Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/837 E. 2020/230 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/846 Esas
KARAR NO : 2020/355

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkili tarafından temin edilen ürünlerin davalı şirkete satıldığını teslim edildiğini, sevk ettiği ürünlerin faturalarına itiraz edilmeden teslim alındığını, bu faturalardan kaynaklanan cari hesap bakiyesinin kapatılmadığını, müvekkilinin alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü…Esas sayılı icra takibini başlatıldığını, davalı borçlunun borca faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle takibe haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptalini, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatla dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmaktadır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalılar tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Tarafların BA/BS formları ilgili vergi dairelerinden istenmiş, yazılan müzekkerelere …kurumsal Vergi Dairesi Müdürlüğü ve… Dairesi Uygulama Müdürlüğü’nce cevap verilmiş, verilen cevaplara ek olarak tarafların BA BS formları gönderilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi…marifetiyle ticari defterler üzerinde teknik inceleme yaptırılmış, hazırlanan 13.02.2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; “Davacının 2016-2017-2018 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapatılmış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, taraflar arasında uyuşmazlığın fatura ve cari hesap bakiyesi alacağının olduğunu, dava konusu faturaları teslim alan kısımlarında isminin ve imzasının bulunduğunu, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak 16.790,75 TL işlemiş faiz 8,9 TL olmak üzere toplamda 16.799,72 TL alacaklı olduğunu, takibin fatura ve cari hesaba dayanması sebebi ile belirlenebilen ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında 3.359,94 TL icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceğini,” mütalaa etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, itiraz dilekçesinin sunulduğu gün itibariyle bir alacağın bulunmadığına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafında tacir olması nedeni ile 24/12/2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, hazır bulunmayan davalıya ticari defter inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalıya ihtarına, ihtar yerine geçmek üzere iş bu duruşma tutanağının tebliğine karar verilmiş ve ilgili duruşma tutanağı davalı taraf tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafa ara karar tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine ihtar yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamış inceleme gün ve saatinde de hazır edilmemiştir. Hazırlanan 13/02/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlere göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan kaydi olarak asıl alacak 16.790,75 TL işlemiş faiz 8,97 TL olmak üzere toplamda 16.799,72 TL alacaklı olduğu, davacı ve davalı tarafların BA BS formlarının birbirleri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Yalnızca davacı taraflarının incelenmiş olması teslimin yapılmadığına dair bir karine oluşturmaz. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu… Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa ihtar yapılıp süre verilmesine rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, tarafların BA/BS formlarının uyumlu olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuş, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça hiçbir duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle araştırılacak ve incelenecek başka bir husus kalmadığından tahkikata son verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile,
2-Davalı yanın İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
3-Kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 3.359,94 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 1.147,58-TL harçtan peşin alınan 202,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 944,68-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 202,90-TL peşin harç, 800-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 118,80-TL olmak üzere toplam 1.166,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸