Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/887 E. 2022/171 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/887 Esas
KARAR NO : 2022/171
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 14/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 07/02/2019 tarihinde davalı sürücü …’nin idaresindeki … plakalı aracıyla davacının idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, davalı şirkete dava öncesinde başvuru yapıldığını, davalının müvekkiline ödeme yapmadığını, dava öncesinde dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak anlaşmaya varılamadığını, … Hastanesi tarafından hazırlanan raporda davacıda oluşan maluliyet oranın %20 olduğunu, davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü için ve yaptığı işin özelliği nedeniyle uzun süre işe başlayamadığını, bu nedenle ciddi anlamda kazanç kaybına uğradığını, fazlaya ilişkin dava ve talep olmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işlenecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, davacının kaza nedeniyle yaşadığı tedavi süreci ruhen ve beden psikolojik olarak çok ciddi bir biçimde yıpranmış ve tarifi zor acılar yaşamış olması 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işlenecek avans faiziyle beraber davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şirket vekilinin 03/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın sigortalısı olduğunu, davacının yetersiz belgeyle başvuru yaptığını, davanın zamanaşımına uğradığını, ceza yargılaması aşamasında uzlaşma var ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davada alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesine, husumet itirazlarının olduğunu davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, sakıtlık ile kaza arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur ve maluliyet oranının tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesini, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkilinin geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, hesap raporunun aktüer bilirkişi tarafından hazırlanması gerektiğini, SGK tarafından yapılan bir ödeme var ise bunun tazminattan mahsup edilmesini, gelirin asgari ücret kabul edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması tenzilinin yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden faizle sorumlu olabileceğini, hatır taşıması talep edilmesi durumunda ispatlanması gerektiğini, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle: 07.02.2019 tarihinde davalı sürücü … ‘nin sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracının saat 16.00 sıralarında …. Mah. … Cad. No: … … /İSTANBUL adresinde müvekkil …’ nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu ağır yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu davaya konu olan trafik kazasına kusuru ile sebebiyet veren … sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracı kaza tarihi itibariyle … Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi uyarınca … Sigorta A.Ş. sigorta ettirildiğini, 2918 sayılı KTK’ nın 97. Maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü düzenlendiğini, anılan hüküm uyarınca davalı kuruma başvuru yapıldığını, ancak davalı kurum tarafından müvekkile herhangi bir ödemenin yapılmadığını, ayrıca Davalının zamanaşımı iddiası yerinde değildir zira dava süresi içerisinde açıldığını, davaya konu kazada asli kusurlu bulunan taraf … ‘nin olduğunu, Kazaya ilişkin hazırlanan kaza tespit tutanağında, “davalının sinyal vermediği sinyal vermiş olsa dahi karşıdan gelen araçların güvenliğini sağladıktan sonra hareket etmesi gerektiğini ancak davalının bu kuralları ihlal ettiği…” gerekçesiyle … asli kusurlu bulunduğunu, Müvekkil kaza nedeniyle tedavi gördüğü için ve yaptığı işin özelliği nedeniyle uzun süre işe başlayamadığını, Bu nedenle ciddi anlamada kazanç kaybına uğradığını,. Müvekkilin yaşadığı kaza nedeniyle müvekkilde oluşan maluliyet oranının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi ve bu oran üzerinden tazminat tutarının hesaplanması için bilirkişi incelemesinin yapılması gerekmekte olduğunu, Müvekkil yaşadığı kaza nedeniyle yaşadığı tedavi süreci ruhen ve beden psikolojik olarak çok ciddi bir biçimde yıpranmış ve tarifi zor acılar yaşamıştır. Bu nedenle yaşanan kaza ve ardından tedavi sürecinde müvekkilin acısını bir nebze azaltmak için manevi tazminat talebinde bulunma zorunluluğu doğmuştur. Bu nedenle 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işlenecek avans faiziyle beraber davalı …’den tahsiline karar verilmesini ve ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 107.maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtığımız iş bu davada fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; 1.000,00 TL geçici iş görmezlik ve 1.000,00 daimi maluliyet toplam olmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işlenecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini, Davalı …’den 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işlenecek avans faizi ile birlikte tahsilini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
-ATK … İhtisas Dairesinin 07/10/2020 tarih … nolu kusur raporu,
-ATK … İhtisas Kurulu’nun 03/09/2021 tarih … nolu maluliyet raporu,
-Aktüerya bilirkişisi … tarafından hazırlanan 03/12/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava; 07/02/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında yer alan … tarih … sayılı ATK Trafik İhtisas Kurulu raporunda: “…Davalı sürücü …’nin %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nın kusursuz olduğu …” sonucuna varılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan 03/09/2021 tarih … ATK … Üst Kurulu’nun raporunda: “… oğlu, 01.01.1966 doğumlu …’nın 07.02.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre…Kişinin tüm vücut engellilik oranının %66 (yüzdealtmışaltı) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği.. ” belirtilmiştir.
ATK raporları doğrultusunda tazminat hesaplaması yapılmak üzere mahkememizce resen görevlendirilen Aktüerya bilirkişi … ‘nün 03/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan durum ile ilgili Yargıtay’ın yakın zamanda verdiği net kararlar doğrultusunda hesaplamada, TRH-2010 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönem için her yıl %10 arttırım ve %10 iskonto yapılmasını öngören “progressif rant” tekniğine göre hesaplama yapıldığı, Mezkûr kazada yaralanan davacı …’nın (18) aylık geçici iş göremezlik zararının 39.306,37 TL, % 65 oranındaki sürekli iş göremezlik zararının 459.202,02 TL olduğu, Davalı … tarafından ödemenin yapılmış olması halinde, davacıya SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin mahsubundan sonra davacı …’nın talebi mümkün tazminat tutarlarının; (18) aylık BAKİYE geçici iş göremezlik zararının 22.709,87 TL, % 65 oranındaki sürekli iş göremezlik zararının 179.202,02 TL olduğu, Kaza tarihi olan 07.02.2019’da geçerli olan kişi başı sakatlanma ve ölüm ile tedavi gideri sigorta limitinin ayrı ayrı 360,000.00-TL olduğu, yukarıda detayları gösterilmek suretiyle hesaplanan 459.202,02 TL sürekli iş göremezlik zararı, teminat limiti olan 360.000,00 TL’yi aştığından davalı … Şirketinin, poliçe teminat limiti olan 360.000,00 TL ile sorumlu olduğu, Davalı … şirketinin 15.11.2021 tarihinde 280.000,00TL’yi ödemiş olması halinde bakiye teminat limitinin 80.000,00 TL olduğu, 22.709,87 TL, geçici iş göremezlik zararının ise tedavi gideri ve sakatlık teminat limitleri dâhilinde kaldığı, Konuyla ilgili nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemenizde olmak üzere dosya kapsamında hasar dosyasının olmaması nedeniyle davalı … şirketinin temerrüt tarihinin tarafımca belirlenemediği, diğer davalı …’nin sorumluluğunun haksız fiil hükümlerine dayanması nedeniyle, haksız fiil/kaza tarihi olan 07.02.2019 tarihinde temerrüde düştüğü,…” yönünde kanaat bildirdiği görülmüştür.
Alınan aktüerya raporu neticesinde davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi dilekçesi sunulmuş, davalı … vekili tarafından sulh ve ibra anlaşması örneği sunulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/17-24 Esas ve 2020/78 Karar sayılı ilamında: “… Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir. Yeri gelmişken açık oransızlık (açık nispetsizlik – fahiş fark) kavramını da açıklamak gerekmektedir. Açık oransızlık, karşılıklı edimler arasında “göze çarpan aşırı bir fark” anlamına gelir. Normal bir kimsenin hayat, bilgi ve görgüsüne göre, edimler arasında olağanüstü ve aşırı bir farkın bulunması durumunda açık oransızlığın oluştuğu kabul edilir…” belirtilmiştir. Somut olayda; taraflar 280.000,00TL maddi tazminat üzerinden anlaştığı, mahkememiz tarafından alınan hesap raporunda davacının sadece sürekli iş göremezlik tazminat tutarı 459.2020,02TL olarak hesaplanmış ve ZMMS poliçe teminat limitinin 360.000,00TL olduğu dikkate alındığında sunulan ibraname, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı da dikkate alındığında makbuz niteliğinde olduğuna kanaat getirilmiş ve hesaplanan tazminatlar yönünden davalı … ZMMS tarife limitiyle sınırlı olmak diğer davalı yönünden ise tamamından olamak üzere müteselsil sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. Maddesi, ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde gözönünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, maluliyetin tespit tarihi, tarafların kusur durumları ile davacının %66 maluliyet oranı dikkate alınarak davacı lehine 40.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
a) 22.709,87TL geçici maluliyet tazminatının ZMMS tarife limitiyle sınırlı sorumlu … Sigorta A.Ş’den ve diğer davalı …’den kaza tarihi olan 07/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) 179.202,02TL sürekli maluliyet tazminatının ZMMS tarife limitiyle sınırlı sorumlu … Sigorta A.Ş’den ve diğer davalı …’den kaza tarihi olan 07/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-) Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile;
40.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 13.792,60TL harçtan peşin alınan 44,40TL harç ile 3.414,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.458,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10.334,20TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-)Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.732,40TL harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafça yapılan 44,40TL başvuru harcı, 44,40TL peşin harcı, 900,00TL bilirkişi ücreti, 3.414,00TL ıslah harcı, tebligat ve posta masrafından oluşan 382,70TL olmak üzere toplam 4.785,50TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
8-)Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre tespit olunan 22.583,83TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-)Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre tespit olunan 6.000,00TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
10-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TLnin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır