Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/226 E. 2021/857 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/226 Esas
KARAR NO : 2021/857
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın davacı tarafın tahsil amacıyla verilen çek bedellerini ödemediğini, davacı tarafın konkordato geçici ve kesin süre aldığını, mahkemenin ara kararı ile ilan tarihi ve sonrasında gelen paralara bankalarca bloke işleminin uygulanmasının önlenmesine, bloke konulmuş ise kaldırılmasına karar verildiğini fakat banka tarafından kararın yerine getirilmediğini, tüm çek bedellerinin ödenmesi için noter kanalıyla ihtar yollandığını, fakat talebin sonuçsuz kaldığını, tüm çek bedellerine dair fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalıya verilen çeklerin bedellerine karşılık şimdilik 130.000,00 TL’lik alacağın, çek bedellerinin bankaca tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çeklerin bankaya tahsil amacıyla verilmediğini, kredi borcuna istinaden temlik cirosuyla verildiğini, çeklerin davacı tarafından kendilerine ciro edildiğini, tahsil amacıyla verildiğine dair hiçbir ibarenin bulunmadığını, davaya konu çeklerin bedellerinin davacıya ödenmesine ilişkin hiçbir mahkeme kararı olmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede öne sürülen hususların hukuki işlemle uyuşmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava istirdat davasıdır. Uyuşmazlık davacının davalıya teslim ettiği çekler nedeniyle borçlu olup olmadığı, davacının dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı borcunun bulunup bulunmadığı, davalı bankanın çeki elinde bulundurmasının haklı ve meşru bir sebebe dayanıp dayanmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olup olmadığı, davacının çekleri bankaya hangi hukuki ilişkiye istinaden teslim ettiği, çeklerin tahsil amacıyla verilip verilmediği hususlarında toplanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, banka kayıtları, tarafların ticari defterleri, çek tevdi bordrolarından oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … , bankacı … Birinci, ticaret Hukuku alınında uzman … tarafından hazırlanan 07/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” dava konusu çeklerde TTK m.688 ve 689 hükümlerinde öngörülen kayıtlarından birine rastlanılmadığını, dava konusu çeklerin tahsil veya rehin amacıyla değil ödeme amacıyla davalı bankaya verilmiş olduklarının kabul edilmesi gerektiğini, ödeme amacıyla davalı bankaya verilen çeklerin üzerinde davalı bankanın her türlü tasarruf yetkisinin bulunduğunu, konkondatoya ilişkin İİK. M.294 hükmü gerekçe gösterilerek iadelerinin talep edilemeyeceğini,” mütalaa etmiştir. Tarafların itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 19/03/2021 tarihli ek raporda özetle; “kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmeleri değiştirecek nitelikte bir beyan olmadığını,” mütalaa etmiştir.
Huzurdaki davada ihtilaf dava konusu çeklerin bankaya teslim amacı hususunda düğümlenmektedir. Mahkememizce davalı bankadan dava konusu çeklere ilişkin örnekler istenmiş, davalı banka cevap dilekçesi ekinde dava konusu çeklerin örneklerini sunmuştur. Anılan çekler kontrol edildiğinde, çeklerin farklı kişilerce keşide edildiği, davacının bu çekleri ciro ile devraldığı ve davalı bankaya teslim ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere bankalar müşterilerinden çek alırken çekleri tahsil amacı ile ya da temlik amacı ile alabilirler. Banka tarafından alınan çek metninde “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresi veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydın bulunmadığı sürece cironun devir cirosu niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. “Tahsil cirosu, 6102 sayılı TTK’nun 818. maddesinin göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 688. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin birinci fıkrasında; “Ciro, “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre, cironun tahsil cirosu kabul edilebilmesi için, ciroda, yukarıda belirtilen kayıtlardan birinin bulunması zorunludur. Y12HD 2016/31067; 2018/3767”
Somut olayda da dava konusu çeklerin üzerinde herhangi bir ibare yer almamakla, davacı tarafça da dava konusu çeklerin tahsilat amacıyla verildiği de başka bir belge ile ispatlanamadığına göre dava konusu çeklerin ciro ile devir edildiği sonucuna ulaşmak gerekir. (…söz konusu çek metinlerinde çeklerin davalı …’ne tahsil amacıyla ciro edildiğine ilişkin herhangi bir ibare (bedeli tahsildir, tahsil içindir vs.) yer almadığı, bu sebeple yapılan cironun tüm hak ve alacakların devrine ilişkin temlik cirosu niteliğinde bulunduğu… Y19HD 2019/3025; 2020/556 Aynı yönde 19HD 2016/12558 ; 2017/7361)
Son tahlilde davacının dava konusu çekleri davalıya tahsil için tevdi ettiğini yazılı belge ile ispatlaması gerekir. Söz konusu çek metinlerinde çeklerin davalıya tahsil amacıyla ciro edildiğine ilişkin herhangi bir ibare (bedeli tahsildir, tahsil içindir vs.) yer almadığı, bu sebeple yapılan cironun tüm hak ve alacakların devrine ilişkin temlik cirosu niteliğinde bulunduğu kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 2.220,08-TL, harçtan mahsubu ile artan 2.160,78-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 16.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.