Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/876 E. 2019/98 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/876 Esas
KARAR NO : 2019/98

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankadan 75.000- TL ve 45.000 TL kredi ve başka krediler de kullanarak bankacılık işlemleri yaptığını, tüm ödemeleri zamanında ve tam olarak banka hesabına yatırdığını, davalının zamanında ve tam yatıralan parayı aynı gün hesabına geçirmediğini, hesapta para varken ödemeyi Kredili Mevduat hesaptan aldığını, davacıya zarara uğrattığını, kullanılan kredi taksitleri, sigorta, fatura vb tüm ödemelerin yapılması gereken vade gününden müvekilin hesabında yeterli miktar para olduğu banka kayıtları ile sabit olduğunu, davalı bankanın haksız kazanç olan alacağı tahsil için İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkilinin …hesap ve kredi kartlarını bloke ettirdiğini, davalı bankanın haksız hukuksuz dayatma ve yaptırımları, baskıları sebebiyle ve ticari hayatını sürdüremeyen davacının… yeniden kredi çekerek davalı kredisini kapattığını, erken kapatma cezası ödediğini, bankanın haksız taleplerini ödemek zorunda kaldığını, yurt dışı ile çalışan müvekillinin 1 yıl boyuncaı kredi alamadığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, haksızlığın giderilmesi için İstanbul… Noterliğinin … yevmiye numarası ile tüketici hakem heyeti ve İstanbul Arabuluculuk bürosuna yaptığı …arabuluculuk başvurularından sonuç alamadığını, davalının KMH, BSMV, fahiş faiz, erken kapatma cezası, icra hesap işletim ücreti, v. Çeşitli adlarla müvekkilden haksız tahsil ettiği kesintiler ve yapmak zorunda bırakıldığı, maddi ve manevi zararları için müvekkilden tahsilinden itibaren müvekkile iadesine kadar işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Anılı yasal değişiklik ışığında dava dilekçesinin tetkiki neticesinde davacı vekilinin 11/10/2019 tarihili dava dilekçesinde İstanbul arabuluculuk bürosunun 2019/7523 sayılı başvurusuna istinaden anlaşamama tutanağının düzenlendiğini ifade etmiştir. Mahkememizce kanunun açık lafzı karşısında davacıya “mahkememize açılan davada, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içinde mahkememize sunması aksi halde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği” şerhini havi muhtıra gönderilmiştir. Elektronik ortamda tebliğ edilen iş bu muhtıra 16/10/2019 tarihinde tebliğ olunmuş, davacı vekilinin 21/10/2019 tarihinde muhtıranın kanunen tebliğ olduğu varsayılmıştır. Davacı vekili 31/10/2019 tarihinde sunduğu dilekçede anlaşamama tutanağının fotokopisini sunmuştur.
HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 115. Maddesinin 2. Fıkrası “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” amir hükmünü haizdir. İş bu davamız zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup arabuluculuya başvuru dava şartıdır. Her ne kadar davacı tarafça dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulmuş olduğu dava dosyasında bulunan fotokopi niteliğindeki kağıtlardan anlaşılmakta ise de Türk Ticaret Kanunu’muzun 5/A maddesinin sarih ifadesinden arabulucu anlaşamama tutanağının aslı ya da arabulucu tarafından onaylı örneğini dava dilekçesine eklenmesi ya da en geç kendisine yapılan ihtardan itibaren yedi gün içerisinde mahkemeye sunmak mecburiyetindedir. İş bu davamızda arabulucu anlaşamama tutanağı dava dilekçesine eklenmediği gibi davacı vekiline verilen yedi günlük süre içerisinde de sunulmamıştır. Kaldı ki süresinden sonra sunulan belge de fotokopi niteliğinde bir belge olup kanunun aradığı gerekliliğini yerine getirmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğine kanaat getirilmiş, dava şartı yokluğu nedeniyle başka bir araştırmaya, (her ne kadar tensiben 21/01/2020 günü saat 11:15 olarak belirlenmiş ise de) duruşma yapılmasına ve davanın red sebebine istinaden davacı vekilinin diğer taleplerinin değerlendirilmesine gerek görülmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK’nın 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile artan 211,77- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 04/11/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır