Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/851 E. 2021/580 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/851 Esas
KARAR NO : 2021/580
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davacı şirkete … nolu işyeri Sigortası poliçesi ile sigortalı … ‘nun kullanımında olan … Mah. … Cad. N: … sayılı işyerinin bulunduğu sokakta … temiz su hattında oluşan kaçak nedeniyle sızan suların duvar diplerinden sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucu maddi hasar oluştuğunu, davacı şirketin hazırlattığı ekspertiz incelemesi sonucu 11.182,95 ₺ olan hasar bedelinin 30/01/2019 tarihinde ilgilisine ödendiğini, bu ödeme ile davacı şirketin TTK md. 1472’ye göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, dava konusu hasarın davalının gerekli bakım ve onarımları yapmaması nedeniyle meydana geldiğini, davalı aleyhine 11.182,95 ₺’lik alacağın ödeme tarihi olan 30/10/2019’dan itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili için icra takibi yapıldıysa da davalının mesnetsiz itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Derdest davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklı rücu davası olduğuna göre davacının akdi halef olarak dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğini, poliçede dahili su teminatının bulunup bulunmadığının, şehir su şebekesi arızası durumunu kapsayıp kapsamadığının, bina içindeki ve dışındaki su borularının patlaması, dahili-harici su basması sonucu oluşan zararların teminat içinde olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen olay adresi ile icra dosyasındaki adresin farklı olduğunu, bodrum katında yer alan sigortalı binanın yalıtım ve izolasyonunun olmadığını, davalı idareye 25/09/2019 günü su arızası nedeniyle yapılan arıza kaydı sonucu şikayetin giderildiğini, yapılan incelemede binanın dışarıdan gelebilecek su sızıntılarına karşı koruyucu izolasyon ve drenaj önlemlerinin alınmadığını, inşaat tekniklerine uygun yapılmadığının tespit edildiğini, İmar Yönetmeliğinin 32. Maddesinin toprağa dayalı bodrum katlarda bulunan konutlarda sel su taşkın ve su baskınlarına karşı tedbir alınmasının gerektiğini, olayın tek nedeninin sokaktan geçen … su hattındaki kaçak olarak kabul edilemeyeceğini, bu nedenle ilgili belediyeye yazı yazılarak adresteki taşınmazın imar ve iskan bilgisinin sorulması gerektiğini, davalı idarenin kastının kusurunun olmadığını, davanın tazminat davası olduğunu, olay ile talep edilen hasar arasında ilişki olması gerektiğini, davalının kesinleşmiş borcu olmadığını, ancak dava tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından başlatılan … İcra Müd. 2019/ … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/ … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … Sigorta A.Ş tarafından, borçlu … aleyhine 11.182,95 TL asıl alacak, 279,57 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere yekün 11.462,52 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı her ne kadar davalının sigortalısının esnaf olduğu ve davanın halefiyet gereği açıldığından mahkememizin görevli olmadığı iddiasında bulunmuş ise de mahkememizce resen yapılan ve bir sureti dosyaya alınan … kayıtlarına göre davacı sigortalısının tacir olduğu, mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış ve davalının bu yöndeki beyanına itibar edilmemiştir.
Davalının zaman aşımı itirazının incelenmesinde ise davaya ve icra takibine konu hasarın 2018 yılında gerçekleşmesi ve icra takibinin ise 2019 yılında başlatılması karşısında davacının talebinin zaman aşımı süresi içinde olduğu ve davalının bu itirazının da yersiz olduğu anlaşılmıştır.
… Belediyesine müzekkere yazılarak dava konusu adreste yer alan binaya ilişkin yapı ruhsatı, proje ve kroki yapı tadili var ise belgeleri, yapı kullanım ruhsatı ile ilgili diğer tüm evraklar celp edilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü’nden dava konusu adrese ilişkin tapu kaydı getirilmiştir.
Davacı şirketten … numaralı hasar dosyası istenerek dosyamıza kazandırılmıştır.
Tarafların uyuşmazlığının tespiti açısından dosya Makine Mühendisi … , İnşaat Mühendisi … ve Sigorta Uzmanı … ‘e tevdii edilmiş olup, 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 18/11/2012 tarihinde oluşan hasar tutarının riziko tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun bulunduğunu ve hasar tarihinin poliçe vadesi içinde kaldığını, dava konusu olayda davalı kurumun %100 (yüzde yüz) oranında tamamen kusurlu olduğunu, davacı şirketin davalı idareden talep edebileceğini toplam maddi zararının kusur oranına göre faizsiz anapara olarak 11.182,95 ₺ olduğunu, davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin olduğu şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmeleri üzerine 04/02/2021 tarihli duruşma tutanağının 1 nolu bendi uyarınca dosya kök rapor sunan bilirkişilere tevdii edilerek ek rapor hazırlanması istenilmiş, 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 18.11.2012 tarihinde oluşan hasar tutarının riziko tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun bulunduğu ve hasar tarihinin poliçe vadesi içinde kaldığını, Dava konusu olayda davalı kurumun % 100 (Yüzdeyüz) oranında tamamen kusurlu olduğunu, davacı şirketin davalı idareden talep edebileceği toplam maddi zararının kusur oranına göre faizsiz ana para olarak 11.182,95 TL olduğunu, davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunduğu şeklinde kök raporda yer alan görüşlerini tekrar etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısına ait işyerini, 10.09.2018 tarihinde davalı …’ye ait olan su hattından sızan sular nedeni ile su bastığı ve iş yerinde bulunan bir takım emtiaların zararlandığı hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık gerçekleşen hasarda davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, dava konusu yapının mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve dışarıdan gelebilecek su taşkınlarına karşı gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı ile zararın miktarı ve icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarındadır. Tarafları arasındaki ihtilafın halli için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve birer sureti dosyamızda bulunan raporlara göre davacının sigortalısına ait iş yerinin bulunduğu sokakta davalı …’ye ait şebeke yolu borusunu zamanla zayıflayıp patlaması ve sigortalı daireye çamurlu su girmesi sonucu hasarın oluştuğu ve gerekli bakım ve onarımları zamanında yapmayan …’ nin kusurlu olduğu, davalının savunması gibi dahili su ve sel su baskınlarının sigorta taminatı kapsamında olduğu, olaya bahsi geçen borudan gelen tazyikle suyun neden olduğu ve binaların dışarıdan bu denli gelen yüksek basınçlı suya karşı dayanıklı olamayacakları, davacı yanca sigortalısına ödenen ve talep edilen tutarın kadri matuf olduğu anlaşılmıştır. Davalı her ne kadar davalı iş yerinde yapılan istiflemenin hatalı olduğu ve davacının sigortalısının da kusurlu olduğu iddiasında bulunmuş ise de bilirkişi ek raporu ile de tespit edildiği üzere yapılan istiflemenin hasarın oluşu ile bir ilgisi bulunmadığı belirlenmiştir. Dosyadaki kayıtlara göre dava konusu işyeri ve binanın imar ve fen kurallarına aykırı yapıldığına ilişkin bir delil veya emare bulunmamaktadır. Buna göre gerçekleşen hasarın davalı sorumluluğunda bulunan su borusundan kaynaklandığı, davacının bir kusurunun bulunmadığı, davalının ise hasarın gerçekleşmesinde kusurlu ve sorumlu olduğu sabittir. Gerçek zarar ilkesi uyarınca istenen tutarın zarar ile uyumlu olduğu da tespit Yargıtay ve BAM uygulamasına uygun, denetime elverişli şekilde raporlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden hasarın sigorta poliçe dönemi içinde gerçekleştiği ve zararın da davacı yanca sigortalısına ödendiği belirlenmiştir. Davacı ödeme tarihinden itibaren faiz isteminde haklıdır.( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’ nin 24/05/2021 tarih 2019/1240 Esas, 2021/948 Karar sayılı kararı) Mahkememizce resen ödeme tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz üzerinden hesaplama yapılmış ve davacının icra takibinde talep ettiği işlemiş faizin birebir aynı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline; takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Talep bulunmadığından icra inkar tazminatı hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 783,00 ₺ harçtan peşin alınan 195,76 ₺ harcın mahsubu ile bakiye kalan 587,24 ₺’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yatırmış olduğu 195,76 ₺ peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta, bilirkişi ve müzekkere masrafı toplam 2.713,90 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabulucu ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 4.080,00 ₺ vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”