Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/20 E. 2021/60 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/20
KARAR NO : 2021/60
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 09/01/2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde fatura ve cari hesap alacağı doğduğunu, mevcut borca ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine icra takibi yoluna başvurulduğunu, davalı borçlunun icra takibine itirazda bulunduğunu, itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketçe belirlenen koşullara uygun olarak figürasyon temini vb. diğer hizmetleri tamamlayarak kendi edimlerini zamanında ve eksiksiz olarak ifa edildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, borç söz konusu iken davalı tarafın müvekkile herhangi bir borcu bulunmadığı yönündeki tahsile engel amaçlı itirazının usul ve yasaya aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulünü, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasından itiraz ile durdurulmasına karar verilen takibin devamını, davalı borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı’na hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından 04/03/2020 tarihli cevap dilekçesi,müvekkili şirketin pek çok dizi, film çalışmasının yapımcılığını üstlendiğini, sinema ve televizyon sektöründe tanındığını, müvekkili şirket açısından hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan işbu davanın ve davaya konu icra takibinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde müvekkili şirket ile aralarındaki hizmet ilişkisi gereği dört faturadan kaynaklı cari hesap alacağını dayanak göstererek borcun ödenmediği iddiasının davaya konu edilen alacağın mevcut olduğu varsayılsa dahi faturaları, faturaların muhteviyatını ve faturalara konu hizmetin sunduğunu ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, tarafların iradelerini ve imzalarını içerir davaya konu hizmet ile ilgili yazılı herhangi bir sözleşme anlaşma ve dayanak belge sunulmamasına rağmen davacının alacak ve alacak miktarına ilişkin iddiasının anlaşılamadığını, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibine konu 10.839,73-TL tutarında fatura alacak iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek davanın reddini, karşı taraf aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılarak lehe vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir.
B. Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporda özetle; davacı tarafın 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin dosya muhteviyatına sunduğu takibe 4 adet faturanın olduğu, davacı tarafın ve davalı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, davalı Form Ba Formu bilgilerinde BA Formunda davalı şirketin davacı şirkete ait 4 adet belgeyi KDV hariç 10.147,00-TL üzerinden beyan ettiği, takibe konu 4 adet faturanın her iki tarafça BS-BA Formları ile beyan edildiği, adet ve tutar olarak beyan farkının bulunmadığı, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde; 2018 yılı için 31/12/2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 10.839,73-TL alacaklı olduğu, 2019 yılı için 01/01/2019 ve 31/12/2019 tarihlerinde davacı şirketin davalı şirketten 10.839,73-TL alacaklı olduğu, 2020 yılı için 01/01/2020 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 10.839,73-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde; 2016 yılı için 31/12/2016 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 6.041,06-TL borçlu olduğu, 2017 yılı için 31/12/2017 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 26.394,01-TL borçlu olduğu,2018 yılı için 31/12/2018 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 37.233,74-TL borçlu olduğu, 2019 yılı için 31/12/2019 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 37.233,74-TL borçlu olduğu, davacı tarafın düzenlediği 31/03/2019 tarihli mutabakat mektubunda “31/03/2019 tarihi itibariyle 10.839,73-TL (borç ) bakiyesi ile mutabık olduğumuzu belirtiriz” diye yazıldığı, davalı tarafın kaşesi ile mutabakat mektubunun imzalandığı, imzanın kime ait olduğu dosya muhteviyatından tespit edilemediği, davacı şirketin takip tarihi itibari ile davalı şirketten 10.839,73-TL alacağını talep edebileceği, dosya muhteviyatında davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, takip tarihinden itibaren davacı tarafın asıl alacağa avans faizi talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafça benzer ismi taşıyan ve aynı sektörde faaliyet gösteren ve tarafları ile organik bağ bulunduğu belirtilen … Ltd Şti ile davalı arasında görülen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Es sayılı dosyasında rapor alındığı ve alacağın o dosyada da raporlandığı belirtilmiş, mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Es sayılı dosyası istenmiştir. Anılan dosyada hazırlanan bilirkişi raporunda davalının davacıya 37.233,74 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davalı taraf sunduğu 21/12/2020 tarihli dilekçesiyle raporu kabul etmediğini, dosyadaki belge ve bilgilerin hizmetin verildiğini ispata yetmediğini,, davacının mal veya hizmetin verildiğini kanıtlayamadığını, faturaların davalıya gönderildiğinin ispatlanamadığını belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir. Davacı vekili sunduğu 21/01/2021 tarihli dilekçede davalı tarafça sunulan itiraz dilekçesini kabul etmediklerini, faturaların davalı taraf defterlerinde de kayıtlı olduğunu ifade etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 15/09/2020 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tarafların ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı, takibin dört aden faturadan kaynaklandığı, bu faturaların her iki taraf defterlerinde yer aldığı, her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır.
TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. “
Öte yandan davalı tarafça teslime itiraz edilmiş ise de vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin teslim edilmediğine dair ispat davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. Davalı tarafça teslim gerçekleştirilmediğine dair soyut iddialardan ibaret savunmaya bu nedenle itibar edilmemiştir. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Son tahlilde davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 2.167,946 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 740,46-TL harçtan peşin alınan 185,12-TL harcın mahsubu ile artan 555,34- TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 185,12-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 74,00-TL olmak üzere toplam 1.013,52-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.625,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Hazineden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/01/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır