Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/987 E. 2019/193 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/987
KARAR NO : 2019/193

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … A.Ş. ile davalı …A.Ş. arasındaki alacak/borç tutarındaki anlaşmazlık nedeniyle davacı tarafından davalı banka aleyhine 08/03/2013 tarihinde İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas ile menfi tespit davası açıldığını, mahkemenin kapanmasıyla, dava İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayı ile devam ettiğini, … A.Ş.’ ye menfi tespit davası açıldıktan 3 ay sonra 2013 yılı Haziran ayında banka 737.000,00 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davacı şirketin itirazı ile %15 teminat tutarı olan 110,611,00 TL yatırılarak takibin durduğunu, dava devam ederken, davalı banka, muvazaalı alacağını 27/01/2017 tarihinde …’ya 900.000,00 TL’sini temlik ettiğini, …’da 16/10/2017 Tarihinde… A.Ş’ye temlik ettiğini, temlik alan davalı …Ş. vekili aynı mahkemeye verdiği 06/03/2018 tarihli dilekçe ile 2018/223 esas ile, 10.000,00 TL belirsiz alacak/tazminat davası açtığını, müvekkil şirketin nakit olarak yatırdığını, %15 teminat tutarı olan 110.611,00 TL’nin usulsüz olarak alındığını, teminatın davalı tarafa ödeneceğine dair mahkeme kararı olmadığı halde, …İcra Müdürlüğü’nün 110.611,00 TL’ye nakit teminat olarak usulsüz el konulduğunu, …esas sayılı tazminat talepli dava aynı mahkemede açıldığını, mahkeme tarafından dosyanın 19/03/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararında, borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit davası … esas sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine karar verildiğini, davalı tarafın alacaklımı borçlumu olduğunun belli olmadığını, alacaklının alacaklı olduğuna dair bir mahkeme kararı mevcut olmadığı halde davacı müvekkilinin yatırdığı teminata usulsüz olarak el konulduğunu, ve davacı 20/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı bankadan 7.200,00 TL ‘si alacaklı olduğuna dair dava ıslah edildiğini, sonuç olarak müvekkilinin teminat olarak yatırdığı teminatın usulsüz olarak el konulmasından dolayı mağduriyetinin önlenmesi için alınan 110,611,00 TL’sine el konulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi ve talep konusu, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dava ile ilgili olduğundan dolayı ilgili dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, masraflar ile ücreti vekaletin karşı tarafa ödetilmesini, davalının disiplin para cezasına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; borçlu olunmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödendiği belirtilen 110.611,00 TL nin davalıdan istirdatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davacıya yukarıda belirtilen ilgili yasa maddeleri uyarınca 22/10/2019 tarihli muhtıra ile arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmesi için süre verilmiştir. Davacı tarafından mahkememize sunulan 16/12/2019 tarihli dilekçe ile arabuluculuk tutanağının sunulduğu görülmüştür. Belirtilen tutanağın incelenmesinde davacı tarafından dava açıldıktan çok sonra 18/11/2019 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve görüşmelerin 16/12/2019 tarihinde son bularak tutanağın düzenlendiği yani dava açılmadan evvel zorunlu olun arabuluculuk kurumunun işletilmediği anlaşılmıştır.
Dava şartı arabuluculuğun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifade ile, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurması için mahkemece davacıya süre verilemeyecektir.
Yukarıda izah edilen nedenler doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcının peşin alınmadığı anlaşılmakla; 44,40 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 17/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸