Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/931 E. 2020/228 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/931 Esas
KARAR NO : 2020/228 Karar

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …Ş. Tarafından müvekkili firma hesabından 19/11/2018 tarihinde “kredi tahsis komisyonu” adı altında 5.250,00 TL kesildiğini, müvekkili firmaca herhangi bir kredi alınmamış olduğunu, kredi başvurusunda dahi bulunulmadığını, bu sebeple 09/07/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, 5.250,00TL bedel iadesi talebi davalı tarafça olumsuz karşılandığından işbu davayı açtıklarını, hiçbir talep, sözleşme, talimat ve kredi kullanımı olmaması rağmen davalı tarafça yapılan kesinti ile davalının haksız kazanç sağladığını, söz konusu bedelin iadesine karar verilmesini talep ettiklerini, 5.250,00TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile beraber müvekkili firmaya iadesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açmış olduğu huzurdaki davanın mesnetsiz ve hukuka aykırı bir dava olduğunu, davacını tacir olduğunu, tüzel kişiliği haiz bir şirket olduğunu, söz konusu madde içeriğine göre müvekkili bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisi bulunduğunu, müvekkili banka bu hükme istinaden davacı firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilemesi ve tahsisine istinaden davacı taraftan komisyon tahsil ettiğini, bankaların Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olması nedeniyle ücret/komisyon alma hakkı bulunduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imza edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olduğunu, sözleşme serbestliği ilkesi ve ahde vefa kuralları kapsamında ele alınması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun genel işlem koşulları denetimi açısından uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının senelerdir faaliyet gösteren müddebir bir tacir olduğunu, imzaladığı sözleşmenin muhteviyatını bilen, şartlarını tartışabilen bir tacir olduğunu, davacının salt …koşullarına dayanan talepleri kabul edilebilir nitelikte olmadığını, söz konusu sözleşme hükmü sözleşmenin esasına yabancı bir hüküm olmadığını, tüm bankacılık piyasasında geçerli olan bir uygulamayı ihtiva eden düzenleme olduğunu, davacı tacir olup imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf durumda olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin imza tarihinden önce davacı yana “Sözleşme Öncesi Bilgi Formu”nun verilmiş ve kendisi tarafından okunarak, teslim alınmış olduğunu, tüm bu hususların dikkate alındığında davacının talebinin hukuka aykırı olduğunu, haksız takip tazminatı, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilerek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacıdan “kredi tahsis komisyonu” adı altında tahsil edilen 5.250,00 TL nin tahsil edildiği tarih olan 19.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizin 27/11/2019 tarihli tensip zaptının 9 numaralı ara kararı ile davalı bankadan, davacının kullandığı kredi olup olmadığı ile var ise bu kredi veya kredilere ilişkin sözleşme ve eklerinin gönderilmesi istenmiştir.
Davalı bankanın 05/12/2019 tarih …Sayılı cevabı ile davacının davalı bankadan kullanmış olduğu herhangi bir kredi bilgisine rastlanmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasında davacının tahsilini talep ettiği 5.250,00 TL nin davalı tarafından davacıdan alındığına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bu tutarın tahsilinin yasal bir dayanağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı banka, davacı hesabından tahsil ettiği tutara ilişkin olarak “kredi tahsis komisyonu” açıklamasında bulunmuş ve davacının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, müşteriler ile akdedilen genel kredi sözleşmelerinde faiz, komisyon, vergi, fon ve masraf gibi kalemlerin açıkça belirtildiğini, bu nedenle belirtilen tutarın tahsili hususunda bankanın hak ve yetkisinin bulunduğunu ayrıca davacı firmaya yönelik kredi limiti yenilemesi ve tahsisi işlemlerinin gerçekleştirildiğini, buna istinaden davacı taraftan komisyon bedeli alındığı savunmasında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı banka tarafından, davacı hesabından “kredi tahsis komisyonu” adı altında 5.250,00 TL tutarında kesinti yapıldığı sabittir. Davalı her ne kadar bu kesintinin kredi tahsis komisyonu olduğunu ve ticari müşteriler ile aralarındaki genel kredi sözleşmelerinde bu hususun açıkça düzenlendiği savunmasında bulunmuş ise de davacı tarafından kullanılan herhangi bir kredi bulunmadığı bizatihi davalı banka kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bankalar güven kuruluşları olup müşteriler ile yapmış oldukları tüm işlemleri kayıt altına almak, sözleşme ile buna ilişkin tüm masraf ve gider kalemlerini belgelendirmek ile yükümlüdürler. Somut olayda davacı yanca, davalı bankadan kullanılan herhangi bir kredi olmadığı her türlü şüpheden uzaktır. Davalının, davacı adına hiçbir kredi işlemi gerçekleştirmediği ve yasal dayanağı bulunmadığı halde dava konusu tutarı haksız şekilde davacı hesabından tahsil ettiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı tarafından davacıdan haksız ve hukuka aykırı şekilde tahsil edildiği anlaşılan 5.250,00 TL nin tahsil tarihi olan 19/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
Ayrıntısı Gerekçeli Kararda Açıklanacağı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; kredi tahsis komisyonu adı altında alınan 5.250,00TL’nin tahsil edildiği tarih olan 19/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 358,62-TL harçtan peşin alınan 89,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 268,96-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 89,66-TL peşin harç, tebligat ve posta masrafından oluşan 358,40-TL olmak üzere toplam 492,46-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341 Mad. Gereğince MİKTAR İTİBARİ İLE KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okunup, anlatıldı.25/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır