Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/176 E. 2021/851 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/176 Esas
KARAR NO : 2021/851
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı ile davacı arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, uzun süreli olarak devam eden sözleşmesel ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıların yolculara verdiği taşıma hizmetinin gerçekleşebilmesi için minibüs tipi aracını sağladığını, davalıların bu taşımacılık hizmetinden çok büyük miktarda gelir elde ettiğini, müvekkiline de komisyon olarak ödeme yaptığını, taraflar arasındaki hukuki ilişki bir anda davalı tarafından tek tarafkı olarak sona erdirildiğini, müvekkilinin davalı … le uzun süreli ilişki süresinde çeşitli yatırımlar yaptığını, … standartlarında araçlar temin ettiğini, araçları dizayn ettiğini, ancan davalının tek taraflı olarak ilişkiyi sonlandırması müvekkilini zarara uğrattığını, taraflar arasında kanunda özel olarak düzenlenmeyen sui generis bir sözleşme söz konusu olduğunu, davacı ile davalılar arasında iş görme ilişkisi olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararlar ve yaptığı giderlerin karşılığı olarak eksik ödenen komisyon ve alacak bedelleri için toplam 10.000 TL davalılar … Türkiye ve …’den tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile … arasında vekâlet benzeri bir iş görme ilişkisi olmadığını, …’nin faaliyetinin taşıma faaliyeti olmadığı gibi davacı da ifa yardımcısı konumunda olmadığını, …’in taşımacılık hizmeti vermediğini, … platformu taşımacılık hizmeti vermek isteyen kullanıcılar (taşımacılık şirketleri) ile bu hizmetten yararlanmak isteyen kişileri (yolcular) aynı ortamda buluşturan diğer bir deyişle taşımacılık hizmetine aracılık eden bir teknolojik platform olduğunu, dolayısıyla … platformu fiilen taşımacılık faaliyetinde değil, kendileri taşımacılık faaliyetini gösteren gerçek veya tüzel kişi tacirler ile yolcuların bir araya gelmesini sağlamak için dijital uygulama geliştirme faaliyetinde bulunduğunu, Davacının taşıma hizmetini … adına değil, kendi ad ve hesabına yaptığını, bunun doğal bir sonucu olarak da yolculara sunulan taşımacılık hizmeti ile ilgili faturaların … tarafından değil Davacı’nın bizzat kendisi tarafından düzenlendiğini, davacı ile … arasında herhangi bir şekilde ifa yardımcılığı veya … faaliyetinin vekâleten Davacı tarafından yürütülmesi gibi bir iş görme ilişkisi mevcut olmadığını, Davacı’nın tazminat taleplerinin borcun sona ermesinde hiçbir kusurunun olmadığını, … Türkiye’ nin yöneltilmesinin hukuk Mantığına aykırı olduğunu, …’in Türkiye’de faaliyet göstermesi hem fiilen hem de hukuken imkânsız hale geldiğinden TBK madde 136 uyarınca …’nin borcunun sona erdiğini, bu imkansızlık hali nedeniyle, Müvekkili …’nin sunmakta olduğu pazarlama ve destek hizmetlerinin de sona erdiğini, bu destek hizmetlerinin sona ermesinde Müvekkilinin ihlali veya herhangi bir kusuru olmadığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2016/… E. sayılı dosyada verilen faaliyetin durdurulmasına ve … uygulamasına erişim engeli getirilmesine dair karar neticesinde diğer davalı … ‘nin faaliyetine devam etmesi 16.10.2019 tarihi itibariyle objektif olarak imkânsız hale geldiğini, bu imkânsızlık halinin davacının bilgisi dâhilinde olduğunu, dolayısıyla 16.10.2019 tarihi itibariyle diğer davalı … ‘nin Sözleşme tahtında yüklendiği borcu ifa etmesi kendisinden beklenemeyeceğinden …’nin de … ile alakalı olarak pazarlama ve destek hizmet vermesi kendisinden beklenemeyeceğini, Davacının …’nin sağladığı pazarlama ve destek hizmetlerinin durması sebebiyle zarara uğradığını, talep ettiği zarar kalemlerini ve bu zararın miktarını ispat edemediğini, Davacı, Davalılar’dan hem menfi hem de müspet zarar olarak nitelendirilebilecek taleplerde bulunduğunu, menfi zarar ve müspet zarar kalemleri birlikte talep edilemeyeceğini, …’nin pazarlama ve destek hizmetleri ifa imkânsızlığı nedeniyle sona erdiğinden müspet zararın tazmini talep edilemeyeceğini, pazarlama ve destek faaliyetinin durdurulmasında …’nin herhangi bir kusuru olmadığını, Zira faaliyetin durdurulmasının tek ve esas sebebinin, diğer davalı …’nin Sözleşme’yi hiçbir sebep yokken haksız şekilde feshetmesi değil, fiili imkânsızlık ile bunun ardından gelen hukuki imkânsızlık halleri olduğunu, fiili ve hukuki imkânsızlık hallerinin oluşmasında da diğer davalı … ‘nin herhangi bir kusuru olmadığını, taraflar arasında vekâlet benzeri bir iş görme sözleşmesi olsa dahi davacı iddia ettiği masraf kalemlerini nitelikleri itibariyle talep edemeyeceğini, TBK madde 510/1 na göre vekilin, yapmış olduğu masrafları ve giderleri vekâlet verenden talep edebilmesini, bazı şartların bulunmasına bağlı olduğunu, taraflar arasında uygun şekilde kurulmuş ve geçerli bir vekâlet sözleşmesi bulunması gerektiği, somut olayda taraflar arasında vekâlet sözleşmesi bulunmadığı bir vekâlet ilişkisinin var olduğu varsayılsa dahi, Davacı’nın, benzin gideri, araç servis bakım ve muayene ücreti, kasko ücreti, noter masrafları gibi giderleri …’den talep etmesi mümkün olmadığını, …’in Türkiye’de faaliyet göstermesi imkansızlaşmasa idi, Davacı bu uygulamayı kullanırken katlandığı benzin, araç bakım ve muayene ücreti, kredi faizi vb. masrafların hiçbirini …’e yöneltemeyecek olduğunu, Davacının tüm bu masraf kalemlerini kendi ticari faaliyetinin devamı için yaptığı, talep edilebilecek menfi zarar olsa olsa uygun olmayan zamanda vekâletin sona ermesi sebebiyle ortaya çıkan zarar İle sınırlı olacağını beyanla, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava devam ederken davacı vekilince sunduğu 20/11/2020 tarihli dilekçeyle … yönünden davanın takip edilmeyeceğini ve işlemsiz bırakılmasını talep etmiştir. Mahkememizce talep üzerine … yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin 2020/… Es sayılı dosyasına kaydedilmiş ve anılan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK 150. Maddesi kapsamında işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmemesi üzerine anılan dosyada verilen 2021/… K sayılı karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
… yönünden davanın tefrik eidlmesi üzerine huzurdaki davada yalnız davalı … yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, davacı tarafça yapılan masrafların ve talep edilen diğer bedellerin davalıdan istenip istenemeyeceği, davalı tarafça davacının yönlendirilip yönlendirilmediği, davacının zararının meydana gelip gelmediği, zarar meydana gelmişse bu zararın niteliği ve hesabı, davalının meydana geldiği iddia edilen zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluğun hukuki dayanağına ilişkindir
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan taraf delilleri, Ulaştırma Banaklığı yazısı, … yazısı ve trafik sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sonuca gidilmiştir.
Taraf delillerinin toplanmasına geçilmiş, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı her ne kadar mahkememiz dava dosyasının anılan dosya ile birleştirilmesini talep etmiş ise de; dosya davacısı ile dosyamız davacısının faklı kişiler olması, farklı davacılar hakkında oluşabilecek zarar kalemlerinin ve miktarlarının farklı olabileceği, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği yönde somut bir delil bulunmaması, davaların birleştirilmesinin usul ekonomisine bir katkı sağlamayacağı değerlendirilmekle davacının bu istemi yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi … , mali müşavir bilirkişi …, makine mühendisi bilirkişi …’ nin hazırladığı 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Davacının aracının, ticari ilişkinin varlığının belirtildiği dönemde turizm/servis taşımacılığı yapmak üzere dava dışı başka işletmelere sözleşme yapılarak kiralandığını, davacının araç ile başka şirketlere de hizmet verdiğini, dosyada davacı ile davalılar arasında yapılmış yazılı bir sözleşmeye rastlanmadığını ve değerlendirme yapılamadığını, Ülkemizde … uygulamasının ticari taksilerde ve servis minibüsü diye tabir edilen çok koltuklu ticari taşıtlarda kullanılmaya başlandığı ancak …” in ticari taksiler aleyhine haksız rekabete neden olduğu gerekçesi ile taksiciler tarafından yapılan şikayetler ve başvurular neticesinde hem siyasetçiler tarafından …” in engelleneceği hem de 2019 yılında …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından …” e erişim engeli getirildiğinin, sonrasında ise …’ e erişim engelinin sadece … diye tabir edilen çok koltuklu ticari taşıtlar açısından engellendiğini, taksiler açısından ise … erişiminin devam ettiğinin basına yansıdığını, Davacının da maliki olduğu servis minibüsü diye tabir edilen çok koltuklu ticari taşıtların şehir içerisinde güzergah sınırı olmaksızın her yöne yolcu taşıma konusunda gerekli yasal izinlere sahip olmadıkları ve bu araçların … uygulamasını bu nedenle kullanmalarının mümkün olmadığını, davacının yasal şartları taşımayan gerekli izinleri olmayan veya almış olduğu sınırlı iznin dışına çıkarak … uygulaması üzerinden bir ticari aksi gibi her yöne şehir içi yolcu taşımacılığı yapmasının, hukuki alt yapısı olmayan bir ticari faaliyete başlamasının ticari riski baştan kabul ettiğinin ve bunun neticelerine katlanmayı göze aldığının göstergesi olduğunu, dava konusu olayda tarafların yasal altyapısı olmayan bir işe giriştiklerini ve müterafik kusurlu olduklarını, davacının davalı tarafça yönlendirildiğine dair bir delilin bulunmadığını, Davacının tazminat talebine konu ettiği harcamalar ve masraflar ile sigorta poliçelerinin, ticari taşıma işi yapacak olan bir servis aracında yapılması gereken rutin masraflar olduğunu ve talep edilemeyeceği, dosya kapsamında davacının yaptığını belirtiği masraflar ile uğradığını iddia ettiği zararlar somut ve belgeli masraflar olmadığından ve uzmanlık alanımızın dışında olduğundan hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, davacının masraflarını ve zararlarını somut delillerle ortaya koyamadığı için hesaplamaların bilirkişi aracılığıyla yapılmasını talep ettiğini, bu hesaplamaları ancak servis taşımacılığı alanında uzman taşımacı bir bilirkişi tarafından davacının sunacağı delillere göre hesaplanabileceğini,” mütalaa etmiştir.
Huzurdaki davada davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği davanın sonucu bakımından önem arz etmektedir. Davacı dava dilekçesinde davacı ile davalılar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını kabul ile yazılı olmayan ama süregelen sözleşmesel bir ilişki olduğunu ifade etmiştir. Ancak davacı ile huzurdaki davadaki davalı arasında bağıtlanan herhangi bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı, yine davacı ile davalı arasında mevcut olduğu belirtilen ticari iş görme akdinin delillendirilmesinin somutlaştırılamadığı, … ile … arasında imzalanmış ve davalı …’in …’nin temsilcisi olduğunu gösterir herhangi bir sözleşme veya delil sunulmadığı, açıklanan nedenlerle davacı tarafından davalı … ile arasında bulunduğu iddia olunan sözleşme ilişkisinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Nitekim aynı hususta … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen karar … Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçerek kesinleşmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 01.07.2021 tarih 2021/517 Esas, 2021/845 Karar sayılı kararı) Açıklanan nedenlerle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubu ile 111,48 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.