Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/145 E. 2021/223 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/145
KARAR NO : 2021/223
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 09/07/2013 tarihinde taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından yakıt alımları yapıldığını, sözleşme gereğince davalı tarafa yapmış olduğu alımlara ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini ve ödenmesi talep edildiğini, davalı şirket tarafından fatura bedelleri ödenmediğinden, davalı şirket hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe karşı, borçlu tarafça itiraz edilerek icra dairesinin yetkisine, asıl alacağa ve faiz ferilere itirazda bulunduğu belirtildiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca itirazın iptali davası açılmadan önce zorunlu olarak Arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın itirazlarının haksız olduğunu, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz geçersiz olduğunu, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itirazda bulunarak Denizli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu iddiasında bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.Uyuşmazlık başlıklı maddesinde taraflar arasında uyuşmazlık halinde İstanbul (Merkez) mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığını, taraflar arasında bu şekilde düzenlenen yetki sözleşmesi olduğunu, icra takibinin sözleşme gereği yetkili kılınan İstanbul İcra Müdürlüklerinde başlatıldığını, bu nedenlerle davalı tarafın yetki itirazının reddinin gerektiğini, davalı şirketin takip talebinde belirtilen tutarlarda asıl alacak borcunun bulunduğunu, asıl alacak tutarına yıllık %48 oranında faiz talebi geçerli bulunduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı olmak üzere, davalı borçlunun icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takip tarihi itibarıyla 87.163,31 TL’sı alacaklarının takip talebindeki şartlarla tahsili için takibinin devamına karar verilmesini, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesini kabul etmediklerini, davacının müvekkili şirket aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E.nolu dosyası ile takip çıkışı alacak olarak 87.163.31 TL için icra takibi yapmıştır ve bu rakam için dava açıldığını, taraflarına gönderilen 22.02.2019 tarihli ödeme emrinde icra takibine konu borcun sebebi olarak da taşıt tanıma sözleşmesi ve ekli faturalar yazıldığını, 02.03.2020 tarihli dava dilekçesi taraflarına tebliğ edildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davanın süreden reddinin gerektiğini, davalı olan ve icra takibinde borçlu olarak görülen müvekkil şirketin adresinin “… Cad.No: … Pamukkale/Denizli” olduğunu, yetkili icra dairesinin davacı yetkili mahkeme Denizli icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, bu sebeple yetkiye itiraz ettiğini, icra takibi ve dava dayanağının farklı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, sözleşmeler genel hukuk ilkelerine aykırı düzenlendiğinden iyi niyet kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacının defterlerinin kesin delil teşkil etmediğini, alacağın likit olmadığını, %20 tazminata hükmedilemeyeceğini, davalı müvekkilinin lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, cevaplarının ve kanıtlarının kabulü ile davacı tarafın, davalı müvekkili hakkında açmış olduğu işbu haksız, yersiz ve hukuksal dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilerek %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ve avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’ nün 2019/… E. Sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … aleyhine 87.163,31 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 22.02.2019 tarihinden itibaren yıllık %48 oranında akdi faiz işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlışılmıştır.
Davalı her ne kadar icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğü nezdinde başlatıldığı iddiasında bulunmuş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin yetki şartı dikkate alınarak bu itiraza değer atfedilmemiştir.
… Vergi Dairesi’nden …’nin 01/06/2018 – 01/06/2019 yılına ait BA – BS formları yine; … Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden …’nin 2018- 2019 yıllarına ait BA – BS formlarının celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, fatura ve ticari defter deliline dayanılmış olmakla, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, alacak olup olmadığının tespiti açısından taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, davalı taraf ticari defter inceleme günü ön inceleme duruşma zaptı ile birlikte usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın inceleme günü ticari defterlerini hazır etmemiş, defterlerini ibraz etmemesine ilişkin haklı veya geçerli bir mazeret de ileri sürmemiş ve defter ibrazından kaçınmıştır.
Mahkememizin 16/07/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … 02/10/2020 tarihli raporunda özetle; “…Rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen 2018 yılı ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun taraflar arasındaki uyuşmazlığın fatura alacağı konusu olduğunu, davalı tarafın faturalara itiraz ettiği görülse de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 21/2;” bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” maddesi gereğince somut olayda 8 günlük süre içerisinde davalı tarafın faturaya itiraz etmediğini, davacı tarafın_2018 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığı tespit edildiğini, Mahkememizce müzekkere ile talep edilen davacı tarafa ait BS formlarında 2018 yılına ait dava konusu faturanın BA formunda bildirildiği görüldüğünü, Mahkememizce müzekkere ile talep edilen davalı tarafa ait BA formlarında 2018 yılına ait dava konusu faturanın BA formunda bildirildiğinin görüldüğünü, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 77.696,02TL işlemiş faizi 9.467,28 TL toplamda 87.163,31TL tutarında alacaklı olduğunu, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere 17.432,66TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığını…” mütalaa edilmiştir.
Mahkememizin 24/12/2020 tarihli celse ara kararı gereğince faiz hesabı yönünden dosyanın ek rapor tanzim etmek üzere aynı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … 18/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 77.696,02TL işlemiş faizi 9.467,28 TL toplamda 87.163,31TL tutarında alacaklı olduğunu, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebildiğini ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere 17.432,66 TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceğini…” şeklinde görüş beyan etmiştir.
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tensip zaptı uyarınca dosyamıza kazandırılan davacı ve davalı BA/BS kayıtlarının incelenmesinde, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere davacı ve davalının kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı tarafından ticari defterlerine işlenerek vergi dairesine beyan edildiği belirlenmiştir.
“…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından akaryakıt ürünlerinin davalıya teslimine verilmesine rağmen, davaya konu fatura ödemesinin davalı tarafından yapılmadığı; ilgili faturaları ticari defterlerine kaydetmekle artık malın teslim edilmediği yahut fatura bedellerinin ödendiğinin ispatının davalı tarafa düştüğü, davalı yanca akaryakıtın teslim alınmadığı veya ücretin ödendiği hususlarının ispat edilemediği, ayrıca davalının geçerli bir mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini sunmaktan kaçındığı anlaşılmakla davacının teslim ettiği ürünlere ilişkin fatura bedeli talebinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin ilk sayfasında süresinde yapılmayan ödemeler için aylık %4(yıllık %48) oranında faiz kararlaştırılmış olduğu belirlenmekle davacının temerrüt tarihi olan takip tarihinden itibaren faiz isteği yerinde görülmüştür. Ancak takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir bilgi belge bulunmadığından takip öncesi işemiş faiz talebinin hukuka uyarlı olmadığı, bilirkişi raporundaki tespitin ve davacı isteğinin bu yönden haklı olmadığı kanısına varılmıştır. Açıklanan nedenle davanın asıl alacak ile sınırlı olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 77.696,02 TL asıl alacak üzerinden, bu alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 faiz uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 15.539,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.307,41 TL harçtan peşin alınan 1.052,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.254,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 1.052,72 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.107,12 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 900,00-TL bilirkişi ücreti, 151,50-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.051,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 937,29-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 143,38-TL sinin davacıdan, 1.176,62-TL sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 10.900,48-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT 13/3 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.11/03/2021

Katip …

Hakim …