Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2022/379 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/88 Esas
KARAR NO : 2022/379 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 05/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 27/03/2006 tarihinden itibaren süresiz olarak Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete bağlı olarak Sigorta Teklif formu veya Poliçe düzenlendiğini, sigorta primlerini tahsil ettiğini, sigorta primlerini şirkete aktardığını, defter tuttuğunu ve sözleşmeden doğan tüm sigorta işlerini eksiksiz yerine getirdiğini, Ayrıca müvekkil şirket doğmuş’veya doğacak muhtemel borçları karşılığında teminat vermekle yükümlü kılındığını, bu nedenle süresiz olmak üzere 10.000 TL tutarında Kesin Teminat Mektubu ibraz edildiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesinin davalı … Sigorta A.Ş. … Noteri … yevmiye numaralı ve 11.02.2019 tarihli Azilname ve Fesih İhbarnamesi ile sonlandırıldığını, dayanaktan yoksun ve haksız olarak borç çıkarıldığını, … adlı program ile sigorta şirketi veri girişleri için bir formül oluşturarak, istenilen bilgilerin girişi halinde otomatik olarak poliçe hazırlandığını, kötü niyetli olarak banka teminat mektubu tazmin edildiğini, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olarak talep edilen 15.904,01TL karşılığında sözleşme başlangıcında verilmiş olan banka teminat mektubu 27.03.2019 tarihinde 10,000 TL tazmin edildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kendi sisteminden kaynaklanan ve 2010-2011 yıllarına ait olan mizan farkının, müvekkili şirkete yüklenmesinin yasalara aykırı olduğunu, bu nedenlerle, haksız yere tazmin edilen banka teminat mektubu karşılığında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile tazmin tarihinden itibaren doğan reeskont faizi ile şimdilik 10.000 TL’nin tahsiline karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 27/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında acentelik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme sebebiyle, davacı tarafça süresiz olarak 10.000,00-TL teminat mektubu ibraz edildiğini, müvekkili şirketçe yapılan inceleme neticesinde 15.904,01-TL mizan farkı olduğu tespit edildiğini, davaya konu duruma ilişkin olmak üzere müvekkili şirkete ait defterlerin ve hesapların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini, davacı tarafın poliçelerinin tamamen sistemsel olarak düzenlendiğini, müdahale imkanlarının olmadığı yönündeki iddiaları söz konusu mizan farkından sorumlu olmamalarını gerektirecek bir husus olmadığını, mizan farkı sebebiyle davacı tarafın sunmuş olduğu teminat mektubu haklı ve hukuka uygun olarak tahsil edildiğini, davacı tarafın tanzim tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte 10.000,00-TL’nin tahsilinin talebinin asılsız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, gerekli incelemelerin yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdiine, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Mali Müşavir … …’nun 25/02/2020 tarihli bilirkişi raporu, 03/07/2020 tarihli Ek raporu,
-Mali Müşavir … …’in 04/03/2021 tarihli bilirkişi raporu, 02/08/2021 tarihli Ek raporu,
-Mali Müşavir … …’nin 07/02/2022 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davalı sigorta şirketi ile davacı şirket arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından feshedilmesi nedeni ile davacının davalı şirket nezdinde alacak talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 27/03/2006 tarihinde süresiz Acentelik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı tarafından doğmuş veya doğacak muhtemel borçlar karşılığında 10.000,00TL tutarında kesin teminat mektubunun davalıya verildiği anlaşılmaktadır.
Yargılama kapsamında mali müşavir … ve … … tarafından ayrı ayrı bilirkişi raporları hazırlandığı, hazırlanan raporlar incelendiğinde; hükme elverişli olmadığı, yeterli inceleme yapılmadan hazırlandığı görülmüştür. Bunun üzerine mahkememizce resen görevlendirilen Mali Müşavir … … tarafından hazırlanan 07/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…incelenen davacı şirkete ait 2015-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği ve onaylarının alındığı, bu yönüyle 6102 sayılı TTK 64/3 md. ve HMK 222 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2010 ve 2011 yılına ait ticari defterler ile 2012, 2013 ve 2014 yılı Envanter Defterinin ibraz edilmediği, bu yönüyle 6102 sayılı TTK 64/3 md. ve HMK 222 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunmadığı, incelenen davalı şirkete ait 2010-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği ve onaylarının alındığı, bu yönüyle 6102 sayılı TTK 64/3 md. ve HMK 222 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğu, 31.12.2014 kapanış tarihi itibariyle hem davacı hem de davalı ticari defterlerinde, davalının davacıdan 38.120,42 TL alacaklı okluğu, tarafların alacak rakamında mutabık kaldıkları, tarafların ticari defter incelemesi ve cari hesap detaylarına göre dava tarihi (2019) itibariyle; davacı şirket kayıtlarına göre davalı şirketten 10.000,00 TL alacaklı, davalı şirket kayıtlarına göre davacı şirkete 538,83 TL borçlu olduğu, taraf kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, sigorta acenteleri yönetmeliği md. 18 uyarınca davalı şirket tarafından davacı acenteye 3 er aylık ara ile mutabakat mektuplarının incelenmesi ile; davalı tarafından gönderilen 31.12.2017, tarihli mutabakat mektubunda davacı şirketten 4.156,83 TL alacaklı olduğu, mektup miktarı ile davalı ticari defter bakiyesinin uyumlu olduğu, davacı ticari defter kayıtlarında ise 860,87 alacaklı gözüktüğü, davalı tarafından gönderilen 30.09.2018 tarihli mutabakat mektubunda davacı şirketten 7.877,27 TL alacaklı olduğu, mektup miktarı ile davalı ticari defter bakiyesinin uyumlu olduğu, davacı ticari defter kayıtlarında ise 14.095,54 alacaklı gözüktüğü, söz konusu farklara ilişkin itirazının bulunmadığı, 2019 yılında davacı defter kayıtlarında, davalı cari hesabının borcuna girilen 39.,520,48 TL’lik virman kaydının davalı defter kayıtlarında olmadığı, söz konusu kaydın karşı tarafın rızası olmadan yapıldığı, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ve V.U.K. hükümlerine dayanmayan söz konusu miktarın davacı kayıtlarından çıkarılması halinde davacının kayıtlarında davalıya 29.520,48 TL borçlu olacağı, davaya konu teminat mektubunun tazmin edildiği 27.03.2019 tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirketten 15.389,48 TL alacaklı olduğu,…” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporu dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, mahkememizce verilen kararda dikkate alınmış ve davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 80,70TL ret harcından peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile artan 99,98TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK madde 333 uyarınca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır