Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/274 E. 2020/244 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/274 Esas
KARAR NO:2020/244

DAVA:Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:19/12/2018
KARAR TARİHİ:30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … A.Ş. den satın alınan … Menşeili 2040 m/ton mısır yükünün gemi ile taşınmaz ve … Limanında tahliye ve teslimi için … A.Ş. ile davalının yapacağı taşıma için 23/10/2018 tarihli taşıma sözleşmesi kapsamından davalıya şirketinin … A.Ş.ye … IMO numaralı … Gemisi için 15.000 USD navlun bedelinin müvekkili şirket tarafından … bankasının … Şubesine 31/10/2018 tarihinde … adına navlun ön ödemesi olarak davalıya taşıma sözleşmesi tarafı olarak ödendiğini, mısır yükü için yükün yükleme limanı olan … … limanı tarafından geminin hububat yüküne uygun olmadığı ve bu sebeple geminin … Limanı tarafından yasaklı olduğu nedeni ile gemi yüke uygun bulunmadığından limana yanaştırılmadığını ve yükün taşınmadığını, … A.Ş. aracılığı ile temin edilen … gemisi için üzenlenen çarter parti ile geminin mısır yüküne uygunluğu hususu bildirilmiş olmasına rağmen geminin önceden yasaklı olduğu ve mısır yüküne uygun olmadığı hususu gizlendiğini, bu nedenle ifa yeri olan … Limamına yükünün gelmediğini, taraflarınca haksız ve hukuka aykırı olarak 15.000 USD navlun ön ödemesi tahsil edildiğini belirterek alacağın tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; çarter sözleşmesi dava dışı namal’ın sözleşmeye aykırı hareketleri sebebiyle müvekkil tarafından türk ticaret kanunu hükümlerine uygun olarak iptal edildiğini, Müvekkil ile dava dışı Namal arasında akdedilen çarter sözleşmesinde belirtilen tüm yükümlülüklerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, yüklerin hazır edilmediği bilgisinin müvekkil şirketlerden gizlendiğini, kiracı acentesi sıfatıyla hareket eden … tarafından birçok kez geminin limana yanaştırılmasına ilişkin bilgi/taahhüt verilmişse de bu taahhütlerin hiçbirine uyulmadığını belirterek açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, mahkemece 01/10/2019 tarihinde verilen yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Denizcilik İhtisas Mahkemeleri 28.04.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5136 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun’la kurulmuştur. 5136 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine son fıkra olarak “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu kanunun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” hükmü eklenmiştir. Bu maddeye göre Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görev alanı 6762 sayılı TTK’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır (m.1533). 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 5(2) maddesinde “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunun’da “Dördüncü Kitap” yerine “bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” denilerek söz konusu mahkemenin bakacağı işlerin alanı amaca uygun olarak genişletilmiş, münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarıyla ilgili olarak Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme yapabileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda ticaret mahkemelerinden hangisinin münhasıran deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili hukuk davalarına bakacağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme kararına göre belirlenecektir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar ise açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabiî olup, 6102 sayılı Kanun’un göreve ilişkin hükümleri bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalara uygulanmayacaktır (geçici madde 9).
Dosyanın yapılan incelemesinden davanın haksız yere ödendiği iddia edilen navlun bedelinin iadesine dair olduğu, uyuşmazlığın geminin yüke elverişli olup olmadığı, navlun bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği, taraflar arasındaki çarter sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği hususlarında toplandığı,uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK.nun 5. kısmında düzenlenmiş deniz ticaretine ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerektiği, dava konusu uyuşmazlığa 6102 sayılı yasanın 5/2-3 maddesine göre Deniz İhtisas Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu, H.M.K.’nın 1.maddesine göre, ”göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu anılan kanunun 114/c maddesinde görev konusunun dava şartı olarak gösterildiği, dava şartının her aşamada res’en gözetilmesi gerektiği, davaya bakmaya Deniz İhtisas Mahkemesi görevli olduğu anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine, görev nedeniyle davanın reddine, görevli mahkemenin İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/06/2020

Katip …

Hakim …