Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/305 E. 2022/862 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/305 Esas
KARAR NO : 2022/862
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, olay günü … … sevk ve idaresindeki plakası belirsiz motosikletiyle 31.05.2017 günü saat 10:30 sıralarında … Mahallesi Kalearkı Sokaktan … Caddesine seyir halinde iken motosikletin yoldaki çakıllardan dolayı dengesinin kaybolması sonucu orada bulunan elektrik direğine çarpmaları sonucu tek araçlı maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza esnasında müvekkilinin sol bacağının motosikletin çarptığı direğe denk gelmesi sonucu yaralandığını ve olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, … Merkezinin kazayı bildirmesi sonucu … Emniyet Müdürlüğü tarafından olay yerine sevk edilen 6083 kod numaralı ekibin yapmış olduğu çalışmalarda yaralı … … isimli yaşı küçük çocuğun olay yerinde olmadığı, ambulans ile hastaneye kaldırıldığı, olay yerinde başkaca bir bulgu olmadığının tespit edildiği ve olay yönünden yapılan incelemeler sonucu kaza raporu tanzim edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, … İl Sağlık Müdürlüğü … Hastanesinde tedavi altına alındığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu bu trafik kazası neticesinde femur şaft kırığı, iki adet ten in kırık meydana geldiğini, sol bacağına platin takıldığını, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından 27.09.2019 tarihinde düzenlenen … numaralı Adli Kurul Raporuna göre müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza neticesinde özür oranının %12 olarak belirlendiğini, kazan nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalıdan karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalıya 16.09.2019 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ve 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağının ihtaren bildirildiğini ancak davalı tarafından dönüş yapılmadığı, müvekkiline ödenmesi gereken 5.500,00 TL daimi maluliyet tazminatının başvuru tarihi olan 16.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının başvuru şartının gerçekleşmediğini, söz konusu maluliyet raporunun güncel mevzuata uygun alınmamış olması sebebiyle müvekkili kuruma başvuru şartının gerçekleşmemiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, tek taraflı delil olarak sunulan raporun kabulünün mümkün olmamakla birlikte terör kaza yaralanmaya ilişkin olarak alınmamış olan uzman hekim imzası bulunmayan raporun kabulü ile hüküm kurulacak olmasının hukuka aykırılık oluşturacağını, söz konusu dava başvuru şartı sebebiyle reddedilmeyecekse maluliyet raporunun yargılama sırasında güncel mevzuata uygun şekilde alınmasını talep ettiklerini, davacının ceza dosyasında kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünden şikayetçi olmadığını, tazminat hakkının ortadan kalktığını, tescilsiz motosiklette yolcu olarak bulunan davacının hatır için taşıdığı dosyanın münderecatından anlaşıldığını, dava konusu trafik kazasında hatır taşımasının söz konusu olduğundan başvuran lehine tesis edilecek bir tazminat var ise indirim yapılmasının yasa gereği olduğunu, malul kaldığı iddia edilen davacının kaza sırasında sürücü belgesi bulunmayan … …’nın sevk ve idare ettiği tescilsiz motosiklete bilerek bindiği için müterafik kusurlu olduğunu, davacının kaza tarihinde 13 yaşında olduğunu, Türk Medeni Kanunu ve sair mevzuat hükümleri gereğince anne-babanın bakım ve göretim görevleri olduğunun izahtan vareste olduğunu, başvuranın maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için maluliyet oranını ve malül kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesinin gerektiğini, kusur oranının bilirkişilerce belirlenmesi gerektiğini, zararın tespit edilmesi gerektiğini, SGK’nın ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, müvekkili aleyhine hükmedilecek bir tazminat var ise bu tazminat miktarının hesaplanmasında 01.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayılları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarında belirtilen Hazine Müsteşarlığının belirlediği TRH tablosunun ve teknik faizin uygulanmasının gerekeceğini, ticari / temerrüt / avans faizinin talep edilemeyeceğini, haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddini, kusur durumunun şüpheye mahal vermemesi adına ceza dosyasının celbini, ilgili dosya eksikliği tamamlandıktan sonra dosyanın kül halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevkine karar verilmesini, lehe karar verilmesi halinde güncel mevzuata uygun maluliyet raporu alınması için İstanbul ATK’ya sevkine karar verilmesini, aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikli talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, gerçekleşen trafik kazası neticesinde maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak soruşturma dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak davaya konu trafik kazasından dolayı oluşturulan hasar dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… Devlet Hastanesine müzekkere yazılarak davacının tedavi evrakları dosyamıza getirilmiştir.
… … SGK’ya müzekkere yazılarak davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıya rücuya tabii ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, 11.08.2020 tarihli cevabi yazısında herhangi bir ödeme yapılmadığı bilgisi verilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının SED araştırması yaptırılmıştır.
Davalı davadan önce … ‘ ne davacı tarafça başvurulduğu ve orada red kararı verildiği gerekçesi ile kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddini talep etmişse de ilgili kararın incelenmesinden Sigorta Hakem Heyeti Kararı’nın usulden( sigortaya usulüne uygun başvuru olmaması nedeni ile) redde ilişkin olduğu ve bu anlamda kararın kesin hüküm teşkil etmediği açık olup açıklanan nedenle bu davalı itiraz ve talebi yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki kusur durumunun tespiti için dosya İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 26.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…sürücü … …’nın %100 oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
… ATK ön raporu doğrultusunda davacı … Hastanesine sevk edilerek muayenesi yaptırılmış, yapılan muayene doğrultusunda oluşturulan belgeler dijital ortamda celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Eksiklikler giderildikten sonra dosya davacının maluliyetinin tespiti için … ATK’ya gönderilmiş, 10.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(6a……….25)A %29×1/4=%7.25 E cetveline göre %5.1(yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Maluliyet raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı taraflarca beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Alınan maluliyet raporunun yanlış yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla, bu defa Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca rapor alınmasına karar verilmiş, 24.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8 ve Tablo3.8b’ye göre alt ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %(5+5)=%10 olup tablo 3.2’ye göre; kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %5 (yüzdebeş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Maluliyet raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davacının prime esas kazancını gösterir kayıtlar celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya aktüer bilirkişiye gönderilmiş, 07.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…takdir hakkı sayın mahkemenize ait olmak üzere; dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle bilirkişiliğimizce yapılan değerlendirme sonucu; 31.05.2017 tarihinde meydana gelen kazada davalının haksız eylemi sonucu yaralanan … … için, dosyada mübrez Adli Tıp Kurumu … Ihtisas kurulunun son verdiği 22.11.2021 tarihli rapor esas alınarak %5 maluliyet oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı, belirtilmiş olmakla TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant yöntemi ile yapılan hesaplama sonucunda 143.841,38 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığına dair iş bu rapor sayı ile sunulur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Davacının askerlikte geçireceği sürenin Yerleşik Yargıtay İçtihatları nazara alınarak mahsup edilerek ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 12.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…askerlik süresi boyunca tazminat hesaplanmaması yönünde karar verilmesi halinde davacı için 6 aylık askerlik süresinin tenzilinden sonra 142.565,36 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığına dair iş bu rapor sayı ile sunulur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi ek raporu sunulduktan sonra Temmuz ayında asgari ücret miktarında meydana gelen artış dikkate alınarak dosyanın bu artış nedeni ile tazminat hesabında değişiklik olup olmayacağı, olacak ise yeni hesabın yapılarak ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 10.10.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…askerlik süresi dikkate alınmadan yapılan hesaplama sonucunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yönetimi ile yapılan hesaplama sonucunda 184.040,57 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığına, askerlik süresi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yönetimi ile yapılan hesaplama sonucunda 182.390,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 10.11.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini askerlik süresi mahsup edilmiş hali ile 182.390,47 TL ‘ye çıkartıldığını bildirmiş ve eksik harcı ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı … …’ ın arkadaşı olan … … ile, …’ nın sevk ve idaresindeki plakasız motosiklet ile trafikte seyir halinde iken dava dışı …’ nın aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazasının gerçekleştiği, bu kazada davacının yaralandığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının bu yaralanma sonucu maluliyete uğrayıp uğramadığı, bundan kaynaklı olarak maddi zararının bulunup bulunmadığı, var ise bunun miktarı ile davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarındadır.
Bunların tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan … ATK … İhtisas Dairesi raporunda dava dışı …’ nın tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Öyle ki davacı motosiklette yolcu konumunda olduğundan ATK raporuna mahkememizce de iştirak edilmiştir.
Davacının maluliyet durumunun belirlenmesine yönelik olarak alınan … ATK’ nın 10/06/2021 tarihli raporunun yanlış yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenmiş olması ve taraflarca rapora itiraz edilmesi üzerine kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca yeni rapor alınmasına karar verilmiş, ATK’ nın 24/11/2021 tarihli raporunda davacının maluliyetinin %5 olduğu belirlenmiştir.
Davacı maluliyetinin daha yüksek olması, davalı ise Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca rapor alınması gerektiği yönleri ile rapora itiraz etmişlerdir.
Davacı itirazlarına, son alınan ATK maluliyet raporunda daha önce Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen raporların incelenerek, davacının güncel durumunun tespiti için Erzurum Üniversitesi Hastanesi nezdinde yapılan tetkikler sonucu İstanbul ATK nezdinde yapılan muayenesi sonrası raporun tanzim edilmesi; davalının Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca rapor alınması gerektiği yönündeki itirazına ise ATK raporlarında da belirtildiği üzere 20/02/2019 tarihli 30692 Sayılı Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik 5. Bölüm 14. Maddesi uyarınca ( 30/03/2013 tarih ve 28603 Sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve ilgili mülga mevzuat hükümlerine göre çocuk bakımından yapılan atıflar bu yönetmelik hükümlerine yapılmış sayılır ) hükmü gereğine Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğinden ayrı ayrı taraf itirazlarına değer atfedilmemiştir.
Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi benzer şekilde önüne gelen uyuşmazlıkta “…Somut olayda; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan … …astanesi’nin 03/01/2020 günlü Çocuklar İçin Terör Kaza Yaralanma Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunda davacı çocuk için opere sağ femur kırığı ve sol dizde doku kaybının geliştiği belirtilerek hareket gelişim alanında kısıtlılık için %8, sol bacakta atrofik skar nedeniyle kısıtlılığın %5 olduğu belirtilmiş, ancak raporda maluliyet oranın toplulaştırılmış hali görülmediği gibi rapor 04/09/2018 kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre de düzenlenmemiştir. Bu nedenle rapor, karar vermeye elverişli değildir.
O halde, Hakem Heyetince, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, temyiz eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçeleri ile Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin değil Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini vurgulamıştır.
Kusur ve maluliyete ilişkin sorunların çözümünden sonra aktüer bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiş, ilk alınan rapor davalının, davacının askerlikte geçirilecek sürenin hesaplanan tutardan mahsup edilmediği yolundaki itirazı dikkate alınarak eksik görülmüş ve anılan hususta ek rapor istenmiş, ek rapor ise rapor sonrası asgari ücretteki değişiklik nedeni ile hükme esas alınamamıştır.
Davacı son alınan 10/10/2022 tarihli aktüer rapor doğrultusunda dava bedelini artırmıştır. Davalı raporun hesaplama tekniğine itiraz etmiş ise de raporda kullanılan hesaplama yönteminin yerleşik Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi İçtihatlarına uygun olması, askerlik süresinin hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi, davacının da bedel artırımını bu bedel üzerinden yapması noktaları dikkate alınarak 10/10/2022 tarihli rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli kabul edilmiştir.
Davalı hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de davacının taşınmada bir menfaatinin bulunduğuna ilişkin dosya kapsamına yansıyan somut bir bilginin bulunmadığı, tarafların arkadaş olup motorla gezdikleri sırada kazanın meydana geldiği, buna göre taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla bu davalı istemi yerinde görülmemiştir.
Bunun karşısında davacının, arkadaşının ehliyetsiz olduğunu bildiği halde yine de motosikletine bindiği ve kazanın gerçekleştiği hususları dikkate alındığında davalının müterafik kusur indirimi talebi haklı görülmekle hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Sonuç olarak davacının yaralanmasına ve maluliyetine uygun olarak hesaplanan tazminattan, davacı tarafça artırılan bedele uygulanan müterafik kusur indirimi sonrası 145.912,38 TL üzerinden davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir.
Davalı, kaza tarihi itibariyle poliçe limiti olan 268.000,00 TL ile sınırlı olarak zararda sorumludur.
Davalı her ne kadar davadan önce temerrüde düşürülmediği, davalının usulüne uygun evraklar ile başvuru yapmadığını beyan etmişse de davacı davalıya maluliyetine ilişkin raporu sunduğu ancak davalının ısrarla yanlış yönetmelik hükümleri uyarınca davacıdan rapor talebinde bulunduğu, davalının bu talebinin karşılanamaması sigortaya müracaat koşulunun sağlanmadığı olarak değerlendirilemeyeceği, davacının doğru yönetmelik hükümlerine göre sunduğu rapor ile başvurusunun aslında temerrüt şartını gerçekleştirdiği, buna karşın davacının dava ve bedel artırım dilekçesinde 16/09/2019 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu, davalının 16/09/2019 tarihli başvuruya 17/09/2019 tarihinde yanıt verdiği, buna göre bu tarihte temerrüde düştüğü anlaşıldığından temerrüt tarihi 17/09/2019 tarihi olarak belirlenmiştir.
Taleple bağlı kalınarak ve oluşa uygun hükmedilen alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı lehine hesaplanan tazminatlardan, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması da gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1094 Esas, 2018/6778 Kararı ile bu konuda süreklilik kazanan diğer kararları)
Buna göre müterafik kusur indirimi nedeni ile yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 145.912,38 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 17.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kaza tarihindeki poliçe limiti olan 268.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.967,27 ₺ harçtan peşin alınan 659,40 ₺’nin mahsubu ile bakiye 9.307,87 ₺ harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 2.377,26 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 22.886,86 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 22/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır