Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/980 E. 2020/553 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/980
KARAR NO : 2020/553
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Tarafların İddia ve Talepleri
Davalı vekili 17/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait ….com adlı internet sitesinde satıcı olarak yer alan davalının aynı zamanda alıcı gibi hareket ettiğini, farklı alıcı hesapları oluşturduğunu, bu hesaplar üzerinden belirli tarihlerde kendi mağazasından kendi ürünlerini satın aldığını, söz konusu işlemlerde alıcılar tarafından siparişin tamamlandığı yönünde onay bildirimi yapıldığını, davacı şirket tarafından ürün bedellerinin satıcı firmaya gönderildiğini, sonrasında siparişler alıcılar tarafından iptal edilerek bedel iadesi talep edildiğini, davalının iadeyi onaylaması ve davacı şirketin alıcılara iade yaptığını, satıcı tarafından iptal olan işlemin bedelinin tahsil edildiğini, gerçek dışı oluşturduğu alıcı hesabı ile işlemin başında ödediği bedeli, işlemi iptal ederek iade aldığını, davalının gerçek bir alışveriş varmış gibi sistemi kullanarak satış sözleşmesi akdettiğini, olmayan satış sözleşmesinin bedelini davacı şirketten tahsil ederek davacı şirketi zarara uğrattığını, davacı şirket tarafından yapılan incelemede davalıya ait mağazadan yapılan siparişlerin alıcılarına ait IP numaraları ile satıcının sistemde tespit olunan IP numarısının aynı olduğunu, davalı satıcıya ait sanal mağazadan satın alınan 82 adet ürüne ilişkin iade talebinin alıcı hesapları üzerinden aynı gün oluşturulduğunu, davalı satıcının aynı gün iade taleplerini onayladığını, söz konusu işlemlerin davalı tarafından haksız kazanç elde etmek üzere gerçekleştirildiğini, davacı şirketin tespit olunan haksız eylemler sebebiyle uğradığı zaarrı ve bu zararın giderilmesi için davalı satıcıya bildirildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasındaki uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk başvurusu gerçekleştirildiğini ve uzlaşılamadığını belirterek 10.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 05/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde, … sanal mağaza diye bilinen … A.Ş.’nin alım ve satımda sadece aracılık hizmeti verdiğini, iade vb. konularda taraf olmadığını, … A.Ş.’de ürün satmak isteyen tedarikçi firmalar ve şirket evraklarını sanal mağaza ekranından yükleyerek üyelik bilgileri oluşturduğunu daha sonra sözleşmeler bölümünde satıcı iş ortaklığı, ilan sözleşmesi, finansal ve özel çalışma şartları çıktı alınarak imzalatıldığını ancak müvekkili davalı tarafından imzalanan böyle bir sözleşme olmadığını, davacı firma tarafından kaydı yapılmış olan tedarikçi firmanın ürünleri sanal mağazadan satılmasıyla birlikte alıcının kartından davacıya ürün bedeli ödemesi yapıldığını ve bu davacı firmanın hesabında bloke kaldığını satılan ürünün alıcı tarafından onaylanması üzerine davacının kendi hesabına yatırılmış olan ürün bedelinin komisyon tutarı kesinti yaparak kalan tutarı tedarikçi firmanın hesabına aktarıldığnı, bu alım satım aşamasında yer alan taraflar içerisinde maddi sorumluluk taşımayan tek kişinin davacı firma olduğunu, bu sebepten dolayı davacının maddi zarara uğramayacağını belirterek davanın reddini, icra takibine yapılan itirazın kabulünü ve takibin iptalini, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davacının %20’den az olmamak üzere icra tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava bir tazminat davasıdır. Taraflar arasında satıcı iş ortaklığı ve ilan sözleşmesi imzalanmıştır. Uyuşmazlık bu sözleşmeye aykırı davranılıp davranılmadığı hususuna ilişkindir. Davacı tarafça; davalının tüketicilere mal sattığını, ancak bedeli tahsil etmesine rağmen olarak ürünü göndermediğini, bu suretle davacının aralarındaki sözleşmeye aykırı davrandığını ifade etmiştir. Davalı taraf sözleşmeyi imzalamadığını ve iplerin kendilerine ait olmadığını ifade etmiştir. Böylece uyuşmazlığın odak noktasının ip adreslerinin davalı tarafa ait olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 17/01/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya ihtarına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ile bilgisayar mühendisi … marifetiyle hazırlanan 09/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2018 yılına ait ticrai defterler VUK 228-226 md. Gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanılmadığı, teknik bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede IP dökümlerinin aynı olduğunun tespit edildiği, davacı tarafın davalı taraftan kaydi olarak 378.046,21-TL alacaklı göründüğünün tespit edildiği, davacının talebine bağlı kalınarak davacının davalıdan 10.000,00-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, mütalaa edilmiştir
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır. Davacı taraf sunduğu 19/10/2020 tarihli dilekçesinde ıslah beyanında bulunmuş 10.000,00 TL üzerinden ikame ettiği davasını 368.046,27 TL artırmış ve toplam dava değerini 378.046,27 TL olarak belirlemiştir. Anılan ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen ıslah dilekçesine davalı tarafça karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafça sunulan sözleşmeyi kabul etmediğini belirtmesine rağmen davacı tarafla olan çalışma biçimlerini açıklayıp sözleşme içeriğini kabul ettiğinden, sözleşmenin her iki tarafça da uygulandığına kani olunmuş ve sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığına dair inceleme yapılmasına lüzum görülmemiştir.
Her ne kadar cevap dilekçesinde davalı taraf IP adreslerinin kendilerine ait olmadığını ifade etmekte ise de bu hususta yapılan teknik inceleme neticesinde işlemlerin gerçekleştirildiği ip adreslerinin davalıya ait ip adresleri olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından davalının, davacı şirket tarafından işletilen “www … com” adresindeki e-ticaret websitesi üzerinden perakende satış yaptığı, davacının davalıya yer sağladığı, tüketicilerin bu e-ticaret sitesine güvenerek işlemler gerçekleştirdiği, davalının da tüketiciler nezdindeki güvene istinaden nihai tüketicilere bilgisayar programları sattığı, ancak bu ürünleri teslim etmediği anlaşılmaktadır. Yapılan defter incelemesinden davacı tarafça davalıya -davalı tarafça satıldığı ifade edilen ürünlere karşılık olarak- ödeme yapıldığı, ancak daha sonra bu ödemelerin tüketicilere iade edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalının sözleşmeye aykırı davranarak davacıyı zarara uğrattığı, cevap dilekçesinde medikal ve eczane işlemleri ile iştigal ettiklerini belirtmesine rağmen bilgisayar programı ilanları ile tüketicilere satış yapmış gibi davacıdan tahsilat gerçekleştirdiği anlaşılmakla davacının taleplerinin haklı olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın KABULÜ ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden; 368.046,27 TL’nin ıslah tarihi olan 19/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gereken 25.141,24-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harç ve 6.300,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.470,78-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 18.670,46-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı 170,78-TL peşin harç, 6.300,00-TL ıslah harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 172,60-TL olmak üzere toplam 8.687,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 34.213,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır