Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2020/484 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/202
KARAR NO : 2020/484
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Tarafların İddia ve Talepleri
Davacı vekili 26/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle, 21.07.2019 tarihinde müvekkili şirketin işleteni olan ve davalı nezdinde karayolu motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan 34 RP 3042 plakalı aracın sürücüsünün sebebiyet vermiş olduğu kaza sonucunda … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, davalı tarafından kaza sonucunda oluşan 35.900,00 TL tutarındaki maddi zararın 06.11.2019 tarihinde ödendiğini, bunun üzerine davalı tarafından müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün 0,51 promil oranında alkollü olduğundan 10.01.2020 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile rücuen tazmini talep edildiğini, müvekkili şirketin ticari itibarının sarsılmasından endişe duyması nedeniyle 35.900,00-TL asıl alacak ve ferilerini toplamda 43.265,00-TL olmak üzere 14.01.2020 tarihinde davalı tarafa ödendiğini, bu kapsamda davalının feragati ile birlikte konu dosyada karar verildiğini, belirtilen tutarın müvekkilden hasarın teminat dışı kaldığından bahisle haksız bir şekilde alındığını, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiğini, hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükünün davalı yana düştüğünü belirterek müvekkilinin ödemiş olduğu 43.265,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı işverene yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından 02/06/2020 tarihli cevap dilekçesi özetle, dava konusu olayın 01/06/2015 tarihli karayolları zorunlu trafik sigorta poliçesi genel şartlarından sonra 21/07/2019 tarihinde gerçekleştiğini, ZMSS genel şartlarda belirtilen düzenleme gereği aracın alkollü olarak kullanılmasının rücu sebebi olduğunu, kazanın salt araç sürücüsünün alkollü olmasında kaynaklanmasının gerekli olmadığını, 01/06/2015 sonrası dönemde rücu sebebi olması için kazanın münhasıran alkol etkisi altında gerçekleşmesinin zaruri olmadığını, 01/07/2009 tarihli eski genel şartlarda ise alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa rücu edilebileceğinin düzenlendiğini, ancak yeni genel şartlar döneminde belirtildiği üzere alkollü araç kullanılmasının yanında güvenli sürüş yeteneğinin kaybı, sigortalının ağır kusuru veya kastının gerekmediğini, genel şartlardaki açık hüküm gereği alkollü araç kullanılmasının doğrudan rücu sebebi olduğunu belirterek davanın reddini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B. Uyuşmazlık Konusu ve Deliller
Huzurdaki dava haksız yere ödendiği öne sürülen rücuen tazminatın iadesine dair alacak davasıdır. Uyuşmazlık davalı … şirketince davacı şirketten yapılan tahsilatın hukuki sebebe dayanıp dayanmadığı, dava konusu trafik kazasının alkol nedeni ile meydana gelip gelmediği, rücu şartlarının oluşup oluşmadığı alacağın muaccel hale gelip gelmediği, faize esas temerrüt oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es sayılı dosyası celp edilmiş, yapılan incelemede huzurdaki dosyanın davalısı sigorta şirketinin anılan dosyada davacı olduğu, huzurdaki dosyanın davacısının anılan dosyada davalı olduğu, … plaka sayılı aracın sebep olduğu hasarı dava dışı … Sigorta AŞ’ye ödeyen davacı … şirketinin sürücünün alkollü olması nedeni ile ödediği bedeli rücu talebi ile davanın ikame edildiği görülmektedir. Davanın 10/01/2020 tarihinde ikame edildiği, davalının 14/01/2020 tarihinde ödemeyi gerçekleştirdiği, davacının aynı gün feragat ettiği, Mahkemesi’nce 23/01/2020 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 78. Maddesi “Borçlanılmamış edimin ifası” başlığını taşımakta olup madde metninde aynen “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.” denilmektedir.
Huzurdaki davada davacı, aslında borçlu olmadığı halde ödeme yaptığını, rücu şartlarının oluşabilmesi için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es sayılı dosyasına konu zararın münhasıran alkol altında gerçekleştiğinin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, ticari itibarın sarsılmasından endişe ettikleri için ödeme yaptıklarını, genel şartların kanunlara aykırı olamayacağını ifade etmiştir.
Dosya kapsamında taraflar arasındaki ödemenin varlığına dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık dava konusu ödemenin davacı tarafça neden yapıldığına ilişkindir. … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es sayılı dosyası incelendiğinde davacının henüz davaya cevap süresi başında ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacının savunma hakkını kullanıp mahkememize öne sürdüğü iddiaları anılan dosya kapsamında ileri sürebilecekken bunu tercih etmeyip zorlayıcı hiçbir sebep bulunmaksızın ödeme yaptığı görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde, ticari itibarının sarsılacağından endişe edildiğinden ödeme yapıldığı; ön inceleme duruşmasında ise ihtiyati haciz istendiğinden tedbiren ödeme yapıldığı ifade edilmiş ise belirtilen sebeplerin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki anılan dosyada ihtiyati haciz değil dava konusu aracın devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebi bulunmakta olup istenen tedbirin yalnızca sistemdeki kayıtlara işlenecek olması nedeniyle bu durumun davacının ticari itibarını zedeleyecek bir yönü bulunmamaktadır. Öte yandan dava dilekçesi tebliğ edilir edilmez dava konusu alacağı ödemesinden sonra mahkemece bu tedbir talebi de reddedilmiştir. Öte yandan davacı taraf ödemeyi ihtirazi kayıt ile gerçekleştirdiğini de belirtmemektedir. Hal böyle iken davacının cebri icra tehdidi veya haciz tehdidi gibi zorlayıcı bir sebep olmaksızın ile ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.
İhtirazi kayıt sunmaksızın ve hiçbir yasal zorlayıcı sebep bulunmaksızın yerine getirdiği ödemeyi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 78. Maddesi kapsamında talep etmesine imkan bulunmamaktadır.
Nitekim … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2019/… Es ve 2019/… K sayılı kararında aynen “Dava, TBK’nın 77. ve devamı maddeleri uyarınca açılan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. TBK’nın 78/1. maddesinde, borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimsenin, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.İİK’nın 72/7. madde hükmüne göre de, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açabilir.
Dava dilekçesinde, davalı … şirketine yapılan ödeme öncesinde sigorta şirketiyle görüşülerek kazanın aracın alkollü olarak kullanılması neticesinde meydana gelmediği, ilgili kaza nedeniyle açılan ceza davasında da bu durumun netlik kazandığı belirtilmiş ise de sigorta şirketinin ödeme yapılmasında ısrar etmesi, aksi halde dava açılacağının bildirilmesi üzerine 8.968,00 TL’sı paranın ihtirazi kayıtla ödendiği iddia edilmektedir.
Dosya kapsamında bu paranın ihtirazi kayıtla ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davacının dava dilekçesindeki beyanlarına göre de davacı taraf, borçlu olmadığını bildiği halde herhangi bir zorlayıcı neden bulunmaksızın davalı tarafa ihtiyariyle ödeme yapmış bulunmaktadır. Bu durumda, davacı, TBK’nın 78/1. maddesi uyarınca borçlu olmadığını bildiği halde kendi isteği ile ödediği paranın istirdadını talep edemez. Bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. …ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” denilmekle aynı husus içtihat edilmiştir. Hal böyle iken TBK 78 şartları oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcının peşin alınan 738,86-TL harçtan mahsubu ile artan 684,46-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 6.424,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır