Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/263 E. 2022/746 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/263 Esas
KARAR NO : 2022/746
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyetler kapsamında yüklenici müvekkili şirket ve iş sahibi davalı şirket arasında 28.08.2019 tarihli “İş Yapım Sözleşmesi” adı altında iki tarafça kabul edilen ve imza altına alınan bir eser sözleşmesi yapıldığını, işbu iki tarafa da karşılıklı borç yükleyen sözleşme kapsamında müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalı şirketin yapımını üstlendiği … projesinde kullanılmak üzere 6 adet çelik kapı, 2 adet bina giriş kapısı ve kapıcı dairesinde kullanılmak üzere 1 adet kapı olmak üzere toplam 9 adet kapıyı yapma edimini yüklendiğini, davalı şirketin ise buna karşılık 48.498,00 TL borcunu ödemeyi kabul ettiğini, mevcut sözleşme gereğince davalı müvekkili şirket tarafından üstlenilen iş için kullanılacak malzeme siparişi verilerek imalata başlanıldığını, her ne kadar taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre işbu imalatı üstlenilen işe ait bedelin davalı şirket tarafından 2019 Eylül ayı başında verilecek 60 gün vadeli çekle ödeneceğine dair hüküm bulunmasına rağmen anılan çekin müvekkiline teslim edilmediğini fakat buna rağmen kapıların imalatının devam edildiğini, projenin sürdürüldüğü adreste gerçekleştirilen keşif üzerine değişmesi gereken parçalar için müvekkili şirketçe 07.09.2019 tarihli teklif verildiğini, teklifin onaylanması üzerine belirtilen işlemler mahallinde tamamlandığını ve tamamlanan bu işlemler karşılığında 02.10.2019 tarihli, 385021 sıra nolu, 2.360,59 TL bedelli fatura kesilerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin edimini yerine getirmediğini ve sipariş etmiş olduğu ürünleri teslim almaktan da kaçındığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete ihtarname ihtarname gönderdiğini, davalı şirket vekilinin cevaben göndermiş olduğu ihtarnamede müvekkili şirketin gönderdiği teklif mektubunda siparişi onayını takiben 30 gün yazdığını ve bu süreyi nazara aldıklarını, ayrıca kapıların teslime hazır olduğuna dair kendileriyle hiçbir şekilde iletişime geçilmediği ve TBK’nın amir hükmü uyarınca borcun ifasını talep eden tarafın sözleşmenin veya durumun koşullarına göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça kendi borcunun ifa etmiş veya ifasının önermiş olması gerektiğinin ifade edildiğini, müvekkilinin eseri meydana getirdiğini, iş sahibine bu durumu yazılı olarak bildirdiğini fakat davalı tarafın ne teslime ilişkin ne de belirtilen bedele ilişin herhangi bir ödeme iradesi gösterildiğini, evvel emirde ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı şirketin mal varlıklarına veya başkaca menkul gayrimenkulleri şirket adına kayıtlı araçlar ve banka hesapları üzerine öncelikle teminatsız veya mahkemece takdir buyrulacak teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasını, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi niteliğindeki sözleşmeye aykırılıktan doğan 48.498,00 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek davalı şirketin talebi neticesinde tamamlanan işler sonucu kesilen 2.360,59 TL’lik fatura alacağı bedelin fatura tarihinden başlamak üzere toplam 50.858,59 TL alacağın Merkez Bankasınca ticari işlerde uygulanan reeskont faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında akdedilen her ne kadar teslim tarihi belirtilmemişse de davacı taraftan müvekkili şirkete söz konusu kapıların özel imalat gerektirmediğini, hazır şekilde bulunduğu ve Eylül başında teslim edileceğinin vaad edildiğini, aynı anda ifa kuralı gereğince de ödemenin Eylül başında çek ile yapılmasının kararlaştırıldığını, ancak kararlaştırılan süre içinde kapıların teslim edilmediğini, davacı tarafa ait sözleşme teklif formundan kapıların teslim süresinin sipariş onayını takiben 30 iş günü olduğunun belirtildiğini ve müvekkili şirket tarafından sözleşme 28.08.2019 tarihinde imzalandığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre kapıların Eylül başında teslim edileceğinin kararlaştırıldığını tekrarla bir an için mezkur anlaşmanın yapılmadığının kabul edilse dahi, davacı tarafından kapıların hazır olduğunun bildirildiği tarih 18.10.2019 tarihi olduğunu, sözleşme teklif formunda belirtilen 30 iş günlük sürenin de aşıldığı ve davacı tarafın temerrüde düşmüş olduğu hususu izahtan veraset olduğunu, belirtildiği üzere davacı tarafın edimini Eylül ayı içinde dahi yerine getirmediğini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından davacının öncelikle ihtiyat i tedbir talebinin reddini talep ettiklerini, haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, davacı tarafça taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri bir sureti, … Noterliğince gönderilen 15.10.2019, 30.12.2019 tarihli ihtarnameler, davalı yanca davacıya keşide edilen … Noterliğinin 28.10.2019 tarihli ihtarnamesi, taraflar arasındaki bir kısım yazışmalar dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak 2018-2019 yıllarına ait BA-BS Formlarının karşılaştırmalı olarak celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Tarafların delil listesinde belirttikleri tanıklar …, … ve … mahkememiz huzurunda dinlenilmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde hak düşürücü süre ve zaman aşımı itirazlarında bulunulmuş ise de huzurdaki dava için özel olarak ön görüşmüş bir hak düşürücü sürenin bulunmadığı, sözleşme ve ihtarname tarihleri ile dava tarihi dikkate alındığında zaman aşımı süresinin de dolmadığı anlaşılmakla davalının sayılan itirazlarını ayrı ayrı reddi cihetine gidilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosyamız bir mali müşavir, bir inşaat mühendisi ve bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişiye tevdii edilerek, 23.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin Tehine delil niteliği taşıdığı, davacının 2019 yılı yevmiye defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğu davacının tiçari defterlerinde davalı şirket ile cari hesabına ait 31.12.2019 tarihi itibariyle dayalı yana 1.012,40 TI borçlu olduğu, davalı şirketin 2018- 2020 yıh ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı dayalı şirketin 2018 – 2020 yılı ticari defter incelemesi neticesinde davacı yandan 31.12.2019 tarihi itibariyle 1.012,40 TL alacaklı olduğu, dosyaya mübrez evraklarda davalının faturalara itirazını ihtarname ile yapmadığı; davacı ve davalı şirketin karşılıklı olarak yapılan ticari defter incelemesinde cari ihtilaf bulunmadığı, dava konusu ihtilafın taraflar arasında imzalanan 28.08.2019 tarihli sözleşime kapsamında davacının edimini yerine getirip getirmediği yönünde olduğu, dava konusu kapıların 2020 dava tarihi itibari ile kar + işçilik malzeme değerinin yaklaşık 68.649,81 TL olarak hesaplandığı, davacı yanın davalı tarafı dava tarihinden önce temerrüde düşürmediği, taktir sayın mahkemenin olmakla birlikte; dava konusu olan taraflar arasında imzalanan 28/08/2019 tarihli İş Yapım Sözleşmesinden kaynaklı olarak; davacı tarafın sözleşme gereği edimini yerine getirdiği ve imal edilen kapılan bedelini talep etme hakkı olduğu dolayısıyla, 48.498,00.-TL + 2.360,59.-TI. ( K.D.V dahil ) — 50.858,59.-1L fatura bedelinin cari hesapla görülen 1.012,40 TL den düşüldüğünde 49.849,19 TL bedelin davacı tarafça talep edilebileceği sonuç ve kanaaline varılmıştır…” görüşü mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Mahkememizin 07.07.2022 tarihli duruşmasında özellikle işin teslim süresi, temerrüde yönelik itirazlar, davacının üretip teslime hazır hale getirdiği kapıları başkasına satıp satamayacağı, eğer satabilecek yahut başka şekilde değerlendirebilecek ise bunların bedelinin hesaplanan değerden tenzilinin gerekip gerekmeyeceği hususlarında ek rapor hazırlanılması hususunda kök rapor sunan bilirkişilere tevdii edilmesine karar verilmiş, 15.09.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı ve davalı şirketin karşılıkli olarak yapılan ticari defter incelemesinde cari ihtilaf bulunmadığı, dava konusu ihtilafın taraflar arasında imzalanan 28.08.2019 tarihli sözleşme kapsamında davacının edimini yerin getirip getirmediği yönünde olduğu, teknik yönden yapılan değerlendilmede, söz konusu kapıların standart ölçülerde üretilen kapılar olmadığı, yerinde ölçü alınarak üretim yapılan kapılar özelliğinde olduğundan başka bir yerde kullanılması veya satılmasinın mümkün olamayacağı, davacının davalı yanı 15.10.2019 tarihinde keşide ettiği ihtarname temerrüde düşürmüş olduğu, kök raporda belirtildiği gibi; taktiri sayın mahkemenin olmakla birlikte; dava konusu olan taraflar arasında imzalanan 28/08/2019 tarihli iş yapım sözleşmesinden kaynaklı olarak; davacı tarafın sözleşme gereği edimini yerine getirdiği ve imal edilen kapıların bedelini talep etme hakkı olduğu dolayısıyla, 48.498,00-TL + 2.369,59-TL (KDV Dahil) — 50.858,59-TL fatura bedelinin cari hesapta görülen 1.012,40 TL’den düşüldüğünde 49.849,19-TL ve temerrüt tarihi blan 15.10.2019 ile dava tarihi olan 23.06.2020 tarihi arasında Merkez Bankasınca ticari işlerde uygulanan reeskont faiz oranı ile hesaplanan 3.550,21 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 53.399,04 TLbedelin davacı tarafça talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır…” görüşü mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 28.08.2019 tarihli sözleşmenin akdedildiği, bu sözleşmeye göre davacının sözleşmede nitelikleri ve sayısı belirtilen çelik kapıları davalıya imal edeceği, davalının bunların bedelini davacıya ödeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının sözleşmede nitelikleri belirtilen kapıları zamanında imal ederek teslime hazır hale getirip getirmediği, davalının ise bunların ücretini ödeyip ödemediği, özetle hangi tarafın temerrüde düştüğü ve edimini yerine getirmediği noktalarındadır.
Bunların tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş; bilirkişi heyeti kök ve ek raporda davacının çelik kapıları zamanında imal ettiği, sözleşmede bir süre şartı konulmadığı, imalattan sonra davalıya teslime hazır hale geldiğini bildirdiğini ve ihtar ettiğini, davalının ise ürünleri teslim almaktan kaçındığı gibi ücret ödeme yükümlülüğünü de yerine getirmediği raporlanmıştır.
Gerçekten de davacı tarafça kapıların imalinden sonra ilk bildirim davalıya Whatsapp isimli yazışma programından yapıldığı ve davalının bunu inkar etmediği, sadece bildirme şekline itiraz ettiği, Whatsapp bildiriminin de Eylül ayına çok yakın, 02.10.2019 tarihinde olduğu sabittir.
Davalı her ne kadar davacının işi süresinde yapmadığı, teslim süresinin 30 iş günü olduğu iddiasında bulunmuş ise de davalı beyanında da geçtiği gibi bu ibare sipariş ön formunda geçmekte olup, sipariş formu bir sözleşme değildir. Taraflar sipariş formundan sonra sözleşmeyi imzalamıştır ve bu sözleşme ile bir süre şartı getirmemişlerdir.
Bunlarla birlikte raporda da isabetle belirtildiği gibi davalı işin zamanında yapılmadığı iddiasında ise de davacının ihtarına, imal edilen ürünlerin teslim alınmasına yönelik ihtarına kadar davacıyı temerrüde düşürmeye yönelik bir davranışta bulunmamış, ihtarname keşide etmemiş, sözleşmeyi feshetmemiştir. Ayrıca sözleşme gereği davacıya teslim etmesi gereken çeki de teslim etmemiştir.
Tüm bunlara göre davacı sözleşmeye uygun olarak kapıları imal etmesine karşın davalı ürünleri teslim almakta ve sözleşme bedelini ödemede temerrüde düşmüştür.
Dosya kapsamında tanık olarak dinlenen … rapordaki tespitler gibi beyanda bulunmuş, tanık … ve … ise davacı tarafça taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak dava konusu olanlar dışında da kapıların %80’inin tesliminin davacı tarafça yapıldığı, 9 adet kapının teslim ve montajının yapılmadığı, teslime hazır edildiğine ilişkin kendisi ile irtibata geçen olmadığı yönünde beyanda bulunmuş ise de davacı tarafça dosyaya sunulan yazışmalar, bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak bu tanıkların beyanlarına itibar edilmemiştir.
Bilirkişi raporunda kapılar ile istenen sözleşme bedeli karşılaştırıldığında talep edilen tutarında kadri matuf olduğu raporlanmıştır.
Tarafların ticari defterlerinde de bir uyumsuzluk yoktur.
Bilirkişi kök ve ek raporunda da tespit edildiği şekilde, davalının 1.012,40 TL alacağının mahsubundan sonra davacı davalıdan 49.849,19 TL alacaklıdır.
Davacının davalıya 15.10.2019 da keşide ettiği ihtarname, 19.10.2019 da davalıya tebliğ edilmiş ve davacı davalıya ihtarnamede 3 iş günü süre verdiğinden temerrüt 23.10.2019 tarihinde oluşmuştur.
Açıklanan nedenlerle davacının davasının kısmen kabulüne, usulüne uygun bilirkişi raporunda belirlenen alacağa temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 49.849,19 TL alacağın temerrüt tarihi olan 23.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.405,19 ₺ harçtan peşin alınan 868,54 ₺’nin mahsubu ile bakiye 2.536,65 ₺ harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 868,54 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 2.916,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.858,26 ₺’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00TL’nın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 26,14 ₺’sinin davacıdan; 1.293,86 ₺’sinin ise davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesine göre hesap ve takdir edilen 1.009,40 ₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.10/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır