Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/827 E. 2020/601 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/827 Esas
KARAR NO : 2020/601

DAVA : Alacak (Ticari Niteliteki Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Niteliteki Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil adına daha önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde… Esas ve… karar dosyasında verilen 11/06/2019 tarihli kararda; çek ile ilgili olarak 5941 sayılı Çek Kanunu 31/01/2012 tarihinde 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun geçici 3. Maddesi 4. Fıkrasında hüküm altına alınan “bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak muhatap bankanın 3.maddenin 3. Fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde sona erer” maddesi gereğince, müvekkilinin davalı bankaya karşı herhangi bir yükümlülüğü kalmadığını, davacının kefil olduğu borcun tasfiye edileceği için davanın reddine karar verdiğini, dava dışı … ile … şubesi arasında Genel Kredi Ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, …’nın gerekli ödemeleri yapmadığını ve kefil sıfatı ile …’nın 14/01/2013 tarihinde 33.300,00 TL, 24/04/2013 tarihinde 17.500,00 TL ve 08/05/2013 tarihinde de 48.360,00TL olmak üzere toplam 99.160,00 TL ödeme yaptığını, bu ödemeler için …A.Ş.’den 50.000,00 TL ve … A.Ş. ‘den 37.500,00 TL toplam 87.500,00 TL tüketici kredisi kullandığını, müvekkile geri ödeme yapılacağı zaman işbu borcu ödemek için kullandığı kredilerin faiz, masraf ve vergilerini de göz önünde bulundurularak davalıdan alınmasını, yine davalının hesaba koymuş olduğu blokenin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 26/11/2019 tarihli davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; dava HMK 114/İ maddesi uyarınca kesin hüküm kurallarına aykırı olarak açıldığını, açılan dava TBK’nın zaman aşımı düzenlemesine aykırı olarak açıldığını, davacı vekil arabuluculuk bürolarına yaptığı müracaat başvurusu 100.000,00 TL olarak belirtmiş davanın değerini 1.000,00 TL üzerinden açmasının da usule aykırı olduğu gibi eksik olan harcın da tamamlanması gerektiğini, 6273 sayılı yasa gereği eski çeklerden kaynaklanan yasal yükümlülük tutarının ödeme sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde dolması nedeni ile bankaya müracaat ederek alabileceğini tutarın dava konusu yapılması hakkın kötüye kullanılmasının somut bir örneği olduğunu, davacının talepleri kefalete istinaden yaptığı ödemelere ilişkin olup, bununla ilgili taleplerini dava dışı asıl borçluya yapmasını belirterek haksız ve yasal düzenlemelere aykırı olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, banka kredi sözleşmesi için kefil sıfatı ile ödeme yapan davacının, dava dışı bankadan kullandığı kredinin faiz ve masraflarının davalıdan tahsili ile dava dışı …’ nın çek hesabına konulan blokenin kaldırılması ve bloke altında tutulan mevduatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi talebine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış; davalı bankaya müzekkere ile dava dışı …’ nın borçlu, davacının kefil sıfatı ile yer aldığı kredi sözleşmesi, ödeme planı, hesap özeti ve diğer tüm evrak celp edilmiş, davalıya dava dışı …’ nın hesabındaki blokenin devam edip etmediği, çek hesabı bilgileri ile bankanın yasal sorumluluğunun devam ettiği çek bilgileri sorulmuş, buna ilişkin müzekkere cevabı ve ilgili kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nden daha önce taraflar arasında yargılama faaliyetinin icra edildiği anlaşılan … E. Sayılı dosya getirilmiştir.
Davacı, kredi borcunun ödenmesi için diğer bankalardan kullanmış olduğu kredilere ilişkin evrakı dosyamıza sunmuştur.
…Arabuluculuk Bürosu’nun … başvuru numaralı arabuluculuk son tutanak aslı celp edilmiş dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 06/07/2020 tarihli celsesinde …Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak dosyanın bilirkişiye tevdii ile uyuşmazlık konusu hakkında rapor tanzim edilmesi istenmiş; Bankacılık Finans Bilirkişisi… 21/09/2020 tarihli raporunda özetle; … şubesindeki … hesap numaralı …hesabında 24.061,20 TL bakiye mevcut olduğunu ve hesabın blokeli olduğunu, muhatap bankanın dava konusu çekler ile ilgili yasal sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde dolduğunu, hesaptaki bloka 15.09.2020 tarihi itibarı ile devam ettiğini, davacı dava dışı …hesabındaki blokenin kaldırılmasını ve hesap bakiyesinin tarafına ödenmesini talep edemez, ancak mahkememizin kararı ile işlem yapılacağını, davalının dava dışı …’nın borçlarını kapatmak için kullandığı kredi tutarları 55.665,67 TL … A.Ş. Ve 70.806,60 TL … A.Ş. ile toplam 126.472,27 TL olduğunu, ancak muhatap bankaya yaptığı ödeme kefalet kaynaklı olduğu için bu paraları davalıdan talep edemeyeceğinin kanaatine varılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, dava dışı …’ nın davalı banka ile imzaladığı hususunda ihtilaf bulunmayan Genel Kredi Sözleşmesinde yer alan kefilliği nedeni ile dava dışı …’ nın kredi borcunu ödemek zorunda kalması nedeni ile başka bankadan kullandığı kredi masraf ve faizlerini yine dava dışı …’ nın davalıdan aldığı çek karnesi nedeni ile hesaba konulan blokenin ve bloke altında tutulan miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Bir subjetif hakkı dava etme yetkisi( dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin, bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir. Dosya münderecatında yer alan bilirkişi raporunda izah edildiği üzere hesabına bloke konulan hesap sahibi davacı değil; dava dışı …’dır. Hesaptaki blokenin kaldırılmasını talep edebilecek kişi de yine hesap sahibi …’ dır. Davacının dava dışı … yerine geçerek, onun hesabında yer alan blokenin kaldırılmasını ve bloke altındak tutulan mevduatın kendisine ödenmesini talep etmesi mümkün olmadığından davacının buna yönelik talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının dava dışı …’ nın kullandığı kredinin kefili olduğu gerek kendi beyanı gerekse dosya kapsamında yer alan evraklar ile sabittir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun 581 ve devamı maddelerinde kefalet sözleşmesi düzenlenmiş ve 589. Maddesinde kefilin alacaklıya karşı durumu ile sorumluluğu yer verilmiştir. Davacının kefili olmayı üstendiği sözleşme nedeni ile davalıya karşı sorumlu olduğu açıktır. Sorumluluğu gereği ise yapmış olduğu ödemeye ilişkin şartları var ise müracaat edebileceği muhatap ise asıl borçludur. Buna göre davacının, kefalet sözleşmesi nedeni ile başka bankadan kullandığı kredilerin faiz ve masraflarını davalıdan talep etmesinin yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki bundan önce davacının aynı talebini İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ileri sürdüğü, anılan mahkemenin 11/06/2019 tarih …E., … Karar sayılı kararı ile bu talep hakkında davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesin nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Dava şartları, yargılamanın başından sonuna kadar mevcut olmak zorunda olup mahkemece taraflarca ileri sürülmesi dahi resen dikkate alınmalıdır. Belirtilen nedenle davacının buna yönelik talebinin, daha önce aynı hususta kesin nitelikte verilmiş karar nazara alınarak dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının blokenin kaldırılmasına yönelik olarak talebinin AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Davanın kredi borcunu kapatmak için talep edilen faiz ve gider yönünden ise daha önce bu konuda kesinleşmiş karar verildiği anlaşılmakla HMK 114-1 J maddesi uyarınca KESİN HÜKÜM NEDENİ İLE REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 44,40-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 10-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 341. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okunup anlatıldı. 26/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır