Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/245 E. 2020/667 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/151 Esas
KARAR NO : 2020/657 Karar
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında “ … Mahallesi … Kırıkkale” adresinde ve “Kırıkkale İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel” gayrimenkul üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun işletmeciliği hususunda 23.10.2015 tarihli ve 5 yıl (23.10.2020 tarihine kadar) geçerli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini ve davalı … Noterliği’nin 31.08.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmeyi süresinden önce tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, müvekkili şirket ile davalı taraf arasındaki ticari ilişki içerisinde müvekkili tarafından davalıya mal temin edildiğini, bu hizmet karşılığı fatura düzenlendiğini, müvekkilin takip tarihi itibari ile 10.423,29-TL olan cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmediğini, davalı, borca itiraz dilekçesinde her ne kadar birtakım malzemelerin sökümünün kendisi tarafından gerçekleştirildiğini ve bu sebeple müvekkile borcu bulunmadığını iddia etmişse de söz konusu iddiaların başlatılan icra takibi ve işbu dava konusu ile bağlantısı bulunmadığını, borçlu itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ile bağlı olduğundan bu şekildeki itirazı ile müvekkil tarafından sağlanan hizmet neticesinde düzenlenen fatura içeriğinin ve borcunun kabul edildiğini, bu sebepler doğrultusunda müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşmeler ve yürütülen ticari iş neticesinde cari hesapta davalı aleyhine toplam 10.423,29-TL tutarınca borç doğduğunu, bu borcun davalı tarafından ödenmediğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz etmiş olması ve dava konusu edilen tutar likit ve belirlenebilir olduğundan İİK. md. 67 uyarınca icra takibine konu müvekkil şirket alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, davalının davaya konu icra takibine itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilerek, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı yanca başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
…. İcra müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların uyuşmazlık konusu dönemi kapsar 2015-2020 yılları arası davacı BA/BS kayıtlarının celbi için … Vergi Dairesi Müdürlüğü ile davalı BA/BS kayıtlarının celbi için … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ve anılan kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf delilleri toplanmış ve davacı, fatura ve ticari defter deliline dayanmış olmakla, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, alacak olup olmadığının tespiti açısından taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 09/07/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir … marifetiyle hazırlanan 09/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…, davacı tarafın 2015-2016-2017 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığı tespit edilmiştir, mahkemenizce müzekkere ile talep edilen Davacı Tarafa ait BS Formlarında 2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılına ait dava konusu faturanın BS formunda bildirildiği görülmüştür. mahkemenizce müzekkere ile talep edilen davalı tarafa ait BA Formlarında 2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılına ait dava konusu faturanın BA formunda bildirildiği görülmüştür. 15/02/2018 fatura tarihli, 0920402858 fatura numaralı, 8.833,29(dava konusu fatura), davacı tarafından dava konusu faturanın teslim alan kısmında kaşe ve imzanın bulunduğu görülmüştür, VUK 231.Md’de Faturaların düzenlenmesinde uygulanacak kaideler düzenlenmiştir, VUK 231/4 m; faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzası bulunur, dolayısıyla söz konusu fatura ve sevk irsaliyesi düzenlenirken VUK 231/4 md. Göre fatura düzenleme kurallarına uyulmuştur, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak Asıl Alacak olarak 10.423.29-TL tutarında Alacaklı olduğu, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere 2.084.65-TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği,…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
6100 Sayılı HMK’ nın 222/3 fıkrası; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” düzenlemesine havidir.
Tensip zaptı uyarınca dosyamıza kazandırılan davacı ve davalı BA/BS kayıtlarının incelenmesinde, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere davacı ve davalının kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı tarafından ticari defterlerine işlenerek vergi dairesine beyan edildiği belirlenmiştir.
“… Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından aralarındaki sözleşme ilişkisine istinaden akaryakıt ürününü davalıya teslim edilmesine rağmen, davaya konu fatura ödemesinin davalı tarafından yapılmadığı anlaşılmıştır. Davalı ticari defterlerini gerekli yasal ihtarat yapılmasına karşın incelemeye sunmamıştır. Buna karşın celp edilen BA/BS kayıtları ile bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere dava konusu fatura da dahil olmak üzere tüm kayıtlar birbirini doğrulamaktadır. Yine dava konusu faturanın davalıya imzalı olarak teslim edildiği belirlenmiş, davalı tarafından bunun aksi iddia edilmediği gibi dosyaya ödeme belgesi ya da başkaca kayıt da sunulmamıştır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle davacının alacağı sabit görülmekle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Tarafların tacir oldukları dikkate alınarak faiz talebi de yerinde görülmüştür. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması gerekmektedir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline; takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 2.084,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 712,01-TL harçtan peşin alınan 125,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 586,12-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 125,89-TL peşin harç, 900,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 94,50-TL olmak üzere toplam 1.174,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır