Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/201 E. 2020/216 K. 22.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/201
KARAR NO : 2020/216

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde, …-…-…poliçe no.lu 19.07.2017-19.07.2018 vadeli…Ergo Başka Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan… plakalı aracın, 31.10.2017 tarihinde, park halinde iken, davalıya ait …plakalı aracın çarpması sonucu hasarlandığını, yaptırılan Hasar Ekspertiz incelemesi ve kesilen fatura sonucunda, aracın tamirini gerçekleştiren ve faturayı düzenleyen …’e 08.12.2017 tarihinde 5.078,00 TL ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanununun 1472.maddesi hükmüne göre şirketin sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakları şirketimize intikal ettiğini, ayrıca olay ve hasar sebebiyle 3.şahıslara karşı dava ve talep hakkı müvekkili şirkete temlik edilmiş olduğundan müvekkili şirket temlik hükümlerine göre de zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hak şirkete intikal ettiğini, davalıya ait … plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada tam kusurlu olup davalı taraf ödenen tazminattan sorumlu olduğunu, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz sebebiyle takip durduğundan iş bu davanın açıldığını, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazının iptalini, icranın devamını, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Madde 16/2-c bendi uyarınca 900,00 TL arabuluculuk vekalet ücretinin, yargılama giderleri ve dava vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacıya kasko sigortalı aracın davalıya ait araç ile karıştığı trafik kazasında davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemenin rücuen tahsiline yönelik başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 22/06/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, tarafların katılmaması nedeniyle ön inceleme duruşması icra edilememiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı(03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 11/12/2017 tarih 2016/20289 E, 2017/11469 K. Sayılı kararı)
Anılan karar uyarınca dava dosyasının değerlendirilmesinde; davacının sigortalısının tacir olmadığı, düzenlenen sigorta poliçesinin genişletilmiş kasko sigorta poliçesi olduğu, davacının davalıya yönelttiği davanın ZMMS Sigorta Poliçesinden doğan bir dava olmadığı belirlenmiştir. Buna göre davacının sigortalısı hangi mahkemeye başvuracaksa davacının da buna göre davasını açması gerekecektir. Salt davalının tüzel kişi tacir olması davanın mahkememizde görülmesi için yeterli değildir. Kaldı ki davacının sigortalısı adına kayıtlı araç … Marka olup trafik kayıtlarına göre hususi otomobildir. Davacının sigortalısı tacir olmadığı gibi kullandığı araç da ticari araç değildir. Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçede açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, davacı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸