Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/903 E. 2022/867 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/903 Esas
KARAR NO : 2022/867
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 23.04.2019 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı aracı ile … Köyü … Kavşağında, … Merkez istikametine gitmek için su kanalı orta refüj üzerinde bulunan geçiş noktasından karşı şeride geçmek istediği esnada Batman ilinden … ilçesine doğru seyir halinde olan sürücü … …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca sol ön taraftan çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde … plaka sayılı araca içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili … …’in sakat kalacak şekilde yaralandığını, meydana gelen kaza sonucu müvekkilinin … Hastanesine kaldırıldığını, müvekkilinin BTM ile giderilmeyecek şekilde yaralandığını ayrıca hayati tehlikesinin mevcut olduğunun rapor ile sabit olduğunu, müvekkilinin tazmini için davalı sigorta şirketine 03.07.2019 tarihinde poliçe limiti dahilindeki maddi tazminatın ödenmesi için başvuru yapıldığını, ancak kaza nedeni ile sorumluluğu bulunan sigorta şirketi … Sigorta A.Ş tarafından başvurularına cevap verilmediği gibi herhangi bir ödemenin de yapılmadığını, talep edilen geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının toplanacak delillere göre tazminat hususunun uzman aktüer bilirkişiye hesaplatılarak harcı tamamladıktan sonra ve temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yaptığını, KTK madde 97 uyarınca işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 25.12.2018-25.12.2019 tarihlerini kapsayan ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, bedeni zarar halinde maddi tazminat taleplerinin şahıs başına geçerli olan teminat ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ATK … İhtisas Dairesi tarafından tespitini talep ettiklerini, maluliyet raporunun 20.02.2019 tarihli Erişkinler İçin Engelilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’ e uygun olarak alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, şirketin sorumluluğunun ZMMS genel şartları gereğince hiçbir şekilde geçici iş göremezlik tazminatını ihtiva etmediğini, davacı … …’in kaza sırasında emniyet kemeri takmadığından müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanamadığının tespitini talep ettiklerini, başvuru şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddini, mahkememiz aksi kanaate olması halinde maluliyet raporu alınmak üzere davacının ATK 3. İhtisas Dairesine sevkini, kusur raporu alınmak üzere davanın ATK Trafik İhtisas Dairesine sevkini, usule ilişkin itirazlarının reddi halinde esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin toplanılmasına geçilmiş, … İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … plakalı aracın trafik tescil kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … plakalı aracın trafik tescil kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS sigorta poliçesi celp edilerek dosyamıza kazandırılmıştır.
… Hastanesine müzekkere yazılarak … …’in tedavi evrakları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davaya konu kazaya ilişkin rücuya tabii ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, 25.12.2019 tarihli cevabi yazısında … …’in 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının a, b, c bentlerine tabii kaydı bulunmadığından sigortalı çalışması tespit edilememiş olup, 23.04.2019 tarihindeki kaza ile ilgili iş göremezlik ödeneği ödenmemiştir bilgisi verilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… soruşturma sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davacının kazancını gösterir kayıtlar celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davaya konu kazanın kusur oranının belirlenebilmesi için dosya ATK … İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 13.07.2020 tarihli kusur raporunda özetle; “… Sürücü … ‘nün %100 oranında kusurlu olduğunu, sürücü … …’in kusursuz olduğunu, davacı yolcu … …’in kusursuz olduğu…” görüşü mütalaa olunmuştur.
ATK raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafçe beyanda bulunmulmuştur.
Davacının maluliyet durumunun tespit ve tayini için … Üniversitesi Hastanesi ATK’ya sevk edilmesi için Nöbetçi Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, alınan raporda özetle; “…hastanın kaza tarihinde 60 yaşın üzerinde olması nedeniyle yönetmeliğin 11/e maddesine göre hesaplanan özürlülük oranına Balthazard ile %10 eklendiğinde %16 olduğunu, 23.04.2019 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin toplam vücut özür oranının %16 olduğunu, sürekli olduğu sekel halini aldığını, aza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren kişinin tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay olduğunu, tıbbi iyileşme üresinin kişinin yaşı da dikkate alınarak 6 aya kadar uzayabileceği kanaatinde olduğu…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Davalı tarafça rapora itiraz edilmiştir.
Mahkememizin 17.03.2021 tarihli ara kararı uyarınca … Üniversitesi Hastanesi ATK’den, Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan iptal kararı doğrultusunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca yeniden rapor düzenlenmesi için Nöbetçi Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, alınan raporda özetle; “…olay tarihi yaşına (73) göre (E cetveline göre) %17,2 olarak bulunduğu, 23.04.2019 tarihli kazaya bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %17,2 olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğunu, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren kişinin tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay olduğunu, tıbbi iyileşme süresinin kişinin yaşı da dikkate alınarak 6 aya kadar uzayabileceği kanaatinde olduğu.” görüşü mütalaa olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın halli bakımından dosya Aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, 10.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen içtihatları ile tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiği, ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı; bu nedenlerle davacının muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek ( bilinmeyen ) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla yapılan hesaplama neticesi, davalı sigorta şirketinin %100 kusur sorumluluğu çerçevesinde davacının 96 16 maluliyete ilişkin sürekli iş göremezlik zararı 69.306,99-TL olduğu, sigorta şirketinin %100 kusur sorumluluğu çerçevesinde davacının 6 aylık geçici iş göremezlik süresine ilişkin maddi zararı 10.974,18-TL olduğu, müterafik kusura ilişkin takdir ve değerlendirme sayın mahkemeye ait olmakla birlikte, müterafik kusurun varlığının kabulü halinde Yargıtayın yerleşik uygulaması çerçevesinde %20 müterafik kusur indirimi çerçevesinde 8.779,34-TL geçici iş göremezlik ve 55.445,59-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olacağı, tespiti ile 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 3.maddesinin 2.fıkrası doğrultusunda, hukuki gerekçeli ve denetime elverişli olarak hazırlanan iş bu bilirkişi raporu, 6100 sayılı HMK’nın 282. maddesinin hükmü uyarınca, tarafların kusur oranı ve diğer irdeleme hususları, bilcümle hukuki takdir ve tavsifi için, Sayın Mahkemenin nihai takdir ve tensiplerine arz olunur…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili 24.06.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerinin 80.281,17 TL olarak arttırıldığını bildirmiş ve eksik harcı ikmal etmiştir.
Davalı tarafında itiraz dilekçesinin 3. Numaralı kısmının a bendinde geçen artık yılı hesabı yapılırken 0,64 olması gerekirken 0,95 şeklinde hatalı hesap yapıldığı itirazı ve diğer itirazların da değerlendirmek suretiyle maddi hesap hatası olup olmadığı, tazminat miktarının değişip değişmediği hususunda ek rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup, 15.11.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen içtihatları ile tazminat hesaplamalarında
TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiği ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.-
2020/40 K. sayılı kararı gereği tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması
mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden uygulanmasının
mümkün olmadığı, bu nedenlerle davacının muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na
göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen ) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10
iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplaması gerektiği kabul edilmekle davacının sürekli iş göremezliğine (iş gücü kaybına) ilişkin hesaplama bu çerçevede yapılmıştır. Ayrıca, 03.05.1945 doğumlu olan davacı … … 23.04.2019 kaza tarihi itibarı ile 74 yaşında olup,
TRH 2010 Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 10 yıl olup işlemiş pasif devresi (23.04.2019
kaza tarihi -10.05.2022 rapor tarihi) 3,05 yıl olup bakiye işleyecek pasif devre süre (10-3,05 =) 6,95 yıl olup, bakiye pasif devre peşin değeri bu süre için hesaplanmıştır. Davalı sigorta vekilinin iddia ettiği gibi 2022 yılında rapor tarihinden bakiye kalan süresi için hesaplama yapılmış değildir. Bu nedenle yapılan hesaplamada hesaba esas alınan toplam 10 yıllık sürede bir hata bulunmamaktadır.
Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalması hali
ZMMS Poliçesi kapsamından çıkarılmamış, aksine çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı
“giderler” kapsam dışında bırakılmıştır. Geçici iş göremezlik zararı, temel olarak çalışma gücünün kaybı
nedeniyle oluşan bir gelir kaybını ifade etmekte olup, “gider” olarak nitelendirilemez. Geçici iş göremezlik
teminatının ve geçici bakıcı gideri zararının bedensel zararlar kapsamında olduğu pek çok Yargıtay kararında da açıklanmıştır. Bu çerçevede nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla kök raporda geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak hesaplama yapılmıştır…” görüşü mütalaa olunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davalı tarafça beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili 21.12.2022 tarihli feragat dilekçesi ile davalı tarafından taraflarına ödemenin yapıldığını ve davadan feragat ettiklerini bildirir dilekçe sundukları, davalı vekili tarafından 22.12.2022 tarihli dilekçesi ile davacı ile sulh olunduğunu, davalı vekili olarak vekalet ücreti ile yargılama gideri talep etmediklerini ve huzurdaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği ve feragat beyanının yasanın aradığı koşulları taşıdığı görülmekle davacının davasından feragati nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın başlangıçta alınan 318,26 TL’den mahsubu ile artan 237,56 TL’nin yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Talepte bulunulmadığından vekalet ücreti hususunda karar tesisine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.22/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır