Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/951 E. 2019/217 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/951 Esas
KARAR NO : 2019/217 Karar

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Söz konusu davalı şirketin usulüne uygun kurulu elektrik sayaçlarının olmasına ramen taraflarına fatura göndermediğini, faturaların ödenmediği iddiası ile sonuçta aboneliklerinin bilgileri dışında sonlandırıldığını, Fatura no:… Hesap No:…, Müşteri No:… H.No:… işyerinin elektrik sayacına kaçak elektrik kullandığı iddia edilerek usulsuz bir şekilde ceza kesildiğini, tahakkuk eden ceza ve faizlerin usule aykırı olduğunu, aktif bir şekilde çalışan …marka 2015 İmalat yılına sahip bir sayacın takılı olduğunu kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, 18/05/2019 gününe ait elektrik tespit tutanağında Kayıtlı-Sözleşmesiz yazan tutanaktan da anlaşılacağını elektirk kaçağı söz konusu olmadığını, kullanılan elektrik tüketim bedeli olan 4.500,00TL’nin iki katı ceza kesilmesi gerekirken 10.247,54TL ve usulsüz olarak kesinlen ceza 14.743,41 TL bir usulsüzlük daha yapılarak taraflarının mağdur etmek gayesi ile ve keyfi hareketle mağdur olduklarını, 17/07/2019 tarihinde telefonuna “kaçak elektrik kullanımı yaptığının tespit edilmiştir” şeklinde tarafına mesaj geldiğini, bu sefer toplamda cezanın 52.000,00TL’ye çıkarıldığını, doha sonra … ile görüşme sağlanarak cezanın bir kısmı kısmi olan 21.500,00TL kuruma ödendiğini, elektirk kurumu taraflarından haksız ve fahiş olarak cezayı 36.670,93TL’ye çıkardığını, taraflarınca yapılan 2. bir kural ihlali söz konusu olmadığını, ve aynı sebepler ortaya atılarak taraflarına 2 kez aynı nedende iki ayrı fahiş ve haksız ceza kestiklerini, cezalandırıldıklarını,… Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin kusurlu olduğunu, bu cezanın iptalini istediğini, mevcut aboneliklerini kesmekle tehdit edilip işyerleri üzerinde baskı kurduklarını, ayrıca …’a … kabul kodlu/13/06/2019 tarihinde ve… kabul kodlu/18/07/2019 tarihinde farklı mahiyette ve konularda 2 dilekçe göndermesine rağmen söz konusu kurum tarafına aynı şekilde cevaplar vererek taraflarını ciddiye alınmadığını, 22/05/2019 tarihinden beri elektrik sözleşmesi yapmış olduğunu, bu nedenle hatalarının tespit edilerek düzeltilmesi, usulsüzlük adı altında kesilen cezaların iptal edilmesini talep ederek, anlaşmazlığın iş yeri elektriğini kesmekle tehdit ederek sürekli kesmeye gelen kurum yetkililerinin elektriği kesmemeleri için ihtiyaten tedbir kararı verilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile yapılan takibin teminatsız ve tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, haksız ve usulsüz kesilen 36.670,93TL’lik cezanın borçlusu olmadıklarının tespitinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; davalının, davacının kaçak elektrik kullandığı iddiası ile başlatmış olduğu icra takibinde, davacının İİKm.72 gereğince borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemidir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK’nun 5.maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 Es sayılı dosyasında “… TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.” denilmekle belirttiğimiz doğrultuda içtihat oluşturulmuştur. Aynı doğrultuda …Bölge adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin… es sayılı dosyasında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda, davacının kaçak elektrik kullanımı olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı yana, arabuluculuk başvurusuna ilişkin son tutanağın aslını bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması aksi halde davanın usulden reddedileceği 23/10/2019 tarihli tensip zaptı içeriği ile ihtar edilmiştir. Davacı yan, 24/12/2019 tarihli dilekçesi ile tensip zaptında sunulması istenen belgenin aslını veya arabulucu tarafından onanmış örneğini dosyaya sunmadığı (fotokopi belge sunulmuştur) gibi son tutanağın incelenmesinde arabuluculuk başvurusunun dava açılış tarihi olan 15/10/2019 tarihinden sonra yapıldığı, son tutanağın ise 15/11/2019 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava açıldıktan sonra arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu anlaşılmış ise de burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifade ile, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurması için mahkemece davacıya süre verilemeyecektir.
Görevli veya yetkili mahkemede devam eden davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebini içeren ticari davaysa; bir başka ifade ile, dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanacaksa, dava şartı arabuluculuk uygulaması görev ilişkisinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için, daha önce dava şartı arabuluculuk süreci sonunda anlaşamama son tutanağı düzenlenmiş ve aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava dilekçesine eklenmişse, artık görevsiz ve veya yetkisiz mahkemede açılmış olan dava itibariyle tamamlanmış bir usul işleminden söz edileceğinden, görevli veya yetkili mahkemede tekrar dava şartı arauluculuk sürecine başvurulmuş olması aranmaz. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde görevli veya yetkili mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde görevli ve yetkili mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmaksızındavanın, dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilir.( Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı- Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk syf.71)
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usul
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 614,79-TL harcın mahsubu ile artan 570,39-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 27/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır