Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/823 E. 2020/83 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/823 Esas
KARAR NO : 2020/83 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hem dava konusu senette belirtilen adresinin … hem de ikamet adresinin … olmasına istinaden istanbul Anadolu Adliyesindeki icra dairelerinin yetkili olması nedeniyle bahse konu icra dosyası yönünden yetki itirazlarının olduğunu, davalı taraf ile müvekkili arasında 15/05/2018 tarihinde 3 ayrı ürün için 3 ayrı kira sözleşmesi tanzim edildiğini, her ne kadar sözleşmelerin başlığının satış sözleşmesi şeklinde olsa da dava konusu sözleşmelerin içeriğinin kira sözleşmesi niteliğinde olduğunu, sözleşmeye konu ürünlerin 1 adet … CİLT TEŞHİS ROBOTO, 1 adet … (…) VE 1 adet … olduğunu, taraflar arasında belirtilen 15/05/2018 tarihli 3 ayrı sözleşme dayanaklı olarak söz konusu ürünlerinden bedeline istinaden, 16/05/2018 tanzim tarihli lehtarı … Tic. A.Ş., borçlusu … olan, her biri 10.000,00TL tutarlı, ödeme günü sırası ile, 01/08/2018, 15/08/2018, 01/09/2018, 15/09/2018, 22/09/2018, 01/10/2018, 20/10/2018, 01/11/2018, 15/11/2018, 22/11/2018, 01/12/2018, 22/12/2018, 01/01/2019, 15/01/2019, 01/02/2019, 15/02/2019, 22/02/2019, 01/03/2019, 15/03/2019, 01/04/2019, 15/04/2019, 22/04/2019, 01/05/2019, 15/05/2019, 22/05/2019, 01/06/2019, 15/06/2019, 22/06/2019, 01/07/2019, 15/07/2019, 01/08/2019, 15/08/2019, 01/09/2019, 15/09/2019, 01/10/2019, 15/10/2019, 01/11/2019, 15/11/2019, 01/12/2019, 15/12/2019, 01/01/2020, 15/01/2020, 01/02/2020, 15/02/2020, 01/03/2020, 15/03/2020, 01/04/2020, 15/04/2020, 01/05/2020 olan 49 adet senetin imza altına alındığını, adı geçen ürünlerden 1 adet … TEŞHİS ROBOTU VE 1 adet …(… müvekkiline teslim edildiğini, 1 adet … müvekkiline süresinde teslim edilmediğini, müvekkili adına kayıtlı olarak faaliyet gösteren …’nun çok yeni bir girişim olduğunu, kazanç elde edilememesi vb. İle faaliyetini sonlandırma kararı almış olduğunu ve kazanç elde etmekten yoksun kalacağı sebepleri ile taahhüt edilen ödemeleri yapamayacağı durumu söz konusu olduğunu, sözleşme de belirtilen ürünlerden müşteri müracaatı olmadığı için beklediği faydaların ortadan kalktığını, ayrıca sözleşme gereği bu ürünlere ilişkin davalı tarafça da eğitim verilmemesi vb. nedenlerle de müvekkilince davalı tarafa ihbarname gönderildiğini, devam edin süreçte taraflar arasında 31/07/2018(tutanak da sehven 2017 yazıldığını) tarihli teslim tutanağı tanzim edildiğini, söz konusu senetlerin tanzim edilmesine dayanak olan sözleşmeye bağlı ürünlerin davacı müvekkili tarafından davalı şirket yetkilisine teslim edildiğinin sabit olduğunu, bahse konu ürünlerin davalı şirket yetkilisi tarafından teslim alınmasına rağmen senet asılları müvekkiline teslim edilmediğini, söz konusu duruma istinaden senet asıllarının teslimine ilişkin müvekkilinin sözlü bildirimlerden sonuç alınamaması nedeniyle Beyoğlu 8. Noterliğince tanzim edilen ihtarname ile belirtilen senet asıllarının iade edilmesi konusunda ihtarname ile senet asıllarının iade edilmesi konusunda ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından senet asılları halen müvekkiline teslim edilmediği gibi, ihtiyati haciz kararı alınarak, … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları ile yasal takip başlatıldığını, … 19. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyaları ile müvekkilinin iş yerine giderek fiili haciz işlemi gerçekleştirildiğini, muhafaza altına alınanların satıldığını, satışı yapılan cihazlardan sadece birinin değerinin 200.000,00TL civarında olduğnun bilindiğini, bu halde dahi müvekkiline borç olarak tahakkuk ettirilen tutarın ne kadar kaldığı/mahsup edildiğinin belirsiz olduğunu, borcu karşılayan senetlerinde halen davalının uhdesinde olduğunu ve iadeden imtina edildiğini, davalı tarafa ürünler iade alınarak söz konusu senetlere dayanak kira ilişkisi sona ermesine rağmen … 20. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyaları ile 20/10/2018, 01/11/2018 ve 15/11/2018 ödeme tarihli, her biri 10.000,00TL tutarında 3 adet senet için yasal takip başlatıldığını, dava konusu ürünler için düzenlenmiş olan 49 adet senetin malen kaydı ile düzenlenmiş olduğunu, gerek dava konusu cihazlara ilişkin sözleşmelerden gerekçe tarafların ticari defter kayıtlarından senetlerin düzenlenmesindeki ilişkinin dava konusu cihazların kiralanması olduğunun anlaşılır olduğunu, senetin sebepten mücerret bir borç tanıması olduğunu ileri sürmenin mümkün olmadığını, 1 adet … adlı ürünün ise karşılıklı anlaşma ile tesliminin gerçekleşmediği hususunda ise bir çekişme söz konusu olmadığını, davanın kabulüne, … 20. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptali ve davalının kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesini, müveklinin icra takibine dayanak edilen senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmili yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu bonolardan ilk vadesi gelenlere karşı icra takibi başlatıldığını ve borçlu davacı tarafından … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığını ve bu davanın esastan reddedildiğini, sözleşmedeki söz konusu makinaların ve satım bedelleri sözleşmede belirlendiğini ve buna karşılık ödeme çeşitli vadelerde düzenlenmiş bonolar ile yapıldığını, vadesi gelen 15/09/2018 , 01/09/2018 , 15/08/18 , 01/08/2018 tarihli bonolara istinaden ödeme talep edildiğini, sonuçsuz kalması üzerine 4 adet bonoya dayalı olarak … 23. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davacı borçlu tarafından … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosya ile menfi tespit davası açılmış iş bu dava “Tüm dosya kapsamından; dava ve takip konusu bonolarda malen kaydı bulunduğunu, dolayısıyla bono lehtarı yönünden dava konusu bonoların bir mal satışı dolayısıyla alınan bonolar olduğuna dair ispat kolaylığı sağladığını davacının, dava dilekçesinde de söz konusu bonoların taraflar arasındaki üç ayrı ürün için düzenlenmiş üç ayrı satış sözleşmesine dayalı olarak verildiğini ileri sürüldüğünü, ancak daha sonra bonoların satış sözleşmesi değil kira sözleşmesinden kaynaklı olarak verildiğini ileri sürüldüğünü, ancak bu hususta davacının iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamındaki bu beyanına karşı, davalının açıkça muvafakat etmediğini, diğer yandan söz konusu bonoların geçerli bir satış sözleşmesinden kaynaklı olarak teslim edilmekle birlikte bonoların bedelsiz kaldığı yönündeki iddianın yasal ve yeterli delillerle kanıtlanamadığını yapılan bilirkişi incelemesi sonucu anlaşıldığını, bu sebeplerden ötürü, davacının iddiasına değil davalının savunmasına itibar etmek gerekeceği kanaatine varılmaksı gerektiğini, davacının davalıya dava ve takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin talep ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir” gerekçesiyle reddine karar verildiğini, davacı taraf dava dilekçesinde dava değerini 30.000 TL olarak belirtmesine rağmen 49 adet bono yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, söz konusu davanın belirsiz alacak davası olmadığını, davacı taraf ilgili bono suretlerini dosyaya ibraz etmiş ve 49 adet senet yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, öncelikle davacı tarafından dilekçedeki çelişkinin giderilmesi aksi taktirde davacı yanca borçlu olmadığının tespiti istenen miktar üzerinden nispi harç yatırılması gerektiğini, nispi harcın tamamlatılması için davacıya muhtıra çıkartılmasını, harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamasına karar verilmesini talep ettiklerini, … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasında bilirkişi raporunda davacının iddia ettiğinin aksine sözleşmelerin satım sözleşmesi olduğu tespit edildiğini, davacı tarafından … E. sayılı dosyada dava dilekçesinde satım sözleşmesi olduğu ikrar edilmesine rağmen ön inceleme aşamasında sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu iddia edildiğini ve tarafımızca iddianın değiştirilmesi ve davanın genişletilmesine muvafakat verilmediğini, söz konusu taraflarına iade edilmeyen 1 ADET … MARKA … cihaz, sözleşmede de görüleceği üzere 36 adet bononun ifa uğruna edim karşılığında verildiğinin görüleceğin, bunun üzerine söz konusu cihazın davacıya teslim edildiğini, mülkiyetinin davacıya geçtiğini, bilirkişi de raporun vı. kısım 3. maddesinde bu sözleşmelerin satım sözleşmesi olduğu yönünde tespitte bulunduğunu, … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi … e. sayılı dosyasında bilirkişi raporunda bilirkişi raporunda davanın haksızlığının tespit edildiğini, … E. sayılı dosyada ilk bilirkişi raporunda davacının tespitini isteği 40.000,00TL borçlu olup olmadığı yönündeki talebinin aksine (336.689,28TL) borçlu olduğunu tespit etmiş fakat eksik incelemeye ve daha fazla borçlu olmasına rağmen (336.689,28 TL) davacının 61.738,27 TL borçlu olduğu tespitinin yapıldığını, bilirkişi bu dosyada hukuki bilgi eksikliğinden haciz yolu ile haczedilen cihazın iade edildiğini düşünerek 274,951,01TL yi düşerek böyle bir hesaplama yaptığını, borçlu davacının mülkiyetinde bulunan makina haciz yoluyla haczedilerek alacağın tahsili sağlandığını, ilgili cihazın iade alınmadığını, bu haliyle bile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini, davacı taraf ilgili sözleşmeye istinaden ödemeyi ifa uğruna edim şeklinde belirli vadelerle düzenlenmiş ve imzası ikrar edilmiş bonolar ile yaptığını, sözleşmede de görüleceği üzere söz konusu makinaların ve satım bedelleri sözleşmede belirlenmiş ve buna karşılık ödeme çeşitli vadelerde düzenlenmiş bonolar ile yapıldığını, vadesi gelen bonolara istinaden ödeme talep edildiğini , sonuçsuz kalması üzerine bonoya dayalı olarak … 20. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak, müşteri talep yokluğu, kazanç elde edilememesi gibi soyut ifadelerlerle sözleşmeyi feshetmesi hukuka aykırı olmakla birlikte iade ettiğini iddia ettiği ürün zilliyetliğinde olduğunu, davacı taraf sözleşme konusu olan 1 adet … adlı ürününün genel ifadelerle sözleşmeye aykırı davranarak kendisine teslim edilmemesini talep ettiğini, müvekkil şirket tarafından da bu talep onaylandığını, bunun üzerine sözleşmeye aykırı olarak müşteri talep yokluğu ,kazanç elde edilememesi gibi genel soyut ifadelerle basiretli tacir gibi davranmayarak diğer iki adet cihaza ilişkin sözleşmeyi de feshetmek istediğini, dosyada mevcut … yevmiye numaralı ihtarnamede görüleceği üzere mücbir sebeplerle ürünlerin iadesi talep edildiğin, davacınıın sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu gösteren nedenleri somutlaştırılmadığını, bir olayın mücbir sebep olarak nitelendirilebilmesi için o olayın önceden sezilemez, karşı konulamaz olması ve harici bir etkenden ileri gelmiş olması gerektiğini, bu haliyle mücbir sebep ile umulmayan, beklenmeyen halin faklı olduğunu, davacının fesih için öne sürmüş olduğu mücbir sebep ve gerekli eğitimlerin verilmemiş olduğu iddialarının dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın muaccel hale gelmiş borç ve sözleşmeden kurtulmak amacıyla öne sürdüğü iddiaların dayanaktan yoksun olduğunu, davacıya gerekli eğitimler müvekkil şirket tarafından verilmiş olduğunu, gerekli görülmesi halinde bilhare bildirilen tanık anlatımlarıyla ispatlanacağını, davacı taraf sözleşmeler gereği zilyet konumunda olduğu cihazları tam ve eksiksiz şekilde müvekkil şirkete iade etmemiş ancak kötü niyetli olarak bunları iade etmiş gibi göstermeye çalışıldığını, davacı tarafın iade ettiğini iddia ettiği ürünlerin haciz işlemi sırasında davacının zilyetliğinde olduğunun tespit edildiğini, davacı taraf gerek iade faturalarında gerekse ihtarnamede iade ettiğini iddia ettiği 1 ADET … MARKA … cihaz … 23 İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından … 19. İcra Müdürlüğü … talimat ile 28.09.2018 tarihinde haczedildiğini, davacının borcundan dolayı borçlunun mülkiyetinde bulunan cihazın haczedilmesi ilgili malın hukuken iade alındığı anlamına gelmediğini, davacı taraf sözleşmeden kaynaklı borçlarını ödememekle birlikte zilyetliğinde bulunan cihazı da iade etmemiştir.ayrıca davacı ile aralarında ticari ilişki mevcut olup cari hesap ilişkisi bulunmadığını, söz konusu senetler alacağa mahsup edildikten sonra kalan senetler üzerinde de ticari hapis haklarının mevcut olduğunu, davacının satım sözleşmesini haksız feshi taraflarınca kabul edilmemekle birlikte 1 adet cihaza ilişkin satım bedelleri muaccel hale geldiğini, davacı tarafından müvekkile hiç bir ödeme yapılmamakla birlikte cihazlar taraflarına tam ve eksiksiz olarak iade edilmediğini, 1 adet … adlı ürünününe ilişkin sözleşme taraflar arasında anlaşmayla sona ermiş ise de iade edilmeyen 1 ADET … MARKA … cihazın satım bedeli ve belli bir süre kullanılıp iade edilen … cilt teşhis robotuna ilişkin kullanım bedeli ve ürünlere istinaden alınan bonolarda hapis haklarının mevcut olduğunu, dava konusu yönünden çelişkinin giderilmesi ve eksik dava harcının tamamlatılması için karşı tarafa muhtıra çıkartılmasını, harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamasına karar verilmesini, haksız davanın ve tazminat talebinin esastan reddine karar verilerek yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … 20. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen kambiyo senedi nedeni ile İİKm.72 uyarınca menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce 07/11/2019 tarihli tensip tutanağı uyarınca icra müdürlüğü dosyasının bir örneği aslı getirilinceye kadar dosyamız arasına alınmıştır.
HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartları, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
Mahkememizce taraflar 06/02/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin katılımı ile belirtilen tarihte duruşma gerçekleştirilmiş ve tarafların bu husustaki beyanları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1044 Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafından dava konusu kambiyo senedi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ve dava türünün zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı tarafa, 07/11/2019 tarihli tensip tutanağının 9 numaralı ara kararı uyarınca arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyamıza sunmak üzere 1 hafta kesin süre verilmiş ve kesin sürenin neticesi ara kararda gösterilmiştir. Anılan tensip zaptı 28/11/219 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde ara karar gereği yerine getirilmediği gibi 06/02/2020 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında da davacı yanca aynı hususta yeniden süre talebinde bulunulmuştur. Usulüne uygun şekilde verilmiş ve yasal sonuçları da hatırlatılarak ihtar edilmiş kesin süre sadece taraflar için değil aynı zamanda mahkeme için de bağlayıcıdır. İlgili tarafa tekrar aynı konuda ikinci defa kesin süre verilmesine yasa cevaz vermemektedir. Belirtilen nedenlerle arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dosyaya sunulması için davacıya verilen kesin süreye rağmen ön inceleme duruşmasına kadar tamamlanmayan eksiklik için yeniden süre verilmesine olanak bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve yasa tarafından emredici şekilde sunulması istenen arabuluculuk son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin davacı tarafından verilen kesin süreye rağmen sunulmadığı ve belirtilen eksikliğin ön inceleme duruşmasında da giderilmediği anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca davacı tarafından tensip zaptı tebliği ile verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslı dosyaya sunulmadığından, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcından peşin alınan 512,33-TL harcın mahsubu ile artan 457,93-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7. maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 06/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır