Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/2 E. 2020/682 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/2
KARAR NO : 2020/682
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 02/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle, davalı …’ın … unvanı ile faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında cari hesap şeklinde ticari ilişki bulunduğunu, davalının müvekkilinden et ürünleri satın aldığını, davalının müvekkili şirketten yapmış olduğu alımlar neticesinde müvekkiline borcu olduğu halde davalının bu borcunu ödemediğini, bunun üzerine icra takibinin başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ederek durmasına yol açtığını söz konusu bakiye alacağı oluşturan fatura ve ödemelerin davacı ve davalı ticari cari hesaplarına mukayyet olduğunu, davalı tarafın cari hesabı oluşturan fatura tutarlarının bu zamana kadar kısmen ödenegeldiğini belirterek davanın kabulünü, itirazın iptalini, asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde, müvekkilinin … isimli ticari işletmesinde et satışı yaptığını, davacı ile yıllardan bugüne devam eden cari hesap ilişkisiyle ticareti bulunduğunu, davacı şirketin müvekkilleriyle çalıştığı son bir yıl içerisinde satışa konu tavuk eti ve ürünlerini piyasaya göre başlangıçta %10 sonraki aşamada ise %40 daha pahalı olarak davalıya fatura ettiğini, müvekkilinin davacıdan fahiş olarak faturalandırılan tutarın cari hesaptan mahsup edilmesini istediğini, bu talebin kabul edilmediğini, müvekkilinin ticaretten kaynaklanan fiyat farkının bir kısmı için davacıya 23/10/2019 tarihinde KDV dahil 64.800,00-TL tutarında 02/01/2019-23/07/2019 tarihleri arasındaki faturalara istinaden kesilen fiyat farkı faturasıdır açıklamasıyla iade faturası düzenlediğini, davacı şirketin bu faturayı teslim aldıktan sonra faturaya ve içeriğine itiraz ederek ihtarname ile müvekkiline iade ettiğini, karşı tarafın müvekkiline yönelik olarak cari hesap ilişkisine dayalı ilamsız icra takibi yaparak haksız kazanç elde etmek hususunda davranışını sürdürdüğünü belirterek davacının haksız davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması yönünden karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 16/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın temelinde davacının davalıya yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 130.954,44-TL tutarlı cari hesap bakiye alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davalı tarafından iş bu takibe itiraz edilmesi neticesinde durduğu, davalının haksız itirazının iptali ile alacağın tahsili noktasında toplandığı, davacının 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı taraftan takip tarihi olan 08/11/2019 tarihi itibariyle 130.954,44-TL alacaklı olduğu, davalının 2019,2020 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı tarafa takip tarihi olan 08/11/2019 tarihi itibariyle 66.157,41TL borçlu olduğu, bu borçtan önce davalının davacıya düzenlenmiş olduğu 23/10/2019 tarihli 64.800,00-TL tutarlı fatura ve 20/02/2020 tarihinde yapmış olduğu, 66.154,00-TL ödeme ile davacı şirkete 3.41 TL borcu kaldığı müşahede edildiği, davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafından kabul edilmeyen 23/10/2019 tarihli 64.800,00 TL tutarlı faturanın ispata muhtaç olduğundan hesaplarımızda dikkate alınmadığı, davacının davalı taraftan takip tarihi 08/11/2019 itibariyle 130.954,44 TL, 20/02/2020 tarihi itibariyle ise 64.800,44 TL alacağının kabulünün gerekeceği, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 27/10/2020 tarihli dilekçesiyle raporu kabul ettiğini, raporla davanın haklılığının ispatlandığını ve rapor doğrultusunda davanın kabulünü istediğini ifade etmiştir. Kendisine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı herhangi bir yazılı beyan ve itirazda bulunulmamış; ancak duruşma esnasında rapora itiraz ederek yeni bir rapor alınması talep edilmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 26/06/2020 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tarafların ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı taraftan takip tarihi olan 08/11/2019 tarihi itibariyle 130.954,44-TL alacaklı olduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı tarafa takip tarihi olan 08/11/2019 tarihi itibariyle 66.157,41TL borçlu olduğu, bu borçtan önce davalının davacıya düzenlenmiş olduğu 23/10/2019 tarihli 64.800,00-TL tutarlı fatura ve 20/02/2020 tarihinde yapmış olduğu, 66.154,00-TL ödeme ile davacı şirkete 3.41 TL borcu kaldığı, davalı tarafından düzenlenen 23/10/2019 tarihli 64.800,00 TL tutarlı faturanın davacı tarafça kabul edilmeyip iade edildiği görülmektedir.
Her ne kadar davalı tarafın ticari defterlerinde borç itfa olmuş ise de dava açıldıktan sonra davalı tarafça davacıya bir kısım ödeme yapıldığı tarafların kabulündedir. Ancak davanın açıldığı duruma göre değerlendirme yapıldığından bu ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Değinilmesi gereken bir diğer husus ise davalı tarafça davacıya gönderilen ve davacı tarafça kabul edilmeyip de iade edilen 64.800,00 TL’lik iade faturasıdır. Cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere bu faturanın davacı tarafça yüksek fiyattan satıldığı iddia edilen ürünlerin fiyatının farkı için kesilen fatura olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. “
Bu düzenleme kapsamında davalının, kendisine tebliğ edilen ve yasal süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşen faturalara karşı aylar sonra iade faturası tanzim edip tebliğ ettirmesi ile TTK 21. Maddedeki itiraza bağlanan hukuki sonuçları doğmayacaktır. Öte yandan kesilen bu fiyat farkı faturası davacı tarafça kabul edilmemiş ve iade edilmiştir.
Son tahlilde davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş; davalının, kendisine tebliğ edilen ve yasal süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşen faturalara karşı aylar sonra iade faturası tanzim edip tebliğ ettirmesi ile TTK 21. Maddedeki itiraza bağlanan hukuki sonuçları doğmayacağı anlaşılmış; taraf defterlerine itibar edilerek hazırlanan ve davalı tarafça da süresi içerisinde itiraz edilmeyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile
A. … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın; İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
B. Dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin İNFAZ aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına
2-Alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle takdiren %20 üzerinden hesaplanan 26.190,88-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 8.945,49-TL harçtan peşin alınan 1.581,61-TL harcın mahsubu ile artan 7.363,88- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 1.581,61-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 74,50-TL olmak üzere toplam 2.410,51-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.390,67 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Hazineden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır