Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/962 E. 2021/920 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/962 Esas
KARAR NO : 2021/920

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 16/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: davacı tarafın ambalaj sektöründe hizmet verdiğini, davalı taraf ile arasında 28.06.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davalı tarafça üretilen suların pet şişelerin etiket imalatının üstlenildiğini, 72.468,45 TL bakiyenin ödenmediğini, ihtarname ile ödemenin talep edildiğini, davalı tarafın 2 ay sonra ihtarname ile siparişlerin eksik ve etiketlerde gizli ayıp olduğunu bildirdiğini, davalı tarafa yeniden ihtarname gönderilerek bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığının bildirildiğini, daha sonra davalı taraf aleyhine ile takibe geçtiklerini, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın 15.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte tahsilini, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 09/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın …Su isimli işletmenin sahibi olduğunu, taraflar arasında 2016 yılından 2019 yılına kadar taraflar arasında ticari ilişki süre geldiğini, davacı tarafın eksik işler yaptığını, teslim edilmeyen ürünler ve ayıplı ürünlerinin olduğunu, davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız ile birleşen İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında birleşen davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinde; Davacı tarafın ambalaj sektöründe hizmet verdiğini, davalı taraf ile arasında 28.06.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davalı tarafça üretilen suların pet şişelerin etiket imalatının üstlenildiğini, 37.747,21 TL bakiyenin ödenmediğini, ihtarname ile ödemenin talep edildiğini, davalı tarafın 2 yıl sonra ihtarname ile siparişlerin eksik ve etiketlerde gizli ayıp olduğunun bildirdiğini,Davalı tarafa yeniden ihtarname gönderilerek bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığının bildirildiğini, daha sonra davalı taraf aleyhine ile takibe geçtiklerini, davalının itirazı ile
takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın 15.05.2019 tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte tahsilini, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız ile birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında birleşen davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalı tarafın … SU isimli işletmenin sahibi olduğunu, taraflar arasında 2016 yılından 2019 yılına kadar taraflar arasında ticari ilişki süre geldiğini, davacı tarafın eksik işler yaptığını, teslim edilmeyen ürünler ve ayıplı ürünlerinin olduğunu, davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını belirterek davanın reddini, davacı aleyhine alacak miktarının %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki davalar itirazın iptali davalarıdır. Uyuşmazlık davacı şirketler ile davalı şirket arasında akdedilen ambalaj/etiket sözleşmesi kapsamında davalının edimlerini ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, davacının ayıplı ifada bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazların haklı olup olmadığı, icra inkar ve kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davaların itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazların yapıldığı icra dosyaları mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2019/30235 ile … Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyaları, tarafların yazışmaları, tarafların ticari defterleri, ve ticaret sicil kayıtlarından oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen reklamcı bilirkişi … ile mali müşavir … hazırladığı 18/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “tarafların sunulan ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu ve usulüne uygun tutulduğunu, asıl dava davacısının takip tarihi itibari ile davalıdan takibe konu 72.468,39 TL alacağının kayıtlı olduğunu, davalıdan ise 11.852,15 TL davacı alacağının kayıtlı olduğunu, iki şirket kayıtları arasında 60.616,24 TL fark olduğunu, toplamda davacının 52.486,69 TL. alacağının hesaplandığını, birleşen dava davacısının takip tarihi itibari ile davalıdan takibe konu 37.744,79 TL alacağının kayıtlı olduğunu, davalıda ise davacıya borcun mevcut olmadığını, iki şirket kayıtları arasında 37.744,79 TL fark olduğunu” mütalaa etmiştir.
İtiraz üzerine hazırlanan 27/01/2021 tarihli ek raporda bilirkişiler özetle; “kök raporda varılan yeni bir mahiyette belgeler olmadığını” mütalaa etmiştir.
İlk raporda mahkememizce istenen hususların tamamının yer almaması nedeniyle yeni bir heyetten rapor alınması gereği hasıl olmuş mahkememizce görevlendirilen reklamcı bilirkişi …, borçlar hukuku nitelikli hesap uzmanı bilirkişi …ile mali müşavir … hazırladığı 09/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “asıl ve birleşen dava davacı tarafının 2017-2018-2019 yıllarına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı tarafının 2017-2018-2019 yıllarına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, Asıl dava yönünden; davalı tarafta kayıtlı olan davacı tarafta kayıtlı olmayan 40.634,61 TL tutarlı kaydın dayanağı olan davalı tarafın daha önce kabul ettiği daha sonra iade faturası düzenlemek suretiyle cari hesap bakiyesinden mahsup ettiği kilişe bedellerinin gerekçesi ile ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafta kayıtlı olan davalı tarafta kayıtlı olmayan 19.981,70 TL tutarlı kayda ilişkin olarak malların iade edildiğini, bu nedenle davacı tarafın takip tarihi itibariyle alacağının 52.486,69 TL olacağını, işlemiş faiz, davacı tarafın 02.05.2019 tarihli ihtarnamesinde alacağını ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 3 gün içinde talep ettiğini, ihtarnamenin 08.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın 12.05.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, 52.486,39 TL alacak için takip tarihine kadar 2.663,86 TL işlemiş faizin hesaplandığını, Birleşen Dava Yönünden; davalı tarafta kayıtlı olan davacı tarafta kayıtlı olmayan 37.747,21 TL tutarlı kaydın dayanağı olan davalı tarafın daha önce kabul ettiği daha sonra iade faturası düzenlemek suretiyle cari hesap bakiyesinden mahsup ettiği kilişe bedellerinin gerekçesi ile ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 37.744,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, işlemiş faiz, davacı tarafın 02.05.2019 tarihli ihtarnamesinde alacağını ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 3 gün içinde talep ettiğini, ihtarnamenin 08.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın 12.05.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, 37.744,79-TL alacak için takip tarihine kadar 1.915,68 TL işlemiş faiz hesaplandığını” mütalaa etmiştir.
İtiraz üzerine hazırlanan 08/11/2021 tarihli ek raporda bilirkişi özetle: “taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2016-30.06.2017 tarihleri arasını içerdiğini, fatura bazlı olarak yapılan alımların incelendiğini, davalı tarafça satın alınan mal miktarının sözleşmede belirtilen bedelsiz ürün sınırına ulaşmadığını, davalının bedelsiz ürüne hak kazanamadığını, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 6 adet ve KDV dâhil 40.634,61 TL tutarlı KLİŞE BEDELİ açıklamalı faturanın olduğunu, davalı tarafta kayıtlı olan davacı tarafta kayıtlı olmayan 40.634,61 TL tutarlı kaydın dayanağı olan davalı tarafın daha önce kabul ettiği daha sonra iade faturası düzenlemek suretiyle cari hesap bakiyesinden mahsup ettiği KİLİŞE BEDELLERİNİN gerekçesi ile davalı tarafından ispat edilemediğini, kök rapordaki mali sonuç ve kanaat değişmediğini, Asıl dava yönünden, davacı tarafta kayıtlı olan davalı tarafta kayıtlı olmayan 19.981,70 TL tutarlı kayda
ilişkin olarak malların iade edildiğini, bu nedenle davacı tarafın takip tarihi itibariyle alacağının 52.486,69 TL olacağını, işlemiş faiz, davacı tarafın 02.05.2019 tarihli ihtarnamesinde alacağını ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 3 gün içinde talep ettiğini, ihtarnamenin 08.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın 12.05.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, 52.486,39 TL alacak için takip tarihine kadar 2.663,86 TL işlemiş faizin hesaplandığını, Birleşen Dava Yönünden; davalı tarafta kayıtlı olan davacı tarafta kayıtlı olmayan 37.747,21 TL tutarlı kaydın
dayanağı olan davalı tarafın daha önce kabul ettiği daha sonra iade faturası düzenlemek suretiyle cari hesap bakiyesinden mahsup ettiği KİLİŞE BEDELLERİNİN gerekçesi ile ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 37.744,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, işlemiş faizin davacı tarafın 02.05.2019 tarihli ihtarnamesinde alacağını ihtarnamenin
tebliğinden itibaren en geç 3 gün içinde talep ettiğini, ihtarnamenin 08.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın 12.05.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü,
37.744,79 TL alacak için takip tarihine kadar 1.915,68 TL işlemiş faizin hesaplandığını” mütalaa etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçeleri hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir şüphe bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 04/02/2020 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, taraflar arasında … su isimli hazır su markası ürünlerinde kullanılmak üzere etiket ve ambalaj alım satımına dair ilişki bulunduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki ihtilafın aşağıdaki noktalarda toplandığı anlaşılmaktadır.Birleşen dosyadaki davacı ile sözleşme bulunmadığına dair itiraz;Davalı taraf birleşen dosya yönünden taraflar arasında ilişki bulunmadığına itiraz etmektedir. Davacı ile mahkememiz dosyası davacısı Yılpar ambalaj arasında sözleşme bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de birleşen davacı … Plastik ile davalı arasında akdedilen bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasında sözleşme bulunmuyor ise de birleşen davalı …Plastik tarafından üretilen ürünlerin davalı tarafça kullanılması, her iki firmanın da aynı ürünleri üretmesi ve her iki davacının da aynı sözleşme kapsamında üretim yapması ve ürünlerin davalı tarafça kabul edilmesi nedeniyle her iki davacı yönünden de dosyadaki sözleşmenin cari olduğu anlaşılmıştır.
2- Ticari defterler ve cari hesaplar arasındaki fark A. Asıl Dosya olan Mahkememizin … Es sayılı dosya yönünden Tarafların dosyamıza yansıyan ticari defterleri ve cari hesap ekstrelerinden davacı…ile davalı arasında 2017-2018 ve 2019 yıllarına sirayet eden bir ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında faturalar ve iade faturaları tanzim edildiği, yalnız davacı tarafta ve yalnız davalı tarafta kaydedilen faturaların bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada taraflar arasındaki cari hesap farkının sebeplerine teker teker değinmek gerekecektir.
Davalı tarafta kayıtlı olan ve davacı tarafta kayıtlı olmayan 6 adet toplam 40.634,61 TL bedelli faturaların klişe bedellerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Klişe bedellerine ilişkin değerlendirme aşağıda 3. Numaralı bentte yapılacaktır.
Davacı tarafta kayıtlı olan ve davalı tarafta kayıtlı olmayan 3 adet toplam19.981,70 TL bedelli faturaların ayıplı ürün bedellerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayıplı ürün bedellerine ilişkin değerlendirme aşağıda 4. Numaralı bentte yapılacaktır.
B. Birleşen dosya yönünden
Tarafların dosyamıza yansıyan ticari defterleri ve cari hesap ekstrelerinden davac… Plastik ile davalı arasında 2017-2018 ve 2019 yıllarına sirayet eden bir ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında faturalar ve iade faturaları tanzim edildiği, yalnız davacı tarafta ve yalnız davalı tarafta kaydedilen faturaların bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada taraflar arasındaki cari hesap farkının sebeplerine teker teker değinmek gerekecektir.
Davalı tarafta kayıtlı olan ve davacı tarafta kayıtlı olmayan 2 adet toplam 37.747,21 TL bedelli faturaların klişe bedellerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Klişe bedellerine ilişkin değerlendirme aşağıda 3. Numaralı bentte yapılacaktır.
3- Klişe Bedellerine ilişkin değerlendirme
Taraflar arasında …Etiket Satın Alma Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye göre ticari ilişkinin sürdürüldüğü tartışmasızdır. Anılan sözleşmede 0,33 lt, 0,5 lt, 1,00 lt, 1,5 lt ve 5 lt lik ambalajlar için üretilecek etiketlerin fiyatları belirlenmiş, bu ürünlerin hangilerinden yıllık ne kadar sipariş verileceğine dair asgari sipariş miktarı belirlenmiştir. Sözleşmenin devam eden maddesinde bu taahhüde uyulması halinde baskı silindirlerinin masraflarının satıcıya (huzurdaki davadaki davacılar) ait olacağı, yeni iş olması (sözleşmede belirtilen yıllık ürün alım miktarının dışında) halinde satıcı tarafından renk başına 200 EURO+KDV üzerinden alıcıya fatura kesileceği, ancak yeni işlerde dahi sözleşmede belirtilen miktarlara ulaşıldığında satıcı tarafında silindir bedeli kadar alıcıya bedelsiz ürün verileceği kararlaştırılmıştır.
Klişe basımevinde, baskı işinde kullanılmak ereğiyle üzerine kabartma ya da oyma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal kalıplar için kullanılan bir terimdir. Klişe bedeli, baskıda yüzey üzerine basılmadan önce desenlerin, resimlerin ya da yazıların kabartmaların şeklinde hazırlanan metal levhalara verilen bedeldir.
Davacı tarafça davalı tarafa klişe bedellerinin fatura edildiği, daha sonra bu faturaların davalı tarafça davacıya fatura edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre klişe bedellerine ilişkin maliyet sözleşmede belirtilen miktarlara ulaşılması halinde davacı tarafça üstlenilecektir. Buna göre bu sözleşmede taahhüt edilen asgari alım miktarlarına uyulmaması halinde klişe bedelleri maliyeti davacı tarafça üstlenilmeyecek davalı tarafça üstlenilecektir. Buna göre taraflar arasındaki alım miktarının sözleşmede belirtilen ve taahhüt edilen miktarlara ulaşıp ulaşmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekir.
08/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere davalı tarafça yapılan alımlar toplamının sözleşmede belirtilen ve taahhüt edilen asgari alım miktarına ulaşmadığı görülmektedir. Bu durumda davacı tarafça klişe bedellerinin cari hesaba işlenmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalı tarafça klişe bedellerine dair davacılara tanzim edilen klişe bedellerine ilişkin faturalar bu yönüyle haksız olup davalı tarafça klişe bedelleri kadar bedelsiz ürüne hak kazanmadıkları açık olup davalının klişe bedellerine ilişkin itirazlarının haksız olduğu anlaşılmıştır.
4- Ayıp İddiasına ve Ayıplı Ürün Bedellerine ilişkin değerlendirme
Davalı taraf asıl dosya olan mahkememiz dosyasında ayıp iddiasında bulunmaktadır. Davacı taraf ise bu ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, ayıplı ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini iddia etmektedir.
Taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve 2015/8094 Esas, 2015/12630 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde BK’ nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, Davalının ayıp iddiasını ve ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK nun belirttiği şekilde geçerli olarak yapıldığını kanıtlaması gereklidir.
Her iki bilirkişi raporunda da ayıbın gizli ayıp olduğu tespit edilmiştir. Gerçekten de dava konusu etiketlerin üzerinde marka adının okunmasını önleyecek şekilde baskıda siyah nokta ve şeritlerin bulunduğu, bu eksikliklerin ayıp nitelinde olduğu, bu etiketlerdeki ayıpların niteliği itibariyle ancak etiket rulolarının bobinlere takıldıkları zaman anlaşılabilecek ayıplar olması nedeniyle gizli ayıplar oldukları, davalı tarafça 19.981,70 TL bedelli ürünlerin bu nedenle iade edildikleri anlaşılmakla davalı tarafın itirazının iade edilen ürünler yönünden haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak diğer ürünler yönünden ayıp iddiası, malların iadesine dair ispat yükü yerine getirilmediğinden yerinde görülmemiştir.
Bu noktada davacı tarafın ayıplı malların kendilerine iade edilmediğine dair savunmasına değinmek gerekir. 08/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun 9. Sayfası ve kök raporun 14. Sayfasında belirtildiği üzere taraflar arasındaki nisan 2018 tarihli yazışmalardan davalı alıcı tarafından malların davacıya iade edildiği belirlendiğinden davacının bu savunmasına itibar edilmemiştir.
5- Faiz Yönünden
Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Taraflar arasında ücret ödeme borcunun ne zaman doğacağına dair belirli bir vade bulunmadığı görülmekte ise de davacı taraflarca davalıya takip öncesi ihtarnameler gönderildiği, ihtarnamede talep edilen alacak miktarının açıkça belirtildiği ve davalı tarafa ödeme için üç gün süre verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takip öncesi faiz istenebileceğinin kabulü gerekir.
Bilirkişi tarafından yapılan hesapta ana dosyada davacının 2.663,86 TL faiz hesaplandığı, birleşen dosya yönünden ise 1.915,68 TL faiz hesaplandığı anlaşılmaktadır. Birleşen dosya yönünden davacı tarafça talep edilen faizin hesaplanan faizden daha az olması nedeniyle taleple ve takiple bağlılık kuralı gözetilmiştir.
HÜKÜM
A.ASIL DAVA OLAN MAHKEMEMİZİN … ES SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalının İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 52.486,69 TL asıl alacak ve 2.663,86 TL faiz yönünden iptaline, takibin bu alacaklar esas alınarak toplam 55.150,55 TL üzerinden devamına,

2- Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davalının itirazında kısmen haksız ve kabul edilen alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedelin üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 11.030,11 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 3.767,33-TL harçtan peşin alınan 915,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.851,87-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 915,46-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 959,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5.000,00-TL bilirkişi ücreti, 151,50-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 5.151,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 3.920,43-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 7.969,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin kabul red oranına göre 315,45-TL’sinin davacıdan, 1.004,55-TL sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

B. BİRLEŞEN DAVA OLAN İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2019/962 ES SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Es sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedelin üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 7.896,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.578,51-TL harçtan peşin alınan 476,84-TL harcın mahsubu ile 2.101,67-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 476,84-TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 48,00-TL olmak üzere toplam 569,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.662,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde her iki dosya yönünden de istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır