği, dava konusu uyuşmazlığa 6102 sayılı yasanın 5/2-3 maddesine göre Deniz İhtisas Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu, H.M.K.’nın 1.maddesine göre, ”göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu anılan kanunun 114/c maddesinde görev konusunun dava şartı olarak gösterildiği, dava şartının her aşamada res’en gözetilmesi gerektiği, davaya bakmaya Deniz İhtisas Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim İstanbul bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/616 Es; 2019/57 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır. Anılan kararda “…tahliyesinin liman içinde gerçekleştiği, dolayısıyla taşımanın devamı niteliğinda sayılması gerektiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşıma ise deniz yoluyla gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, davacının yaptığı sigorta, deniz taşıması bağlamında nakliyat sigortasıdır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan… ” denilmek suretiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Böylece mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine, görev nedeniyle davanın reddine, görevli mahkemenin İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunun tespitine,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
5-Bakiye gider avansından karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı davalının yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 28/07/2020

Katip
¸

Hakim
¸