Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/96 E. 2020/502 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/96 Esas
KARAR NO : 2020/502

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kuyumculuk işi yapan davalıya toptan 14 ayar işlenmiş altın ve muhtelif 14 ayar işçilik sattığını, satın alınan malların karşılığında dava konusu fatura düzenlediğini, tarafların defter kayıtlarına işlendiğini, fatura bedelinin 41.713,74 TL ödemediğini, ödenmeyen fatura hakkında yasal takip başlatıldığını, davalı borçlunun takibe borcun tamamına ve icra dairesinin yetkisine hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, zorunlu dava şartı olduğundan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının borca ve yetkiye itirazının olduğunu ancak imzaya itirazda bulunmadığını, borç kaynağı olan faturada borçlunun imzasının bulunduğunu, bu nedenlerle itirazların reddini ve alacak miktarının %20′ sinden az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Değerlendirme ve Gerekçe:
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalı vekili tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …marifetiyle hazırlanan 05.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı tarafın defter kayıtlarının incelendiğini, muhasebe tekniği açısından ilgili hesapların birbirini doğruladığını, defterlerin davacı lehine delil niteliği taşıdığını, envanter defterlerinin de noter açılış tasdikinin TTK Md.64 e göre yaptırıldığını, davacı tarafın davaya konu 28.03.2018 tarihli e arşiv faturası muhteviyatının 381,47 gr. Muhtelif 14 ayar işlenmiş altının davalı tarafından imza altına alındığını, davalının inceleme günü ve sonrası inceleme talebinde bulunmadığını sadece davacı kayıtlarının incelendiğini, davalının fatura miktarı kadar borcu olduğunu.. ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğe edilmiş; taraflarca rapora karşı herhangi bir itiraz ve beyan sunulmamıştır.
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz yapıldığından bu itiraz öncelikle incelenmiştir. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’ daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur.
İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen faturalara konu alacak bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. (Bkz. Yargıtay 19. HD, 04.11.2015 tarih, 2015/2795 Esas; 2015/14017 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle icra dairesinin yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
Dava şartları böylece incelendikten sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, itiraz dilekçesinde takip talebinde ve ödeme emrinde belirtilen şekilde bir alacağın bulunmadığına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 07/02/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, hazır bulunmayan davalıya ticari defter inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya İHTARINA, ihtar yerine geçmek üzere iş bu duruşma tutanağının tebliğine karar verilmiş ve ilgili duruşma tutanağı davalı taraf tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafa ara karar tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine ihtar yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamıştır. Hazırlanan 05/08/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının defterlerinin delil niteliği taşıdığı, sevk irsaliyesine gerek bulunmadığı, taraflar arasındaki alacağın 14 ayar altın ticaretinden kaynaklandığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlere göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 41.713,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa ihtar yapılıp süre verilmesine rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuştur. Araştırılacak başka bir husus kalmaması, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça hiçbir duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle tahkikata son verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
A-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldı yerden devamına,
B-Hükmolunan alacağın likit ve itirazın haksız olması sebebiyle bu alacak üstünden hesaplanan 8.342,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.849,46-TL harçtan peşin alınan 462,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.386,76-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 462,70-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 188,40-TL olmak üzere toplam 1.395,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 6.222,79-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verilen, verilen karar açıkça okundu anlatıldı.
20/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.