Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/340 E. 2023/24 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/340 Esas
KARAR NO : 2023/24

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ ın ticaret siciline… sicil numarası ile kayıtlı 10.500.000,00 TL sermayel… A.Ş.’ nin %30 , müvekkili …’ ın ise %9 paydaş olduklarını, davalı …’ in … A.Ş. Nin hem paydaşı hem yönetim kurulu başkanı ve hem de genel müdürü olduğunu, daval …’ in Mehmet’ in yeğeni, müdür ve ikinci derecede imza yetkilisi, … Mali Müşavirlik davalıların ise 2018 faaliyet yılı için şirektin seçilmiş … Müşavirliği olduğunu, …A.Ş. Nin 2018 yılı olağan genel kurul toplantısının mart 2018 ayın sonuna kadar yapılmadığını, aynı süre içinde TTK 399/1 maddesine uygun olarak denetçi seçilmediği nedeniyle davacı müvekkilleri tarafından kadıköy noterliğinden ihtarname keşide edilerek genel kurul toplantısı yapılmasını ve gerekirse şirkete denetçi atanması ile ilgili olarak davalar açıldığını bildirdiklerini, TTK 437 maddesi çerçevesinde yasal usullere uyularak şirketin 2018 yılı mali tablolarında şirket işlemleri ile ilgili olarak detaylı bilgi talebinde bulunduklarını, söz konusu ihtarnameye davalı …’ in beyoğlu noterillğinden hususlarla ilgili üstünkörü açıklamalarla muğlak cevaplar verdiğini, müvekkilinin kadıköy … noterliğiinin 25/04/2019 tarihli ihtarnamesi ile …A.Ş. ‘ nin 2018 yılı bağımsız denetçisi olan …A.Ş. Ve mali müşavirlik firması …Yeminli Mali Müşavirlik şirketinin 2018 faaliyet döneminde yapılan kasıtlı muhasebe hatları bildirilerek konulara yönelik olarak yasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin istendiğini, cevaben … şirketi tarafından kendilerine bildirilen konularla sınırlı denetim yaptıklarını beyan ettiklerini, pramit şirketinin 29/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında okunan bağımsız denetçi raporunda bu konuda hiçbir açıklamaya yer verilmediğini, bu şarlar altında gerçekleşen 29/05/2019 tarihli 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında 2018 yılı finansal tabloların görüşülmesine geçildiğinde davacı müvekkillerinin talebiyle TTK 420 maddesi uyarınca finansal tabloların yeterince incelenebilmesi amacıyla toplantı başkanı tarafından toplantının 1 ay süreyle ertelenmesine karar verildiğini, 01/07/2019 gününden önce müvekkillerinin ticari defter ve kayıtları detaylı inceleme talebinde buunduklarını şirket yönetim kurulunca bu talebin red edildiğini, 01/07/2019 tarihli genel kurul toplantısındı müvekkelirin 9 sayfadan ibaret yazılı taleplerinin özel denetçi atanarak aydınlatılmasını istediklerini müvekkillerinin kabul oylarına karşın diğer paydaşların çoğuhnluk oylarıyla red edildiğini, yönetim kurul üyeleri ve denetçi davacı müvekkilerinin olumsuz oylarına rağmen usulsüz olarak ibra edildiğini, ancak Mehmet’ in davacı müvekkilinin olumsuz oylarıyla ibra edilmediğini, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesiinn… esas sayılı dosaylıa özel denetçi atanmasına karar verilmesi talebiyle … Asliye ticaret mahkemesinin …esas sayılı dosyasıyla genel kurulda ibra yönünde alınan kararların iptali talbiye ve istanbul …Asliye ticaret mahkemesinin …esas sayılı dosyasıyla genel kurulda sorulan sorularla ilgili olarak bilginin verilmesi talimatı ve yönetiminin belirlenmesi talebiyle davalar açıldığını, … esas sayılı dosyadan özel denetçi atanmasına kesin olarak karar verildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile TTK 553 ve devamı maddeli uyarınca 2018 faaliyet yılı içinde …menkül kıymetler şirketinin yönetim kurulu başkanı ve genel mudüür olan davalı … ile şirketin ikinci derecde imza yetkilisi olan Mert’ in müşterek imzaları ile gerçekleşltirleri tahmin edilen Volkan’ ın … Menkul şirketi nezdindeki… sayılı hesabı ile …Menkul şirketi portföy hesapları arasında hisse senedi virmanı şeklinde yapılmış işlemlere ilişkin ödemelerin fiktif değerler üzerinde kapatılmasını ve 3 ve 4 numaralı davalıların da denetleme görevlerini yerine getirmemeleri suretiyle şirketi uğrattıkları zararın tespitini ve söz konusu zararın şimlik 100.000,00 TL tutarındaki kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve…Menkul şirketine ödenemsinin dava süresince Mehmet ‘ in yönetim kurulu başkanlığı ve genel müdürlük görevinin yürütmesi için mahkemece kayyıt atanmasını ve şirket hisslerini üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … dışındakiler vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davaya konu iddia ve beyanlarının tamamı HMK 29 da tanımlanan mahkemeye doğru ve dürüst bilgi verilmesi hükmüne aykırı olduğunu, TTK 560 ıncı maddesi gereği davacıınn zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde huzurdaki davayı açması gerektiğini, davacıların davaya konu edilen ve kendilerinin yönetim kurulu başkanı ve üyesi sıfatıyla … için 12/10/1993 – 29/05/2018 arası … için 24/10/2000-29/05/2018 arası dönemde şirketi en geniş yetkiyle temsil e ilzam ederek yönetmiş olduklarını, dolayısıyla görevleri gereği tüm şirketin tüm müşteri işlemleri ve finansal kayıtlarından haberdan olarak bizzat onaylayarak imzaladıkları finansal kayıtları gereğinin zarar ve sorumluyu bilebilecek durumda olduklarını, Volkan’ a ilişkin davaya konu hatalı kayıt düzeltimi işlemlerinin 2018 yılı şurbat ayında gerçekleşmiş olmasını, bu suretle davacıların da şirket yetkilisi sıfatıyla sorumluyu ev varsa zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşamı süresinin 2020 yılı şubat ayında dolduğunu, bu nedenle huzurdaki davada TTK 560 maddesi gereği zamanaşımı definde bulundukların davanın esasına girilmeden zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, davacının davaya konu ettiği zarar olgusunun portföyler arasıdaki hatalı kayıt düzeltimi yapılırken ilgili hisse senedinin borca işlem tahtasından alınıp porföy hesabına kaydedildiği tarihteki borsa işlem değerinin mi, hatalı kayıt düzeltilmesini yapıldığı tarihteki borsa işlem değerinin mi yada bu işlemlerde hangi unsurların düzeltmeye esas alınacağı noktasında toplandığını, davalı …’ ın 07/10/2002 tarihinden beri şirket müşterisi olduğunu, yaptığı borsa alım satım işlemleri ile şirkete ayllık ortalama 20.000,00 TL komisyon kazandırdınığını, davalcıların uzun yıllarca yönetici olarak çalıştığı ve bir borsa aracı kurumu olarak faaliyet gösteren şirkette bilmelelri gerektiği gibi borsa alım satım işlemlerine ilişkin olarak bir günde gerek şirket porföyü gerek şirket nezdinde bulanna müşteri portföylerinde gerçekleşen işlem sayılı toplamının milyon adetlerinin bulunduğunu, bu işlemler esnasında zuhulen şirket personeli tarafından hatalı kayıtlar da gerçekleşmekte taraflardan birinin fark etmesiyle düzeltme işlemi yapıldığını, TTK 553 maddesinin yasal şartlarının oluşmadığını, davacıların kusur ve zararı kanıtlayamadığını, kusuru davacının kanıtlaması gerektiğini, kusura ilişkin açıklama ve kanıt bulunmadığını, davalı denetçi ve mali müşavirlik şirketlerinin şirket finansal kayıtlarını esas alarak tam ve doğru olarak gerçekleştirdiklerini, davaya konu zarar iddiasından sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davaya konu işlemlerde bizzat davacıların imza onay ve taahhütlerinin bulunduğunu, davacıların 29/05/2018 tarihinde şirket genel kurulunca yönetim kurulu başkanı ve üyesi seçilmememleri öte yandan davacılardan Mert ve davalı … ile ortağı olduğu dava dışı …şirketinin Mert’ in 2013-2018 döneminde müdürlük görevini kötüye kullanarak şirket gelirlerinden tolam 225.957,29 Euro civarında bir bedeli kendisi, huzurdaki davaınn davacısı babası Müfit, annesi ve kuzeninin şahsi banka hesaplarına transfer ettiğinin tespiti üzerine istanbul 14. Asliye ticaret mahkemesinin 2018/822 esas numaralı dosyasında açılan müdürlükten azli ve zararın şirkete tazmin edilmesi davasında Mert’ in müdürlük görevinden alınarak yerine kayyım atanması ve istanbul … Asliye ceza mahkemesiin … esas uzlaşmadan sonra 2020810 esas numaralı alan dosyası ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin Mert’ in yargılamndığını, davaya ilişkin olarak besledikleri husumet ve garez nedeniyle açıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … bir cevap vermemiştir.
Davaya konu işlemlerle ilgili bilgi ve belgeler ilgili kurumlardan getirtilmiş, tarafların sundukları belgeler de dosyamız arasına alınmıştır.
Duruşma açılarak gelen taraflar dinlenmiş ve bilirkişi incelemesine dair ara karar verilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişilerden alınan ilk raporda özetle; ” yapılan işlemlerin yasal defterlere kayıt edildiğini, hatalı işlemlerin müşteri temsilcisinin hem şirket portföyüne hem de aracı kurum müşterilerinin namına gireceği emirleri karıştırarak şirket porföyü olan hesap yerine kurum müşterisi olan Volkan’ın …numaralı hesabına girmesinden kaynaklandığını, müşteri temsilcisi olan Evren’ in söz konusu… ve …pay senedi işlemlerinde kusurulu bulunduğunu, hataya konu işlemlerin Volkan’a gönderildiği ancak söz konusu dönemde davalı …’ın işlem haciminin 2.629.327.918,82 TL, işlem adedinin 133.190 adet olmasından hareketle iddiaya konu 2 adet işlemin davalı … tarafından gözden kaçabileceği hususunun makul bulunduğunu, işlemlerin yapıldığ hesabın sahibi Volkan’ın verdiği dilekçelerde geçmiş tarihler itibarıyla hesaptaki işlemleri ibra ettiğini, hatalı işlemlerin 09/02/2018 ve 27/02/2018 tarihinde…şirketi tarafından düzeltildiğini, düzeltilen işlemler nedeniyle …şirketinin 16.000 TL zarara uğradığını, yapılan işlem düzeltmelerinden sonra 2017 yılı olağan genel kurulunun yapıldığı 30/05/2018 tarihli genel kurul tutanağında davacı … ve Mert’in 2017 yılı faaliyetlerinden ötürü bu dönemdeki yönetim kurul üyelerini ayrı ayrı ibra ettiklerini, sermaye piyasası kuruluna 25/04/2018 tarihinde gönderilen hesap dönemine ilişkin mali tablo ve eklerinde o dönemki yönetim kurulu üyesi olan davacı …’ in imzasının bulunduğunu,” bildirmişlerdir.
İtiraz üzerine ek rapor alınmıştır.
Bilirkişilerden alınan 15/11/2021 tarihli ek raporda özetle; ” Meydana gelen işlemlerde …’a bildirim yapılmasına mahal verecek bir durum oluşmadığı, … ve… pay senetlerinde yapılan işlemlerin davacı tarafın iddia ettiği şekilde davalı … tarafından yapıldığına (emir verildiğine) dair herhangi bir döküman veya kayıt bulunmadığı, dolayısıyla dosyaya konu işlem emirlerinin … tarafından verildiğine yönelik bir değerlendirilme yapılamayacağı,… işlemlerine yönelik kurum zararının kök raporda da yer aldığı üzere 16.000,00 TL ile sınırlı kaldığı, 17.01.2018 tarihinde … hesabından yapılan 1.192.000,00 TL tuttarındaki nakit çıkışındaki fonlamanın büyük bölümünün …’ın diğer ödünç menkul işlemleri ile ilgili …’ta fazladan bulunan 515.000,00 TL nakit teminatın hesaba geçmesinden karşılandığı, Ödünç alımına istinaden numarası yenilenerek 17.01.2018 tarihinde yapılan ödünç sözleşmesinde … ile… A.Ş. arasında yazılı olarak akdedilen bir sözleşme niteliğine haiz olmadığı, 17.01.2018 tarihinde gerçekleşen 1.192.000,00 TL’lik teminat çekimi işleminde aynı zamanda …A.Ş. müşterisi olan …’ın kredilendirilmesi süreci ile ilgili olarak herhangi bir aykırılık/limit aşımının bulunmadığı, … işlemlerine yönelik …A.Ş. nezdine taşınan pozisyon zararı hariç) herhangi bir nakdi zararının olmadığı, Davalı … hesabında meydana gelen … ve …kıymet işlemlerin 09.02.2018 ve 27.02.2018 tarihlerinde… Değerler A.Ş. tarafından düzeltildiği ve kıymet virmanlarının yapıldığı, Düzeltilen işlemler nedeniyle toplamda… A.Ş.’nin 16.000,00 TL zarara uğradığı, yapılan değerlendirmede işlem adedi sıklığı ve işlem büyüklüklerinin; hesaptaki işlemlerin fark edilip edilmemesinde tek faktör olmadığına kanaat getirmekle birlikte söz konusu faktörlerin önem arz ettiklerine ve bu işlemlerin … tarafından yapıldığına (emir verildiğine) dair herhangi bir döküman veya kayıt bulunmaması ışığında davaya konu işlemlerin … tarafından fark edilememesinin mümkün olabileceği, yapılan işlem düzeltmelerinden sonra 2017 yılı Olağan Genel Kurulunun yapıldığı 30.05.2018 tarihli genel kurul tutanağında davacılar … ve …’ın 2017 yılı faaliyetlerinden ötürü bu dönemdeki yönetim kurulu üyelerini ayrı ayrı ibra ettikleri, Sermaye Piyasası Kurulu’na 25.04.2018 tarihinde gönderilen 01.01.2018-31.03.2018 tarihleri arasındaki hesap dönemine ilişkin mali tablo ve eklerin gönderiminde o dönemki yönetim kurulu üyesi olan davacı …’ın imzasının bulunduğu, bununla birlikte, işlem düzeltmelerinin olduğu 2018 yılına ait genel kurulun 2019 yılında yapıldığı, bundan dolayı da ilgili işlem düzeltmelerinde davacıların bilgisi nezdinde olup olmadığının nihai takdirinin Mahkememize bırakıldığı” bildirmişlerdir.
İtirazlar doğrultusunda yeni bir bilirikişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.Mahkememizce alınan ikinci bilirkişi heyeti 25/05/2022 tarihli kök raporunda özetle; ” Davalı müşteri …’a ait aracı kurum nezdinde … no.lu ve … no.lu 2 adet hesap bulunduğu, hatalı işlemlerin ve hatalı işlem düzeltmelerinin davalı müşterinin … no.lu hesabında gerçekleştirilmiş olduğu, Hesapta gerçekleştirilen EREGL pay senedi işlemine ilişkin olarak; 11.01.2017 tarihinde 100.000 adet… pay senedinin 5,14 TL’den açığa satılmış olduğu, 11.01.2017 tarihinde …no.lu davalı …’a ait Açığa Satış Müşteri Emri Formunun bulunduğu, bu form ile 12:51:51 zamanında … nolu emrin verildiği, 4389 ordino no ile 100.000 lot… pay
senedinin 5,14 TL’den açığa satışının yapıldığı, ilgili işlem Log Kayıtlarında, 192.168.50.5 no.lu IP den emrin gönderildiği, bu IP’nin aracı kurum çalışanı …’ya ait olduğu, ancak aracı kurumca tutulması gereken ses kayıtları
deşifresinin dosyaya sunulmadığı, bu sebeple bu açıdan müşteri emrinin teyidinin yapılamadığı, 11.01.2017 tarihli Gerçekleşen İşlem Raporunda ilgili tarihte …no.lu davalı müşteri hesabında 100.000… açığa satış işleminin yer aldığı, 13.01.2017 tarihinde (takas tarihi) gerçekleşen 100.000 lot … açığa satış işlemi için 514.000 TL üzerinden 0,0000630 Kurtaj payı kesildiği ve davalı müşteriden ana para + toplam 32,38 TL komisyon tahsil edildiği,
17.01.2017 tarihli … no.lu davalı müşteriye ait Teminat Hareket Raporundan MKK’sız Virman olarak açığa satışı yapılan EREGLİ pay senedi için müşteriden 687.000 TL nakit teminat alındığı, 31.12.2017 Tarihli… no.lu davalı müşteri Portföy Hesabı Özetinde 100.000 lot …’nin açığa satış olarak yer aldığı, Davalı müşterinin…no.lu hesabı ile ilgili 31.12.2017 tarihi itibariyle Portföy Hesabı Özetini gördüğü, kabul ettiği ve onaylayarak “mutabık olduğuna” dair el yazısı ile
imzasını atmış olduğu, Tüm bu işlemler bağlamında; davalı müşterinin piyasanın işleyişine vakıf bir profesyonel olduğu ve yoğun günlük işlem yaptığı hususları göz önüne alındığında portföyünde açığa satış yaptığı ve daha sonrasında 22.02.2018 tarihinde aradan 1 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra vermiş olduğu yazılı talimat ile “11.01.2017 tarihli 100.000 lot EREGLİ 5.14 TL’den açığa satışın kendisi tarafından verilmediği” yönündeki beyanının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, hatalı işlem olarak adlandırılan 100.000 lot…satış işleminin her gün kapanış fiyatından gerçekleşen fiyatlama ile portföyüne oldukça yüksek oranda zarar yazan bu işlemi fark etmemesinin mümkün olamayacağı, bu meyanda zımni kabul ve hakkın suiistimali yorumunun da geçerli olabileceği kanaatine ulaşıldığı, Nitekim… pay senedinin açığa yani portföyde senet olmadan satılan 11.01.2017 tarihinde 5,14 TL olan fiyatının 31.12.2017 tarihli Hesap Özetinde kapanış fiyatı 10,18 TL olarak görüldüğü, bu farkın pay senedini elinde bulundurmadan ödünç alarak satan müşteri hesabına büyük zarar yazdığı, ayrıca incelemesi çok da uzun sürmeyecek kadar hisse senedi mevcudiyeti taşıyan bu
hesap özetini davalı müşterinin “mutabıkım” diyerek imzalamış olduğu, Zarar miktarının artması sebebiyle sattığı payları yerine koyamayan müşterinin 22.02.2018 tarihinde “…satış işleminin kendisine ait olmadığını” beyan ettiği ve düzeltme talebinde bulunduğu, Buna rağmen müşteriyi kaybetmemek adına aracı kurumca bu işlemin şirket portföyüne kaydırılmasına karar verilmiş olduğu, bu kararın yönetim kurulu kararına istinat etmemesi hasebiyle davacıların da içinde
bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin şirket portföyünü zarara uğratan bu karar ve işlemlerden haberi olmadığı kanaatinin heyetimizde oluştuğu, bu yapılan işlemlerin davalı Genel Müdür … ve davalı Müdür…’nın bilgisi dâhilinde gerçekleştirilmiş olduğu, aynı şekilde davalı hesabında gerçekleştirilen… pay senedine ilişkin olarak; Müşteri alım emri, log kayıtları, telefon kayıt deşifreleri türünden bilgiler dava dosyası içerisinde yer almamakla birlikte Müşteri Menkul Kıymet Dökümü Listesinden emir tarihi 21.04.2017 olan 200.000 lot …pay senedinin takas tarihi olan 25.04.2017 tarihinde alım olarak hesabına yansımış olduğu, buna göre 2,92 TL birim fiyattan toplam 584.000 TL’nin hisse alım bedeli olarak (komisyon vergi hariç) davalı müşteri hesabından otomatik çekildiği, hesaba alımı yapılan 200.000 lot … pay senedine ait fiyat grafiğinde müşteri hesabına alınan … pay fiyatının alım yapıldıktan kısa bir süre sonra devamlı düşüş
göstermiş olduğu, bu sebeple müşteri portföyünün büyük oranlı değer kaybı yaşadığı, Müşterinin 06.02.2018 tarihli yazılı talimatı ile “… no.lu hesabında 21.04.2017 tarihinde gerçekleştiğini gördüğü 200.000 lot 2,92 TL fiyattan … pay senedi alış işleminin tarafınca emri olarak verilmediği, sehven hesabına alındığını düşündüğü bu payların geçen sürede uğradığı faiz kaybı ve işlem komisyonunun da hesabına iadesi ile söz konusu işlemin düzeltilmesini” istediği,
müşterinin 21.04.2017 tarihli bir işlemin 06.02.2018 tarihinde kendisine ait olmadığını beyan etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, buna rağmen müşteriyi kaybetmemek adına aracı kurumca bu işlemin şirket portföyüne kaydırılmasına karar verilmiş olduğu, bu kararın yönetim kurulu kararına dayandırılmaması sebebiyle davacıların da içinde bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin şirket portföyünü zarara uğratan bu karar ve işlemlere vakıf olmayabileceği, kanaati oluştuğu,yapılan işlemlerin davalı Genel Müdür … ve davalı Müdür … bilgisi dâhilinde gerçekleştirilmiş olduğu, hatalı olarak adlandırılan işlemlerin Aracı Kurumca Şirket Portföyü üzerinden düzeltilmesi ve bu işlemlerin şirket portföyüne çekilmesi sonucu aşağıdaki tabloya ulaşılmakta olup; aracı kurum portföyünden 10,91 maliyet ile 100.000 adet … pay senedinin müşteri hesabına virman yapılmış olduğu karşılığında 577.000 TL portföye TL girişi yapıldığı,
aracı Kurum portföyüne 2,47 maliyet ile müşteri hesabından 200.000 adet … pay senedi alınmış olduğu karşılığında 600.000 TL ödenmiş olduğu, sonuçta aracı kurum portföy değeri/mal varlığı; 100.000 adet … için 514.000 TL, 200.000 adet… pay senedi için 106.000 TL, toplamda ise 620.000 TL değer kaybına uğramış olduğu, ilgili işlemlere ilişkin dava dosyasına sunulan talimat, fiş ve dekontlarda Genel Müdür … ile Müdür …’nın imzasının bulunduğu, böylece bu
işlemlerin bu kişilerin bilgisi dâhilinde gerçekleştirildiği, ilgili pay senetlerinin portföyde tutulup tutulmadığı veya satılıp satılmadığı bilgisi dava dosyasında yer almadığından bu konuda reel zarar tespiti yapılamadığı, böyle olmakla birlikte aracı kurum portföyünde önemli zarar ya da değer kaybı oluşturacak yukarıda belirtilen işlemler sebebiyle telafi edilen müşteri zararına ilişkin yönetim kurulu kararının bulunmadığı ve bu konunun yönetim kurulunda karara
bağlanmaması sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin anılan hususa ilişkin bilgilendirilmediği ve bu işlemlerin bilgileri dışında olduğu, kanaatini oluştuğu, yukarıda detaylandırılan işlemlerin her ne kadar ilgili müşteri tarafından fark edilemediği ileri sürülse de tüm bu işlemlerin müşterinin bilgisi dâhilinde yapılmış olduğu, mevzuat gereği müşteriye hesap özeti gönderilme zorunluluğunun aracı kurumca ihlal edilemeyeceği, bu sebeple müşteriye hesap özetlerinin gönderilmiş olduğunun varsayıldığı, müşterinin bir şekilde (bilerek, isteyerek veya yetki vererek) portföyüne alınan bu pay senetlerinden haberdar olmamasının her iki pay senedinin müşteri portföyüne yazmış olduğu yüksek miktarlı zarar sebebiyle mümkün olamayacağı, Şirketçe, ilgili işlemleri kapsayan dönemler Finansal Tablo ve faaliyet raporlarında şeffaf olunması gerektiği ancak bazı kilit konuların kamuya açıklanmasının doğuracağı olumsuz sonuçların, kamuya açıklamanın doğuracağı kamu yararını aşacağının makul şekilde beklendiği oldukça istisnai durumların bağımsız denetçi raporlarında ve faaliyet raporlarında bildirilmemesinin makul görülebileceği, nitekim tüm yukarıda belirtilenler paralelinde; bağımsız
denetim raporlarında ve faaliyet raporlarında şirket portföyünde değer kaybı oluşturan bu iki önemli hususa yer verilmemiş olmasının müşteriler/ yatırımcılar nezdinde olumsuzluğu bertaraf etme bağlamında önemli olduğu, bu sebeple bu işlemlere yer verilmemesinin makul kabul edilebileceği, bu kararın; müşterinin şirketin 20 yıllık müşterisi olduğu, aylık yüksek tutarda komisyon geliri sağladığı ve böylece aracı kurum gelirlerini artırıcı faydası bulunduğu, kaybedilmemesi gerektiği, müşteri memnuniyetinin, sadakat ve güveninin sağlanması bağlamında ilgili işlemlerin aracı kurum portföyüne çekilmesi kararının üst yönetim bazında genel müdür ve müdür yetkisi ile alınmış olduğu, şirket portföyüne yönelik önemli boyutlu işlemler hakkında yönetim kurulu kararının alınmasının, tüm yönetim kurulu üyelerinin konudan haberdar olması anlamında daha kabul edilebilir ve makul olacağı, dava konusu olaya ilişkin her ne kadar davacılar tarafından sorumluluk beyanlarının imzalandığıbelirtilse de; anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun esasının kusura dayalı bir sorumluluk olduğu, şirketin zarara uğramasında yönetim kurulu üyelerinin kusurlu oldukları
sürece şirkete verdikleri zarardan (pay sahiplerine karşı da verdikleri dolaylı zarardan) sorumlu olacakları; böyle olmakla birlikte TTK md 553/son fıkrada, yönetim kurulu üyelerinin birden fazla olması halinde, müteselsil sorumluluğun (mutlak teselsülün) değil farklılaştırılmış teselsül sorumluluğun esas olduğu, keza son fıkra hükmünde, yönetim kurulu üyelerine, kendi görev ve yetki alanları dışında, yani kontrolleri dışında kalan şirketi zarara uğratıcı kanuna, esas
sözleşmeye aykırı işlemlerden sorumlu olamayacaklarının hükme bağlanmış olması karşısında konuya ilişkin hukuki değerlendirmenin, yukarıda izah ettiğimiz hususlar çerçevesinde Mahkemenin münhasır yetkisinde olduğu
sonuç ve kanaatine ulaşıldığını” bildirmişlerdir.
Sunulan yeni bilirkişi raporuna de esaslı itirazlar üzerine yeniden belgeler toplanmış ve SPK uzmanından ek rapor alınmıştır.
SPK uzmanı olan bilirkişiden alınan ek raporda özetle; “Davalılar vekilinin itirazlarının ve dosyaya kök rapor sonrası ibraz edilen belgenin değerlendirilmesinden, tablo ile aracı kurum portföyünün, detayları verildiği üzere toplam 715.180,00 TL zarara uğratıldığı ve malvarlığının azaltıldığı, Aracı kurum portföyü ile aracı kurum müşterisi arasında, işlemler gerçekleştikten yaklaşık 1 yıl sonra yapılan bu aktarım işleminin yönetim kurulu kararına bağlanmamış olması sebebiyle tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bulunmadığı, işlemi gerçekleştiren, onaylayan ve imzalayan yönetim kurulu üyesinin ve diğer yönetici pozisyonundaki çalışanın kusurları sebebiyle sorumluluğu bulunduğu, yapılan işlem düzeltmelerinin 2018 yılında gerçekleştirildiği, bu durumda davalılar vekilince belirtilen önceki bilirkişi raporundaki “2017 genel kurulunun yapıldığı, 30.05.2018 tarihli genel kurul tutanağında davacılar … ve …’ın 2017 dönemindeki yönetim kurulu üyelerini ayrı ayrı ibra ettikleri” ifadesinin 2018 yılı Faaliyetlerinin görüşüldüğü Genel Kurulu kapsamadığı, işlem düzeltmelerinin sonucunun yansıyacağı 2018 yılı genel kurulunun 2019 yıtında yapılmış olması gerektiği, bu işlemlerin detayına genel kurulda yer verilmesi veya gündem maddesi yapılması halinde bilgi sahibi olunacağı, aksi halde bilançoyu onaylamanın genel kurul kararlarının iptaline engel olmayacağı, hususlarının ayrıca belirtilmesinin önemli görüldüğü, davalılar vekili tarafından dermeyan edilen itirazların ve dosyaya sunulan belgenin, kök raporda ulaşılan görüşümüzü değiştirir mahiyette olmadığı, anılan görüşümüzün aynen muhafaza edildiği sonucuna ulaşıldığını” bildirmiştir.
İkinci bilirkişi heyetinin raporları ile önceki rapor arasında farklılık bulunması nedeniyle üçüncü bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan son bilirkişi heyeti raporunda: “Rapor içeriğinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi,
dava dosyası, davacı yana ait ticari defter ve belgeler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Dava konusunun, dava dışı …olan … arasındaki işlemleri kimin döneminde yapıldığının, taraflardan kimin
kusurunun olduğu, yapılan işlemlerin telafi edilip edilmediğinin, Şirketin bu işlemler sonucunda zararının oluşup oluşmadığının, var ise nereden kaynaklandığı ve miktarının ne olduğu, işlemleri kimin yaptığı ve kimin sorumlu olduğu tespitleri talebinden ibaret olduğu, Dava dışı… A.Ş.’nin 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Dava dosyasına sunulu olan deliller ile mübrez tüm evraklar üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirilmeler neticesinde, Davaya konu hisse senedi ve nakit virman işlemlerinde, Şirket imza yetkililerinden herhangi ikisinin şirketi temsilen şirket kaşesi üzerinde imzasının bulunduğu, işlemlerin şirket adına, şirketi temsilen, şirket kayıtları üzerinde ve davacı ve davalı yönetim kurul üyelerinin bilgi ve imzası dahilinde aleni şekilde müşteri talebi dikkate alınarak gerçekleştirildiği, işlemlerin şirket kayıtlarında ve finansal tablolarda yer aldığı, birbirini teyit eden tüm belgelerde işlemin şirket iradesine uygun olarak şirket adına ve hesabına şirketteki imza yetkililerince gerçekleştirilmiş olduğu ve işlemde imzası bulunan herhangi bir yönetim kurul üyesi veya personeline kişisel kusur atfetmenin mümkün bulunup bulunmadığı ile ilgili son karar mahkemeye ait olduğu, diğer yandan şirket kayıtlarının incelenmesinde davaya konu 11.01.2017 tarihli 100.000 lot … açığa satış işlemi ile 21.04.2017 tarihli 200.000 … hisse senedi alış
işlemlerine ilişkin talimatların davalı … veya şirketin başka bir müşterisi tarafından verildiğine ilişkin bir kayda rastlanmadığı, sehven gerçekleştiği düşünülen kaydın bu kapsamda dava dışı şirket tarafından 09.02.2018, 27.02.2018 tarihinde ilgili portföyler arasında nakit ve hisse senedi virmanları gerçekleştirilerek düzeltildiği, nakit ve hisse senedi pozisyonlarının gerçek hak sahibi portföylere nakli suretiyle gerçekleşen kayıt düzeltme işlemlerinden kaynaklanan virman işlemlerinden dolayı dava dışı… A.Ş. kayıtlarında ticari yasal kayıtlar bakımından zarar doğurucu bir işlem gerçekleşmediği, dava dışı şirketin bir borsa aracı kurum olması, özel mevzuatlarınca finansal kayıt ve işlemlerin Sermaye Piyasası Kurulu, …İstanbul A.Ş., … Şirketlerince denetlenmeleri, finansal kayıtlarının Kamu Aydınlatma Platformunda ilan ve müşteri hesaplarının müşterilerin emir ve talimatlara uygun şekilde tutulmasına ilişkin sorumluluk ve yasal yükümlülükleri kapsamında düzeltilmesinin gerekli bulunması, dava dışı aracı kurumun bu yükümlülüğünü şirketi temsil ve ilzama yetkili davacı imzalarının bulunduğu nakit ve hisse senedi virman işlemleriyle gerçekleştirmiş olduğu, dava dışı
şirketin 2002 senesinden beri 16 yıldır işlem hacmi ve komisyon getirisi yüksek, verimli ve sorun çıkartmayan güvenilir bir müşterisinin portföy büyüklüğü nedeniyle gelecekte yaratacağı potansiyel getiriden mahrum olmamak, ayrıca müşteri ve şirket arasında oluşacak ihtilafın çözülememesi durumunda konunun piyasada şirket hakkında olumsuz bir intiba oluşmasını ve düzenleyici ve denetleyici kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) konunun müşteri şikayeti olarak gitmesi durumunda oluşabilecek itibar kaybını da önlemek için şirketin ticari bir karar vererek müşterisi ile sulh yoluna gitmesi bu türlü hatalı kayıtlarda makul görülecek kararlar kapsamında olduğu kanaatinin edinildiği, Şirket portföyüne alınmış pozisyonların realize edildiği tarihin 22.04.2022 olması nedeniyle incelenen hesap kayıtlarında işlemin yapıldığı, davanın açıldığı tarihte realize edilmiş bir zararın doğmadığı sonuç itibari ile işlemin kar ile realize edilerek kapatıldığı
tespit edilmiş ve dava konusu düzeltme işlemi nedeniyle dava dışı şirketin herhangi bir zararının mevcut olmadığı, Müşterinin 06.02.2018 tarihli yazılı talimatı ile “…no.lu hesabında 21.04.2017 tarihinde gerçekleştiğini gördüğü 200.000 lot 2,92 TL fiyattan… pay senedi alış işleminin tarafınca emri olarak verilmediği, sehven hesabına alındığını düşündüğü bu payların geçen sürede uğradığı faiz kaybı ve işlem komisyonunun da hesabına iadesi ile söz konusu işlemin düzeltilmesini” istediğinin tespit edildiğini” bildirmiştir.Sunulan son rapor ve önceki raporlar birlikte değerlendirilerek yeterli görülmüş ve itirazlar red edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların ortak olduğu dava dışı… AŞ’nin yöneticisi, denetçisi ve müşterisi olan davalıların, davalı … lehine şirkete zarar verdiği iddiasıyla şirket zararının tazmini istemine ilişkindir.
Sunulan bilgi ve belgelerden, davaya konu 11.01.2017 tarihli 100.000 lot … açığa satış işlemi ile 21.04.2017 tarihli 200.000 …hisse senedi alış
işlemlerine ilişkin talimatın davalı … tarafından verildiğine dair bir belge olmadığı, işlemlerin davalı … tarafından Volkan hesabına yapılmış olduğu, hisselerin değer kaybı nedeniyle ve Volkan’ın uyarısı üzerine düzeltme yapıldığı ve davalı …’ın zararının kapatılarak şirkete yazıldığı, kapatma işlemlerinin 27/02/2018 ve 09/02/2018 tarihlerinde yapıldığı, işlem yapma ve kapatma tarihlerinde davacıların da şirkette yönetim kurulu başkanı ve üyesi olduğu, 2017 mali yıla ait genel kurulun 28/05/2018 tarihinde yapıldığı ve davacıların yönetim kuruluna seçilmediği, yeni yönetimin atandığı, anılan genel kurul toplantısında alınan kararlarla önceki yöneticilerin ibra edildiği anlaşılmıştır.
Davalı …’ın yüksek hacimli işlem yapan bir müşteri olduğu ve davaya konu zararlandırıcı işlem yanında dava dışı … şirketine çok fazla komisyon kazandırdığı, yapılan işlemin yapılış tarzı ve davacıların işlem tarihlerindeki konumu nazara alındığında kabul edilebilir bir hatadan kaynaklandığı, davacıların da aynı işlemle ilgili varsa sorumluluklarının olacağı, oysa bu hatanın kabul edilebilir ve ticari zarar olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
İşlemin davalı … tarafından yapıldığı ve Mehmet’in bilgisi olduğu, diğer davalıların bundan haberi ve sorumluluğunu gerektirir bir ihmallerinin tespit edilemediği, kaldı ki dava dışı şirketin yönetim kurulunda bulunmayan bağımsız denetim firması olan 3 nolu davalı ve mali müşaviri olan 4 nolu davalının sorumluluğunu gerektirir bir kusurunun bulunmadığı, ticari zarar ile ilgili gerçek durumun tespiti dışında bir müdahale imkanlarının olmayacağı, davalı … ise sadece hesabında işlem yapılan ve zarar gören kişi olduğu, bu kişinin şirketin ticari zararından sorumlu tutulamayacağı anlaşılmıştır.
TTK’nın 560. Maddesine göre zaman aşımının zarar ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl olduğu, işlem yapma ve kapatma tarihlerinde davacıların yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak durumu en geç genel kurul tarihi olan 29/05/2018 tarihinde öğrenmesi gerektiği, zira finansal tabloların düzenlenmesinden kendilerinin de sorumlu olduğu, şirketin gerçek durumuna uygun finansal tabloların hazırlanmamasından davacıların da sorumlu olacağı, kaldı ki ibra kararı ile ibra kapsamında kalan hususlarla ilgili sorumluluk davası açılamayacağı, ibra kararına olumlu oy veren pay sahibinin iptal davası açma hakkının da bulunmadığı, istisnasının ise kasten ve ağır kusurla bir zarar verildiğini gizlenmesi olduğu, eldeki davada böyle bir durumu da tespit edilmediği, yine TTK’nın 558/2. Maddesine göre ise ibra kararı ile davacıların dava hakkının da sona erdiği anlaşılmıştır.
Açıklanan yukarıdaki gerekçelerle; davacıların davasının yersiz olduğu gibi sorumluluk gerektiren bir durum da tespit edilmediği, talebin zaman aşımına da uğradığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli red harcı 80,70 TL olup, yatırılan 1.707,75 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 1.627,05 TL kısmın kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafın kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereince hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …, …A.Ş. ve …Ltd.Şti.’ne eşit oranda verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri olarak harcanan 7.500,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana verilmesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır