Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/977 E. 2020/106 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/977
KARAR NO : 2020/106

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … siciline kayıtlı olduğunu, davacı …Ş. hakkında … 24 İcra Müdürlüğünün … E sayılı sayılı dosyasının, … Bankası A.Ş. … şb verilme 22/09/2018 tarih ve … numaralı 55.000,00TL bedelli çekin karşılıksız çıkması üzerine iş bu çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, 30/05/2018 tarihli Genel Kurul Kararına göre davacı … temsil ve ilzama Yön Kur Bşk. … ve Yön Kur Bşk Yard …’ın, müşterek imza ile yetkili olarak seçildiğini ve ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, bu yetkiye istinaden … 13 Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli imza sirkülerinin düzenlendiğini, takibe konu çekte … A.Ş. kaşesinde bulunan tek imzanın davacı … temsil ve ilzama yetkili olmadığını, bu nedenle de davacı şirket açısından geçerli bir borç bulunmadığını, … 24 İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde takip dayanağı çekte bulunan ciroda müvekkili adına tek imza olduğundan müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti için iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; … 24 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte, takip dayanağı … Bankası A.Ş. … şb verilme 22/09/2018 tarih ve … numaralı 55.000,00TL bedelli çek arkasında bulunan ciro da tek imza olması, davacı … Yön Kur Bşk … ve Yön Kur Bşk Yrd … çift imza ile temsil ve ilzama yetkili olması ve çek arkasında bulunan ciroda tek imza olması nedeni ile davacının, … Bankası A.Ş. … şb verilme 2/09/2018 tarih ve … numaralı 55.000,00TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada; davalının alacaklı müvekkili adına 22/09/2018 tarihli … seri nolu 55.000,00-TL bedelli çeke istinaden … 24. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, iş bu davada davacı bahsi geçen icra takibinde borçlu olan Ayka Mimarlığa usulüne uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin tebliğ olduğunu ve akabinde davacı tarafın huzurdaki menfi tespit davasını açtığını, davalı alacaklı adına vekaleten bahsi geçen çek için 03/10/2018 tarihinde … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, iş bu icra takibinde usulüne uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin, icra takibi borçlusu … şirketine 05/10/2018 tarihinde tebliğ olduğunu, iş bu davanın ise 16/10/2019 tarihinde açıldığını, süresi içerisinde açılmayan bu davaya karşı zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, sonuç olarak açıklanan sebeplerle ve fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; öncelikli olarak 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmayan davanın usulden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın esastan reddini, kabul etmemekle birlikte mahkememiz aksi kanaatteyse çekte imza atan şirket yetkilisinin şahsi olarak sorumlu tutulmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … 24. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası nezdinde başlatılan icra takibinde, davacının takibe konu kıymetli evrak nedeniyle İİK.72 ve devamı maddeleri uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartları, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 13/02/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin katılımı ile belirtilen tarihte duruşma gerçekleştirilmiş ve tarafların bu husustaki beyanları alınmıştır.
Davacı vekili özetle; bu davada arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, arabulucuya gitmeyeceklerini ve davanını esasına girilerek karar verilmesi beyan ve isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili ise öncelikle davanın arabuluculuk başvurusu yapılmadan açıldığından usulden reddine karar verilmesini, ayrıca zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu ve sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava şartları ilk itirazlardan önce incelenmek zorunda olduğundan davalının zaman aşımı itirazı hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1044 Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafın, dava ve icra takip konusu kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Menfi tespit davalarında dava açmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğu yasa maddesi ve bir örneğine yer verilen birçok yargı kararı ile sabittir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcından peşin alınan 939,27-TL harcın mahsubu ile artan 884,87-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 13/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸