Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/874 E. 2022/265 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/874 Esas
KARAR NO : 2022/265
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarpması sonucu müvekkilinin aracının maddi hasara uğradığını, kazanın oluşumunda davalı taraf sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini, 28/03/2019 tarihinde değer kaybının tazminine yönelik başvuru yapılan davalı şirketin herhangi bir ödeme yapmayarak 08/04/2019 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL değer kaybının poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketten temerrüt tarihi olan 08/04/2019 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın … sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesiyle müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı bedelinin huzurdaki dava ikame edilmeden önce 27/05/2019 tarihinde … …’ ya ödendiğini, müvekkili şirketin değer kaybı sorumluluğu kalmadığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkil şirket değer kaybından sorumlu ise değer kaybının ZMMS Sigorta Genel Şartları A.S. A maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Dava dava dışı şahsın maliki olduğu araç ile davalı tüzel kişinin maliki olduğu araç arasında meydana gelen trafik kazası nedeni ile dava dışı şahsın aracında meydana gelen zarardan değer kaybına ilişkin tazminat davasıdır. Uyuşmazlık dava dışı şahsın maliki olduğu araçta meydana gelen değer kaybından, davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, davacı temlik alanın aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, faiz şartlarının, muacceliyet tarihinin, meydana gelen zararın hesabına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, hasar dosyası, hasara dair davacı kayıtları, tescil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden tanık dinlenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Bu kapsamda davacı tanığı temlik eden … yeminli beyanında özetle, fotokopideki imzanın imzasına benzediğini, … Sigortanın kendisine gönderdiği meblağ olan 2.349,00 TL’ yi … …’ a 01/04/2019 tarihinde gönderdiğini, … …’ ı tanımadığını, imzayı ne zaman attığımı hatırlamadığını ifade etmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen makine mühendisi bilirkişi Prof.Dr. … ‘ ın hazırladığı 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davalı şirkete sigortalı … plakalı davalı sürücüsü … ‘ in asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, araçta meydana gelen değer kaybının 1.342,93 TL olduğunu…” mütalaa etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Kanunun açık metni karşısında sigorta şirketinin sigortalısının tabii olduğu hukuki rejime tabi olacağının kabulü gerekir. Ancak öncelikle sigorta şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve davalının pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dosyada yapılan inceleme sonucunda dava dışı … hizmetleri ile davalı arasında ZMSS Sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden … numaralı poliçenin tanzim edildiği, poliçenin 04/01/2019-04/01/2020 tarihleri arasında cari olduğu ve 36.000,00 TL’lik maddi hasar limiti içerdiği anlaşılmaktadır. Dava konusu hasarın23/02/2019 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Böylece dava konusu hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporundan davalı sigortalısı aracın dava dışı sürücüsünün güvenli takip mesafesini korumayarak arkadan çarpma suretiyle KTK 56 ve 84. Maddelerinde belirtilen kuralları ihlal etmesi nedeniyle tam kusurlu bulunmuştur. Davacı tarafın herhangi bir kusuru tespit edilememiştir. Mahkememizce kusur oranları nesafet kurallarına ve kaza tespit tutanağına uygun görülmüştür.
Değinilmesi gereken husus gerçekleşen hasarın doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususundadır. Yapılan incelemeden aracın hasar değerinin 1342,93 TL olduğu bilirkişi tarafından hesaplanmıştır. Mahkememizce belirlenen değer kaybı tazminatı nesafet kurallarına ve kaza tespit tutanağına uygun görülmüştür.
Bu noktada davalı tarafça temlik edene yapılan ödemeye değinmek gerekir. Gerçekten de davalı taraf dava dışı temlik edene 08/05/2019 tarihinde 1343,00 TL ödeme yapmıştır. Yapılan ödemenin değer kaybına dair olduğuna şüphe bulunmamaktadır. Davacı tanığı temlik eden … yeminli beyanında özetle, … Sigortanın kendisine gönderdiği meblağ olan 2.349,00 TL’ yi … …’ a 01/04/2019 tarihinde gönderdiğini ifade etmiş ve mahkememizce bu husus doğrulanmış ise de temlik eden tarafından davacıya gönderilen meblağın dava konusu değer kaybına dair ödeme olmadığı açıktır.
Zira tanık tarafından davacıya gönderilen meblağ 01/04/2019 tarihinde gönderilmiş olup davalı tarafça temlik edilene yapılan ödeme bu ödemeden sonradır. Diğer yandan bu ödeme miktarları da aynı değildir. Bu açıklamalar ışığında dava dosyası yeniden incelendiğinde davacı tarafça davalıya dava konusu alacağın temlik alındığının, 28/03/2019 tarihinde bildirildiği, davalının bu bildirime rağmen temlik edene ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu ödemenin davalı yönünden edimi ifa niteliğinde olduğundan söz edilemez.
“Sigortalı … tarafından bu kaza nedeniyle oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücreti 05/04/2017 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya devredilmiştir. Yapılan temlik sözleşmesi TBK’nın 183. ve devamı maddeleri kapsamında geçerli bir temlik sözleşmesidir. 05/04/2017 tarihli temlik sözleşmesi davalı tarafa 25/04/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf 30/05/2017 tarihinde sigortalısı … ‘e 3,622,00 TL ödeme yapmıştır. Bu durumda davalı taraf, temlik alacaklısı olan davacının bu kazadan dolayı meydana gelen tüm araç hasar bedelini ödemekle yükümlüdür.” İSTANBUL BAM 40 HD 2019/4094 : 2019/325
Son tahlilde mahkememizce davacıya ıslah için bir haftalık süre verilmesine rağmen davacı tarafça bu hak kullanılmadığından dava dilekçesindeki talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının KABULÜ ile 100,00 TL değer kaybı bedelinin 11/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
3-Alınması gereken 6,83-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubuna,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 189,60-TL olmak üzere toplam 978,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanunun 41. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 8.000,00 TL’ lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır