Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2020/580 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO : 2020/580
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dilekçesi ile: davacı …’in, davalı … Ltd. Şti.’ne ait … Merkezinde 2019 yılı Nisan ve Eylül ayları arasında yaklaşık 5 ay terapist olarak çalıştığını, …’nın % 100 pay sahibi olduğu … Ltd. Şti. bünyesinde faaliyet gösteren Rehabilitasyon Merkezinde çalışma karşılığında, … ve … lehine yapılacak hisse devri ve maaş ödemeleri ile şirketin ortaklık yapısının düzenlenmesine ilişkin olarak 09/10/2019 tarihinde davacı, … Rızabeytorunları ve … arasında sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince % 100 hisse sahibi olan …’nın, şirketin % 10 hissesini davacı …’e, % 40 hissesini …’e devir edeceği, sözleşmenin akdedildiği 09/10/2019 tarihinden önce şirketin var olan tüm borçlarından Şirket ve …’nın münhasıran sorumlu olacağı, tarafların hakları ve yükümlülükleri düzenlendiğini, … Noterliğinin 09/10/2019 tarih … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile V Ltd. Şti. ortağı olan …’nın şirketteki 100 payını …’e devir ettiğini, taraflar arasında imzalanan 09/10/2019 tarihli sözleşmenin 3.1 maddesi gereğince …, … ve … arasında … Ltd. Şti.’nin hisse paylarının devrine ilişkin olarak İbraname düzenlendiğini, buna göre % 100 pay sahibi …’nın payının % 10’unu …’e. % 40 Payını …’e devir ettiği, devir bedeli olarak 50.000,00-TL davacı taarfından … ‘na elden ödendiğinin yazılı olduğu, davacının şirket ortağı olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesine rağmen; şirketin % 50 pay sahibi olan ve 50.000,00-TL karşılığında şirket hissesini devir eden …’nın , taraflar arasında akdedilen 09/10/2019 tarihli sözleşmeye aykırı olarak şirket hissesini davacı ve …’e devir etmeden önce şirketin borçlarını ödeyeceğini kabul etmesine rağmen, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek şirket borçlarını süresinde ödemediğini, şirketin İSKİ’ye 5.184,36-TL borcu olduğu, borcun ödenmemesi halinde suyun kesileceği bildirildiğini, davacının ortaklığı öncesi Şirkete ait eski borçların ödenmemesi üzerine, davacının, şirket ortakları … ve … şirket merkezinde iken, ortaklıktan çıkmak ve payını devir etmek istediğini belirttiğini, bunun üzerine diğer ortakların, davacının ortaklıktan ayrılmasına izin vermeyeceklerini, engel olacaklarını söylediğini, bu sırada davalı …’nın odanın kapısını kapatarak davacıya ” Orospu çocuğu ” diyerek hakaret ettiğini, defalarca davacının kafasına yumruk attığını, orada bulunan diğer ortak … ise davacıya ” Yavşak, seni bitireceğim ” şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, davacı odadan çıkmaya çalışırken …’nın merdivenlerde tekme atarak saldırmaya devam ettiğini, bu olay nedeniyle şirket ortakları hakkında şikayetçi olduğunu, şikayete ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülmekte olduğunu, şirketten çıkmayı düzenleyen TTK m. 638. Maddesinin, ” Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir. şeklinde olduğunu, şirket ortaklık sözleşmesinde, sözleşme ile öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geç yerine getirilmesi halinde, taraflara sözleşmeyi fesih etme ve haklı sebeplerle sözleşmenin feshi halinde de davalı … tarafından …’e ve diğer ortak …’e ayrı ayrı 50.000,00-TL Cezai Şart ödeneceği düzenlendiğini, her ne kadar şirket ana sözleşmesinde ortaklıktan çıkarılma sebepleri öngörülmemiş ise de, ayrılmak isteyen ortağın mahkemeye müracaat ederek haklı nedenlerle şirketten çıkmayı talep etmesi mümkün olduğunu, haklı sebeplerin neler olduğu açık olmayıp, bu hususun her somut olayın özellikleri kendi içinde değerlendirilmek suretiyle MK m. 2 kapsamında mahkemece takdir edileceğini, Yargıtay uygulamasında limited şirket ortağının şirketten çıkmasına haklı neden teşkil edebilecek bir kısım haller olarak; ortaklık ilişkisi derinden sarsılmışsa, şirkete devam etmesi kendisinden beklenemeyecek hale gelmiş olma, eşit Davranma İlkesinin İhlal Edilmesi, Ortaklar Arasında Devamlı Süregelen Huzursuzluk ve Uyuşmazlıklar, Şirket Yönetiminde Sergilenen Ciddiyetten Uzak, Gevşek Tutum Ve Ticari Anlamda Verilen Yanlış Ve İsabetsiz Kararlar, Payını Devretmek İsteyen Ortağın Payını Devretmesinin Engellenmesi, Pay Çoğunluğuna Sahip Ortakların Azınlıkta Kalan Ortağın Şirketle Devamını Çekilmez Kılacak Derecede Dayatmacı Yaklaşımlar Sergilemesi, Yukarıda sayılan haller dışında, ortaklar tarafından diğer ortağa karşı Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlanan bir kısım eylemlerin gerçekleştirilmiş olması, şeklinde kararlarda belirtildiğini, şirket borçlarının ödenmemesi, davacıya yönelik suç oluşturan eylemlerde ve ayrımcı tutum sergilenmesi nedeniyle haklı neden oluştuğunu, bunların şirket kayıtları ve tanık beyanları ile ıspatlanacağını, yukarıda ayrıntılı şekilde belirtilen nedenlerle davacı ile diğer ortaklar arasındaki olayların kronolojik gelişme seyrine göre, davacının şirket ortaklığını sağlıklı bir şekilde sürdürme imkanının olmaması ve birlikte hareket eden diğer ortaklara güveni kalmadığından ortaklıktan çıkması için bir haklı sebep niteliğinde olduğundan, TTK m. 638/2’ye göre öncelikle davacının davalı şirket ortaklığından haklı sebeple çıkmasına izin verilmesine, şirketten ayrılması sonucunda esas sermaye payının gerçek değeri üzerinden hesaplan TTK 641 vd. maddelerine göre ayrılma akçesinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, TTK m. 608’e göre, davacının şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesi halinde mahkemece tespit edilecek (net dönem karı ve serbest yedek akçelerden) kar payının davalı şirketten alınarak verilmesine, davalı şirket ortaklarının kötü niyetli tutumlarından anlaşılacağı üzere, davanın kazanılması halinde şirket gelir ve öz sermayesinin kaçırılabileceği ihtimali yüksek olduğundan telafisi imkansız zararlara engel olmak babında davalı şirket adına kayıtlı olan taşınmazları 3. şahıslara devretme ihtimali yüksek olduğundan teminatsız tedbir konulmasına, işbu talebin reddi halinde mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevabında: davalı gerçek kişilere husumet yöneltilemeyeceğinden onlar yönünden davanın reddine, davalı şirket yönünden ise, davacı resmi ortak olmadığından talebin reddine, olmadığı takdirde davacının kendisinin saldırgan tutumları olduğu için esastan reddine karar verilmesini, zaten davacının uzlaşmak için başvurması halinde haklarının ödenecek olduğunu, talep ve beyan etmiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde; davacının şirkette hiç ortak olmadığı, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin TTK’nın 595. Maddesine göre ortaklar kurulu kararıyla onaylanıp sicile tescil ve ilan da edilmediği, dolayısıyla davacının şirkette henüz ortak olmadığı, davalı …’nın kendi hissesini de davalı …’e devrettiği ve şirketin tekrar tek ortaklı şirket olduğu, anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davan, davacı tarafça davalı şirketin hissesinin satın alındığı, ancak tarafların anlaşmadığı iddiası ile ortaklıktan çıkma, çıkma bedeli ödenmesi ve kâr payı ödenmesi istemine ilişkindir.
TTK’nın 638. Maddesine göre göre şirket ortaklığından çıkmak için öncelikle ortak olarak kayıtlı olmak gerekir. Limited şirket pay devrine ilişkin sözleşmenin şirkete karşı sonuç doğurması için, devrin ortaklar genel kurulu tarafından 595/2. Maddesi uyarınca onaylanması gerekir. Somut olayda bu onay yapılmadığı için devir anlaşması bir sonuç doğurmayacaktır. Ancak devralanın sözlemeden kaynaklı hakları varsa ayrı bir dava konusu yapılabilir.
Davacı şirkette ortak olmadığı için, kar payı ve çıkma akçesi talebi de yoktur. Çıkma payı ve kar payı, ortağın sahip olduğu hisseye bağlı olup, devir gerçekleşmeden bu hakların geçişi de mümkün olmayacaktır.
Anılan nedenlerle davacının şirkete karşı davalarının, davacının aktif husumeti bulunmadığından reddi gerekmiştir.
Davalı gerçek kişiler, çıkma ve kar payı ödenmesine ilişkin davada hasım olmayıp, husumet şirkete düştüğünden, davalılar … ve … yönünden pasif husumet de bulunmamaktadır. Bu nedenle bu iki davalı yönünden de davanın usulden reddi gerekmiş, oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının davalılar … ve …’e karşı aktif ve pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı şirket yönünden ise aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 54,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır