Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2021/26 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO : 2021/26
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı ile davalı arasında 19/03/2018 tarihinde döviz endeksli faktoring sözleşmesi yaptıklarını, bu kapsamda davalıya temlik edilen alacaklara karşılık davalı tarafa keşidecesi … A.Ş. Olan … şubesi muhataplı, çekler verildiğini, teslim edilen çeklere karşılık teslim tarindeki kur üzerinden davacı tarafından davalı ödeme yaptığını ve çeklerin keşide tarihinde tahsil edildiğini, ödeme tarihi ile tahsil tarihi arasında çok yüksek kur farkı oluştuğunu, davalının kur farkı nedeniyle 1.268.068,83 TL haksız kazanç elde ettiğini ve bu kazancın davacının hakkı olduğunu, davalı tarafın ihtara rağmen davacıya kur farkı ödemediğini, yargıtay içtihatları uyarınca bu farkın davacıya ait olduğunu, bu nedenle davalı aleyhinde … İcra müdürlüğünün2018/… Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davanın haksız olduğunu sözleşme tarihi itibariyle davacının hak ettiği ödemenin yapıldığını, çeklerin döviz olması nedeniyle davalıdan kurun düşmesi ihtimaline binaen taahhütname alındığını, sözleşme tarihi itibariyle davalının alacağının döviz alacağı olduğunu, davacının talebine uygun işlem yapıldığını, kur farkı nedeniyle davacıya ödeme yapılması talebinin herhangi bir dayanağının olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İcra dosya aslı faktoring sözleşmesi örneği ve ekleri dosyamız arasına sunulmuş ve incelenmiştir.
Miktar konusunda, herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığından mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmamış, sözleşme hükümleri ve dosyadaki deliller uyarınca mahkememizce değerlendirme yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, faktoring sözleşmesi kurulması anında temlik edilen 900.000,00 EURO bedelli yedi adet çekten kaynaklı alacak nedeniyle davacıya yapılan ödeme tarihindeki kur ile davalının çekleri tahsil ettiği andaki kur farkından dolayı fazla tahsilat yapıldığı iddiasıyla açılan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinin incelenmesinde, davacının sözleşme uyarınca 900.000,00 EURO bedelli yedi adet çekten kaynaklı alacaklarını davalıya temlik ettiği ve sözleşme tarihindeki kur olan 4,6680TL üzerinden hesaplama yapılarak davacıya ödeme yapıldığı, sözlemeden sonra kurun düşmesi ihtimaline binean tek taraflı kur farkı ödeme taahhüdü imzalandığı anlaşılmıştır.
Sözleşme tarihinden sonra kurun yükselmesi nedeniyle davalının ödediğinden daha fazla tahsilat yaptığı sabittir.
Davacı taraf, kur fark nedeniyle oluşan artış oranında davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürmüş ve bu miktarın kendisine ödenmesini istemektedir.
Her ne kadar kur farkı nedeniyle davalının tahsil ettiği miktarın TL karşılığı artmış ise de, bu artış nedeni ve yapılan tahsilatın davacının mal varlığından çıkmadığı, keşideci aleyhine bir durum olduğu, davacının çekte lehtar olup ciro veya temlik suretiyle devrettiği çekler nedeniyle artık bir talep hakkının kalmadığı, taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinde de kurun yükselmesi halinde farkın davacıya ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, tam tersine para veren davalının üstlendiği risk nedeniyle davalı lehine tek taraflı kur farkı ödeneceğine dair davacı tarafından taahhüt verildiği, davalının mal varlığında bir azalma olmadığına göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle talep hakkı kazanmayacağı, taraflar arasındaki sözleşmede de kur farkına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davanın bu nedenle hukuka uygun olmadığı ve reddi gerektiği yönünde vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının subuta ermediğinden reddine,
2-Davacının kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30 TL karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan harçtan mahsubu ile, 22.762,74 artan harcın kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 79.573,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/01/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır