Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/149 E. 2021/150 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/222
KARAR NO : 2021/173

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 12/05/2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin … yazılımını lisanslayan ve şirketlere bu hususlarda danışmanlık ve destek veren öncü şirketlerden biri olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 31.12.2012 imza tarihli sap yazılım kurumsal destek sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmede belirlenmiş ödeme planı çerçevesinde müvekkili şirket tarafından fatura düzenlendiğini, davalı yana gönderildiğini, süresi içerisinde fatura bedeli ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtarname uyarınca davalı yana borcunu ödemesi son kez ihtar edildiğini, davalının haksız tutumunun devamı üzerine müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz üzerine takip durdurulduğunu, davalı tarafından itirazın iptalini ve takibe devam edilmesini, davalı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki kapsamında davacı tarafın davalı davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin incelemede davalının icra takibine yetki yönünden itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere geçerli bir takip bulunması itirazın iptali davalarında dava şartıdır. Yetkili icra dairesinde takip yapılmaması da geçerli bir takibin bulunmadığı anlamına gelmektedir. Bu durumda icra dairesinin yetkisi öncelikle incelenmelidir. Huzurdaki dava taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden devam eden ticari ilişki kapsamındaki alacaklar istenmektedir. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmede yetkiye ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Sunulan sözleşmenin son hükümler bölümünde yer alan 8.1. Maddesinde İstanbul mahkemeleri yetkili kılındığından davalının yetki icra dairesine yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşılmış ve 2. Celsede icra dairesine yapılan yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflarca ibraz edilen yasal defterlerin HMK md. 222 uyarınca kendi lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 17/12/2019 takip tarihi itibari ile davalı asıl alacağının 2.997,50 Euro olduğu, davalı yasal defter kayıtlarına göre 17/12/2019 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın rapor içeriğinde ayrıntısı verilen 31/12/2012 tarihli sap yazılım kurumsal destek sözleşmesi içeriğinden kaynaklandığı, söz konusu sözleşmenin davalı adına tanzim edilen 13/09/2019 tarihli fatura öncesinde feshedildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir vesaik bulunmadığı, bu itibarla söz konusu sözleşmenin geçerli olması durumunda davacının 2019 yılına ilişkin davalı tarafa 2.750,00 Euro+KDV fatura tanzim edebileceği, bu durumda davacının 17/12/2019 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 2.997,50 Euro alacaklı olacağı, davacının 17/12/2019 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 2.997,50 Euro alacaklı olduğunun ispatlandığı, davalı tarafın 03/11/2019 takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, taraflar arasındaki sözleşme kapsamına göre 17/12/2019 tarihine kadar 65,95 Euro işlemiş faiz hesaplandığı ancak talepte bağlılık ilkesi doğrultusunda davacının takip tarihi itibari ile işlemiş faiz alacağının 65,04 Euro olacağı, 17/12/2019 tarihli 3.062,54 Euro tutarındaki takip miktarı ile karşılatırıldığında herhangi bir fazlalığın bulunmadığı, bu itibarla takibin 3.062,54 Euro üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 17/12/2019 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 2.997,50 Euro’suna 3095 Sk. Sun 4489 Sk. ‘nun ile değişik 4/a maddesi gereğince birer yıllık dönemler itibariyle vadeli USD doları ve Euro hesaplarına devlet bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden kademeli olarak basit usulde temerrüt faizi yürütülmesinin gerektiği, davalının sözleşmenin fatura tarihi öncesinde feshedildiğine dair vesaik sunması ve sayın mahkemenin söz konusu sözleşmenin geçerliliğinin kalmadığı kanaatine varması halinde ise davacının 17/12/2019 takip tarihi itibari ile davalı taraftan herhangi bir hak ve alacağının olamayacağı, davacı tarafça talep edilen %20 oranında icra inkar tazminatının mahkeme takdirinde bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 21/12/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırladığını, raporla alacaklarının ispat edildiğini, alacaklarının davalı tarafça ödenmediğini, davalının kendisine tebliğ edilen faturalara süresinde itiraz etmediğini, davalının hizmetin verilmediğine dair bir savunmasının bulunmadığını, davalının cevap dilekçesi vermemesi nedeniyle yeni delişl sunamayacağını belirtmiştir. Davalı taraf 16/12/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırlamadığını, rapora itiraz ettiklerini, davacı ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiklerini, davacının dürüst davranma ilkesine aykırı olarak faturaları düzenlediğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını ifade ederek rapora itiraz etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 24/12/2019 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı, davacı defterlerine göre davacının 2.997,50 EUR alacağının olduğu, davalı defterlerine göre davacının alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın bulunup bulunmadığı taraflar arasındaki sözleşmeye göre çözümlenecektir. Yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında 31/12/2012 tarihli sap yazılım kurumsal destek sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taraf faturanın bu sözleşmeye istinaden kesildiğini, davalı ise bu sözleşmeyi feshettiğini iddia etmektedir.
Davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği iddia edilmekte ise de buna ilişkin hehangi bir delil ileri sürülmemiştir. Mahkememizce 2 nolu celsede davalının dilekçesine eklediğini ifade ettiği ancak eklemediği fesih bildirimini sunmak üzere davalıya süre verilmiş ancak davalı tarafça yalnızca faturanın iadesine dair belgeler sunulmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin çeşitli hükümler başlığını taşıyan 8.1. Maddesinde sözleşmenin fesih bildirimi yapılmadığı sürece birer yıl süreyle uzayacağı açıktır. Dolayısıyla faturanın tanzim edildiği tarihte sözleşmenin cari olduğu konusunda şüphe yoktur. Öte yandan faturaların iptaline dair talepte bulunmak fesih bildirimi sayılamayacağı gibi, iptal talebinin fesih olarak değerlendirilmesi halinde dahi fesih ileriye etkili bir hukuki işlem olduğundan, fesih tarihinden önce tanzim edilen faturayı etkilemeyecektir.
Böylece taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli ve cari olduğu, davacı tarafça bu sözleşmeye istinaden fatura tanzim edilerek davalıya gönderildiği, davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, davalı tarafça sunulan ticari defterlerin delil niteliği bulunsa dahi davalı taraf sözleşmeyi feshettiğine dair iddiasını ispatlayan vesaik sunmadığından, davacının defterlerine ve sözleşmeye itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1. Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir, itiraz da haksız olduğundan hükmolunan alacağın dava tarihindeki güncel kur üzerinden TL karşılığı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olarak 4.665,473 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.606,67 TL harçtan peşin alınan 298,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.308,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 298,54 TL peşin harç, 700 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 65,50 TL olmak üzere toplam 1.118,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava açılmadan evvel Hazineden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.
02/03/2021

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır