Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2022/426 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/147 Esas
KARAR NO : 2022/426
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi müteveffa … …’in 17/07/2018 tarihinde, … yönetimindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucunda ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırıldığını, yaklaşık 6 aya yakın yoğun bakımda kalan müteveffanın 22/12/2018 tarihinde vefat ettiğini, olay yerinde müteveffanın ağır yaralı olması ve çarpan sürücünün de olay yerinden kaçması sebebiyle kaza tespit tutanağının tutulmadığını, yapılan araştırmaya göre … ‘ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın 28/10/2017 -2018 tarihleri arasında davalı şirket aracılığı ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğinin tespit edildiğini, bu doğrultuda davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak müteveffanın destekten yoksun kalma kıstaslarını sağlayan yasal varisinin bulunmadığı gerekçesi ile başvurularının reddedildiğini, elim kaza sebebiyle müteveffanın geriye eşini ve kardeşlerini bıraktığını, müteveffanın müvekkilinden veya bir başkasından çocuğunun bulunmadığını, müvekkilinin müteveffa ile 2004 yılından bu yana imam nikahlı olarak yaşamaya başladığını, 2016 yılında evlendiklerini, 2017 yılında boşlanmış olsalar da ölüm tarihine kadar birlikte yaşamaya devam ettiklerini, tekrar nikah hazırlıklarına başlamışsalar da elim kaza sebebiyle nikahı gerçekleştiremediklerini, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da imam nikahlı ancak resmi nikahsız eşlerin destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanacaklarının belirtildiğini, iddia ederek, müteveffanın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, hastane ve tedavi giderleri, geçici/sürekli iş göremezlik tazminatı ile cenaze masraflarının karşılanması için fazlaya ilişkin haları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirket üzeride bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28/04/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle: … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 28/10/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere 360.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, KTK 97. Maddesi uyarınca zarara uğrayanların sigortacıya dava açmadan yazılı başvuruda bulunmak zorunda olduklarını, ancak davacı tarafından usulüne uygun ve evrakları tamamlanarak müvekkili şirkete başvuru yapılmaksızın işbu davanın açıldığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, Yargıtay içtihatları gereğince boşanmış eşlerin birbirine desteğinin söz konusu olmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yine genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarının TBK hükümlerine göre değil ZMM Genel Şart ekinde yer alan TRH-2010 kadın/erkek tablosu ve %1/8 teknik faiz kullanılarak hesaplanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek içi öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, KTK 99. Maddesi ve Yargıtay içtihatları uyarınca yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi ile yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren 8 işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğini, aynı zamanda kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu savunarak, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-Bilirkişi Adli Trafik Uzmanı … tarafından hazırlanan 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporu,
-Bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/01/2022 tarihli aktüerya bilirkişi raporu
-… Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporu,
– … Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun 2018/ … CBS soruşturma sayılı dosyasının UYAP kaydı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 17/07/2018 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Dava dışı müteveffanın 17/07/2018 tarihinde trafik kazası geçirdiği, 22/12/2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla; müteveffanın ölümünün trafik kazası ile ilgili olup olmadığı hususunda alınan … ATK … İhtisas Kurulu 29/03/2021 tarihli Raporunda: “..kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı çok sayıda omur, kot, kalça, kürek kemiği kırıklarıyla birlikte hemopnömotoraks, iç organ yaralanmasına bağlı iç kanama ve omurilik yaralanmasına bağlı yatalak kalma ve gelişen komplikasyonlar (yatak yaraları ve sepsis) sonucu meydana gelmiş olduğu, Kişinin 17/07/2018 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonrası iyileşemeden öldüğü dikkate alındığında; 17/07/2018 tarihinde maruz kaldığı kazaya bağlı yaralanması ile 22/12/2018 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu…” beyan edilmiştir.
Mahkememizce tarafların kusur durumlarının tespit edilebilmesi amacıyla adli trafik uzmanı … tarafından hazırlanan 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…… plakalı araç sürücüsü … ‘ın %50 oranında tali kusurlu, yaya (müteveffa) … …’in %50 oranında tali kusurlu olduğu…” belirtilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen Aktüerya Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 04/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Sayın Mahkeme tarafından davacı … ile müteveffa … …’in 06/12/2017 tarihinde boşanmış olsalar dahi birlikte yaşayıp birbirlerine destek oldukları kabul edilecekse davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağı destekten yoksun kalma tazminatının 7.210,38TL olacağı, Hastane giderlerine ait faturaların ve makbuzların müteveffa … … adına kesildiği ancak bu tutarların kim tarafından ödendiğinin tespit edilemediği…” yönünde kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/17-3 Esas – 2011/142 Karar sayılı ilamında: “…Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/2. maddesinde “ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde düzenlenmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı, müteveffanın boşandığı eşi olduğunu ancak fiili olarak birlikte yaşamaya devam ettiklerini, bu nedenle müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ileri sürmektedir. Dosya kapsamından da, davacının müteveffa ile boşandığı ve yabancı uyrukla bir kadınla evli olduğu ve halen bu evliliğin devam ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, destekten yoksun kalma tazminatı istemi için resmi bir evlilik bağı ile bağlı olunması gerekmediği gibi, mirasçı olunmasına da gerek yoktur. Önemli olan, düzenli ve eylemli bir birliktelik ve destek ihtiyacının kanıtlanmasıdır…” şeklinde belirtilmiştir. Somut olayda; dinlenen davacı tanıkları beyanları incelendiğinde, davacının müteveffanın bakımı ile ilgilendiği ve imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları anlaşılmış olup davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı, ancak tedavi giderlerinnin ödendiğine ilişkin herhangi belge ve makbuz sunulmadığından bu yöndeki taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile;
a) 7.210,38TL destekten yoksun kalma tazminatının 17/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Tedavi giderleri ve cenaze yardımı gideri tazminat talebinin REDDİNE,
2-)Alınması gereken 492,54TL harçtan peşin alınan 341,55TL harcın mahsubu ile bakiye 150,99TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 341,55TL peşin harç, 54,40TL başvurma harcı, 199,00TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.394,95TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 862,18TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin kabul red oranına göre 475,20TL’sinin davalıdan, 844,80TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-)Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)100 sayılı HMK.nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır