Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2021/335 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/108 Esas
KARAR NO : 2021/335 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 13/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sigorta Şirketi nezdinde mevcut … nolu poliçe ile 27.08.2018 / 27.08.2019 tarihleri arasında Sigortalı … ’a ait “… Mah. … Cad. No: … … Uzunköprü / Edirne” adresinde mukim iş yeri Yangın Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, Müvekkili Şirket nezdinde sigortalı işyerinde plaka sayılı araca, 29.04.2019 tarihinde Sigortalı işyerinin mutfak bölümünde bulunan ve davalı şirketten satın alınmış olan mutfak tüpünün bağlı olduğu ızgara çalıştığı esnada tüpün alev almış ve yangın hasarı meydana geldiğini, müvekkili Şirket nezdinde sigortalı tarafından sigortalı tarafından olaya müdahale edildiğini ve yangının büyümesini ve hasarın artmasının engellendiğini, dava konusu yangın hasarı neticesinde müvekkil şirket nezdinde … nolu hasar dosyası açıldığını, yapılan inceleme neticesinde, müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı işyerinde 15.500,00-TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasar bedeli 21.05.2019 tarihinde müvekkil şirket tarafından ödenerek hasar tazmin edildiğini, meydana gelen trafik kazasına istinaden düzenlenen 29.04.2019 tarihli Yangın Raporu uyarınca; Müvekkili Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı mahalde yangının çıktığının sabit olduğunu, yangın çıkış nedeni “LPG tüpünde oluşa gaz kaçağı” olarak belirtildiğini, davalı yanın hasara ve yangın olayının meydana gelmesinde sorumluluğunun bulunduğunun açık olduğunu, davalı yanın hasarın meydana gelmesindeki kusuru olduğunun aşikar olduğunu, davalının kusur ve sorumluluğunun bulunması nedeniyle müvekkili sigorta şirketi’nin ödemiş olduğu toplam 15.500,00-TL hasar bedelinin davalıdan icra takibi başlatılmadan önce 20.08.2019 tarihli yazı ile rücuen ödenmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472.maddesi gereği rücuen tahsili için başvuru yapıldığını, ancak davalı tarafından Müvekkil Sigorta Şirketi’ne herhangi bir ödeme yapılmadığını, Müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenmiş olan ve bakiye kalan hasar tazminatı bedelinin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takip dosyasına davalı tarafından borca ve ferilerine haksız şekilde itirazda bulunarak icra takibinin durdurduğunu, bu nedenlerle, davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazlarının iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 03/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu yangın olayında müvekkili … Tic. Ve San. A.Ş.’ne yahut olay mahallinde bulunan tüpe de atfedilecek bir kusur söz konusu olmadığını, davacının sigortalısının ağır kusurundan meydana gelen hasar ödemesinden dolayı müvekkilinin rücu etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının davasının esastan reddini talep ettiklerini, kusur tespiti yapılmasını talep ettiklerini, davacı asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz işletmiş olduğunu, faize ve oranına da itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesindeki maddi zarar talep kalemlerinin afaki olduğunu, davacı sigortalısına hatır ödemesi yaptığını, müvekkili aleyhine haksız takip yapıldığını, davacı yanın %20’den az olmamak kaydıyla müvekkiline haksız takip tazminatı ödemesi talep ettiklerini, davanın müvekkil sigortacısı olan Mapfre Sigorta A.Ş.’ne ihbarını talep ettiklerini, bu sebeplerle davacı sigorta şirketince müvekkili aleyhine haksız olarak ilamsız takip yapıldığını, davanın reddi ile müvekkili lehine %20’den az olmamak kaydıyla haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-….İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas Sayılı dosyası aslı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir. İİK m.67’de “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklindedir.
Aynı kanunun 4. Maddesi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” demek sureti ile ticari dava kavramını açıklamıştır.
Bu açıklama ışığında dosyaya bakıldığında; tarafların her ikisinin de tacir sıfatını haiz olduğu görülmektedir. Ancak davanın niteliği itibariyle TTK 1472. Maddesine dayandığı, davacının sigortalısına halef olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi sigortalısının ise gerçek kişi olduğu, … Ticaret Odasına ve Edirne Esnaf ve Sanatkarlar odasına yazılan müzekkere cevabında, dava dışı sigortalının esnaf kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken huzurdaki dosyada davacı tarafın tacir olmadığı, bir ticari işletmesi bulunmadığı, dolayısı ile dava konusunun mahkememizin görevli olmasını gerektiren her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirme şartının yerine gelmediği anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
6100 Sayılı Kanunun 2. Maddesinde bulunan “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesi ile Asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkeme olarak belirlenmiştir. Davacının sigortalısı ile davalı arasında haksız fiil nedeni ile meydana geldiği iddia edilen bir zarara istinaden dava ikame edildiğine göre uyuşmazlığın çözümünde genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilip HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-)Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-)HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır