Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/105 E. 2022/827 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/105 Esas
KARAR NO : 2022/827
ASIL DAVA : Sözleşmeden Kaynaklı Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 04/09/2019
BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle:Müvekkili şirketin gelişen teknolojiyi takip etmek, müşteri sadakatini sağlamak ve marka pazarlamasını yapmak amaçlarıyla daha önceden çalışmış olduğu davalı şirket ile mobil uygulamanın yapılması için 10.06.2017 tarihinde sözleşme imzaladığını, mobil uygulamanın yapılması taahhüdüne güvenerek mobil uygulaması için almış olduğu hukuk desteğinden, kurmaya çalışmış olduğu altyapıya, mobil uygulamaya ilişkin hazırlamış olduğu stratejiye yönelik yapmış olduğu harcamalardan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, davacı şirketin mobil uygulama satış sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmek için davalı şirkete ödemeler yaptığını, ancak davalı tarafa yapılan yazılı uyarılara rağmen, davalı şirketin taahhüt ettiği mobil uygulamayı ve bunlara ilişkin lisansları teslim etmeyerek edimlerini ifa etmekten kaçındığını, davacı şirketin hedeflerini gerçekleştiremediğini ve kamuoyu ile paylaşılmasına rağmen açılamayan mobil uygulama nedeniyle itibarının zedelendiğini, davalı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6.2.1. maddesinde kabul edilen 365 gün 24 saat prensibi ile destek verme ve iki saat içerisinde probleme müdahale etme taahhüdünde bulunmasına rağmen bu yükümlülüğüne uygun hareket etmediğini, davalı şirkete destek bölümündeki yazışmalarla bildirildiğini, yapılan yazılı uyarılara rağmen defalarca bu durumun yinelendiğini, davacı şirketin; verilerin teknik arıza, kullanıcı hatası ve/veya başka nedenlerle zarara uğraması halinde davalının çaba göstermesi gerekirken davalı şirketin çaba göstermekten ziyade davacının verilerini sildiğini ve davacıyı zarara uğrattığını, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine; davacı şirket tarafından 07.05.2019 tarihinde bu hususları anlatan ve sözleşme bedeli miktarını talep eden bir ihtarname gönderildiğini, bu ihtarname ile davalı şirketten ilgili sözleşme bedelinin ve aylık bakım masraflarının ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin ihtarname ile talep edilen edimleri yerine getirmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme (madde ile sistemin çalışmaması durumunda davalı şirket için sözleşme bedeli kadar cezai şart öngörüldüğünü, ilgili mobil uygulamayı sözleşmede yeralan şartlarla çalışır bir şekilde teslim edemeyen davalı şirketin müvekkili şirkete sözleşme bedelinin yanısıra 47.200 Dolar ile aylık bakım bedellerinin yıllık toplamı olan 5.508 Dolar olmak üzere toplamda 52.708 Dolar cezai bedel ödemesi gerektiğini, davalı şirketten veri güvenliği ile ilgili bilgi ve teknik önlemlere ilişkin bilgi istenmesine rağmen müvekkili şirket ile bu bilgilerin paylaşılmadığını, bu kapsamda davalı şirketin gizlilik yükümlülüğüne riayet edip etmediğinin tespiti gerektiğini beyanla, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 105.416 USD (599.121,29 TL) maddi tazminatın ve cezai şart bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …’in, 1989 yılından bu yana teknoloji, bakım, onarım ve yazılım sağlayıcısı olarak hizmet verdiğini, … yazılımları ile ilgili olarak … firmasının Türkiye’deki distribütörlüğünü yaptığını, … yazılımlarının, otellerin rezervasyon sistemleri, restoranların sipariş sistemleri, fatura, fiş kesme işlemlerini yürüten, yazar kasa niteliği gören bir sistem olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin on yıldan beri sürdüğünü, davalı … tarafından, taraflar arasında … ürününün kullanımından kaynaklanan pek çok kere akdedilmiş bulunan Yazılım Bakım ve Destek, Parça Dahil Donanım Destek sözleşmelerinden kaynaklı olarak …’e bağlı çalışan … restoranlarının şubeleri için hizmetler verildiğini, taraflar arasında … sisteminden kaynaklanan yazılım bakım ve destek hizmetleri devam ederken, … tarafından … restoranlarında kullanılmak üzere Mobil Uygulama yazılımı yapılmasının talep edildiğini ve bir Mobil Uygulama Sözleşmesi ile davalı şirket tarafından karşı tarafın istekleri doğrultusunda Mobil Uygulama yazılımı hazırlandığını, işbu yazılımın tamamlanarak kullanım haklarıyla birlikte …’e teslim edildiğini, Mobil Uygulama Sözleşmesi kapsamında, davalı şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan edimin yerine getirildiğini, yükümlülüklerin eksiksiz olarak ifa edildiğini, taraflar arasında … nolu Satış Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında … tarafından, …’e bir mobil uygulama yazılımı hazırlandığını, işbu yazılımın, sözleşme hükümleri uyarınca yalnızca …’e sağlandığını, …’e yazılımın teslim edilmek üzere kullanım hakkının verildiğini, müvekkili tarafından sözkonusu mobil uygulamanın hazırlandığını ve kullanıcısının kabul testlerinin yapılması için …’e teslim edildiğini, …’in daha önceki sözleşmelerden kaynaklanan ödemelerden çıkan anlaşmazlık nedeniyle bu süreci sürüncemede bırakarak uygulamanın canlıya alınmasını engellediğini, davalı şirket tarafından yazılımın hazırlanarak tamamlandığını, … ‘in …e gönderilerek yazılımın canlıya çıkarılması için tüm hazırlıkların eksiksiz yerine getirildiğini, uygulamanın … versiyonunun …’in yetkilileri tarafından 15 kez indirildiğini, bu uygulamanın … versiyonu ile ilgili olumlu ya da olumsuz yorum yapılmayarak yazılımın canlıya çıkarılışının … tarafından engellendiğini, uygulamanın test sürümü için tüm hazırlıkların davalı şirketçe yerine getirildiğini ancak … tarafından sağlanması gereken teknik altyapının sağlanmadığını, … tarafından geri dönüş sağlanmadığından, … kapsamında canlıya çıkarılma için …’in alt yapısını tamamlamasını gerektiğine dair … tarafından mail yolu ile uyarılar yapıldığını, … tarafından 3 Mayıs 2018 tarihli mail ile web sitesinin kodları ve DB istendiğini, şirketten gönderilen aynı tarihli mail ile kodların karşı tarafa internet ortamında …’e teslim edildiğini, uygulamanın hazırlık sürecinde taraflar arasında toplantılar yapıldığını, canlı sunucular üzerinde tüm kurulumların yapılması ve testlerin canlı sunucular üzerinde yapılacağının müvekkili şirket tarafından …’e bildirildiğini, karşı tarafın SSL (güvenlik) sertifikalarının beklendiğini, karşı tarafın uygulamanın hazırlık sürecinde istekleri de uygulamaya eklendiğini, web ise bütün kodlarıyla karşı tarafa teslim edildiğini, Mobil Uygulama Sözleşmesi kapsamında, uygulamanın çalışması için gerekli olan … … Lisansının alınarak …’e bildirilmesi gerekirken, … tarafından bunun yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından …’e gönderilen … Noterliğinin 06.03.2019 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, … lisansının alımının gerçekleştirilmemesi ve lisans kodunun müvekkiline iletilmemesi halinde,lisansın zamanında alınmaması sebebiyle yaşanan/yaşanabilecek olumsuzluklardan sorumlu olmayacaklarının bildirildiğini, cezai şartın istenebilmesinin asıl borcun yerine getirilmemesine bağlı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan ise zarar tazmini olup, …’in mevcut bir zararının ve …’in ise mevcut bir kusurunun bulunması gerektiğini, davalı tarafından tüm yükümlülüklerin gereği gibi ifa edildiğinden iş bu talebin yasal zemininin oluşmadığını, ayrıca hem sözleşme bedeli ve yıllık yazılım bakım destek bedelinin ve hem de aynı tutarın cezai şart adı altında talep edilmesinin mükerrer talep oluşturduğunu, bu talebin de hiçbir yasal zemininin olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında taraflar arasında pek çok satış sözleşmeleri, Yazılım Bakım Destek Sözleşmeleri, Donanım Bakım Destek Sözleşmelerinin bulunduğunu, davalının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu “çağrıların cevapsız bırakıldığı”, “yükümlülüklerin yerine getirilmediği” iddialarının iş bu davaya konu Mobil Uygulama Sözleşmesi’nin konusunu oluşturmadığını, davalı “…” tarafından, “…”İN pek çok defa sistemsel verilerinin silindiği ileri sürülmekte ise de, davalı şirketçe hiçbir veri silinmediğini, gizlilik yükümlülüğüne de aykırı davranılmadığımı, data yedekleme ve geri döndürme işlemlerinin müşteriye ait olduğunu, davalı şirketin bu hususta herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2019/20 esas sayılı dosyada, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yazılım ve parça dahil donanım bakım sözleşmeleri yapıldığını, bu sözleşmeler uyarınca davacının davalıya hizmet sunduğunu, cari hesap ve faturalardan kaynaklı alacağın bulunduğunu, davalının ise ödemelerini tam yapmadığını bu nedenle davalı aleyhinde … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davalının haksız yere itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada Davalı vekili cevabında; Davanın haksız olduğunu, bir kısım sözleşmelerde tahkim şartının bulunduğunu, bu nedenle tahkim itirazının bulunduğunu, bir borçlarının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 2019/… Esas – 2020/… Karar sayılı ve 12.02.2020 tarihli kararı ile, “Taraflar arasındaki devam eden ilişki uyarınca peş peşe yapılan sözleşmeler, kesilen faturalar ve cari hesap nedeniyle alacak iddiasında bulunulduğu, bu durumda her ne kadar birden fazla sözleşme yapılmış ise de, son sözleşme ile tahkim şartının konulduğu ve bütün olarak uyuşmazlıktan kaynaklı alacakları kapsadığı, önceki sözleşmelerde tahkim şartı bulunmamakta ise de, sonraki sözleşmeler ile tarafların tahkim yönünde iradelerini ortaya koyduğu, böylece ilk itiraz olan HMK 116/1-B maddesindeki tahkim hususunun davanın görülmesine engel olduğu, davalının süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile tahkim ilk itirazında bulunduğu” gerekçesiyle davalı tarafın tahkim itirazının kabulü ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin kararının istinaf edilmesi üzerine, … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarih, 2020/… Esas – … Karar sayılı ilamıyla “…Mahkemenin 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı dosyasında, davalı tarafından dosya davacısına; 10/05/2017 tarihli mobil uygulama sözleşmesine ilişkin ödenen bedelin iadesi ve cezai şart tahsili istemli dava açtığı, tarafların aynı ve uyuşmazlığın benzer olması nedeniyle 09/09/2019 tarihinde dosya ile birleştirildiği ancak asıl davada tahkim itirazında bulunulduğundan tefrik edilerek mahkemenin 2020/… Esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından açılan davada “tahkim itirazında” bulunan davalı, sözleşmedeki tahkim koşulunu dikkate almadan davacı hakkında 2019/… Esas sayılı davayı açmıştır. Geçerli tahkim sözleşmesi veya şartına rağmen sözleşmenin taraflarının davalarını hakem yerine mahkemelerde açmış olmaları durumunda; tahkim sözleşmesinin veya şartının uygulanmasından vazgeçmiş olduklarının kabulü gerekir. TMK’nın 2. maddesi gereğince herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Sözleşmenin tarafı olan davalı dosya ile birleştirilen ve tefrik edilen dava ile mahkemede dava açtığına göre, sözleşmede kararlaştırılan tahkim şartının uygulanması olanağını ortadan kaldırdığından, davalı tarafından yapılan tahkim itirazı kabul edilemez. Mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilerek çözüme bağlanması gerekirken tahkim itirazının kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya mahkememiz 2021/… Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce birleşen davada, tahkim ilk itirazı üzerine, sözleşme uyarınca tahkime tabi olduğu gerekçesiyle 2019/… Esas üzerinden usulden red kararı verilmiş, asıl dava ise tefrik edilerek yukarıdaki 2020/… Esasa kayıt edilmiştir.
İstinaf kararı sonrası birleşen dava, mahkememiz 2021/… Esas sırasına kaydedilmiş, akabinde bu dosyamız ile birleştirilmiştir.
Tarafların sunduğu belgeler ve dosyamız bilirkişiye verilerek rapor alınmıştır.
İcra dosyası getirtilip incelenmiş, incelenmesinde; alacaklının birleşen dava davacısı, borçlunun ise birleşen dava davalısı olduğu, 652.910,99TL’nin 16/04/2019 tarihinden itibaren avans faiziyle talep edildiği, süresinde kısmi itirazda bulunulduğu ve takibin durduğu, itirazın 620.509,60TL’ye yönelik olup 32.401,39TL kabul edildiği, süresinde itiraz edilen kısma yönelik itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı ve davalı şirketlerin yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığını, dolayısıyla yasal defterlerin davacının lehine delil olarak kullanılabileceğini, mevcut yazılım talebinin oluşturulması, geliştirilmesi ve sunulması aşamalarında gerekli metodolojilere uyulmaması, işveren tarafının doğru bilgilendirilmemesi ya da yönlendirilmemesi, başlangıçta taraflar arasında net olarak anlaşmaya varılmış bir analiz dokümanın bulunmaması, mevcut Yazılım Sürecinin ve bu sürecin sonucu olan ürünün eksiklikler barındırdığını, yazılımın teslim tarihinin 2. yıla uzamış olmasına rağmen sözleşmenin 7.1 maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmediği için Sözleşmeye göre işin tam bitmiş olmadığını, müşteri sadakat yazılım geliştirme sürecinde e-mektuplar incelendiğinde, …’in yazılımı sınamak ya da teslim etmek için zaman zaman tarihler verdiği ve bu tarihler sonucunda yapılan testlerde ürünün istenen şekilde hazır olmadığını, ürünün hazır olduğu açıklanan tarihte de (ürünün hazır olduğunun tespiti mümkün olamamıştır) lisans ile ilgili sorunların çıktığı görüldüğünden davacının, davalı … tarafından fatura edilen ve her iki tarafça yasal kayıtlarına alınarak ödenen 47.200,00 USD “ürün ve hizmet toplambedeli” 168.500,00 TL ile “yıllık bakım gideri” 7.810,62 TL ve 1.744,37 TL olmak üzereToplam 9.554,99 TL’nin davacıya iadesini talep edebileceğini, taraflar arasında mün’akit sözleşmenin 6.3. maddesine göre, davacının, asıl borcu yerine getirmeyen davalıdan sözleşme bedeli olan 52.708,00 USD Ceza-i Şart Alacağı’nı talep edebileceğini, mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyet ek raporlarında özetle; Davacı tarafın isteklerini bir şartname ile daha önceden belirtmediği, geliştirmelerin plansız ve mailler üzerinden devam ettiğinin görüldüğünü, taraflar arasında geliştirmelerin neleri kapsayacağı konusunda bir şartname yoktur ve geliştirmeler plansız, programsız ilerlediğini, davalı tarafın programın ön gereksinimlerini belirtmediği ve sonrasında çıkan lisans gereksinimlerinde kendi lisansını kullandığının tespit edildiğini, davalı tarafin mobil geliştirmeleri yaparken bir analiz dökümanı hazırlamadığı, bunu bir arayüz geliştirmesi gördüğü ama loglarda ve email yazışmalarında development(geliştirme) yapıldığına dair kanıtlar olduğu tespit edildiğini, sözleşmede programın teslim süresine dair zorlayıcı bir madde olmadığı, bununda sürecin gecikmesinde etkin olduğu görüldüğünü, geliştirmelerde 3. Taraf yazılımcı firmanın olduğu(ingenico), bununda teslim sürecini etkilediğinin görüldüğünü mütalaa etmişlerdir.
İtirazlar doğrultusunda yeni bilirikişi heyetinden alınan raporlarda özetle; Sadece mobil uygulama üzerinde Grafiksel olarak gerekli taleplerin gerçekleştirildiği görüldüğü, fakat mobil uygulamanın istenen birçok fonksiyonunun (Yeni kullanıcı tanımı, Kampanya tanımı. Gibi)hazır olmadığı, Dolayısıyla mevcut yazılımın sisteminin bir bütün olarak gerekli şartları sağlamadığı, talep edilen işleri yapmadığı, sistemsel olarak hazır olmadığı, Taraflarca Satış Sözleşmesine konu olan ürünler olan, Sadakat Motoru, Mobil Cüzdan gibi hizmetlerin, davalı tarafın “ideal Ortamı” olması gereken test ortamında bile sistemin hazır olmamasından dolayı incelenemediği, Davacı … ile Davalı …’in yasal defterlerinde 2017 yılı açılışından kaynaklanan 127,62 TL fark olduğu, bunun dışında taraf hesaplarının birbiriyle uyumlu olduğu, 04.04.2019 tarihi itibariyle Davalı …’in Davacı …’den 652.910,99 TL alacaklı olduğu, bu tutarın içinde 2020-105 Esas sayılı dosyada ihtilaf konusu olan mobil uygulama için düzenlenen “ürün ve hizmet toplam bedeli” 168.500,00 TL (47.200 USD) ile “yıllık bakım gideri” 7.810,62 TL ve 1.744,37 TL olmak üzere Toplam 9.554,99 TL (2.676,54 USD) ‘nin de dâhil edildiği, Söz konusu bu faturalar, ihtilaf konusu program tamamlanıp davacı …’ e teslim edilmediği için icra takibine konu edilen 652.910,99 TL toplam alacaktan dışlandığında …’in …’den 474.856,00 TL alacağı kaldığı, ancak; Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E. Sayılı itirazın iptali dava dosyasında, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına 29.04.2019 tarihinde ödendiği belirtilen 32.401,39 TL’ nin anapara borcuna isabet eden kısmı bilinmediği için kalan 474.856,00 TL’den mahsup edilemediği, icra dosyası geldiğinde bu miktarın anapara kısmının 474.856,00 TL’den mahsup edilerek, …’in …’den bakiye net alacağının tespit edilebileceği, mahkemenin 2020-105 Esas sayılı Asıl dava dosyasında, davacı …’in, davalı …’ den davaya konu olan mobil uygulama için düzenlenen faturalar “ürün ve hizmet toplam bedeli” 168.500,00 TL (47.200 USD) ile faturası kesilen “yıllık bakım gideri” 7.810,62 TL ve 1.744,37 TL olmak üzere Toplam 9.554,99 TL (2.676,54 USD) tarafların defter kayıtlarında davalı …’ den talep edilemeyeceği, bu fatura bedellerinin sözleşmeye konu eser/hizmet yerine getirilmediği için toplam alacaktan dışlanarak yukarıda belirtildiği şekilde düşülebileceği, taraflar arasında mün’akit sözleşmenin 6.3. maddesine göre, davacı …’in, davalı …’ den sözleşmeye konu mobil uygulama yazılımını tamamlayıp eseri teslim edemediğinden sözleşme bedeli olan 52.708,00 USD Ceza-i Şart Alacağı’nı talep edebileceği sonucuna ulaştıklarını, mütalaa etmiştir.
Sunulan uzman mütalaası mahkememizce incelenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava; yazılım, bakım parça dahil donanım bakım sözleşmelerinden kaynaklı cari hesap ve fatura alacaklarının tahsili istemli icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
Birleşen dava ise, mobil uygulama ve teknik altyapı sözleşmesinden kaynaklı ödenen bedelin ve cezai şartın tahsiline ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporlarından, davalı birleşen davacı … şirketinin mobil uygulamayı hazırladığı ancak davacı birleşen davalı Büyükşefler tarafından alınması gerekli lisans ve şifre temin edilmediği için kurulumun yapılıp uygulamanın aktif edilemediği, bu konuda taraflar arasında gecikmeler yaşandığı gibi, sözleşmede bir süre öngörülmediği, bu nedenle bir gecikmeden bahsedilemeyeceği, sözleşmeye göre lisans alma ve şifreyi paylama yükümlülüğünün Büyükşeflerde olduğu ve bunun yerine getirilmediği, mobil uygulamanın tam olarak neleri kapsayacağına dair açık bir anlaşma olmadığı, yazılımın hazırlanıp kurulduktan sonra çıkacak hataların ve eksikliklerin giderileceğinin kararlaştırıldığı, kurulum yapılamadığı için de davalı birleşen davacıya eksiliği giderme imkanının tanınmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı birleşen davalı Büyükşeflerin sözleşmenin feshine sebep olduğu, eserin hazırlandığının sabit olduğu ancak içeriğinin eksik olup olmadığını test imkanının bulunmadığı, asıl davanın bu nedenle reddi gerektiği, birleşen davacının mobil uygulama nedeniyle ücrete hak kazandığı anlaşılmış ve asıl davanın reddine karar verilmiştir.
… tarafından işin yapılıp ücrete hak kazanıldığı mahkememizce kabul edildikten sonra, birleşen davada alacağın tespitine geçilmiştir.
Alınan mali müşavir raporlarından, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalı birleşen davacının 652.910,99TL alacaklı olduğu, itiraz edilen kısım yönünden davanın haklı olup itirazın iptali gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
A-Asıl dava yönünden;
1-Asıl davanın, subuta ermediğinden reddine,
2- Harçlar yasası uyarınca alınması gereken red harcı 80,70 TL olup, peşin alınan toplam 7.332,21 TL harçtan mahsubu ile artan kısmın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 83.903,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
B-Birleşen dava yönünden;
1-Birleşen davanın kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan %20 üzerinden hesaplanan 124.101,92 TL icra inkar tazminatının birleşen davalıdan alınarak birleşen davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri olan 620.509,60 TL üzerinden hesaplanan 42.387,01 TL alınması gerekli harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 7.332,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 35.054,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00 TL’nın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 86.206,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tebligat, müzekkere ve sair giderler için sarfedilen toplam 11.663,50 TL yargılama giderinin ve davacının peşin yatırdığı 7.332,21 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulenanlatıldı. 07/12/2022

Başkan …
-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır